Bölüm 3196: Gladyatörler! I


Üç Varoluş birbirlerine bakmıştı. 


Üçünün de farklı İdeolojiler’i ve Zihniyetler’i vardı ve her biri kendi İmparatorluklar’ını yönetiyordu.


Ortak bir Düşman’ın evlerine girdiği ve her şeyi ele geçirmeye başladığı bu günde, Masallar’ının unutulup, gitmemesi için Dokumalar’ı iç içe geçmeye başlamıştı. 


Imperium Autarch konuşmaya başlamadan önce Noah’a sakince bakmıştı. 


"Tüm Omniverse’de Varoluş’un kendisini yeniden biçimlendiriyorlar. Son derece tehlikeli olan Varoluş’un Yapay bir Manipülasyon’u ve yine de sanki önemli değilmiş gibi ilerliyorlar. Herhangi bir istikrarsızlık görüntüsü her şeyi yok edebilir. Bunun olumlu bir yanı... Varoluş’un Yapay olarak artması, Büyük ve Autarchical Omniversal Otoriteler’in Karmaşık Dokumalar’ının ikiye ya da üçe katlanmasına neden oluyor, bu da bizim Gücümüz’ü arttırıyor..."


...!


Kendi Omniverseler’ini etkileyen bir süreç onları da etkilemişti ve Varoluş Sistemler’i bulundukları yere gelmek için Varoluş Dokumalar’ını kullanmıştı. 


"Asıl utanç verici olan bu sürecin geri döndürülemez olmasıdır. Yeni yapay Dokumalar, Varoluş’u istikrara kavuşturmak için kendi Araçlar’ına sahip olduklarından en iyi istikrara sahip değiller ve bu Omniverse şimdi ebediyen onlara bağlı olmak zorunda. Dolayısıyla, bu sorun çözülmeden önce... Topluluğ’un yok edilmesini düşünmek bile kendimizi yok etmeye benzer."


Omniversal Ankyra, Omniverse’nin içinde bulunduğu vahim durum hakkında konuşmuştu.


Noah, onun sakin bakışlarına karşılık vermişti, çünkü bu Varoluş bildiği Bilgiler’in çoğunu zaten ortaya çıkarmıştı ve ona bakmak onu meraklandırmıştı. 


Nasıl bir Çarpık Zihniyet’e sahipti?


Varoluş Solucanlar’ının bu Omniverse’nin yerini asla bulamaması uğruna geçmişte tüm Lumen Soyu’nu yok etmek.


Onlara bağlı olan diğer izleri, bu Omniverse’nin her yerinde Varoluş Meyveler’i yetiştiren Extremity Kodeksler’i tarafından yönetilen Varoluşsal Etki Alanlar’ına köleleştirmek.


Ve şimdi, kendisini hâlâ aynı Omniverse’yi kurtarmak için savaşan seçilmiş bir Varoluş olarak mı görüyordu? "..."


Sessizlik, Eonic Uterra’nın Örtülü Figürü’nün hırçın bir şekilde konuşurken, yükselmesine neden olmuştu. 


"Benim geldiğim yer... zaten Bağımsız Devletler’in Topluluğ’u tarafından yönetilen bir yerdi. Bu yüzden size bu Omniverse’nin Bağımsız Devletler Topluluğu’nun egemenliği altında geçen yıllardan sonra nasıl görüneceğini anlatmama izin verin."


...!


Hem Noah’ın hem de Imperium Autarch’ın Gözler’i Eonic Uterra’ya doğru dönmüştü. Koruyucu’nun Göz Kamaştırıcı Görüntüsü’nün bu Omniverse’de karşısına çıktığını gördüğünde, onlar hakkında hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmak için Varoluşu’ndaki her şeyi yapmıştı!


O zamanlar çok zayıftı ve bu sefer kendisine verilen Varoluş Sözleşme’si gibi bir şeyi hiç görmemişti. 


Ve radarlarının altından geçmeyi başarmışto. 


Etraflarında dağılmakta olan Gümüş Renkli Kül Işınlar’ına bakarak, konuşurken, Figürü’nün Parlaklığı Yutan bir Işık’la titreşiyordu.


"Yıllar içinde Milyonlarca Varoluş’un akını gerçekleşecek. Dönüştürme’ye başladıkları merkezlerde devasa Cihazlar Kurulacak ve Omniverse’nin Öz’ü onlar tarafından çıkarılırken, Varoluşlar’ı tarafından korunacak. Yavaşça. Etkili bir şekilde. Yaptıkları her şeyi bir amaca yönelik olarak yaparlar ve yeterli bir süre sonra kendinizi Kendi Eviniz’de bir yabancı gibi hissedeceksiniz."


