Bölüm 2131: Çağın İmparator’u! I


"Gerçekten buraya tekrar döneceğimi düşünmek... hmm, bu Küçük CONSTANTINE mi?!"


Ses otoriter ve ihtişam doluydu, dairesel soluk ışık içindekileri daha net ortaya çıkarırken, kadimlik havası haykırıyordu.


12 seçkin aura ortaya çıkarken, gümüş grisi arkaik kemik Silahları Gerçeklik dokusunun parçalanmasına ve kırılmasına neden olurken, sessizce ve son derece kontrollü bir güçle parladı!


Bu figürlerle ilgili benzersiz bir şey de, her birinin etrafında karmaşık bir Obsidyen kristal topun vücutlarının etrafında yüzüyor olmasıydı.


Bu Obsidyen kristal yapılar tüm ışığı harikulade bir şekilde yutabiliyor gibiydi, yaydıkları basınç korkunç derecede kararlı tekilliklere benziyordu!


Bu sözler, ’Küçük Constantine’ olarak anılan Quantum İmparatoru’nun bile, bu varlıkların korkunç baskısına rağmen hala boyun eğmediği ve kısa sürede asilliğine kavuşan gözleri ile şaşkınlık gösterdiği, en ön saflarda yer alan bir varlık tarafından söylendi.


O daha cevap veremeden, Yükseliş Pilonundan gelen ışık, 12 figürden tamamen kayboldu ve hemen ardından etraflarındaki uzay titredi. Doğa Yasalar’ı ve Temel Doğa Yasaları’nın devasa dalgaları Gerçekliğin dokusundan fışkırırken, zincirlere benzeyen dallar sanki bazı dokunulmaz Yasaları çiğnemişler gibi bu varlıkları sarmak için dışarı fırladı!


İniş hızları ve hızları son derece vahşiceydi ve yine de... bu varlıklar hiçbir şey yapmadan sadece yukarıya bakıp, alay ettiler, etraflarında şeffaf bir ışık bariyeri canlanırken, Temel Doğa Yasaları’nın ve Doğa Yasaları’nın dalları ve zincirleri görkemli bir şekilde vücutlarının etrafında dönen Obsidyen kristal toplara doğru çekildi - vücutlarına inmeden önce bu yapıların içinden benzersiz bir şekilde geçtiler!



"Bu... gerçekten kaçırmadım."


En öndeki sesli varlık bir kez daha konuşurken, bronzlaşmış elleri Manadinamik, Takdir-i İlahi, Görelilik, Entropi’nin Özleriyle dönüyordu... Doğa Yasaları’nın Özüyle dönüyordu ve sanki onları bağlıyormuş gibi etrafını ve az önce inenleri sarıyorlardı!


Bu sahne karşısında CONSTANTINE’NIN mavi gözleri parladı ve bir İmparatora yakışan sakin bir tonda konuştu:


>İlk inenler arasında olmanızı beklemiyordum, Gerçek İmparatoriçe Katya. Görünüşe göre hepiniz bu girişim konusunda gerçekten ciddisiniz.>


...!



Duraksamaya ve onura layık bir ayrım!


CONSTANTINE, kendisi gibi bir Boyut’un İmparatoru olan birini değil... sadece yaşça tek bir varlığın ulaşabileceği bir şeye gerçekten ulaşmış bir dişiyi işaret ediyordu!


Bir Gerçek İmparator’u işaret ediyordu!


"Haha, şey... işlerin nasıl gittiğine bağlı olarak ciddi bir meseleye dönüşebilecek oldukça küçük bir mesele. Benim Lejyonum görev yerini kısa süreliğine terk edebilecek az sayıdaki lejyondan biri, gerekirse diğerleri de onu takip edecek."


Öne doğru süzülürken, yüzünde göz kamaştırıcı bir gülümseme belirdi.


Parlak siyah saçları, omuzlarının üzerinden gümüş grisi kemik Silahlanmasının arkaik boşluklarına dökülüyor, kutsanmış orantıları  parlak kemik Silahlanmasıyla gizlenirken, Bronzlaşmış yüzü, gerçekçi olmayan bir güzelliğe bürünüyordu!


