Bölüm 2899: Momentum! V


Aşılamaz öneme sahip bir buluşma!


Archon Basileus Al-Abalem ve Archon Basileus Ignatius birbirlerine bakarken, tam da şu anda meydana gelen şey buydu.


Bu Varoluşlar’ın buluşması normal bir buluşma olmadığı için her birinin Vücud’u, şok edici miktarda parlaklık ve ihtişam yayıyordu.


Onların Miraslar’ının isimleri, aayısız çağlar boyunca kazındığı için muazzam güç ve zenginliğe sahip Varoluşlar’dı.


Karşılaştıklarında, bundan sonra kritik bir şey olacaktı!


Archon Basileus Ignatius’un siyah ve menekşe rengine bürünmüş kel kafası, konuşurken, daha da büyük bir parlaklıkla parlıyordu.


"Görünüşe göre bir hastalığın o kadar yayılmasına izin vermişiz ki, şimdi birçok önemli Tohum’a sıçramış durumda."


Sözler’i hafif ve rahattı, Archon Basileus Al-Abalem onlara karşı sadece başını sallayarak, cevap verdi.


"Evet, bu toprakları yönetirken, bizim için bir ilk olabilir ama böyle şeyler olur. Şimdi, Extremity Kodeksi ile ’o’nu başlatabileceğim için hastalığın daha da iltihaplanmasına izin vermemize gerek yok. Her birimiz sadece maliyetine katlanmak zorundayız ama..."


Archon Basileus Al-Abalem’in gözleri parladı ve Otoriter bir tavırla devam etti.


"Extremity Kodeksi’nin kullanımı benim sorumluluğumda olduğu için, gerekli Varoluş Meyveler’inin %60’ını sağlama nezaketini göstereceğim."


...!


Bu sözler karşısında, Basileus Anaine’in bile kaşları kalktı, Archon Basileus Ignatius ve yanındaki Varoluş’tan bahsetmiyorum bile.


Archon Basileus Al-Abalem ne zamandan beri bu kadar lütufkâr bir Varoluş oldu?


Kendi seviyelerindeki Varoluşlar’ın her hareketi ölçülü ve bir amaca yönelik olduğu için böyle bir soru ortaya çıktı ve Al-Abalem’in neden halihazırda ödemek zorunda olduğundan daha büyük bir kaybı göze aldığını henüz anlayamadılar!


Ancak Archon Basileus Ignatius’un metaneti karşısında hiçbir cevap gelmedi ve sadece başını sallayarak, cevap verdi.


"Pekâla. O’nu yürürlüğe koymaya devam edelim."


O.


Bu konu hakkında konuşanların çoğu, gerçekten tatsız bir şey olduğu için onu adıyla çağırmayı tercih etmiyordu.


Ama aynı zamanda gerekli bir şeydi.


Her şeyi sona erdirecek ve yeniden başlatacak bir şey.


O.


O...


"Mors Apokalypsis."


HUUM!


Archon Basileus Al-Abalem yeterince konuştu ve etrafındakiler sadece bu sözle bile titredi.


Mors Apokalypsis!


Archon Basileus Al-Abalem devam ederken, Basileus Anaine’in gözleri bu sözler ve bu sözlerin ağırlığı karşısında keskinleşti.


"Etkinleştirilmesinden sonra, 9 Gün içinde birçok şey aynı olmayacak, Extremity Dereceler’indeki tüm Tohumlar’ın Kayıtlar’ı, Varoluşlar’ı ve  Dokumalar’ının her şeyi silinecektir. Zaman’ın herhangi bir noktasında Extremity Kodeksi’ne kaydedilmiş olan tüm Tohumlar, hiçbiri kaçamayacağı için bununla yüzleşecektir. Bir kez başlatıldığında, üzerimizdeki mutlak kısıtlamaları kırmak tamamen imkânsız hale gelecek ve altımızdaki toprakların hiçbirini hiçbir şekilde etkileyemeyeceğiz. Ne olduğunu bilemeyeceğiz, hatta Extremity Kodeks’i tarafından serbest bırakılan Otorite’ye bile bakamayacağız. Ama... gerçekten buna ihtiyacımız olacak mı?"


