Bölüm 2157: Hepiniz Zayıfsınız! I


Varlık, eliyle pek çok şey değiştirilebilirdi ama zaman bunlardan biri değildi.


Kim ne yaparsa yapsın, zaman eninde sonunda akmaya devam edecekti!


Çorak Topraklarda kontrollü ve hızlandırılmış bir yıkım seviyesi başlamış olsa da, zaman akmaya devam ediyordu.


Issız Mozole’yi bastıran üçüncü bir Çapa kaldırılmış olsa da... zaman akmaya devam ediyordu!


Ancak zaman geçtikçe, dehşet verici Boyutsal Toplantı sona erdikten saatler sonra, devam eden Kıyamet karşısında bir sakinlik seviyesi yerleşmiş gibi göründüğünden, birçok değişiklik meydana gelebilirdi.


Gourmandizing Boyutsal Gerçeklik, şu anda diğer tüm konumlar arasında en sakin yerdi ve içinde şok edici sayıda uzman yerleşmiş ve plan yapıyordu, şu anda başka bir Toplantı başlama sürecindeydi


Gourmandizing Boyutsal Gerçekliğin Toprakları eşsizdi; uzaktan bir gözlemci olarak bu topraklara bakıldığında, en altta uçsuz bucaksız bir düzlem görevi gören muhteşem kumlu ışık dalgalarıyla Rüya Boyutu’nun altın katmanını, onun hemen üzerinde ise Avalon’un asil mor ışığı görülebilirdi; sayısız pastoral yüzen kara kütleleri ve şelalelerin damladığı mor Kozmoslar yıldız Toprakları boyunca uzanıyordu. 


Avalon Boyutu’nun tepesinde, devasa mor bir kılıç, aşağıdaki Toprakları yoğun derin ışık parçacıklarıyla ıslatırken, ihtişamla süzülüyordu.


Ve bunun üzerinde, yeni çekilen ve yeniden inşa edilen Apollyon Boyutu’nun Kızıl ışığı, magma dolu ışık sütunları olarak görülebiliyordu ve kızıl kozmoslar sakin bir şekilde ihtişamla çekiliyordu - çok renkli özün yoğun Denizleri bu Boyuta ve onun altındakine nüfuz ediyordu!


Ve sonra yeniden kurulan bu üç Boyutun üzerinde... sayılamayacak kadar çok olan ve giderek, artan bir Kozmos kümesi vardı.


Bu Kozmoslar, Noah’ın Sonsuz Rüya’da kalarak, giderek, daha fazla Gerçekliği Gourmandizing Boyutsal Gerçekliğe asimile etmesini sağlayan dehşet verici başarısıydı, ruhunun gerçekten zorlandığını hissedene kadar Rüya’nın sona ermesine izin vermemişti!


Ancak o zaman durdu çünkü herhangi bir acil durum ortaya çıkarsa mümkün olan en iyi durumda olması gerekiyordu. Aeonik Ruh Değeri en iyi halinde olmak zorundaydı.


Noah, Gerçek İmparatoriçe Katya ve tüm Atalar’ın Soyundan gelenlerin sahip olduğu eşsiz araca baktıktan sonra - aslında Çorak Topraklar’ın dışına ilk ayak basan Atalar tarafından, diğer kullanımlarının yanı sıra her türlü otoriteyi filtreleyip, rafine etmelerini sağlamak için tasarlanmış bir araç... bu varlıkların tam olarak ne tür bir güç ve metodoloji kullandıklarına dair bir fikir edindi... kişinin Ruhu etrafında... Aeonik Ruh Değeri etrafında!


Yakın zamanda katılan sayısız Kozmos’taki tüm sayısız varlıklar ona saygılarını sunup, ruhlarının bir kısmını verdikçe, kendi Ruhu da her zamankinden daha yüksek seviyelere doğru güçlenmeye devam etti.


Ayrıca, sahip olduğu Doğa Yasalar’ı ve Decretum’un yanı sıra Kökeni’ndeki en büyük ihtişamla parlamaya devam eden yerleşik Boyutsal Gerçeklikten de sürekli iyileştirmeler almaya devam etti!


Herkesin gelecekten emin olmadığı bu sükûnet döneminde pek çok şey oluyordu, sadece Noah, atılabilecek pek çok adım ve Yol görüyordu ve pek çok şeyi tamamlıyordu!


