Bölüm 2346: Serbest! II


Vücudundan, patlayan bir volkana benzer şekilde aşırı miktarda yaşam gücü fışkırıyordu!


Ve ruhunun içinde, hayalleri gerçeğe dönüştürmeye çalışan rüya gibi altın bir ışık her yere nüfuz etti.


Olaylar Noah’ın Gerçek Sanguine Klonu için hâlâ devam ediyordu ama Noah’ın Sonsuz Düzlem’in derinliklerindeki renk cümbüşünü yansıtan gözlerinde... göz kamaştırıcı ipuçları gözlerinin önünde çiçek açarken, zaman neredeyse duracaktı.


>Boyutsal Gerçeklikleriniz, özünde EXTREMITY’E doğru büyük ölçüde yükseltilmiş olan Prana ve Rüya Kaynakları ile rezonansa giriyor.>


>Sonsuz Düzleminizdeki 9 Boyut özünde EXTREMITY’E doğru büyük ölçüde yükseltilmiş olan Prana ve Rüyaların Kaynakları ile rezonansa girmektedir.>


>Sonsuz Düzlemin Quinessential bir genişlemesi EXTREMITY temeli altında başlamaktadır.>


>Boyutsal Gerçeklikleriniz genişletilmiş Decretum Kaynakları ile rezonansa girerken, Birinci EXTREMITY Düzleminiz’in Quinessential bir Genişlemesi ve Güçlenmesi başlamıştır.>


>Birinci EXTREMITY Düzleminiz tamamlanmaya doğru yükseliyor!>


...!


Hem kendi Kökeni’nde hem de Sonsuz Düzlem’in kendisinde beklenmedik bir değişim başlamıştı.


Sonsuz Düzlem, kendisini bağlayan Doğa Yasalar’ın EXTREMITY’E doğru genişlemeye başlaması, içindeki Sonsuz Gerçeklik ve Etki Alanları’nın bir gün önceki hallerinden tamamen farklı hale gelmeleri nedeniyle zaten tamamen yeni bir yapıya doğru istikrarlı bir şekilde ilerliyordu.


Şimdi, içindeki 9 bağlantılı Küçük Düzlem ve onları tanımlayan Decretum da olağanüstü bir değişime doğru yükseliyordu!


Rüyalar’ın imkansızı mümkün kılma Otoritesi, EXTREMITY’NİN üst sınırlarına büyük ölçüde yükseldiği zaman ne olacaktı?


Prana’ya ne olacaktı? Apollyon peki?!


Varoluş Unsurları’nın göksel ateşler tarafından eritildiğini ve sürekli olarak daha büyük bir formda yeniden doğduğunu hissederken, tüm bunlar içinde en büyük değişimi Birinci EXTREMITY Düzlemi yaşıyordu.


İlk olarak, Aeonik Abyssal Kutsal Leviathan’larından gelen Obsidyen Düzlem Köken Panacea’ları aracılığıyla üzerine demirlemeye devam ettiği EXTREMITY Kaynakları ile birlikte Kökeninin genişlemesini sağladı.


Şimdi, Decretum ile ilgili genişletilmiş EXTREMITY Kaynakları, her şey hızla ileriye doğru itilirken, bunu yüksek vitese geçirdi!


Her şeyi aydınlatan kibrit, Prana ve Rüyalar’ın 9. Sınır Katmanlar’ına ilerlemesiydi!


Titus’un açıklanamaz bir şekilde aldığı yaşam gücü, Noah’ın içindeki kan ve yaşam miktarı patlayarak, öncekinin kat kat fazlası haline gelirken, tamamen yer değiştirdi.


Varoluş Unsurlar’ı ve sürekli kabaran özü daha da rafine hale gelirken, Rüyalar’ın otoritesi en çılgın hayallerine ulaşmasına yardımcı olmak için kendini her şeye sıkıştırdı!


Ve burada bile işi bitmemişti.


"Apollyon’u 9. Sınır Katmanı’na getirin.


WAA!


Derin bir Kaos Kaynağına sahip bir Boyut.


Noah, kaostan beslendiği ve kaos sayesinde daha da güçlendiği için, göğsünden erimiş kızıl bir ışık fışkırıp, Sonsuz Kesici ışınları dehşet verici bir renge boyarken, RUIN ve NULLITY daha hazır olmadan Apollyon’u serbest bıraktı!


Zirve Muhterem İmparatorları aştığını bildiği için içinden sınırsız bir güç aktı.



