Bölüm 3148: Varoluş Atlas’ı! III


Bir Autarch ile birleşmek çok fazla şeyi ileriye taşımıştı - Noah’ın bu kadar erken bir zamanda hiçbir şekilde mümkün olmayacak değişikliklere uğramasına ve eylemlerde bulunmasına izin vermişti. 


Evet.


Pek çok şeyi ileriye taşımıştı. 


Noha’a bakıp, onun Varoluş Atlası’nı gören birinin sahip olabileceği tek düşünce buydu.


Eğer biri onun Natal Varoluş Kaynağ’ı ile ilgili her şeyi içinde barındıran Gücün İlk Mundi’sine ve Autarchcial Otorite’nin Güc’ün İlk Mundi’sine akmasına izin veren bir geçit gibi görünen Autarchcial Duru’suna daha yakından bakarsa!


Bu Güç Sistem’i, onun  Varoluşu’nın sürekli bir yükselme hissi yaşamasına neden olmuştu ve Noah’ın kendisi bile... şu anda tam olarak nerede olduğunu Ölçmek’te zorlanıyordu.


Ne Parakozm Aşaması’nda ne de Autarchcial Aşama’da olmadığı için Hâkimiyet Diyarlar’ının hiçbir Sınırı’na gerçekten uymuyordu!


Varoluş Atlası’nın Sahibi Olarak, tamamen başka bir şeydi.


Ancak her şeyi anlamak ve idrak etmek için Zaman’a ve Varoluş Atlası’nı doğrudan kullanırken, atması gereken bir sonraki adımın ne olması gerektiğine ihtiyacı vardı.


Konuşurken, başını düşünceli Sanctus Autarch’a doğru çevirmişti. 


"Füzyonumuz, Varoluşumuz’un kapasitesi yüksek kaldığı sürece devam edebilmeli. Yakın gelecekte, Gücüm’ün nasıl Ölçekleneceği’ne bağlı olarak, gelecek olanlarla yüzleşmek için bunu yapmamız gerekebilir."


Faesinged Kraliçe’si.


Ve Var-El Eonic Omniverse Kaydı’nın diğer iki Omniversal Ankyrası!


Onlar hakkında konuşurken, Sanctus Autarch’ın aklında pek çok şey varmış gibi görünüyordu ve cevap verirken, Çenesi’ni tutuyordu.


"Yakın zamanda geri gelmeyecek. Bir dahaki sefere harekete geçtiğinde istediğini gerçekten elde edebileceğinden emin olması gerekecek. Bu Eonic Omniverse Kaydı’n diğer iki büyük Autarch’ına ulaşmasına gelince... ne kadar ihtimal dışı olsa da, buna pekala meyledebilir. Ne de olsa Açgözlülük her şeyden üstündür."


...! 


Noah’ın içindeki sözde Autarchcial Üssü kendisi için istiyordu ve Kraliçe’nin Leprachanus Varoluşlar’ına ve Satyrus Perisi’ne gitmesi son çaresi olsa da, Açgözlülük neredeyse her zaman Mantığ’a galip, geliyordu!


Onun sözleri üzerine Noah, başını salladı ve Kanatlar’ına baktı.


Sağ Kanadı’nın Sivri, Tüylü Ucu’nu önüne getirdiğinde, Kanatlar, arkasında bir Uzuv gibi hareket ediyordu ve O konuşurken, üzerindeki donuk, Renksiz parıltı Gözbebekler’ine yansımıştı. 


"Evet, Kanatlarım yakın gelecekte herhangi bir ağır hareket algılamıyor, bu da, bize bu güvenli bölgenin zamanlayıcısı bittikten sonra saatler hatta günler verebilir. Ondan sonra... bir şeyler zaten hazırlanıyor. Faesinged Kraliçesi’nin diğer iki Omniversal Ankyra ile el ele tutuşmasını henüz hesaba katmayın..."


...!


Invictus Hâkimiyet Kanatlar’ı... Hâkimiyet’in temsil ettiği şeyi çoktan aşmışken, artık bu kimliğe sahip olabilirler miydi?