"Ama ben seni Kraliyet Quantum Tekillik Soyu’ndan gelen küçük bir filiz olarak hatırlarken, senin benimle böyle konuşman... Zaman ne kadar da değişmiş."


...!


Evet.


Doğa Bütünleşme Âlemindeki Mikado bile bu varlıkların önünde diz çöktü...


Ama CONSTANTINE...


Diz Çökmedi.


Ne de olsa, bir Gerçek İmparator neden bir başka Gerçek İmparator’un önünde diz çöksün ki?


Yazılı olmayan bir Gerçeklik olarak, onun Quinessence Çağın’da Gerçek İmparator olması çoktan kesinleşmişti!


Gerçek İmparatoriçe Katya, parlak bir şekilde gülümserken, figürü insanın kalbini titreten eşsiz bir otorite yayıyordu - bu sadece Gerçek İmparatorlar’ın erişebileceği bir şey olduğu için birçok kavramın üzerinde duran bir otorite.


Onunki, yemyeşil bir ihtişamla titreşen bedeninin içinde örtülüydü - bu, hüküm sürdüğü Çağı tanımlayan otoriteydi.


Karma’nın Gerçek Otoritesi!


Karma Çağı’ndan bu yana, bu varlık yükselmeden önce Yüce hüküm sürmüştü ve  Atalar’ın hedeflerine ulaşılmasını sağlamak için buradaki ilk güç grubuna liderlik eden kişi olmasının bir nedeni vardı.


>İlk Evinize tekrar hoş geldiniz demek çok güzel, Gerçek İmparatoriçe. Buraya ilk gelen siz olduğunuza göre durumun ciddiyeti hakkında bilgilendirilmem gerekiyor gibi görünüyor.>



Mevcut Quantum İmparatoru CONSTANTINE, Gerçek İmparatoriçe Katya önünde belirdiğinde, saldığı kudret son derece baskıcı ve nefes kesiciydi olduğunu hissetti çünkü içinde bulunduğu güç alanı Doğa ile Bütünleşme aşamasında değildi!


Onun gibi Çorak Toprakları aşmış olan varlıklar bunlardan çok farklıydı... odak noktaları Doğa ile bütünleşmek değildi.


Ne de olsa Atalar, Doğayı çağlar önce mühürlemişti ve şimdi de yok olmasını istiyorlardı.


"Mmm... bir sonraki Otorite Tahtını taşımanız için gerçekten sizi seçtiler. Quinessentence’nin Otoritesi, değil mi? Gerçek Otoriteler arasında oldukça güçlü bir otorite gibi görünüyor ve tüm bunların neden şimdi meydana geldiğini anlayabiliyorum. Uzun zaman önce yapılanları neyin geri aldığına dair ne gibi bilgilere ulaştınız? Bunun oradaki savaş dalgalarıyla bir ilgisi var mı?"


HUUM!


Gözleri, delici bir şekilde önüne çıkan her şeyi şok edici bir şekilde ortaya çıkarırken, buradaki hiç kimsenin mesafe nedeniyle hissedemediği savaşın zayıf dalgalanmalarını kolayca hissedebiliyordu - gözleri, patlayan Quantum Halkalarının yanı sıra uzaktan gelen NULLITY’nin cazibesine iniyordu!


Burada Karma’nın pek çok bağlantısını hissedebiliyordu çünkü Çorak Topraklara inen diğer herkesten önce gönderilmesinin nedeni buydu.


Bu Çağın Gerçek Karma Otoritesine sahip olan kişi olarak, iz sürme ve bilgi arama konusunda üstündü!


Hangi yöne gitmesi gerektiğini biliyordu ve oraya yalnızca saniyeler içinde varacaktı.


O, gerçekten de, Gerçek bir İmparator’un göz kamaştırıcı ihtişamına sahipti ve Doğa Yasaları’nın bastırılmasıyla yüzleşirken, bile... gücünün, mini mimnacık kısmını göstermemişti!