Bu, Noah’ın kendisini ve diğer pek çok kişiyi Niberius Kutsal Şehri olarak bilinen yere gönderen portaldan geçtiğinde elde ettiği duyguydu.
Noah’ın ulaştığı İlkel Dehaların anılarından, Ana Gerçeklikte Safkan İlkel Soylar’ın çekirdek güçlerinin yaşadığı 5 Saf Empryal Alan’ın yanı sıra binlerce Gerçekliğin bir araya gelmesinden daha büyük olan 5 Asomatous Diyarı’nın bulunduğunu biliyordu - tüm ırkların toplandığı alanlar ve İlkel Meclisin toplanabileceği bir İlkel Asomatous Tapınağı!
Niberius Kutsal Şehri: Safkan Astral, Ejder Anka, Gerçeklik Ursidae, Sonsuz Söğüt Ağaçları ve Kraliyet İnsanları ırklarının toplandığı 5 Asomatous Diyarından birinin başkentiydi.
Etrafında, başkaları tarafından büyük İmparatorluklar ve Krallıklar olarak görülebilecek İlkellerle dolu topraklar ışık yılları boyunca uzanıyordu, ancak hiçbiri Meclis’in çağrılabileceği 5 yerden biri olan bu başkentle kıyaslanamazdı!
Son olaylardan sonra, Niberius Kutsal Şehrinde bir toplantı yapılmasına karar verildi... ve Noah’ın figürü bu görkemli alanın merkezine yakın bir yerde cisimleşirken, hissettiği ilk şey özün yoğunluğu oldu... ve Gerçekliğin Doğa Yasaları’nın aşinalığı!
Aşinalık!
Gerçekliğin Doğa Yasası’nın etrafında dolaştığında sanki karanlığın içinde hareket ediyormuş gibi hissetti ama Ana Gerçeklik’te göründüğünde, gözlerinde ileriye giden yolu aydınlatan çiçek açan bir el feneri varmış gibi hissetti.
Ana bedeni Klon’un içinde bulunduğu eşsiz ortamdan faydalanma ve en iyi şekilde yararlanma görevini üstlenirken, zar zor ilk anlayışını kazandığı Yerçekimi ve Kutupluluk Doğa Kanunları zihninin ön saflarına çekildi, Klon’un kendisi de ışık saçan gözlerle etrafına bakıyordu.
Adımını attığı anda Noah’ın Klonundan görünmeyen bir ışık dalgası yankılanmıştı ve bunu ne o, ne Lavalliere, ne de çevredeki herhangi biri hissetmişti!
Sadece Kaderin Sessiz ve Soyut Kalbi bir miktar titreşti ve ancak bir mikrosaniye sonra sakinleşti.
Noah’tan yayılan ve kimsenin hissetmediği bu görünmez ışık dalgası... Niberius Kutsal Şehri boyunca sessizce yayılmaya devam etti ve Asomatous Toprakları boyunca daha da ileriye doğru yayılmaya başladı!
Ancak görülemiyordu, bu yüzden Klon daha fazla bilgi toplarken, kimse şu an için ne anlama geldiğini anlamayacaktı.
Arkasında, her biri Beta Tabaka EFSANELER’İ tarafından komuta edilen Yargıç Lejyonlarıyla ağzına kadar dolu devasa yıldız kale duvarlarıyla çevrili devasa Yol Noktası görülebiliyordu ve herhangi biri bir şekilde Ana Gerçekliğe geçmesine izin verilmeyen portallara girerse... hayatta kalmak imkansız olurdu!
Bu yıldız kale duvarlarının üzerinde, Efsanevi Mor Gagalı Kuşlardan Ejderhalar’a ve Anka Kuşları’nın suretlerine kadar büyülü yaratıkların geçtiği sonsuz mavi gökyüzü vardı; yerdekiler içinse bunlar evcil hayvanlara veya çok fazla dikkat etmedikleri doğa hayvanlarına benziyordu!
Kale duvarlarının ötesinde ve Temsilci Aileron’un onları yönlendirdiği yerde gökyüzüne doğru tırmanan yüksek yapılar ve binalar uzanıyordu.
Teknolojik olarak gelişmiş yapılar, hatta bazıları altlarındaki mavi Mana ile titreşirken, havada süzülüyor, Noah tüm bunları Sonsuz Gerçekliğe ekleyebileceği olası mimari olarak not ederken, içinde hareket eden sayısız aura görülüyordu!
Birçok devasa bina arasında en yüksek olanı gökyüzünde sonsuza kadar uzanan tek bir binaydı, bu bina altın ve beyaz renkte parlıyordu ve etrafında >ASOMATOUS> yazan tek bir Runik Ecritures dönüyordu.
En azından Kökenlerinde bir Kozmos oluşturmuş olan sayısız varlık, gençleştirici öz dalgaları yayan mermer beyaz yollarda yoğun bir şekilde hareket ediyordu, tüm Niberius Kutsal Şehri kader ve Talihin bir kargaşası gibi görünüyordu ama yoğun nüfuslu ve kalabalık olmayan tek alan ASOMATOUS Ecritures’i ile dönen seçkin gökdelen idi!
Çünkü bu İlkel Asomatous Tapınağına sadece izinli ve seçkin kişiler girebiliyordu ve Meclis, seçkin Temsilcilerini toplanmaya çağırırken, Temsilci Aileron’un Noah ve grubunu yönlendirmeye başladığı yer de tam olarak burasıydı.
Bazıları için burası sadece geri döndükleri evleriydi, Noah ve Katelyn içinse etraflarında gördüklerini özümsüyorlardı; Noah, etrafında gördüğü harikalardan İlkeller’in gücünü ölçerken, kalbi, uçsuz bucaksız Toprakların gerçekte neleri barındırdığına dair ancak bir ipucu olduğunu anlıyordu!
Bunları zaman içinde yavaş yavaş keşfedecekti.
Ama şimdilik o ve diğerleri, geçtiği toprakların canlı rüzgârları değiştikçe, yankılanan bir öz dalgasının yayılmaya başladığını bilmiyordu.
Yapraklar sallanmaya başladı, dağlar altın ihtişamıyla parıldamaya başladı, tüm varlıkların gözleri önünde görünmeyen değişiklikler meydana geldi!
-
Noah, muazzam genişlikteki Ana Gerçekliğin küçük bir alanını araştırırken, Ana Bedeni gücünü pekiştirmeye devam etti ve her yönden ilerleme kaydediyordu; şu anda odak noktası, elde ettiği Gerçekliğin İki Doğal Yasası ve Rüyalar Decretumu’ydu!
Bu kavramlarla DHAMRA veya HERESY kavramlarını ve Yadigarlar’ını yapabilirdi, sadece onları anlaması ve iyi kullanması gerekiyordu.
Bunun yanı sıra, 100 Sonsuz Gerçeklik Geçidi derin bir ışıkla kabararak, Noah’ın üzerine dağlar kadar öz fışkırttı ve kemiklerinin bir kısmı EMPRYAL aşamasına doğru ilerlerken, vücudu da arınmaya devam etti!
Yakında daha da fazla Sonsuz Gerçeklik Geçidi bunu takip edecekti çünkü Efsanevi Doğal Doğuştan Sonsuz Rüya Fiziği’nin Döngüleri... 28. döngü üzerinde çalışmaya başlamıştı, yakında 30’a ulaşacak ve daha da büyük değişiklikler gösterecekti.
Ancak açılacak Rastgele Ganimet Kasaları, gözlemlenecek yeni Yadigârlar... ve Noah’ın ilk Boyutunu doyurması için kullanacağı ganimet dağları vardı!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