Invictus Maximus’un Bir Anlık Görüntü’sü Fantastik bir görüntüydü, ancak Kanatlar’ı henüz o yüce aşamaya ulaşmamış olsalar da, yine de yükselmişti - ve Kanatlar’ı, Kendisi’nin ve Diğerler’inin etrafında devam eden Nedensellik Dokumalar’ını anlatabiliyordu!


Kendi Dokumalar’ının yakın gelecekte Düşmanlar’ının Sebep-Sonuç çatışmalarına girmeyeceğini söyleyebilirdi.


Bu, Noah’ın Autarchcial Duru’sundan, Autarchcial Otorite’nin Gücün İlk Mundi’sine akmaya devam ettiği ve önümüzdeki birkaç gün içinde, dönüşümlerin nihai Nimetler’ini beklediği ve Varoluş’uyla ilgili her şeyi yükselttiği şok edici bir algının oluşumunun başlangıcıydı!


"Birkaç günümüz var... her şey ortaya çıkmadan önce onları sonuna kadar kullanalım."


O, konuşurken, Kanatlar’ı arkasından kırılmıştı, Sanctus Autarch düşüncelerinden sıyrılıp, Onun Figür’üne odaklanırken, başını sallamıştı. 


"Evet. Ondan önce... az önce gerçekleştirdiğiniz Eylemler’i açıklayabilir misiniz? Varoluş’um üzerindeki bu Damga Şeysi..."


Gözler’i, meraklı bir şekilde ona bakarken, sanki Canavarca bir Varoluş’muş gibi bakmaktan kendini alamamıştı; Noah’ın yanan Gözbebekler’i ona cevap verirken, keskinleşmişti ve kendisiyle ilgili birçok şeyi ölçmek için hareket etmişti. 


Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum Sonsuz’du ve Sakinler’i sayılamayacak kadar çoktu ve yapılacak çok şey vardı.


Noah’ın kendi Varoluş’u yükseldikçe, sürekli olarak dövülmesi ve yükseltilmesi gereken Lejyonlar’ı vardı.


Dövülecek Cennetler, kitlesel olarak üretilecek Silahlar ve katlanarak, büyüyecek Varoluş Meyveler’i vardı!


Yapılacak gerçekten çok şey vardı ve zaman verildiğinde, Noah bunu tamamen kullanacaktı.


Bu şekilde, saniyeler dakikalara dönüşmüştü. 


Ve Dakikalar Saatler’e dönüşmüştü. 


Sonsuz Varoluşsal Omniversal Tohum’un geri döndüğü güvenli bölgede ince bariyer dağılmaya başlayana kadar zaman geçmeye devam etmişti ve o zaman bile... Faesinged Kraliçe’si liderliğindeki Faeburned Varoluş Lejyonlar’ı gelmemişti! 


-


Var-El Eonic Omniverse Kaydı’n uzak köşelerinde.


Varoluş’un tamamen Altın Rengi’nde görünen Sınırlar’ında, Altın Dağlar’ı muhteşem bir sırayla yükseldi ve düştü.


Yanardöner mücevherler, göz kamaştırıcı taşlar, ışıltılı silahlar ve eşsiz yapılar... değer dolu ve yüce Ganimet olarak ayırt edilebilecek her şey bolca toplanmıştı!


Böyle bir yerin derinliklerinde, Faesinged Kraliçe’si, Koyu Altın Işıltısı’yla parlayan mücevherli bir Taht’ta ileriye bakarken, Altın bir mücevher denizinin üzerinde sakince yürüyordu.


İleriye bakarken, Bakışlar’ı son derece sakindi, Koyu Altın Işıltısı’na bürünmüş Varoluş, o anda ağır Ses’i yankılanırken, uğulduyordu.


"Gergin Faesinged Kraliçesi’nin beni bu cehennem çukurunda ziyaret etmesi... Acaba ne için olabilir?"


HOO! 


O, konuşurken, Altın Parlaklığ’ındaki çuvalların ve hazinenin puslu hatları etrafında vızıldadı ve Faesinged Kraliçesi’nin Gözler’i, bu Varoluş’tan yayılan baskı duygusuyla daha da keskinleşti!


...!


Onun Güc’ü, Zihni’nden ya da Bedeni’nden kaynaklanmıyordu.


O, Gücü’nü yalnızca sahip olduğu sayısız Hazine’den alan bir Varoluş’tu!