WAA!


"Etrafınızda, Varoluş’unuzu yavaş yavaş azaltan görünmez düzenleme ve kural Zincirler’i olacak. Bunları Yutamaz’sınız. Başka bir Varoluş Sistemi’ni örnek alamazsınız. İzin verilmediği sürece Omniverse’inizi terk edemezsiniz. İzin verilmedikçe, başka bir Omniverse’ye giremezsiniz... Sınırsız bir Kurallar Örgü’sü sizi bağlayacak ve unutulmaya mahkum edecek, öyle ki Var Olmamış Olmayı dileyeceksiniz."


...!


Ortam’ı anlaşılmaz derecede kasvetli hale getiren Sözler yankılanmıştı 


Geleceğ’in neye benzeyebileceğine dair bilgiler paylaşılırken, üç Varoluş birbirlerine bakmıştı. 


Noqju, diğer ikisinin buradaki Cemaat’in dışında ne yaptığını bilmiyordu, ama İrade’si birçok alana yayılmıştı ve birçok şey yapıyordu!


-


Sonsuz Omniverse’nin içinde.


Kıyamet Döngüler’inin tekrar tekrar meydana geliyormuş gibi görünmesine neden olan kalın Entropi Dallar’ıyla dönen bir Alan’da.


Piety’nin göz kamaştırıcı Altın Rengi Çehre’si, Varoluş Atlası’nın İşçisi’nin akıl almaz Renksiz Auras’ıyla titreşen Bedeni’yle, azgın Entropi’nin ortasında dimdik duruyordu.


Yaydığı Lumen Dokumalar’ı çok daha güçlüydü - Varoluş’u Atlas tarafından defalarca parçalanıp, yere serildikten sonra değerini kanıtlamıştı!


Yüzlerce kez savaşmış ve yüzlerce kez Parçalar’a ayrılmıştı.


Tüm bu Savaşlar’da Dindarlığ’a tek bir zafer bile bahşedilmemişti ama yine de aynı hedefle tekrar tekrar geri dönmeye devam etmişti. 


Farkında olmadan, Varoluşu’ndaki her şey İşçi’nin Otorite’si tarafından Varoluş Atlası’nın Alan’ı içinde parçalanmıştı; Dokumalar’ı her seferinde çok az değiştirilmişti. 


Böyle bir süreçle yeterince savaştıktan sonra, Dindarlığ’ın Varoluş’u, Varoluş Atlası’nın İşçisi’nın Otoritesi’nin bir Anlık bakışını kaldırabilecek kadar Sağlam hale gelmişti. 


Varoluşu’nu kanıtlamıştı.


Ama o tek değildi.


Varoluş’u babası tarafından defalarca yok edildikten sonra travma geçirdiğini gösteren bakışlarıyla Henry Osmont, İşçi’nin Otoritesi’nin Dokumalar’ı etrafını sararken, Entropi’nin Yükselen Varoluşsal Extremity Otoritesi’nin Kaotik Dalgalar’ını da sürüyordu.


Yüzlerce Savaştan tek bir Galibiyet bile alamamıştı ama Varoluş’unu kanıtlamıştı.


Görev’i Anomaliler’i toplamak olan bir Anomali olan Sona’nın Göz Kamaştırıcı görüntüsü de öyle!


Korkutucu Yeni Otorite’ye alışmaya çalışırken, Figür’ü Buz gibi bir Altın Işıltısı’yla yıkanıyordu, aynı şeyi yaparken, Sanctus Autarch’ın görüntüsü de ondan uzakta değildi.


Erikson’un iri yarı Figür’ü ciddi bir ifadeye sahipken, Kıyafeti’yle Göksel bir Sahile ait Bronz bir Heykel’e benziyordu, Lilith yakınlarda Neferet’tle titreşen kıpkırmızı bir Kodeks tutarken, Kazuhiko Renksiz bir Işıltı’yla Akan Keskin bir Bıçağ’ı okşuyordu!


Noah, Varoluşlar’ını kanıtlamış olan bu Varoluşlar’ın her birinin önünde süzülürken, bitmek tükenmek bilmeyen bir Netlikle konuşmuştu 


"Gladyatör istiyorlar... onlar’a Gladyatör’ü verelim."


...!