Bölüm 2674: Bir Ganimet Parıltısı! III


Tohum, EXTREMITY Cennet Gözü’nün Parçalar’ını yuttuktan sonra Noah, RUINATION’ın Obsidyen ve Altın Hyperversal Derecelendirme Kemikleri ile Hyperversal İlik Ruhu Tekillikler’ini çoğaltmaya başladığını gözlemledi ve bu süreç devam ederken, tamamlanmış olan 100 Hyperversal Cennet Göz’ü Parçası harikasını Varoluş Unsurlar’ına aldı.


...!


Gözlerinden ilk olarak akkor halinde bir ışık huzmesi belirdi; kadim motorlar gibi dönen dokuz gözbebeği, [EXTREMITY] karakteri gözbebekleriyle birleşirken,  çıldırtıcı bir ihtişamla parlıyordu.


Hiçbir şey eksilmedi, sadece Noah’ın gözlerinin içinde dönen ihtişamı daha da arttırdılar; ruhu, gözbebeklerine bir dağlama yapılıyormuş gibi hissediyordu, acı ölçülemezdi!


Ve yine de Noahz sadece yakından izledi ve aktif olarak gördüğü şey yavaş yavaş değişti.


>Hyperversal Cennet EXTREMITY  Gözü’nü elde ettin!>


Dokuz Katmanlı Gözleri, yanardöner bir ışıkla parlarken, tam merkezlerinde EXTREMITY Karakter’i yiğitlik ve ihtişamla kazınmıştı!


Daha önce göremediği şeyleri görmesini sağlayacak bir görüş kazandı.


Şimdi bir EXTREMİTY’YE baktığında... nasıl harikulade bir manzara görecekti?


Gözlerindeki otorite, ruhuna damgalandı ve bedenlerine taşındı, Varlığı, bakışlarını bu tür varlıklara hemen odaklayabilirken, EXTREMITY’NİN gerçekte ne olduğuna dair bir anlık bir fikir edinebilirdi!


Obsidyen Cennet Saurischian Takımadalar"+ının üzerinde.


Noah’ın figürü, göz kamaştırıcı Cennet Hazineler’i Haleler’i arasında süzülürken, Avernus EXTREMITYLER’İNİ geri püskürtmüştü. 100.000 Üniteden fazla Cennet Aurora, EXTREMITY Blue’yu diğer Avernus EXTREMITYLER ile birlikte geri çekilmeye zorlarken, onun tarafından cebe indirilmişti.


Etrafındaki Haleler’in geniş ışığına baktı; Sınır Katmanlar’ı boyunca yardım edebilecek Ganimetler, EXTREMITY Yadigârları, EXTREMITY Silahlar’ının Parçalar’ı ve daha birçok harikulade şey önünde uzanıyordu, ancak herhangi birini yakalayamadan...


"Hadi konuşalım."


Kademe 4 Hyperversal EXTREMITY’NİN  görkemli sesi, arkasında çınladı.


Bu Takımadalar’ın Cennet Efendi’si.


Bir Cennet Titanosaurus!


Arkasını dönüp, gözlerini, bu varlığa diktiğinde... yaydığı şok edici parlaklık karşısında gözlerini kısmak ve neredeyse geri dönmek zorunda kaldı.


Tüm varlığı son derece görkemli ve güçlü bir fırtına gibi görünüyordu ve bu ihtişam sadece bedeninde kalmıyordu, Noah, ilk kez Hyperversal Cennet EXTREMITY Rün Kutsal Yazıtlar’ını gözlemledi ve karşısındaki varlık o kadar çok şeye sahipti ki, bunlar bedeninden dışarı taştı ve etrafındaki alanı etkiledi!


-


Noah, gözlerini ilk kez gerçekten EXTREMİTY’YE diktiğinde, sayısız ışık yılı ötede, Sonsuz Çözülme Cenneti’nin tam merkezine doğru önemli bir olay gerçekleşiyordu.


Bazı Varlıklar’ın hızı, diğerlerine kıyasla çok daha farklıydı.


Eşsiz bir Zenith Seviye 3 Hyperversal EXTREMITY’NİN hızı... böyle bir varlık EXTREMITY’NİN Sonsuz Cennetler’ine ilk girenlerden biri olurken, vtamamen korkunçtu!


