>...Bugün burada neden sadece iki Mikado olduğunu biliyor musunuz? Her zamanki gibi Yükseliş Pilonunu koruyorlar ama bugün... aynı zamanda bir karşılama töreni hazırlıyorlar.>
...!
Her şey son derece sessizleşirken, İmparatoriçe’nin yüzündeki gülümsemenin bile solmasına neden olan sözler söylendi.
Sadece birden fazla Hükümdarın öfkeli aura gücü hüküm sürerken, tüm bu süre boyunca sesi çıkan kadim Prana Boyut Hükümdarı’nın üzerindeki yemyeşil tüyler dalga dalga yükseldi.
O Albus olarak biliniyordu.
Prana Boyutunda filizlenen ilk ağaç nesillerinden biriydi.
Gücü başkalarının hayal bile edemeyeceği şekillerde gizlenebildiği için deneyim ve merak dolu bir varlıktı.
CHARLEMAGNE, birbirlerini çok gençken tanıdıkları için onunla doğrudan konuşmuştu ve çok az kişi onun gücünü gerçekten bildiğini söyleyebilirdi ve o, akıl almaz Hükümdarlar arasındaydı!
Ancak CHARLEMAGNE’IN sözlerini duyduğunda o bile kasvetlendi.
>Atalar her şeyin sona ermesine izin vermeye o kadar niyetliler ki, başkalarını bile aşağı inmeye mi gönderecekler?Doğa Yasalar’ı tarafından lekelenmek ve bir kez daha Decretum olmak için mi?>
...!
Albus sormadan edemedi.
CHARLEMAGNE cevap verirken, sakin bakışlarını korudu.
>Ataların inmesi ağır bir görevdir, bu yüzden hepinizin bu durumun onlar için ciddiyetini anlamanızı istiyorum. Bu yüzden hepinize durdurulamaz bir güce karşı savaşmamanızı söylemek istiyorum. Gelenler, geçmiş bir Çağın Gerçek İmparatorları, onların meslektaşları veya daha da korkuncu... Birinci Nesil bir Ata olabilecek varlıklar. Bunu ben bile bilmiyorum. Bildiğim tek şey, tüm direnişlerin boşuna olduğu. Bildiğim tek şey, onlar bir kez indiklerinde... bu Quintessence Çağı’nın Kaos Çağı’ndan ya da geçmişteki diğer yıkıcı Çağlardan bile daha çalkantılı ve dehşet verici olacağıdır!>
WAA!
Geçmiş Bir Çağın Gerçek İmparatoru!
Bir Atanın herhangi bir varyasyonu!
Bu, en güçlü Hükümdarların kalplerinin bile bu durum karşısında gerilmesi gibi korkunç bir düşünceydi.
Lilith’in arkasındakiler arasında, birden fazla Hükümdar aniden uçarak, Quantum Boyutu’nun yan tarafına doğru giderken, alevli gözleri ve kafatası olan bir Niflheim Boyut Hükümdarı arkasını döndü ve kasvetli bir tonla konuştu:
>Bize daha önce asla sizin için hayatlarımızı feda etmemizi istemeyeceğinizi söylemiştiniz. Şimdi onları bırakmak istemiyoruz çünkü... Ataların İradesini takip edeceğiz. Eğer gerçekten iniyorlarsa onlara karşı duramayız!>
Firariler ortaya çıkmaya başladı.
Bu, muazzam bir güç karşısında beklenen bir gelişmeydi!
Doğanın dokusuyla bütünleşmiş ve böylesine yüksek bir güce ulaşmış varlıklar olarak, sadece Boyutları ve içlerindeki sayısız yaşam için her şeyi gerçekten feda edebilirler miydi?
İnandığı şey uğruna savaşmak için kesin ölüme karşı durabilmek büyük bir görev duygusu veya kişisel inanç gerektiriyordu!
CHARLEMAGNE, Lilith ile Rüya ve Avalon Boyut Yöneticilerine odaklandığı için Yöneticiler’in taraf değiştirmesi karşısında hiçbir şey söylemedi.
>Ruhlarınızı kolay yoldan mı açacaksınız...yoksa zor yoldan mı yapalım?
...!
Lilith’in daha da fazla nefretle yanmasına neden olan cesur bir soru.
O kadar çok nefret ki, tam haykırmak üzereydi ki-
BOOOM...CRACK!
Bu alanı ve içindeki herkesi çevreleyen dönen çok renkli ışık halkalarının bir kısmı yırtılıp, parçalandığında son derece ağır ve patlayıcı bir ses duyuldu!
Bu o kadar sıra dışı bir eylemdi ki Mikado ve CHARLEMAGNE bile gözlerinde bunu beklemediklerini gösteren keskin ışıklarla yukarı baktılar.
Ne de olsa, Lilith’in kalibresindeki Hükümdarların bile kırmak için biraz zamana ihtiyaç duyacağı gibi uzay ve zamandan uzakta kilitliydiler.
Diğerlerinin bu alanı Quantum Boyutu’nun derinliklerinde bulmasına gelince? İçinde bulundukları alan uçsuz bucaksız olsa da, Quantum Boyutu’nun çok renkli puslu alanı, yüzen bir atomdan daha küçük tek bir toz zerresinde yer aldığı için bu daha da imkansızdı!
