Bölüm 1117: Antik Çağ’a Dönüşmek Çok Kolaydır! III


Daha önce karşılaştığı hiçbir şeye benzemeyen bir mutluluk hissi.


Noah’ın İlkel Kalbi ilk kez özümsemeye başladığında hissettiği şey buydu!


GÜM!


Gümbürdeyen kalp, onu özümsemeye başladıkça daha da hızlı atmaya başladı ve vücudunu çevreleyen ve Kökeni’ne batan çok renkli muhteşem bir parıltı yaydı.


Kökeni şu anda tam 100 Milyar Galaksiye sahipti ve bunların yarısından fazlası Dao Galaksileriydi ve tüm bunlar, Küçük Sadakat Daosu aracılığıyla kentilyonlarca varlığı kendi Vassallı haline getirmek için yaptığı sıkı çalışmasından kaynaklanıyordu!


İlkel Kalp’in ışıltısı Kökeni’ne nüfuz etmeye başladığında, Noah ışığın geçtiği her yerde... normal galaksilerinin yoğun bir şekilde titreştiğini ve çok geçmeden doğalarını ve renklerini değiştirerek hemen ardından Dao Galaksileri haline geldiklerini görebiliyordu.


Sorunsuzca!


Kolayca!


GÜM!


Noah işi kavradığı anda vahşi öz patlamaları ortaya çıktı ve kalp atışları daha da artarken, İlkel Kalbe bakmaya başladı!


Atış hızı arttıkça, Noah’ın Kökeni’nde  normal Galaksi daha fazla Dao Galaksisine dönüşüyor ve her bir saniyede milyonlarca Normal Galaksi’nin Dao Galaksisisine dönüşümesini izliyordu.


Yıkım Âleminde, Noah’ın yüzünde şeytani bir gülümseme görülebiliyordu ve o bunu yaparken, ana bedeninin doğası da hızlı bir şekilde değişiyordu, Dao Galaksilerinin patlaması çok yakında 55 Milyarı aşacak ve ardından Noah Antik Çağ’a doğru yol alacaktı!


Bilinmeyen varlığın, Antik Çağ’ın ortaya çıkışının, daha önce karanlık olan bir Kozmos’un aydınlanmasına neden olan şey olduğundan bahsederken, söylediği sözleri aklında tuttu.


Bir İlkel Canavar’ı kendine çekebilecek şey buydu!


İlkel Kozmos’a inen Antik Çağ ve Mavi Balçık olan Apokrif Antik Çağ auralarını çoktan belirgin hale getirdiğine göre, ana bedeni İlkel Kozmos’ta olmasa da Noah yükselecek üçüncü Antik Çağ olacaktı.


Ayrıca, şu anda İlkel Kozmos’tan çok uzakta olmayan  Karanlık Evreni, korkunç İlkel Canavarların onun Evrenini kuşatması için ne gibi bir şansları olduğu hakkında düşünmesine neden oldu!


Tüm bunlar, Antik Çağ’a girerken bundan sonra olacaklara hazırlanmak için yaptığı düşünceler ve hesaplamalardı.


---


Bir İlkel Kalbin emilimi gizli bir bölgede başladığında, Noah’ın klonu, İlkel Kozmos’un en eski varlıklarından birinin en yakın arkadaşı tarafından hapsedildiği Abyssal Evrenindeydi!


Oathkeeper, 12 Hegemonyanın etrafında dairesel bir biçimde birleşen bağlı zincirlere bakıp içini çekerken, bakışları Noah’a takıldı çünkü bu varlıkla artık benzersiz bir ilişkisi vardı.


Biri bir Vassal... diğeri ise onun İmparatoruydu!


Oathkeeper milyonlarca yıldır yaşadığı ve Noah henüz 20’li yaşlarında olduğu için bu son derece benzersizdi! Yine de Kozmik Hazineye sahip bir uzmana sadakat yemini ettirmişti  ve bu noktada onun tam olarak ne yapacağı merak konusuydu.


Noah’ın klonu Mavi Balçık’tan ayrılmıştı, gülümseyerek Yemin Bekçisi’ne bakıyordu, tam konuşmaya başlayacaktı ki... birdenbire zihninde bir ses gürledi!


"Nesin sen?"


GÜRÜLTÜ!


