Bölüm 3008: Sadece Hakimiyet Alem’i! 


Kader’in cilvesi benzersizdi, zira bir kişinin sefaleti bir başkasının muazzam nimeti olabilirdi.


Büyük Gaspçı, Kapadokya’da muazzam bir Nimet yaşarken, ondan çok uzakta, Baş Kahraman’ın Extremity’si, kendi kazanımlarını hesaplarken, Hakimiyet Ruh’u zaten iki Varoluş’un lideerliğini başka bir yere doğru takip ediyordu!


Önünde, Kapadokya’nın Savaş Kral’ı olması gereken birinin darbesiyle neredeyse ikiye bölünmüş, Hakimiyet’i neredeyse paramparça olmuş Hayali Komutan’ı Augustus’un bedenine bakarken, Kavramlar’ının Varoluşsal Otoriteler’inin dalgaları dönüyordu.


Beden’i çoktan yok olmuş, sadece Dokumalar’ından geriye bir iz kalmıştı; ancak bu bile bir Teleios Aşaması Varoluşu’nun Hakimiyet Ruhu’nu neredeyse yok etmek için kullanılmıştı!


Noah, etrafındaki diğer her şeye bakarken, henüz böyle bir Varoluşla boy ölçüşemiyordu.


Otorite dalgaları,  Hayali Komutan Augustus’un Hakimiyet iyileştirmek için ona akarken, Gözlemci Xavier’in Hayali Dokumalar’ının diz çökmüş bedeni ve hatta... Archon Basileus Ignatius görülebiliyordu.


Toplam üç Teleios Aşaması Varoluş’u!


Eski bir Archon, bir Şövalye ve bir Kraliyet Gözlemci’si!


Bunlar, şu anda Noah’ın en güçlü kuvvetleriydi ve onların altında, öldürdüğü ve Yağmaladı’ğı diğer Basileuslar da, Hakimiyet Aşaması Lejyonu’nu oluşturmak için onların saflarına katılmıştı.


Bunlar, onun güçleriydi.


Ancak bunların dışında başka Vasallar’ı da vardı ve onlar da, kendisiyle aynı görkemli yola girebilirlerdi.


Ailesini ve Sayısız Vasallar’ını düşünürken, Teleios Aşaması’ndaki bir Varoluş’un her ölümünde aldığı Quintessential Hakimiyet Çekirdekler’ine baktı ve kısa bir süre sonra, Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum’un derinliklerindeki kısıtlı etki alanından kayboldu... ve bu yapının devasa Extremity Damar’ı boyunca dönen, Aletheian Cennetler’i yakınlarına geldi.


Mimeisthais ile savaşın gerçekleştiği Extremity Damarı’nın zirvesine doğru, Vasallar’ın hepsi Extremity’nin Quintessential Dereceleri’ne ve çok yukarıda ulaşılamayan sonsuz Hakimiyet Gökyüzüne alışmaya devam ediyordu.


Tam o anda Noah, aralarında belirmişti.


Aurası, Varoluş’un kendisini tanımlıyordu ve geldiği anda, çevredeki Yıldız Öz’ü Nehirler’i onunla birlikte kıvrılmaya başladı ve parlak Tekillikler sadece etrafındaki Saf Varoluşsal ışıktan çiçek açıp, solurken, merkez haline geldi.


Çeliğ’in Ata’sı ve diğerleri dönüp, kasvetli bakışlarla ona baktılar.


Barbatos ve diğerleri onun ışığının tadını çıkarırken, gülümsediler.


Dr. Hall, İmparator Penguen, Hyperion ve Sonlar saygılarını sunmak için diz çöküp, eğildiler!


Kimmeryalı Mimar, Svetlana, Sargon ve Ishtar karmaşık duygular ve huşu hissiyle ona doğru bakıyorlardı.


Ayame, Erikson ve Lilith, geçmişi düşünüyor gibi göründükleri için sadece uzaktan bakabilmişlerdi.


Noah, böyle bir yerde ortaya çıktı ve kendisine doğru gelmekte olan bir Varoluş’a doğru seslenirken, mutlak ilgi odağı haline geldi.


Vücud’u, şu anda mor altın bir İmparator Cübbesi ile süslenmişti ve halkı tarafından saygı gören eski bir eon kralı gibi görünüyordu.


"Oğlum."


HUUM!


Henry’nin uzaktan gelen görüntüsü, onun çağrısıyla birlikte anında babasının önüne geldi ve diz çökmeye çalıştı.


