Bölüm 2292: Abyssal! III


>Çözülmenin Aeonik Cenneti’nde tam olarak neyi başarmak istiyorsunuz, ey Quintessence’nin Gerçek İmparatoru? Burada ya da henüz adım atmadığımız Aeonik Cennetlerde bile neler başarabileceğinizi gerçekten biliyor musunuz?>


Ciddi bir bakışla sorarken, Ophelia’nın açık kahverengi teninden büyük bir ihtişam ve ışıltı taşıyordu.


Noah, düşünceli bir ifadeyle ona baktı ve hemen ardından gülümseyerek, bakışlarını Ophelia’nın yarattığı canlı uzaysal girdaba çevirdi.


>Bir şeyler hakkında bu kadar özgürce konuşmadan önce, atladığınız çok önemli bir şey var.>


>Oh? > Arkasındaki girdap dalgalanırken, yüzünü tamamen ona dönerken, yıldız kahverengi gözleri hilal gülümsemesine dönüştü.


>Evet. Diğer varlığın önüne konan oyundan ve benim davamla olan bariz ittifakınızdan sonra bile, rollerimiz arasında hala bir ayrım olması gerekiyor.>


...!


Sözlerine devam ederken, avına bakan ilkel bir canavara benzeyen İmparator’un cübbesinden çok renkli parıltılar yayılıyordu.


>Ben senin için kimim ve sen benim için nesin? Bilgelik Sınırı’nın sana ne söylediğini merak ediyorum. Yaşlı Ata olma noktasına ulaştığın için kendini derinden gizleyen bir dahi misin... yoksa başka bir şey misin?>


Yaşlı Ata.


Bütün bir Kutsal Mekan’ı tek başına yönettiği için seçkin bir unvan ve konum!


Bu, potansiyeline bağlı olarak, Aeonik EXTREMITY’NİN Hazinelerini alacağı için tüm Ata Lernaean Soyu tarafından teşvik edilecek varlıklardan biri olmasını sağlayacak bir sıçrama tahtasıydı.


Daha da ötesi, bir Kahin olarak konumu daha da büyük olasılıkları garanti ediyordu, çünkü Extremity Aeonik Kayıtlar’a bakabilen nadir varlıklardan biri olacaktı.


Bu sahip olunması gereken kusursuz bir konumdu!


Bu arada, önündeki varlık, en yüksek Sınır Katmanı 6. olan yeni yükselmiş bir Gerçek İmparatordu.


Rolleri nasıl tanımlanacaktı?


Ophelia’nın gözleri keskinleşerek, sadece kendisinin görebildiği ışıltılı kelimelerin sürekli çiçek açtığı etraflarındaki canlı alana bakıyordu.


O tam da Bilge’de gördüğü gibiydi ve daha fazlası!


Bilgeliği EXTREMITY’E taşımasına gerçekten izin verecek hangi yolu seçeceğine dair birçok seçeneği vardı.


Ne de olsa bu onun ana hedefiydi!


O, tıpkı kendisinden önceki Gerçek İmparator ve EXTREMITY yolundaki sayısız diğer varlıklar gibi, isteklerini elde etme konusunda bencildi.


Evet, Atalar kendi Düzlemlerini yok etmeden önce onu kurtarmak istemişti.


Ama kalbinin amacı... EXTREMITY idi!


Ve Bilgelik bunu ondan bile daha çok istediği için ona pek çok şey söylüyordu!


Bilgelik ona önündeki bu varlığın, hayır, önündeki bu Varoluşun... aslında onu EXTREMITY’E  götürebileceğini söylüyordu!


Ona yardım etmek ya da EXTREMITY’E ulaşma şansını artırmak değil, ama şaşırtıcı bir şekilde bunu garanti etmek!


Bu adamla ilk karşılaştığında gördüğü sözler gözlerinin önünde altın renginde parlıyordu.


[Bu Varlık Bilgeliği EXTREMITY’E taşıyacak!]


Kendini toparlamadan önce kalbinin kısa bir süreliğine inançsızlık içinde durmasına neden olan kelimeler!