Yine de şimdi...
>>Bu ne kadar canlı bir yiyecek kümesi>>
HOOONG!
Yırtılan ışık halkasından bir pençe içeri girdi ve her şeyi yırtarak, açtı ve hemen ardından bir ejderhanın canavar başı ortaya çıkarken, daha da genişledi.
Tepeden tırnağa pulları Entropi ve Manadinamiğin Mutlak Temel Otorite’nin eşit konsantrasyonlarıyla çatırdarken, bu bir ejderhaydı, on çift kanadı ışıltılı bir şekilde arkasında sıralanırken, aura gücü olarak bu alana adım atan görüntüsü... şok edici bir şekilde Lilith, Mikado ve hatta CHARLEMAGNE ile aynı seviyedeydi!
Bu yeni katılımcı tüm Hükümdarlar’ın kuşkuyla bakmasına neden oldu, çünkü zaten kaotik olan ve çok fazla katılımcının olduğu bir Toplantıya... görünüşe göre bir başkası daha giriş yapıyordu!
Ve şok edici bir şekilde... bu aura bir Gerçeklik Sonu’nun aurasıydı.
Bir İlkel Canavar!
-
Gözleri otoriteyle parlayarak, Mühürleyenler ve Mürtedlerden oluşan kalabalığa baktı.
Mühürleyenler.
Kendilerini besleyen yuvaya baskı yapmayı ve onu mühürlemeyi seçenler.
Mürtedler.
Bilincini sayısız parçaya bölmeyi seçenler.
Ama bilmiyorlardı ki... Gerçeklik, İradesi parçalanmış olsa bile kendini sürekli olarak güçlendiriyordu.
İradesi sayısız çiçek açan Gerçekliğe yayılmış olsa bile, gücü artmaya devam ediyordu!
İlkel Canavarlar, Gerçekliğin gücünden kaynaklanarak, Gerçekliğin dokusundaki İlkel Denizlerden ve YIKIM Denizlerinden doğarak ortaya çıktılar.
O zaman bile, İlkel Canavarlara tepeden bakılıyordu!
Tüm bu zaman boyunca Çapalarda yaşayanlar kadar güçlenememişlerdi.
Ancak Gerçeklik yine de birden fazla Doğa Bütünleşme Sonlar’ına ulaşmada başarılıydı çünkü Doğa Yasaları’na bunu kaldırabilecek Canavarlara kolayca entegre edebiliyordu!
Ancak çok uzun zaman önce Çapalar güçlerini kaybetmeye başlamıştı.
Ve daha da yakın bir zamanda, bir Çapa işlevini tamamen yitirmişti ve Gerçekliğin bundan kazandığı güç... Mühürleyenlerin ve Mürtedlerin aklının alamayacağı bir şeydi!
Bunca zaman uykuda kalıp, gücünü topladıktan sonra, bu yeni patlayıcı güç patlaması Gerçekliğin daha önce mümkün olmayan şekillerde hamleler yapmasına neden oldu.
Mühürleyenlerin bir yerde buluştuğunu öğrenmek gibi.
Sonuçta, onlar Gerçekliğin sınırları içinde planlar ve komplolar kurdular.
Gerçekliğin dokusu içinde! Gerçekliğin gözünden nasıl kaçabilirlerdi ki?!
Ve böylece diğerleriyle birlikte belirlenen yerde bekledi.
Mükemmel zamanda saldırmak zorundaydılar çünkü bir Çapa işlevini yitirmiş olsa da Gerçekliğin gücü hâlâ büyük ölçüde sınırlıydı!
Ama birkaç dakika önce... başka bir Çapa daha işlevini yitirdi.
Gerçeklik, yarı uykulu halinde bile bundan sorumlu olan varlığa bakmayı başarmıştı.
Eşsiz bir şekilde örtülüydü, ancak o bile Gerçekliğin sınırları içinde hareket ediyordu, çünkü o bile... Gerçekliğin bakışlarından kaçamazdı.
Ve başka bir Çapa’nın Mührü’nün kaldırılmasıyla, artık mükemmel bir anı beklemelerine gerek kalmadığından, Gerçekliğim serbest bırakabileceği güç çok daha muazzamdı!
Şimdi Entropi ve Mana’nın İlk Son’u’nun ejderha gözleri, kitlelere bakarken, pençelerini öz halkalarına doğru itti.
Mühürleyenlere ve Mürtedlere.
Ve diğer kardeşleri bu alanı daha da genişletip, onun yanında belirmeye başlarken.
Entropi ve Mana’nın İkinci, Üçüncü ve Dördüncü Sonu ortaya çıkarken.
Yerçekiminin Birinci ve Onuncu Sonlar’ı arkalarında sıralanırken.
Takdir-i İlahi’nin Birinci Son’u arkadan izlerken.
Birçok Doğa’nın Sonu ortaya çıkarken.... Entropi ve Mana’nın İlk Sonu’nun sesi yankılandı ve vücudu güçle dolup, taşmaya başladı ve çenesi Doğa’nın kendisini silebilecek bir Ejder Nefesi salmak için açıldı.
>>Gerçeklik selamlarını gönderiyor.>>
...!
Not: Kahretmesin!!!!!! Kahretmesin!!!!!!
Not: Baya Absürt şeyler yaşanacak gibi duruyor.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
