Muhterem İmparatorlar, arkalarındaki duruma bakıp, güçle kükrerken, Noblesse safları arasında öfke ve inançsızlık yükseldi.
Ancak İradeleri hâlâ patlamaya devam eden korkunç Aeonic Abyssal Kutsal Leviathan’lara ve Aeonik EXTREMITY Hazineleri’nin göz kamaştırıcı ışınlarının görülebildiği Abyssal Kutsal Topraklar’ın derinliklerine doğru ilerlemelerine odaklanmıştı.
Ve dikkatlerini Noblesse Muhterem İmparator Nilado’nun düştüğü çok gerilere vermek isteseler bile...
BOOOM!
Noblesseler, >Ejderköpekbalığı Prion Oxyrinchus> isimli bir Leviathan’ın gökyüzünü yararak, Lejyonlarının tam merkezine çarpmasına gerçekten izin vermedi.
Devasa bir titanik köpekbalığına benzeyen devasa bir canavardı, yüzgeçleri uçucu tekilliklerle dönerken, sırtında NULLITY ve RUIN kanatları dalgalanıyordu!
Kırmızı gözleri şu anda çıldırtıcı bir öfkeyle kükrerken, bu yere bir amaç uğruna koşuyordu. Bir Apex Aeonik Yaşam Formu’nun gözlerine- Berraklığın Gözler’ine!
ROARR!
Abyssal Kutsal Topraklar’ın derinliklerine doğru ilerleyen bir Muhterem geri dönmek için yön değiştirdiğinde Gözleri korumak ve kullanmakla görevli Noblesseler’in bakışları değişti - Berraklığın Gözleri’nin tekil olarak hedef alınacağını düşünmemişlerdi.
Ve işte böyle... burası çok kaotik olduğu için Gerçek İmparator’un yaptığı inanılmaz eylemlere odaklanılamadı.
Yüce bir Muhterem İmparator’un ölümü henüz gerçekleşmiş olsa da, diğer varlıkların çoğu hayatlarını sürdürebilmek için hemen ardından kararlar almaya ve hamleler yapmaya devam etmek zorunda kaldıkları için aşırı bir düzensizlik vardı!
Böyle bir kaosun ortasında hayatta kalmaktanbaşka bir şey yapamazlardı!
’Ama en kaotik durumların ortasında kaderi özgürce yönlendirebilirseniz...’
>Ejderköpekbalığı Prion Oxyrinchus>’un ilerlemesini durdurmak için birden fazla 8. Sınır Katman’ı Varoluşu’nun HİÇLİĞİ serbest bırakmasıyla çılgına dönmeye başladığı Noblesse saflarında, gözleri altın bir Kader ışığıyla dönen Oppenheimer’dan başkasına ait olmayan bir görüntü görülebiliyordu.
Kaos patlak verdiğinden beri ileri ya da geri herhangi bir hareket yapmamıştı ve bakışları az önce bir Muhterem İmparator’u ortadan kaldırmış olan bir varlığın uzaktaki serulean formuna kilitlenmişti.
Oppenheimer bu varlığa bakarken, gözleri düşünceli bir ifade taşırken, açıklanamaz bir his hissetti; ölümcül bir Aeonik Abyssal Kutsal Leviathan zaten yakınlarda olmasına ve her şeyi yok etmek için yıkımı serbest bırakmasına rağmen... bu canavara karşı endişelenmiyordu!
Hatta, etrafındaki kaosun ve saldırmak için HİÇLİK dalgaları salan Noblesse Komutanlar’ın arasında, Oppenheimer’ın figürünün sık sık sağa sola birkaç adım attığı görülebiliyordu.
Ve birkaç nanosaniye önce bulunduğu alan... NULLITY ya da RUIN dalgalanmalarıyla yerle bir olacaktı ana yine de o sadece bir adım öndeymiş gibi görünüyordu.
