Bölüm 2834: Karşılığı Ödenemeyecek Bir Sevgi!



Quintessential Dowager, gözleri parlaklık hissiyle dolarken, göz kamaştırıcı üç kraliyet moru renkli Orta Sınıf Tiran Planalith Krystallos’a baktı.


"En iyi olasılık bile bu kadar büyük bir şey..."


Düşük Sınıf Planalith Krystallos’lar toplu halde dövülebiliyordu.


Böyle bir sahneyi gördüğünde ve diğer Varlıklar’ın bu gibi şeyleri nasıl Rafine etmek zorunda kaldıklarına dair Kayıtlar’a da maruz kaldığında, Amelia Osmont kalbinin gururla dolup, taştığını hissetmekten kendini alamadı.


Tüm bunlardan sorumlu olan kişi oğlundan başkası değildi.


Etrafındaki açık alana sorarken, sürekli olarak Otorite’yi üzerine çeken göz kamaştırıcı Kazanlar’a baktı.


"Sence biliyor mudur? Onunla ne kadar gurur duyduğumu?"


...!


Quintessential Dowager, bu sözleri söylerken, gözleri oğlunun geldiği noktadan duyduğu memnuniyetle doluydu!


Ancak sözleri o kadar çarpıcıydı ki, Sonsuz Hyperversal Cennet’i bile hemen cevap vermedi, sesi ancak milisaniyeler sonra çıktı.


"Eminim biliyordur, ama ona söylemekten zarar gelmez."


Oğlu, çok yol kat etmişti. Ve o, hâlâ onun annesiydi. Bu yüzden Sonsuz Hyperversal Cenneti’nin tavsiyesine kulak verdi.


"O zaman ona söyleyeceğimden eminim."


...!


Bir an sonra ellerini iki boş Kazan’a doğru salladı ve konuştu.


"Quintessence ve Sonsuzluğ’u alalım..."


İçlerine Renksiz ve Cerulean ışık huzmeleri akmaya başladıkça,  Kazanlar güçle uğulduyor, bu canlı yapılarda Planalith Krystallos Arıtması’nın bir başka turu başladığında, kapakları kapanıyordu!


Quintessential Dowager’ın göz kamaştırıcı figürünün arkasında, Ruination, onları çoğalttığında bir Planalith Krystallos dağı oluşmaya başlamıştı bile... oh!


Bu alanda mutlak bir parlaklık meydana geliyordu ve bu sadece Simya Salonuydu.


Tamamen ayrı bir alanda, Demirci Ocağı daha da şaşırtıcı bir ışıltıyla parlıyor, Düşük ve Orta Derece Extremity Silahlar’ı tasarlanıyor ve mükemmel bir şekilde dövülüyordu!


Tüm bunlar arka planda gerçekleşti.


Tüm bunlar tek bir Varlık sayesinde meydana geldi ve meyvesini verdi.


Ve şu anda, bu Varlık daha da büyük bir güce ulaşmaya çalışıyordu çünkü o ilerledikçe, Sonsuz Hyperversal Cenneti’ndeki tüm Otoriteler daha da büyük hale geliyordu!


Ve şu anda.


Quintessence’nin Extremity’sinin iradesi, vizyonu Extremity Dereceler’inin bulanık sularına kayarken, uğuldadı.


Şu anda, Extremity’nin Dördüncü Kademesi’nin bulanık katmanının tam Zirvesindeydi ve burada ağır bir baskıya ve güce dayanıyordu.


Etrafına bakarken, bu bulanık sularda herhangi bir değişiklik olmaması Noah’a pek çok şey anlatıyordu.


Extremity’nin Quintessential Kayıtlar’ını kurmuş, Vitalis ve Vacuous’tan kopmuş ve kendisi dahi tüm Sonsuz Hyperversal Cennet’i Varoluş ve Var Olmama halinde tutmuştu... ve yine de Extremity’nin Dereceler’inin bulanık sularında, hiçbir değişiklik olmamıştı!


Noah’ın şu ana kadar gördüğü tek değişiklik, Varoluşsal Extremity Otoriteler’ine eriştiğinden beri zaten meydana gelen şeydi - onu tutan ve Aşamalardaki ilerlemesini son derece yavaşlatan aşırı miktarda zincire sahip olmadığı gerçeği.


Bu, eğer başka Varoluşsal Extremity Otoriteler’ine sahip Atalar veya Kontrolörler varsa... onların da Noah gibi Extremity Dereceler’i arasında aynı çok yönlülüğe ve harekete sahip olabileceği anlamına gelebilir!


Bu düşünce, aynı zamanda daha da dikkatli olmasına neden oldu çünkü bunca zaman boyunca Extremity’nin Birinci Derecesi’nden şimdiye kadar Desilyonlarca Varlığ’a bakabildi ama ya bu bulanık sularda... kendisi gibi özgürce hareket edebilen ve idrak sahibi olabilen başka bir Varlık’la karşılaşırsa?



"..."


Bu düşünce, Vücudu’nun etrafındaki göz kamaştırıcı ışık renkleri geri çekilirken, iradesinin etrafına yayılmasına neden oldu, Renksiz Hyperversal Varoluşsal ve Quinesential Extremity Rün Yazıtlar’ı Otoriteler’iyle titreşirken, Vücudu’nun etrafında yanıltıcı zincirler belirdi.


Hayali olmaktan çıkıp, sanki o da diğerleri gibi Extremity Dereceler’inin bulanık sularına zincirlenmiş gibi, yavaş yavaş zincirler gerçek oldular ve sonra Dördüncü ve Beşinci Extremity Dereceler’inin Sınırı’na şöyle baktı…


>Kultivation’un Extremity’si sorunsuz bir şekilde ilerler>


>Yükselişin Extremity’si daha da fazla dönüşüm peşinde!>


Varoluş’u yeterince büyümüş ve çevredeki baskıya artık ona zayıf hissettirecek kadar rafine hale gelmişti ve Beden’i bir an sonra büküldü...


HUUM!


Herhangi bir dalgalanma olmadan kayboldu ve Beşinci Extremity Derecesi’nin bulanık sularının girişinde yeniden ortaya çıktı.


...!


Daha da berrak.


Biraz daha az bulanık.


Her şey gizlendiği için çevresi uğuldamıyordu, ancak Varoluş’u onu rafine ettikçe, Extremity Rün’ü Yazıtlar’ı binlerce arttıkça ve Ruh’u daha da yükseldikçe, Otorite ve baskı dalgaları her yerden ona doğru yükseliyordu!


Bu kez, Extremity Otoriteler’inin onu ne kadar ileri götürebileceğini görmek istiyordu.


Sahip olduğu korkunç Kavramlar’la hangi Derecelendirmeye ulaşmayı başaracağını görmek istiyordu!