Bölüm 2720: Quintessential Apeksifikasyon’u! II


Quinessential bir ihtişam sahnesi!


Seçkin bir azınlık tarafından tanık olunan bu sahneye, eğer Gerçek Quinessential İmparator dileseydi, onların gözleri bile maskelenecek ve dönüşümünün hiçbir kısmına bakamayacaklardı.


Ancak gözlemleme erişimleri vardı çünkü neyin mümkün olduğunu görmeleri gerekiyordu.


İmkânsız ve Aşılamaz olanın bile mümkün kılınabileceğini ve Aşılabileceğini görmeleri gerekiyordu!


HELIOS’UN Saf Hyperversal EXTREMITY Otoritesi’ni binlerce ışık yılı boyunca yayan Helios’un Hyperversal Yayı’nın patlayan etki alanının köşesinde, 1. Kademe bir Hyperversal EXTREMITY’NİN görüntüsü görülebiliyordu.


Gece lakaplı bir Gölge Muhafızı olduğu için kimliği basitti ve şu anda olup, bitenlerin Kaydını tutan tek varlıklardan biriydi.


Kâtip’in Hyperversal EXTREMITY Otorite’si etrafında dans etti ve altın bir kaleme dönüşerek, devasa ve kadim görünümlü beyaz altın bir kitabın üzerine sürekli olarak yazılar yazdı; kitabın başlığı [Gerçek Quintessence İmparator’un Quinessential Apeksifikasyon’u] idi!


Kâtip, bu kadim görünümlü kitabın üzerine sürekli olarak şaşırtıcı cümleler kazırken, gördüğü her şeyi kaydetti.


[...Vücudu, Tekillikler’i utandıran bir hızla onları yutarken, çok sayıda yakınsak Otorite’nin merkez noktasını aldı


Göksel bir ağaç dallarını ona doğru uzattı ve amansız bir kudretle onu yıkadı, Yedincisi neredeyse tamamlanırken, Cennet gibi kulesi zar zor fark edilebiliyordu!


Birçoğunun bir gün önce yanına bile yaklaşamadığı Yarı Dövülmüş EXTREMITU Silah’ı parça parça kopuyordu - bir şekilde varlığı tarafından yutuluyordu, sanki bunun gibi bozulmamış bir öğe sadece onun ihtişamını tamamlayacak ve ona katkıda bulunacak bir şey olabilirmiş gibi.


Ve sonra tüm halkını şoka uğrattı ve dehşete düşürdü... Meridyen Tohumlar’ı ışık saçmaya ve çiçek açmaya başladı.


Hyperversal EXTREMITY Meridyenler’ini temsil eden çok renkli ışıktan sonsuz sütunlara dönüşmek üzere yükselirken, Varoluş Unsurlar’ı bu çiçek açan tohumların içine çekilmeye başladı!


Harika bir şekilde, hayali çok renkli bir ışık kabuğu herkes tarafından görülebilirken, bedeni  içine çekilmeye başladı. Ruhu’nun bir kısmı Meridyenler’in içine alınırken, geri kalanı sabit ve hareketsiz bir şekilde varlığının her tarafına yayılmaya devam etti.


Daha da vahimi, Kökeni’ne benzeyen kulesinin ana hatları yılmadan kaldı.


Çiçek açan Meridyenler’in içine alınmak için tek bir adım bile atmadı ve yapısı çok bozulmamış ve değişmez görünüyordu!


Ve sonra... çiçek açan Meridyenler görkemli bir yiğitlikle kükreyerek...


Yok artık...]


Kâtip’in Hyperversal EXTREMITY Otorite’si titrerken, Gece’nin bedeni de ileriye bakarken,  titredi.


Dahiler Apeksifikasyonlar’ını tamamladıklarında en fazla 9 veya 10 Meridyene sahip olurlardı. Sonsuz Hyperversal Cennetler’inde bile en yüksek sayılar 24 veya 36’ya kadar çıkıyordu!


Noah, zaten 81 göz kamaştırıcı EXTREMITY Meridyen Tohumu’nun çiçek açtığını göstermişti, ancak Gece’nin Hiyprversal EXTREMITY Otoritesi’nin bile Kaydında kekelemesine neden olan sahne daha da şaşırtıcıydı.