Geleceğin belirsizliği ve diğer pek çok şey nedeniyle, Gourmandizing Boyutsal Gerçekliğin tam merkezinde - tam olarak Noah’ın eski evi olan Topraklarda - bir Toplantı başlıyordu!


Eskiden mavi gezegen olan uzayıp, giden kara parçası o kadar büyük ölçüde değişmişti ki, bu toprakların yeryüzü ve gökyüzü Doğa Yasaları’nın Özü ile titreşiyor, yoğunlaşmış özlerin sakin denizleri her türden eşsiz Ruhani Canavarla dolu güzel gökyüzünde dönüyordu.


Bu toprakların merkezine doğru, ikisi paralel uzanan üç parlak beyaz altın kaideli ziyafet masasının gökyüzünde süzüldüğü görülebiliyordu, üçüncüsü ise onlara dik olarak duruyordu ve bu büyük ziyafet masasının tam merkezinde Quinessential Tiranlığın canlı Tahtı vardı!


Bu masalar sadece Tahtlarla kaplı değildi, çünkü Quinessential Tiranlık Tahtı’nın yanında ve diğer tarafta yan yana uzanan iki uzun ziyafet masasında ışıltılı tahtlar görülebiliyordu.


Birden fazla Boyut Yöneticisi’nin şaşırtıcı auralarına sahip masalardaki varlıklar, altın kakmalı tabaklara ve Takdir-i İlahi’nin Özü ile titreşen yıldız içecekleriyle ağzına kadar dolu kadehlere bakarken, birbirleriyle konuşuyorlardı!


Bunun yanı sıra, birçok Doğa Yasası’nın Özünden dalgalar salgılayan çok renkli meyveler, fantastik ve daha önce hiç görülmemiş bir ihtişam sahnesinin ortaya çıkmasına neden oluyordu 


Guinevere, Noah’ın boş tahtının görülebildiği dik masaya en yakın koltuğa oturdu, Avalon Boyut Yöneticileri onun solunda kendi tahtlarına uzanırken, Rüya Boyut Yöneticileri diğer paralel ziyafet masasında asaletle oturuyordu.


Birçoğunun gözleri zaman zaman akkor halindeki ziyafet masalarından uzaklaşıyor ve gökyüzünde bu ziyafeti koruyan bir muhafız gibi süzülen tek bir figürün bulunduğu bir noktaya bakıyordu; bu muhafız, Boyut Cehennem Hükümdar’ı Lilith’ten başkası değildi!


Onun yanında, her şeyden çok bir dekorasyon görevi görüyor gibi görünen, ışıl ışıl altın Rüya Automatları sıra sıra duruyordu.


Lilith’in bakışlarında hiçbir duygu görülmüyordu ama yine de gözlerinde saklı olan canlı öfke ve nefret görülebiliyordu; onun varlığı çok az kişinin anlayabileceği bir şeydi, Yaşlı Rüya bu sahneyi izlerken, başını salladı ve En Uzun Rüya’ya seslendi.


>Eğer bana birkaç gün önce Boyutlar’ın Aldatıcısı nöbet tutarken,  tüm Rüya Boyut Yöneticileri ve Avalon Boyut Yöneticileri ile yan yana oturacağımı söyleseydiniz... Size daha gerçekçi şeyler hayal etmenizi tavsiye etmenizi söylerdim.>


WAA!


Evet!


Şu anda gerçeküstü şeyler oluyordu; Rüya Boyut Yöneticileri’nin yanı sıra, hepsinin karşısında duran dik ziyafet masasındaki Tahtlar, Adelaide, Eowyn, Barbatos, Athena ve diğerlerinin son derece güzel figürleri belirdikçe, dolmaya başlamıştı!


Yöneticilere merakla bakarlarken, kendi aralarında konuşuyorlardı, ancak güçlü Doğa Bütünleşme Âlemi varlıkları tarafından da incelendikleri için onlarda en ufak bir korku veya endişe görülmüyordu!


Not: Sizler bu kadınlara bakar mısınız hele. Resmen korkusuzlar.

Not: İmparator Penguen’den haber yok ha. Kim bilir başını kimle derde soktu. 😅😅😅😅😅