Ancak Noah’ın Eller’i, onun omuzlarını kavradı ve oğlunu tamamen gözlemledi.


9. Extremity Derecesi’ndeydi.


Beden’i, Kader’in Varoluşsal Extremity Otorite’si tarafından kuşatılmıştı.


Noah’ın kendisinin de istediği zaman erişebileceği ve resmi olarak kendisine damgalayabileceği gibi, Varoluşsal Omniverse’de İmparator’un İnancı’nda Kayıtlı bir Otorite idi!


"Bizim Soyu’muz... Quintessence ve Mükemmeliğ’e dayanır."


Konuşurken, ellerini sallayarak, Galaksiler gibi parıldayan ve trilyonlarca Varoluş Düzlemi’nden oluşmuş gibi görünen koyu mor bir çiçeği ortaya çıkardı.


Bu, Teleios Aşaması’ndaki bir Varoluş’u yenerek, elde edilen Quintessential Hakimiyet  Çekirdeği’ydi.


Noah, böyle bir şeyi aldı ve gözleri, duyguyla titremeye başlayan Oğlu’nun göğsüne doğru özgürce itti.


"İnancımız, Tüm Omniverse’de öne çıkacak bir inançtır, bu yüzden hiçbirimiz zayıf olamayız. Sen, oğlum, zayıf olamazsın!"


 HUUM!


Henry Osmont’un etrafında, Nepotizm’in Extremity’si titreşti ve değişmeye başladı-Varoluşsal seviyeye doğru kaynıyordu.


Eğer olanlar Nepotizm’in nihai şekli değilse, neydi?


Kaderin Oğlu’nun Varoluş’u, Extremity Dereceler’inin sularının son derece uzaklaştığını hissederken, uğuldadı.


Bakışlarını, yukarı çevirdiğinde, Sonsuz Gökyüzü’nü bir anlığına görebildiğini fark etti.


BOOM!


Böyle bir anda, Varoluş’u farklı bir aura yaymaya başladı.


İlkel Hakimiyet Âlemi’ne doğru bir adım daha!


Uzakta, diğerleri bu sahneye bakarken, Extremity Dokuyucusu’nun Niyet’i parladı.


"Benim İnancım, dışlayan bir İnanç değildir. İstikrarımızı sağladıktan kısa bir süre sonra, tüm ellere ihtiyaç duyulacağı için Omniversal Genişleme sürecine başlayacağız. İyi performans gösterin ve sınırsız Ganimet sizin olsun. Benim Soyuma sahipseniz, Dokuzuncu Dereceyi Aşmak ve Sonsuz Hakimiyet’in Gökyüzü’ne girmek sadece bir zaman meselesi... Bunu, önümüzdeki gün içinde başaranlar, Quintessential Derece’den Komutan Unvanlar’ını alacak ve Lejyonlar’ımın liderleri olacaklar."


WAA!


Sözler’i, halkının kalplerinin titremesine ve Ruhlar’ının uğuldamasına neden oldu!


Sözler’i, son derece güçlüydü çünkü bunlar sadece Baş Kahraman’ın kendi Kehaneti’nden doğru olduğunu bildiği şeylerdi!


"Varoluş’un Sonlar’ına, Extremityler’in başlangıçlarına kadar, daha önce hiç görülmemiş bir öncü yükselir. Miraslar ve Enclaveler arasında çok sayıda var, ama hangisi Omniversal bir motora karşı durabilir? Döndürün, döndürün ve tekrar döndürün, nadir olan her şey aynı olana kadar!"


Bunu düşünen Noah, halkına ve elinde kalan iki Quintessential Hakimiyet Çekirdeği’ne doğru dönerek devam etti.


"Nenim İnancım... Varoluşsal Omniversal İmparator’un Soyu, yakında çağlar boyunca yaşamış güçlerle karışacak. Onlarca ya da binlerce yıl yaşamış olsak bile, daha aşağı olamayız. Bu yüzden Quintessence ile yan... Hakimiyeti’n Gökler’ine ulaş ve Hakimiyet’in Gökler’ini oluştur. Bundan sonra, Sonsuz bir Genişlik bizi bekliyor."


..!


Kahramanın sözleri görkemli bir şekilde çınladı.


TRING!


Varlıklar ve Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum başka bir aşamaya girerken, Quintessence Ozan’ı melodi ve mucizelerle dolu bir ezgi çalmaya başlamıştı.