Bölüm 2239: 6. Sınır Katmanı! I


Çeşitli renkler.


İmparator cübbeleriyle süslenmişlerdi ve Küçük  Düzlem’in güçlü cazibesiyle parlıyorlardı.


Göründüklerinde ayaklarının altında öz denizleri oluşuyor ve giderek, daha da aydınlanan bu alanda süzülüyorlardı!


Bunlar... birbiri ardına beliren Quintessence’nin Gerçek İmparatoru’nun Quinessential Boyutlu Şasileriydi.


Desiderius ve Theseus’un bakışları bulmacanın tüm parçalarını tespit ederken, parladı.


Tehlike hissi... hepsi gözlerinin önündeki 9 özdeş klona baktıklarında ışıl ışıl bir araya geldi!


İlk olarak önlerinde beliren kumlu altın ışık dalgalarıyla çevrili olan varlığın gülümsemesi soluklaşırken, o anda muazzam soğukluktaki gözlerle baktı.


Desiderius ve Theseus’a öyle yüksek bir bakışla baktı ki, sanki Quintessence’nin Gerçek İmparatoru onları aşmıştı!


>Saldırmak için buraya koştunuz, neden şimdi bunu yapmakta tereddüt ediyorsunuz?>


Sınır Genişlemesi varoluşlarının zihinleri dinamikken, onunki, onların Aeonik Ruhlarına saplanan ham bir bıçak gibiydi.


Theseus, kendi seviyesindeki diğer Atalar’ın Soylar’ından gelen Komutanlar bile onun kendilerinden çok daha üstün olduğunu bilmezken, Kılıcın Sınırında türünün tek örneği bir dahiydi; Desiderius ise öldürücü bir darbe indirmek için kendilerine Atalar diyen Çorak Topraklar’ın Soyları’nın Kaynak Düzleminde milyarlarca yıl  kalmış hesapçı bir varlıktı!


Her birinin görevleri vardı ama onların Çağındaki varlıklar... Ölümün gerçek olasılığı bir yana, riskinin bile fazlasıyla farkındaydılar.


Sınır Genişlemesi uzmanları bilgeleştikçe, EXTREMITY Mahzenlerinde gördükleri ölümün daha çok farkına vardılar ve ondan kaçınmak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar.


Evet, her birinin şu anda bu Gerçek İmparator’un önünde durmak için kendi amaçları vardı. Ancak... hiçbiri bu varlığın sergileyebileceği risk ve güç seviyesini bilmezken, hayatlarını bir kenara atmak istemedi!


Sırf kendi amaçları olsa da ona hemen atılamazlardı. Bu tehlikenin ne ölçüde olduğunu anlamaları gerekiyordu!


Bu yüzden savaşa atılmadan önce, 9 özdeş klonu ve gelebilecek diğer sürprizleri dikkatle ayırt ettiler.


"Sen bizim soyumuzun bir parçasısın."


WAA!


Theseus, kılıç özünden dalgalar oluştururken, ortaya çıkmayı bekleyen çekilmiş bir kılıca benziyordu, özgürce konuşurken, göz bebekleri de keskin kılıçlar gibiydi!


"Topraklarınız bizim topraklarımızdır, üzerinde oturduğunuz Taht Atalarımız’ın geride bıraktığı mirasın bir parçasıdır. Onların Vasiyetine tam olarak katılmayabilirsiniz ama işleri bu yöne çekmek zorunda mısınız?"


O konuşurken, Gerçek İmparator Hideyoshi’nin Lejyonu geldiğinde ışıklar yanıp, sönmeye başladı; Kaderin Gerçek İmparator’u, Lejyonu onun etrafında başka bir düzen oluştururken, bu çekişmeyi gözlemlerken, sert bir bakışa sahipti.


Quintessence’ın Gerçek İmparator’u, 9 klonu harikulade bir güç çizgisinde durana kadar birbirlerine gittikçe, daha yakın süzülürlerken, yeni gelenlere bir bakış bile atmadı.


Yüzündeki gülümseme solmuş, duygusuzluk artık görülebiliyordu, sesi Theseus’a cevap vermek için çınlarken, sözleri sorusuna bile hitap etmiyordu - ve tamamen başka bir şey söyledi!


>Theseus. Çok kişinin hayatının az kişinin hayatından daha önemli olduğu bahanesiyle Varoluşun birçok Düzleminde sayısız yaratığın hayatını biçmek için başkalarının İradesini tartışmasız bir şekilde takip ettiğin için... ölümle yüzleşeceksin.>


...!