Etrafındaki kavga ve kaos dalgalarından şok edici bir şekilde kaçınırken, sanki hiçbir hedefi veya yönü yokmuş gibi savaş alanında basitçe dolaştı, ancak gerçek çok daha farklıydı!
Bir hedefi olmadığından ya da buradaki herkes gibi Abyssal Kutsal Topraklar’ı keşfetmek için fırsat aramak istemediğinden değildi.
Sadece Kaderi’nin başka bir yerde yattığını biliyordu.
Ve... son derece sakinleşirken, aslında kritik bir zaman yaklaşıyordu.
Başını sallayarak, ruhuyla arasındaki zayıf bağlantıyı onaylarken, bakışları bir süre daha uzaktaki serulean İmparator’da kaldı ve hemen ardından etrafındaki Kader’in altın ışığı titredi.
Burada bulunma sebebi ortaya çıkmak üzereydi.
BOOOM!
Arkasında, RUIN’den yapılmış şimşekler Kıyamet gök gürültüsü gibi etrafta dalgalanarak, yakındaki Noblesseler’in üzerine yağdı. 8. Sınır Katman’ı uzmanları bariyerleri parçalandığı için tutunamadı ve Berraklığın Gözlerini sıkıca tutan zincirler çözülmeye başladı!
>Hayır!>
Noblesse Komutanları, güçlerini daha da serbest bırakırken, artan bir öfkeyle böğürdüler ancak >Köpekbalığı Prion Oxyrinchus> çok korkunçtu.
Özü, gözleri değiştikçe yakındaki Noblesser’i çoktan etkilemiş ve lekelemişti, daha da fazla kaos ortaya çıktıkça, etraflarındaki kendi kardeşlerine dönmeye başladılar!
İşte böyle bir zamanda, >Ejderköpekbalığı Prion Oxyrinchus>’un üzerindeki kanatların aurorası çırpınırken, çenesi bir Apex Aeonic Yaşam Formu’nun gözlerine doğru genişçe açıldı.
Onun için bir toniğe benzeyen bir şeye doğru!
BZZZT!
>Ejderköpekbalığı Prion Oxyrinchus> onu yutmak üzereyken, bu Gözlerde her zaman mevcut olan korkunç bir koruma katmanı parladı; bu bariyer, birkaç nanosaniye içinde 9. Sınır Katman’ı varlığından bile gelen saldırılara ve müdahalelere dayanabilecek bir şeydi... Ama yine de Leviathan’ın Kızıl sivri dişleri onu kırıp, geçti.
İşte böyle bir anda, bu konuma gelmek için geri dönen Noblesse Muhterem İmparator geldi ve ilerlemesini durdurmak için elleri >Ejderköpekbalığı Prion Oxyrinchus>’un etrafını saran HİÇLİK zincirlerine dönüştü!
Ancak bu yaratık çok fazla güce sahipti, vücudu anında akışkan bir forma dönüştü, aradığı şeyi yutmak için her şeyi atlayan sonsuz Kızıl gümüş köpük gibi görünüyordu.
>OOOH!>
Düzlem Etki Alanı’nı harekete geçiren ve hatta bu korkunç canavarı durdurmak için HİÇLİĞİ tezahür ettirecek kadar ileri giden Noblesse Muhterem İmparator’dan mürekkep gibi bir karanlık yayıldı ve bağırırken, yanından geçip, gittiğini hissetti.
>Gözlerin yutulmasına izin vermeyin!>
Onun bu sözleri, bir yandan öfkeli NULLITY ve RUIN dallarına yaklaşmaya çalışırken, bir yandan da lekelenmiş kardeşlerine karşı savaşan yakınlardaki şok geçirmiş Noblesseler’i harekete geçirdi.
Ve böyle bir kaosun içinde.
WAA!
Kaderin Gerçek İmparator’u hamlesini yaparken, altın bir ışık parladı!
Not: Sonunda hamlesini yapıyor. 😅
Not: OPPENHEİMER, oğlumuza şimdiden dikkat etmeye başladı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