İmparator Shao, sanki tam olarak nereye gitmek istediğine dair bir niyeti ve yönü varmışçasına, sayısız ışık yılını aşarak ve pek çok Altın ve Obsidyen Cennet Takımadası’ndan geçerek, Çözülmenin Sonsuz Cenneti’ni geçmişti.


Hyperversal Cennet Plantae ve Riboviria tarafından yönetilen bölgelere girene kadar, Hyperversal Cennet Animalia EXTREMITY Soylar’ının yaygın olduğu bölgelerden geçti.


Nihayetinde, her tarafı dehşet verici auralarla dolu, tek başına yüz binlerce küçük Cennet’e benzer bir büyüklüğe sahip devasa Kızıl Cennet Takımadalar’ına ulaştı.


Böyle bir kara parçası, Dört Hyperversal Cennet EXTREMITY Soyu’nun tüm temsilcilerini ve Sonsuz Çözülme Cenneti’ndeki Cennet EXTREMITY Mahzenler’inin Ana Kolunu barındıran bir kara parçasıydı!


Karmaşık ve Yenilikçi Yapılar, Gemiler ve Harikalar üzerinde süzülürken, %20’si yaşamla titreşen arkaik bitki örtüsü ve ormanlarla doluydu.


İmparator Shao, yüzen kara kütlesinin başlangıcına son derece soğukkanlılıkla bakarken, böyle bir yere gelmişti.


İçeri girmedi, bunun yerine elinde parlak beyaz bir alevle yanmaya başlayan altın bir kâğıt tılsım çıkardı.


Bu yanan tılsımın yarısında, İmparator Shao’nun önündeki boşluk korkunç bir auranın içeri girmesiyle dalgalandı!


En azından 4. Kademe bir Hyperversal EXTREMITY olmalıydı ve bu arada yanan altın rengi puslu bir ışık, etrafındaki her şeyi kaplamıştı; Halcyon renkli teni yüzü ve omuzlarından muhteşem bir şekilde akan beyaz altın saç tellerini gösterecek şekilde zar zor görünür hale geliyordu.


Altın rengi ten!


Sayılamayacak kadar çok sayıda Hyperversal Cennet EXTREMITY Rün’ü Yazıt’ı içeren buğulu gözleri vardı ve bakışları sanki EXTREMITY’NİN Aeonik Kayıtlar’ının büyük çoğunluğunu görebilecekmiş gibi delip, geçebiliyordu.


Vücudu, Hyperversal Cennet Celestia EXTREMITY Soyu’nun Cennet Otoritesi’ni yayarken, derisinin etrafında, Vitalis Hyperversal Otorite akıntıları serbestçe akıyordu.


Bu, en azından İkinci Vitalis Uyanışı’nı geçirmiş bir Varlıktı!


Gözleri, tüm Cennetler’i yerle bir edebilecek bir hilal gülümsemesi ile kaplıyken, İmparator Shao’ya bakarken, söylediği sözler, derinden yankılandı.


"Cennet’ten cehenneme atılan Celestia’nın Oğlu sonunda geri dönebildi... seni tekrar görmek güzel Shao."


...!


Kadının gözleri, karşısındaki adamın sergilediği soğukluk karşısında sayısız karmaşık duygu barındırıyordu ancak İmparator Shao,.başını sallayarak, bakışlarını korudu ve bu 4. Kademe Hyperversal EXTREMITY ile özgürce konuştu!


"Benim olanın hazırlandığını ve benim için hazır olduğunu varsayıyorum."


Sözleri sakindi, tonu, sanki kendi seviyesindeki ya da ondan biraz daha düşük biriyle konuşuyormuş gibiydi!


Yine de 4. Kademe Hyperversal EXTREMITY Celestia, onun sözlerine sadece gülümseyip, başını salladı ve kör edici bir ışık ondan yükselip, her ikisini de sardı.


"Yemin’de vaat edilen her şey geldi..."


Bir ışık parıltısıyla, iki Varlık, arkalarındaki görkemli Takımadalar’ın içinde kayboldu.


Kademe 3 Hyperversal EXTREMITY seviyesinde birçok güçlü Aura’ya sahip olan bir Takımada, Kademe 4’ün ihtişamını yayan bilinmeyen sayıda Varlık’tan bahsetmeye bile gerek yok!




Not: Siz, Bakın hele bu İmparator Shao’ya. Neler saklıyormuşta haberimiz yokmuş.