Bölüm 1923: İleriye Giden Yol! II


Quintessential’in Kainos İmparatoru, izleyeceği yola karar vermek için önünde şekillenmekte olan derin Kader ile kabaran devasa altın kitaba baktı.


Altın sayfalarında parlak beyaz sözcükler belirmeye başladı ve bunlar onun izleyeceği yolu belirleyecekti.


Rüya Boyutunda, Quintessential’in Boyutsal Bedeni bir Zindan Patronu kimliğine bürünmüştü ve Cep Boyutsal Gerçekliğini onu tehdit edenlerden korurken, bir yandan da bir Rüya Boyutu’nun Etki Alanlarını yutuyordu.


Bu süreç... Bir Boyut sınırsız olduğu için oldukça zaman alacaktı, gerçekten güçlü varlıklar fark etmeye başladığında - onlara dayanabilecek bir Güç Âlemine çoktan ulaşmış olabilirdi!


Avalon Boyutunda kendi klonu vardı.


Bu Klon’un hareketlerine ve Lancelot’un Avalon’un 12 Alanının Prensi olarak sahip olabileceği güce bağlı olarak, Noah’ın bu Boyutun Hükümdarları’nın iradeleriyle çevrili olan Avalon’un Gerçek Kılıcını ele geçirmesi gerektiğinden, bu yol da büyük tehlikelerle dolu olabilirdi.


Daha sonra Ana Gerçeklikte Alexander’ın Klon’u vardı ve Temel Doğa Yasası Manadinamik’i kavrayarak, Niflheim Boyutuna gidip, orada İlkel Kaleleri güçlendirecek ve sonunda onu İlkeller’in en üst sıralarına yerleştirerek, övgüler alacaktı.


Daha sonra, Boyutsal Kraliyet Katelyn ile birlikte Ayna Boyutuna gitmeye söz verdiği yol vardı ve bunun için başka bir Klon sağlaması gerekiyordu - bu yolculuğun nasıl başlayacağı ve ilerleyeceği konusunda çok fazla bilinmeyen vardı!


Bilinmeyen.


Bu da Noah’ın üstesinden gelmesi gereken bir şeydi.


Altın kitap bir sonraki adımda parladı, Apollyon Boyutu’nun Haritası ve Üstün İrminsul Boyut Kan Hattı’nın sözcüklerini yazdı.


Bunlarla birlikte yollar da vardı, ancak şu anda çok net değillerdi, bir kez daha daha fazla bilgi gerektiriyorlardı!


Noah bunu düşündüğünde, altın kitabın üzerindeki beyaz kelimeler, yenileri yoğun bir şekilde kazınmak için solmaya başladı.


>>Yaralı Kun Peng’in tutulduğu Geniş Uzay’da, içinden hayat fışkırmaya başlarken, ağzı sonunda Quintessential’in Kainos İmparatoru’nun sorularını yanıtlamak için açıldı.>>


"Babamın nasıl kandırıldığını bilmiyorum ama ben nasıl kandırıldığımı biliyorum."


Valdez Tepez’in sesi kederliydi, çünkü bu dahi,  bir Boyutlu Cehennem Hükümdarı tarafından nasıl kullanıldığını hatırlıyordu; konuşurken, sesi yorgun çıkarken, kendisini kurtaran ve aynı zamanda Komutan Feng’in Vasiyetinin gerçek Taşıyıcısı olduğu ortaya çıkan varlığa karşı duyduğu düşmanlık tamamen yok olmuştu.



"Babama olan sevgim ve bana Komutan Feng ile hiçbir ilgisi yoksa bile bilemeyeceği şeyleri söylemesi, Ah!"



"Öyle mi? Sizi bir Boyutlu Cehennem Hükümdarı’nın İradesine bağlayan o önemli dönüm noktası neydi?" Tepez sözlerine devam ederken, Quintessential’in Kainos İmparatoru’nun her taraftan bastıran iradesi yankılandı.


"Babamın sahip olduğu parçalanmış bir anı..."