Ses çok belirgindi, bir otorite ve kudret sesiydi, Noah onu tanıdı ve hemen ardından belli bir varlıkla ilişkilendirdi.


Yanındaki Apokrif Antik Çağ’ın  aurası parlarken ifadesi sertleşti, ancak ne kadar ararlarsa arasınlar çevrelerinde hiçbir şey bulamadılar!


Noah’ın hareketleri Oathkeeper’ın da etrafına bakarken kasvetli bir hal almasına neden oldu ve Noah’a doğru bakarken hiçbir şey bulamadı.


"Beni hiçbir yerde bulamayacaksınız, o kadın da bundan emin oldu. Ama bilincimin takip edilemeyen bir kısmını burada bırakmak için birden fazla Evreni yakmamı engelleyemedi... bu bilinç gözlemlemek ve konuşmaktan başka bir şey yapamıyor."


...!


Noah, çoktan yok edilmiş olması gereken Antik Çağ’ın sözlerini duydu, Karanlık Evren’deki ana bedeninin üzerinde, talih ve Kader denizleri çalkalanmaya başladığında gözleri dikkatle parlıyordu!


Noah, Antik Çağ’ın sesi aşağıya iner inmez bu değişimin başladığını fark etti ve şu anda ne olabileceğini merak ederken, gözleri ışıl ışıl parlıyordu.


"Sana bir İlkel Kalp vermesi... onun kalibresinde birinin böyle bir şeyi yapacak kadar seni önemsemesi... bu da senin Evrensel Servetinin tüm Antik Çağlardan daha büyük olduğu ya da onlardan biri olduğun anlamına gelir."


RUMBLE!


Noah, Kader ve Talih’inin ana bedeninde çalkalandığını gördükten sonra Antik Çağ’ın sözlerini sessizce dinledi, bu varlığı açıkça reddetmedi ve dikkatlice konuşurken, ondan geriye kalan izleri yok etmenin yollarını düşündü.


"Onlardan biri mi?"


"..."


Sorusu Antik Çağ’ın birkaç saniye duraklamasına neden oldu ve cevap ancak birkaç dakika sonra geldi.


"Evet, onlardan biri. Bu varlıkların dikkat ettiği ve zaman zaman hayatlarına müdahale ettiği varlıklar... kendi kullanımları için dövdükleri silahlar."[Not: Ne diyorsun sen!!! NOAH OĞLUMUZ BİR SİLAH MI DEMEK İSTİYORSUN???]


RUMBLE


"Ne?!"


Noah’ın ifadesi ilk kez bunu duyduğunda değişti, başkaları için bir araç olarak anılmayı beklemediği için gözleri soğuk bir şekilde parladı!


"Ruhlarının iyiliği için özverili bir şekilde İlkel Kalp’i bırakacaklarını mı sanıyorsun? Beni durdurmaya yardım ettiğin bahanesi mi? Saçmalık! Bu varlıklar Evrenleri ya da Kozmosları umursamazlar... tek umursadıkları kendi yüce konumları ve Yüce konumlarını korumaktır."


"Onun bir hamle yapması ve hatta daha da ileri giderek size bir Hazine vermesi, kimliğinizle ilgili sadece birkaç olasılık bırakıyor. Bu da şu soruyu akla getiriyor... adın ne?"


"..."


"Bunun tüm bunlarla ne ilgisi var?"


Noah’ın gözleri keskin bir şekilde sormuştu, ancak Antik Çağ soğuk bir şekilde cevap vermişti.


"İsimler önemlidir. Eğer bunu ve daha fazla bilgiyi paylaşabilirsen... Bu varlıkların sakladığı sırrı seninle paylaşabilirim, sana onların gerçek doğasını ve İlkel Canavarlar hakkında çok daha fazlasını anlatabilirim!"


...!


Şu anda benzersiz bir olay yaşanıyordu çünkü bu, gerçekleşecek en önemli toplantı ve görüşmelerden biriydi.


İki taraftan hiçbiri henüz bunu bilmiyordu çünkü şu anda...


Antik Çağ Noah’ı araştırıyordu ve Noah.... Antik Çağ’ı araştırıyordu!


Not: 😬😬😬 unutmayın o adamın Noah dediğini... ya Noah dövülen bir silahsa!!! Aman amannnnnnn nerelere geldik!!!