Bölüm 3056: Komplo! II


İmperium’un Kaynağı içinde.


Vizyoner Enclave’nin kalbinde bir yerde.


Altın’ın göz kamaştırıcı ışığı ve Terakozm Aşaması’nın görkemli aurasıyla parlayan bir grup Erkek ve Kadın otururken, görülebiliyordu, Varoluşsal Extremity Otoritesi’nden oluşan parlak Altın bir Tekillik çevrelerinin merkezinde dönüyordu.


Tam da bu sirada en önde İmperium’un Münhasır Varoluşsal Extremity Otorite’si ile örtülmüş bir adam mırıldanmıştı!


"Dokumacı... Nesin sen? Neredesin?"


Bunca zamandır boşuna arıyorlardı çünkü dışarıdaki pek çok Olası Yol arasında soykırım getirecek olanın Dokumalar’ı çok derinlere gizlenmişti!


Altın ışıkla örtülü Savaş Kral’ı, muazzam bir doğrulukla konuşurken, tüm güç ve nüfuzlarıyla katkıda bulunan diğer 11 Terakozm Aşama’sı Varoluş’una bakmıştı!


"Ne olursa olsun onu bulacağız - bu konuda tereddüt etmeyin!"


Niyet’i, dakikalar sonra çabalarını destekledi


"OH!"


Sol taraftaki yaşlı bir adam bir şey yakalayıp, onu büyüttüğünde, bir şaşkınlık çığlığı attı - geri kalanlar hızla buldukları bu Dokuma’ya doğru zorlukla geliyorlardı ve Kötülük ve yıkımla dolu devasa, kıpır kıpır bir solucan gibi görünüyordu!


Bakışlar’ı, hızla bu Dokuma’ya kaydı ve onu dikkatle incelemeye başladılar.


"Omniversal Yok Edici..."


...!


Altın rengi saçları terle dolan Terakozm Aşama’sı Varoluşu’nun Yüz’ü solmuştu!


Dokuma’dan, durmaksızın yutan siyah bir kütlenin şeklini zar zor görebiliyorlardı, arkasında genişleyen ve her şeyi kaplayan on parlak siyah kanatlar vardı!


"Kimsin Sen?"


Dokumalar’ı ayırt etmeye yönelik Vizyoner Enclav’ın düzinelerce Savaş Kral’ı haykırdı, çevredeki Omniversall Otoriteler’in etkisi daha da yoğunlaştı ve sonunda başka bir ipucu daha ortaya çıktı.


"Ah..."


12 Terakozm Aşama’sı Varoluş’u önlerindeki tekillik paramparça olurken, nefes verdiler ve her biri, aynı şeyi tekrarlarken, birbirlerine baktılar.


"Omniversal Yok Edici... Alekzandr!"


Kritik bir bilgiye ulaştıkları için birbirlerine baktılar, Dokumalar’ı, anında patladı çünkü bunun paylaşılması gerekiyordu!


Ortaya çıkan bu Grçeklik... tam şu anda burada meydana gelen bu sahne... her şeyi gösteren hayali bir ekran, tamamen farklı bir konumdaki Dokumacı’nın gözlerinin önündeydi.


Noah, Omniversal Yok Edici’nin kimliğine karar verilmesini sakin gözlerle izlerken, gözleri, Mavi ve Altın parlaklığındaki dingin alanda yükselirken, bir başka hayali ekrana kaydı.


Bu Hayal’i ekranda, altın bir bloğun üzerinde oturmuş, uzaktaki ışıltılı Hakimiyet Kristaller’ine bakan ve elinde kapalı bir Extremity Kodeks’i tutan bir Kadın görülüyordu.


Kadın’ın sesi, Hayal’i ekrandan, sanki Noah oradaymış gibi net bir şekilde duyulabiliyordu!


"Senin ve diğerlerinin öldüğü olası yolları gördüm... ama ilk kez senin ölümünden ben sorumlu olacağım Sona!"


...!


Kararını verdiği için bakışları artık isteksizlikle dolu değildi.


Her şey bir yana, bir görevi vardı.


Sadece olasılıklardan tanıdığı bir Varoluş için tereddüt etmesine neden olmayacak kadar ağır bir görev.


"Senin sayende, bu Noah Osmont’u yakalayacağım..."


Konuşurken, başını kaldırıp, etrafına bakmaya başlamadan önce şaşkın bir ifade takınmıştı!