WAA!


Sonunda bir soru sordu ve yine de cevaplanmasına gerek yoktu!


Çünkü hepsi bunu biliyordu.


İlk gün, Birinci Extremity Derece’si ve altındaki herkes yok olacaktı.


Vitalis ve Vacuous Hyperversal Etki Alanlar’ının Tohumlar’ı için bu, en büyük miktarlarda yok olacakları bir gündü!


İkinci gün, İkinci Extremity Derecesi’ndeki herkes yok olacaktı.


Bu böyle devam edecekti...


"Bu topraklar için Mors Apokalypsis Sekizinci Gün yapılacak. O zaman, Mors Apokalypsis’in tamamlanmasının ertesi günü mutlak kısıtlamalar en düşük seviyeye inecek ve  önümüzde yeni bir diyarın açıldığını göreceğiz. Ana bedenlerimizle Vitalis ve Vacuous Hyperversal Alanlar’ında yeni bir Çağın başlangıcını gözlemlemek için istediğimiz gibi serbestçe görüneceğiz. Extremity Kodeks’i aracılığıyla yeni bir sayfa."


...!


Korkunç bir dizi kelime bir araya geldi.


Extremity Aeonik Kayıtlar’daki Varlıklar için iyiye işaret olmayan kelimeler!


"Hadi başlayalım..."


Parlak bir ışıkla, bu Varoluşlar Mors Apokalypsis’i canlandırmak için hareket etmeye başladılar.


-


Sonsuz Hyperversal Cennet’te.


Planalith Krystallos dağlarını ve Vacuous ve Vitalis Hyperversal Alanlar’ından çıkan en güçlü Varlıklar’dan bazılarını barındıran Simya Salonunun bir bölümünde.


Vitalis’in Ozanı’nın keskin sözlerinin ardından, Çeliğ’in Ata’sı buradaki diğerlerinin yüzlerine baktı ve göz kamaştırıcı bir parlaklıkla konuştu.


"İşler, doğal olarak bu noktaya geldiğine göre, gerektiği gibi katkıda bulunacağız. Ancak konu buradaki Varoluşsal Extremity Otoriteler’ine gelince... onlar hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Bir gösteriye ne dersiniz?"


WAA!


Bir gösteri.



Çeliğ’in Ata’sı bununla ne demek istedi?


Noah’ın sureti, Planalith Krystallos dağının tepesinde sessizce oturmaya devam ederken, bakışlarını kendisine dikmiş olan Çeliğ’e kilitledi.


"Çevremizdeki Varoluşsal Extremity Otoriteler’inin ne anlama geldiğini ifade etmek için benimle veya seçtiğiniz başka biriyle bir karşılaşmaya ne dersiniz? O zaman hepimiz kolayca bir seçim yapabiliriz."


...!


Bir müsabaka!


Vitalis’in şok edici Efsaneler’inden birine, hatta alanlardaki diğer efsanelere karşı bir müsabaka!


Bu gerçekten güçlü Varlıklar için doğal bir ilerlemeydi ve onları Extremity  Dikastes’inden uzaklaştırdığında, bu Varlığ’ın şok edici yeteneklerini ve entrikalarını zaten görmüşlerdi.


Şimdi de Varoluşsal Extremity Otoriteler’inin kendilerine bir göz atmak istiyorlardı.


Ve bu müsabaka için, hepsi, onun Onurlandırılmış statüsüne ulaştığını ve dakikalar önce Extremite’ye eriştiğini bildiği halde, Quintessence’nin Extremity’si gerçekten de, Extremity’nin Sekizinci Kademesi’ndeki biriyle dövüşecek miydi?