Ophelia, parlak bir gülümsemeyle bir kez daha Noah’ın yüzüne doğru yürürken, gözleri hâlâ altın alevlerle parlıyordu.


Bilgelik,  ona ilk sözlerin ardından pek çok şey söylemişti. Bunlardan biri de bu varlığın EXTREMITY Cennetler’ine arkadaş edinmek için gelmediğiydi.


Buraya Fethetmek için gelmişti!


HOOONG!


Bilgelik kendini açarken, muazzam halcyon ışıltı dalgaları parladı.


Ophelia’nın lekesiz çehresi... Lernaealılar’ın Yaşlı Atası seviyesinde bir varlık- Son Gerçek İmparator ile arasında nasıl bir rol ve ilişki olduğuna dair cevabını bu varlık... onun önünde diz çökerek, verdi.


Antechamber Crimson Kutsal Mekan’daki yıldız dağlarının tepesinde- mevcut Hükümdar, Quintessence’nin Gerçek İmparatoru’nun önünde diz çöktü!


Luna’nın gözleri yuvalarından fırlarken, yanı başındaki Katelyn’in burnu bu sahneyi izlerken, güzelce kırıştı.


>Sen İmparator’sun>


HUM!


Ophelia’nın tatlı sesi, son derece sakin bir şekilde çıkarken, önündeki varlığın sağ elini bir kez daha tuttu. Avucunu cömert göğsüne doğru götürürken, bu sefer onu öpmedi, parlak altın ışığın Kaynağı buradaydı!


>Ve ben...sadece senin Vassal’ınım>


...!


Lernaean Soyu’nun Yaşlı Atası olarak kabul edilse bile!


Sınır Katmanlar’ı onunkinden 2 kat fazla olsa bile!


Abecedarian Kutsal Mekan’ın tek Hükümdarı olmasına rağmen!


Altın ışık bilgelik olarak kendi kalbinden ve ruhundan kendini açarken, Adamın sağ elini göğsünün önüne koydu.


Ve her şeyi onun önüne serdi!


>Ruhum, sana ait.>


WAA!


Abecedarian Kutsal Mekan’ın içinde fantastik bir sahne oynandı, Hükümdar, sahip oldukları ilişkiyi ayırt etmek için ruhunu sundu ve ruhunu sunduğu varlık... güç yayan yıldız eli hiç tereddüt etmeden canlı göğsünün üzerine çullanıp, sıktığında gerçekten tam bir zorbaydı!


QUINTESSENCE’NİN , YAĞMA’NIN ve KAN’IN özü, bir Efendi ve Vassal ilişkisi kurulurken, bu varlığın isteyerek, açığa çıkan ruhunda fetih damgasını bırakmak için yükseldi!


İki yıldız dağının üzerinde diz çökmüş bir pozisyonda duran Ophelia, kendi Bilgelik Sınırı’nın aslında boyun eğişini alkışladığını hissederek, iç geçirdi ve ruhuna eşsiz bir hissin nüfuz ettiğini hissederken, kendini bağladığı Varlığı görmek için başını yukarı kaldırdı.


Bu varlığı tanımlayan QUINTESSENCE’NİN yabancı özünü hissetti ve ona hayret etmeye başladı; Bilgelik ona eğer QUINTESSENCE’NİN bu Sınır’ını öğrenebilirse - EXTREMITY’NİN daha da yakın olacağını söylemişti!


Bu Tiran’ın elini geri çektiğini gördüğünde zihnine bol miktarda bilgi dalgası yayıldı, mevcut gerçeklik gerçekten yerleşirken, bakışları onun üzerinde kaldı.


O, EXTREMITY Cennetler’ine Fethetmek için gelmişti. O... sadece ilk ölümlerden biriydi!


Not: Kahretmesin! Hayatımda gördüğüm en güzel bölüm. Oğlumuzun bir şey yapmasına bile gerek yok başkalarının kavramlar bile Oğlumuza diz çöküyor! Ne mükemmel bir sahne ama!


Not: Adui sen bu işi yapıyorsun be.😅

Not: Şaka gibi ama resmen kavram kendisini Noah’a sundu ya.😆 Bir de hayırsız alkışlıyor.