[...Öngörülemeyen bir zafer.


Hepimizin gözleri önünde, Zalim İmparator’un bedeninde çiçek açan 81 Meiridyen’e ek olarak, herkesi tam bir sessizliğe sürükleyen şey de bir anda onların karşısında 81 tanesi daha çiçek açmasıydı!


Başarının muazzamlığı için sessizlik.


Quintessence’nin Gerçek İmparatoru’nun ihtişamı için sessizlik!


Onun düşmanı olmayı seçenler için sessizlik.


Düşmanları için... Ruhlar’ında bundan sonra bir parça umut ya da merhamet olmayabilirdi!]


Kâtip, kaydetmeye devam etti.


Diğerleri şok içinde dönüşüme bakmaya devam etti!


Yine de Quintessence’nin Gerçek İmparato’ru, eşi benzeri olmayan bir Temel’i yürürlüğe koymak için ileri atıldı!



Yarı Dövülmüş EXTREMITY Silahı’nın pulları, vücuduna girip, duvara çarparak, Ruhu’nun daha fazla güçlenmesini engellerken, varlığının diğer kısımları parıldıyor ve çiçek açan 81 Hyperversal EXTREMITY Meridyen Tohum’u şu anda canlanırken, Aşılamaz bir duvara tırmanmak için araçlarının geri kalanını kullanıyordu.


Ama... yalnız değildi çünkü Alexander’ın varlığı ve diğer bilinmeyen faktörlerin Asimilasyonundan sonra, şimdi karşılarında 81 hayali Hyperversal EXTREMITY Meridyen’i duruyordu!


162 Meridyen!


Yeni ortaya çıkan 81 Meridyen, Yarı Dövülmüş EXTREMITY’NİN Silahı’nın asimile edilmiş özü ve III. Kademe Dişbudak Ağacı’ndan gelen otorite dalgaları ile eşleştirildiğinde, rafine etmek ve dönüştürmek için ruhundan daha fazlasını aldı...


BOOM!


Aşılama EXTREMITY Duvarı’na yapılan patlayıcı vuruş, sanki içi boş bir ağaca vuruluyormuş gibi gümbür gümbür bir sesle karşılandı.


Sanki birkaç darbe daha yol açacakmış gibi!


Noah, bunu ruhunda hissedebiliyordu, birden fazla farklı aletle çekiçle vuruyormuş gibi hissediyordu, her biri ruhunun farklı caddelerine çarpıyordu, defalarca sıkıştırılıp, zenginleştirildikten sonra, sadece yukarı doğru macerasına devam edebilirdi.


BOOM!


Sonsuz Hyperversal Cenneti’nin binlerce ışık yılı yakını, Noah’ın Ruhu’nun nimetleriyle titremeye başladı.


İzleyenler şok ve dehşet içinde geri çekilirken, kendi Ruhlar’ının da patladığını hissettiler.


Noah, zamanın yaklaştığını ve daha fazla dayanamayacağını hissetti, hayali bedeninden geriye kalanlar yumruğunu sıkıp, göğsünü genişletirken, Quintessence, her yerinde parlıyordu, Varlığı, Yarı Dövülmüş EXTREMITY Silahı’nın kalan her parçasını içine çekerken, uçsuz bucaksız bir tekillik gibi nefes alıyordu - tüm varlığı çok renkli bir güneş gibi aydınlanıyordu ve haykırıyordu!


"OOOOH!"


Henüz EXTREMITY’E ulaşmamış tüm varlıkların Ruhlar’ı, gözleri, geri dönerken ve bilinçleri anlık olarak durma noktasına gelirken, katıksız basınç ve enginlikten bunalırken, gök gürültüsünü andıran bir feryat yükseldi.


Henry gibi birkaçı, saf Soy’u ruhunu tutup, bilincini hemen kaybetmesini önlerken, dizlerinin üzerine çöktü ve Sonsuz Hyperversal Cennet’ten gelen bir ışık onu ve diğerlerini sadece bir güvenlik önlemi olarak sardı!