O konuşurken, ejderha kafası yarıldı ve kristal beyaz bir parça şaşırtıcı bir ışıkla parlayarak, Geniş Uzay’daki harikulade bir sahneyi büyütürken, etrafa yayıldı.


"Büyük Komutan’ın son kalıntılarını gösteren bir anı."


...!


Şok edici bir sahne oynamaya başladığında Kader çılgınca dönmeye başladı.


Üzerinde >VİTALİTY> yazan pırıltılı yazılar bulunan altın sarısı kandan oluşan azgın bir deniz, Kanı yaşam gücüyle dolu olmasına rağmen vücudunda yaşamdan eser bulunmayan bir varlığın yüzünü sarmıştı!


EMPRYAL kas ve kemikler görüldüğü için yırtılmış derinin boşlukları altında tüm vücut altın bir parıltıyla parlıyordu, sessizce yatarken, kızıl altın kan nehirleri ondan bolca sızmaya devam ediyordu.


O anda, cesedini sağlam bırakmak bile istemediği için yukarıdan aşırı güçlü bir güç çağladı, ancak bir müdahale geldiği için uzaysal çatlaklar oluşurken,  bu varlığın bedenini yakalamak için uzanırken,ışık dalları gibi yükselen cehennem gibi kızıl siyah öz kabarmıştı.


OOOOH!


Müthiş bir irade bunu hissederek, aşağıya dalgalandı, ancak oluşan uzamsal çatlağın arkasında onunla çarpışmak için dalgalanan eşit şiddette karşıt bir irade var gibiydi, büyük bir varlığın bozulmamış bedeni içine çekildi ve hafıza tam o anda ve orada soldu!



"....!"


Öz çılgınca yükseldi.


"Babam Empyral Eklentisini bana teslim ederken, Büyük Kumandan’ın son sahnelerini göstermişti. Bu yüzden onun vasiyetini taşıdığıma bu kadar çok inandım."


"Bilinmeyen bir etki Büyük Kumandan’ı... bir Boyuta götürürken, onun görüntüsü Empyral Aldatıcı’nın yanından geçip, gitti."


RUMBLE!


Noah’ın iradesi bozulmamış bir ışıkla yıkanırken, öz çılgınca patladı!


>Eski Hatıra> şu anda etkinleştirildiği için yetenek sütunları parlak bir şekilde parlıyordu.


Kumandan Feng’in bedeninin bir Boyutun çatlaklarında kaybolduğu noktaya ulaştığında, Noah’ın zihninde önceki sahnenin aynısı oynamaya başladı, sahne devam etti ve Noah, ateşli özün kızıl siyah dallarının Büyük Kumandan’ın bedenini sardığını ve onu istikrarlı bir şekilde içinden geçirdiğini izledi!


Kıpkırmızı bir tahtın bulunduğu gökyüzünde belirirken, ateşli bir sıcaklık ve vahşet alanına girdi.


Cehennem atmosferini andıran gökyüzünde kızıl lav sütunları yukarıya doğru fışkırıyordu!


Gökyüzündeki kıpkırmızı tahtın üzerinde, elleri Büyük Komutan’ın cansız bedenine doğru uzanan bir figür duruyordu; Noah’ın gözleri bu varlığa odaklanmıştı ki...


HOOONG!


Kıpkırmızı bir tahtın üzerindeki bu varlığın bulutlu yüzü ve bakışları doğrudan Noah’ıa doğru döndüğünde korkunç bir sahne meydana geldi.


...!


Bir an sonra Noah’ın içinde bulunduğu anı sayısız parçaya ayrılırken, ruhu şok edici bir şekilde oldukça korkunç bir Boyutsal Ruh Hasarı alırken, bir sarsıntı hissetti!


Sadece eski bir anıdan!


Bu varlık ne kadar korkunçtu böyle.


>>Büyük Komutan’ın bedeninin Apollyon Boyutundan başkasına çekilmediğini gösteren bir sahneden!...>>


Beyaz kelimeler canlı altın kitabın üzerine kazınırken, şu anda bir yol yavaş yavaş kendini belli ediyordu!


Not: Ne oluyor? Gene ne oluyor?