Kendisine doğru gelen düşmanın kendinden emin tavrına ve yaptığı süslü hamlelere bakarken, Eşsiz Muhterem İmparatorlar unvanında ne kadar ilerlediğini merak etti, Noah’ın zalim iradesi Quintessence’yi kurmak istediği için alevlendi!


Prana, Rüyalar ve Apollyon Sınır Katmanlar’ı hakkındaki bilgiler zihnine akarken, damarlarında dolaşan aşırı miktarda yaşam gücüyle sakin bir şekilde konuştu:


>Rüyalar’ın Düzlemi>.


...!


>Prana’nın Düzlemi>.


>Apollyon’un Düzlemi>!


HOONG!


Sanki Kökeni içindeki Boyutsal Gerçeklikleri çekip, çıkarıyormuş gibi hissediyordu.


Sanki onların büyük gücünü alıyor ve dış dünyaya dayatıyordu!


Titus ve diğer Cennet Öğrencileri tarafından salınan baskın Haki ile değişen gümüş altın gökyüzünde, Yggdrasil’i utandıracak ağaçlar fışkırırken, sınırsız yıldız yeşili bitki örtüsü çiçek açtı - kalın kristal yeşil sarmaşıklar filizlenip, Hakimiyetlerini empoze etmek isteyen yılanlar gibi gökyüzünde yaylanırken, kadim bir orman var oldu.


Bu, yemyeşil ışık patlamasının içinde, hem yaşam hem de ölümle vızıldayan göz kamaştırıcı yeşil Kozmoslar’ın oluştuğu da görülebiliyordu - bu Kozmoslar, ihtişamını tam olarak takdir etmek için Prana Düzlemi’nin tanımıyla gözlemlenmesi gereken korkunç bir kapasiteye sahip oldukları için korkunç bir çekim gücü taşıyorlardı!


>Prana’nın Altıncı Sınır Katman’ı>:: Size Prana Düzlemi’ni çağırma ve onun hakimiyetini dış gerçekliğe empoze etme Otorite’si veren bir Sınır. Prana Boyutsal Gerçekliğinizin bir Tezahürü olduğundan, bir kez aktif hale geldiğinde, Prana Düzlem’i sürekli olarak her nanosaniyede toplam Aeonik Canlılık Değerler’inizin %85’ini gençleştiren bir Aeonik Canlılık Yenileme ışığı salar. Buna ek olarak, Quinessential Kainos Aeonik Prana Kozmosu alandan tezahür eder ve size ve düşmanlarınıza doğru gök gürültüsü gibi iner. Düşmanlar’ınıza çarptıklarında, amaçlanan hedeflerin yaşam gücünü tüketme konusunda uzmanlaştıkları için Maksimum Aeonik Ruh Hasarı Değerlerinizin 2 katını verirken, siz ve müttefikleriniz her vuruşta toplam Aeonik Canlılık Değerlerinizin %85’inin yeniden canlanmasını deneyimleyeceksiniz...


Şaşırtıcı bir Düzlem Alan’ı.


Böylesine dehşet verici bir Kozmos Ophelia’nın üzerine çöktüğünde, savunmak zorunda oldukları şeylere yenilerini eklerken, Quinessential Kainos Aeonik Prana Kozmosu’nun yaşam ve ölümün yemyeşil güneşleriymişçesine gelişmesine ve Cennet Öğrencilerine doğru akmasına neden oldu...


>Ahh!>


Muazzam yaşam gücü sel gibi çevreye yayılırken, vücudu daha da büyük güç ve canlılık patlamaları yaydı!


Bilgelik, kelimelere ve komutlara dönüşerek, kendisine yaklaşmaya çalışan 2 Cennet Öğrencisine doğru hücum ederken, Cennetteki Öğrenciler bir yandan da çevredeki pek çok saldırı kaynağıyla uğraşıyordu; yüzlerindeki ifade şu anda hayal kırıklığıyla doluydu ve şaşkınlık izleri yükselmeye başlamıştı.



Quintessential Kainos Aeonik Prana Kozmos’u Çılgın Muhterem İmparator Caesar’a doğru çarptığında, Ruhu ondan bir tehlike hissetmediği  Kozmosun vücuduna  çarpmasına izin verdi ve bu savaşın başladığı kısa nanosaniyelerde aldığı yaraların hepsi, daha da korkunç yerçekimi ve sıcaklık dalgaları yayarken, böğürürken silindi!