Sanki bir çift gözün onu izlediğini hissedebiliyordu ama Dokumalar’ı, yakınında hiçbir şey hissetmiyordu.


Sadece Hayal mi görüyordu yoksa...


Şüpheli Gözler’le etrafına bakınırken, birkaç dakika sonra arkasında Çok Renkli bir parlaklık ortaya çıktı ve içinden bir Varoluş çıkarak Altın Blokta’ki Kadın’a doğru eğildi.


"Savaş İmparatoriçesi Yelena, yokluğunuzda görevi devralmaya geldim."


Bu sözler üzerine Yelena, arkasına bakmadan başını salladı ve bir an içinde ortadan kayboldu; Çok Renkli bir parlaklıkla bezenmiş bir adam kasvetli bir ışıkla üzerine basmadan önce Altın Bloğ’u kısa bir süreliğine boş bırakmıştı!


Değişken Renkler’den oluşan bir aura Terakozm’un üzerindeki bir sahneyi tasvir ediyordu!


Noah, bu ekrana baktı ve Varoluşsal Omniversal Editör’ün gözetiminde nasıl Mutlak olmadığını, daha güçlü olanların, başka bir hayali ekrana geçerken, bir şeyleri bir şekilde algılayabildiğini not etti.


Solunda, bir Kâhya gibi giyinmiş bir Varoluş’un görüntüsünü gösteren hayali bir ekran görülebiliyordu, Vücud’u, korkunç Çok Renkli bir ışık saklayan devasa bir Omniversal Yağmacıya doğru eğilirken, Görüntü’sü, karanlık dalgalar arasında yüzüyordu!


"Hedefimizin Dokumalar’ı, yavaş yavaş ortaya çıkıyor gibi görünüyor..."


"Yaklaşan yıkımı nasıl garantilemek istiyorsun?"


...!


"Haha, bir Varoluş’un öfkesini nasıl kazanırsın? Önemsedikleri şeyleri yok ederek... Bu Yıkım Habercisi’nin neye önem verdiğini öğrenelim..."


Noah’ın Gözler’i, bu ekrana çok fazla odaklanmadığı için keskinleşmişti, Gözler’i, başka bir ekrana geçerken, Terakozm Aşaması’nı aşan başka bir Varoluşla az önce neler olduğunu hatırlamıştı!


Burada, Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum’un içindeki sahneyi gördü.


Halk’ı, bir araya toplanmış, Hakimiyet Ruhu’na benzer bir dönüşüm geçirmekte olan uzaktaki figürler’ine bakıyordu; Mevcut Kazanımlar’ını özümedikleri için Rehberliğ’i  şu anda durmuştu.


Onlar’a bakan Noah’ın İrade’si, bu çiçek açan özelliğin başka bir işlevini kullanmaya çalışırken, çalkalanmıştı!


Bu Varoluşsal Omniversal Düzenleyiciydi, öyle değil mi?


Invictus Hakimiyet Kanatlar’ı vızıldamaya başlarken, eli, halkına doğru işaret etti ve içindeki serulean parlaklık kütlesini güçlendirdi...


>Varoluşsal Omniversal Düzenleyici aracılığıyla, Dokumacı birden fazla hedefin Varoluş Değişkenler’ini değiştirmeye çalışıyor!>


>Birden fazla Hedef’in Verimliliğ’i arttırılıyor.>


Kendi Verimliliğini artırdı ve kendi üzerindeki Sınırlamalar’ı kaldırmaya başladığında, muazzam sonuçlarla karşılaştı.


Peki ya Halk’ı?


HUUM!


Aitia’nın Dört Bileşeni’nden biri vızıldadı.


Ve değişim, en önde Oğlu ile başladı.


Sonra Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum’un Kraliçeler’inde.


Ve sonra diğerleri takip etti.


Varoluşlar’ını tavlıyor ve kendilerine bahşedilen Varoluş Meyveler’ini özümsüyorlardı ki, bir sonraki anda, neredeyse hepsi... Hakimiyetler’inin Dokumalar’ının oluşmaya başladığını hissettiklerinde, figürleri akıl almaz bir parlaklıkla patlamışlardı!


Hepsi.


Birçoğu arasında, Neferet’tin Kızı’nın Gözler’i titredi çünkü o ve diğerleri İlkel Aşaması’na doğru kitlesel bir ilerleme başlatırken, Varoluşsal Ruhu’nun, Bedeni’nin ve Köken Hakimiyetler’inin meyve vermeye başladığını gerçekten hissetmişti!