Bu varlığın aurasının yavaş yavaş değiştiğini hissedebilenler sadece Desiderius ve Thesus’ken ses ihtişam ve otorite doluydu.


Fark ettiklerinde kendi bakışları da değişmişti... bu varlık, 6. Sınır Katmanı eşiğini geçerek, Sınır ayrıcalığına ulaşmaya sonsuz derecede yakın olan kendilerine çok benziyordu!


Bu varlık, şu anda görünüşte kararlar verirken, aslında böyle bir seviyeye ulaşmaya doğru gidiyordu!


>Desiderius. Kendi amaçlarına ulaşmak için 9 Küçük Düzlem’i yok etmeyi planlarken, bu geçmiş çağları planladığın ve öldürdüğün için... ölümle yüzleşeceksin...>


HOONG!


Heyecan verici bir senfoni çalmaya başladı.


Quintessence’ın Gerçek İmparatoru’nun sözleri, uyulması gereken emirler gibi çınladı.


Theseus ve Desiderius güçleri nedeniyle tehlike seviyesini yakından hisseden tek kişilerdi, yeni gelen Kaderin Gerçek İmparatoru... kükrerken, kendisine hitap bile edilmemesinden hoşlanmıyordu.


O bir Gerçek İmparatordu.


Bir Çağ boyunca hüküm sürmüştü!


Sayısız kez kaderle oynamış ve onu manipüle etmişti.


Böylece, solunda bir NOBLESSE’NİN ve sağında Theseus’un görüntüsüyle kendisini bu çatışmanın içine soktu, etrafını bir düzen içinde saran Lejyonu saldırmak için ileri fırlayan ışık dalgaları yaymaya başladığında, onun büyük bir tehlike olduğuna inanmıyordu!


"Kaderi inkâr etmek isteyen, çatlaklardan kayan basit bir varlık... Kaderin inkâr edilemez olduğunu göreceksin!"


SHIING!


Hideyoshi Kaderin Sınırı’nı test ederken, herhangi bir kötü kader göremedi.


Yaklaşan tehlikeyi hissedemeyecek kadar düşük rütbeli olduğu düşüncesi, Desiderius ya da Theseus değil de ilk hamleyi yapan bu varlık olduğu için çok fazla üzerinde durulmadı!


Çünkü aptal ve cahillerin kılıcı her zaman önce vurur!


Quintessence’ın Gerçek İmparatoru’nun klonlarının gözleri Hideyoshi ve Lejyonuna ya da hazırladıkları saldırıya bile bakmadı.


Gözlerini hiçbir şey yapmayan Theseus ve Desiderius’tan ayırmadı ve sakin bir şekilde konuşurken, gelecek dövüşün risklerini ve faydalarını tartarken, daha soğuk ve daha soğuk bakışlara sahipti.


>Beni test etmelerini mi istiyorsun?>


WAA!


Noah, bu varlıklar henüz bir hamle yapmadığı için temkinli davrandıklarını görebiliyordu.


Tam olarak neler yapabileceğini ve EXTREMITY’E doğru getirdiği konseptin doğasını göstermeye zorlanırsa gücünü daha iyi ölçebileceklerdi!


Ama... ne kadar büyüdüğünü görmek için onunla bizzat yüzleşmeleri gerektiğini bugün öğreneceklerdi!


>Beni test edemezler. Çünkü onlar...zaten ölüler...>


...!


Not: Ne oluyor? Kahretmesin!!!!!


Not: 6.Sınır? Sakın bana ona ulaştığını söyleme be adam. Daha ne oldu Sınırlar’a girdiğin en korkunç olanı da daha Sonsuz Düzlem’ide terk etmedin ki. Ben Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyorum. Şaştım kaldım.


Not: Yarın artık Resmen durr Noahh Yeter diyeceksiniz. Öyle bir şey olacak ki bana şunu diyeceksiniz: Çevirmen kardeş bu roman nereye doğru gidiyor böyle bir şey nasıl olabilir diyeceksiniz. Daha 6. Katmanda bu adam diyeceksiniz. Crimson böyleyse onun üstü Mükemmel kopar diyeceksiniz. Onun üstü Extremity’i demeye bile gerek yok diyeceksiniz. Çıldırmaya hazır olun. Yarın hiçte normal şeyler yaşamayacağız gerçi yaşamıyoruz da yarın bir başka olacak ama.

Not: Yarın çok ama çok kırılacağız. Resmen Sınırı yok bu romanın diyeceğiz.