Bölüm 3291: Gerçek Omniversal Ankrya Kimdir? I


Bu kibir!


Bu özgüven!


Savitar, böyle bir tavrı kimsede unutamazdı, özellikle de bu Varoluş aynı Yüz’e sahipse.


Bu Varoluş geldi ve Savitar’a Göz’ünü bile kırpmadan, onun yerine Omniversal Ankyra’ya ne olduğunu sorguladı.


Böyle bir tavır Savitar’ın içindeki Alevler’in daha da büyük bir şiddetle yanmasına neden oldu.


Eğer o buradaysa, kimsenin bu Eşsiz Omniverse ile ilgili planlarına engel olmaması için sessizce kontrol etmeye çalıştığı Bağımsız Devletler’in Koruyucular’ı da değişmiş olacaktı.


"..."


Bu Kafatası’nın Dişler’i, Niyeti’ni haykırırken, soğuklukla çarpışmıştı! 


"Bağımsız Devletler’in Leon’u... Koruyucular senin gibi etrafa dağılmış mı olmalıydı?"


...!


Vızıldayan Outerversal Morphon’un Sözler’i yankılandı ve her şeyin dikkatini çekti.


Beyaz Cüppe’li, Altın Saç’lı Imperium’un Bakışlar’ı Noah’a doğru kayarken, Kaşlar’ı çatıldı ve etrafında Güçlü Varoluş Nehirler’i dalgalanmaya başladı.


"Bu Yabancı’yı tanıyor musun, Osmont?"


Yabancı.


Noah, Kendi’si için de geçerli olabilecek bu Terim karşısında gülümsedi ve başını salladı.


’Koruyucu olarak görevlendirilen diğer Beden’im, bir Omniversal Aşama Komutanlığı Koruyucusu’nun yardımıyla O’nunla yüzleşti. O.... Yürüyen Varoluş.... Outerversak Morphon Savitar."


...!


Son Cümle’si daha alaycı bir tona sahipti ve Savitar ondan damlayan küçümsemeyi hissedebiliyordu!


Kafatası’nın arkasındaki Binlerce Uzuv, Uzay’ın Fokurdaması’na ve çürümesine neden olurken, Outerversal Otorite’nin Obsidyen Dallar’ı vızıldamaya başlamıştı. 


"Outerversal Morphon..." Imperium, Sağ Eli’ni tehditkâr bir şekilde bu Büyük Olan’a doğru kaldırmadan önce bu Sözler’i soğuk bir şekilde tekrarlamıştı! 


"Niyetiniz’i bilmiyorum ama bu Omniverse’de hoş karşılanmıyorsunuz. Senden yayılan Kötülük ve Ölüm’e bakılırsa, artık yok olma Zaman’ın geldi. "


WAA!


Şu anda, herkesten daha fazla Omniversal Ankyra’ydı.


Özümsemek ve Anlamak için Zaman’a ihtiyacı olduğu için çok derin bir şey almıştı.


Ancak o zamana kadar, bu Omniverse’nin güvenliğini sağlamak için harekete geçecekti!


HUUM!


Etrafındaki tüm Dokumalar yankılanıyormuş gibi hissederken, Çevre’si titreşmişti. 


Anında, bir Düzineden fazla Autarch Omniversal Otorite alçaldı ve devasa çok Renkli Yılanlar gibi eline akmadan önce Vücudu’nun etrafını sarmıştı. 


Ardından elini hızla dışarı ve aşağı doğru itti ve şok edici derecede kısa bir süre içinde, çevredeki tüm dokumalar sadece onun emrini yerine getiriyor gibi görünüyordu!


Yukarıdan, son derece büyük bir avuç içi oluştu ve Savitar’a doğru düştü.


Sayısız Renkle parıldayan bu Avuç, sanki Tüm Omniverse’nin Eli’ymiş gibi görünüyordu; Altındaki her şey, tüm Varoluş’u çökertmeye çalışan Korkunç bir Yerçekim’i daralmasıyla karşı karşıyaydı!


Görkemli bir Altın şeklinde Avuç İç’i. 


Büyüklüğ’ü aslında Savitar’ın Devasa Boyu’nu gölgede bırakıyordu!


Çoklu Autarch Omniversal Otoriteler’in Üç Dokuma’sı ile güçlü bir Avuç İç’i İdi! 


"Hımm!"


Savitar, Obsidyen Işık Kendisi’nden fışkırıp, etrafındaki Varoluş’la birleşirken, düzinelerce Obsidyen Işık Sütun’u çiçek açıp, etrafında dönerken, Binlerce Uzvu Devasa Avuc’a saplanmak için Obsidyen Mızraklar’a dönüşürken, Kendisi’ne doğru gelen devasa El’e doğru kükremişti! 


Ve....


Altın ve Siyah’tan oluşan kör edici bir patlama yayılmıştı! 


Bu etki Temel Autarchlar’ının bile retinalarını yakmaya yeterdi ve bu darbenin etkisiyle Varoluş’un Kaotik Dokumalar’ı çiçek açmış ve Savitar’ın derinden gelen Outerversal Otorite’si çılgınca dışarı sızarken, devasa bir El’in parçalanmış parçaları etrafa saçılmış olarak görülebiliyordu!


"Tüm bu saçmalıklardan bıktım usandım!"


Ses’i, soğuk bir Öfke’yle yükselirken, sırtından birbiri ardına Dokunaçlar çıkmaya başlamıştı! 


Imperium, gerçekten de sertleşmişti, çünkü henüz o noktada değildi.


Yeni elde ettiği Güc’ü Mzümsemek ve Varoluş Seviyesi’ni yükseltmek için Zaman’a ihtiyacı vardı; Hâlâ Varoluşsal Hâkimiyet Âlemi’nin Sınırlar’ından kurtulamamıştı.


Bu nedenle, Omniversal Otoriteler ve hatta çevresindeki Omniverse’nin kendisi üzerinde korkunç bir Kontrol seviyesine sahip olmasına rağmen, bu Varoluş’a yeterince ciddi bir zarar verememişti! 

Ama şimdi ne yapılacaktı?


Etrafında Güç toplamaya devam ederken, Savitar’ın etrafındaki Aura daha da Çıldırtıcı hale gelmişti. 


"Bedenler’imden biri öldürüldü ve şimdi Varoluş’un Beşinci Kademesi’ne bile ulaşmamış herhangi bir Yaratık bana karşı çıkma Şansı’na sahip olduğunu düşünüyor."


...!


Mor Alevler’i kendinden Geçmiş bir Güç’le görkemli bir şekilde vızıldamıştı! 


Arkasından On Binlerce Dokunaç fışkırmaya başlamıştı. 


Hükmedici Ses’i devam ederken, Güc’ü Eş’i benzeri görülmemiş bir Zirve’ye ulaşmıştı! 


"Hepinize, Büyük olmanın gerçekte ne demek olduğunu göstermeme izin ver...!"


"Kılıç."


WU!


Savitar’ın Sözler’i, Varoluş’unun Çekirdeğ’i Akıl Almaz bir Tehlike’yle karıncalanmaya başladığında, zorla durdurulmuştu! 


İradesi’ni tamamen, o uzak Bakışlar’ıyla her şeyi izleyen Varoluş’a yöneltmişti. 


Savitar’ın en nefret ettiği Bakış, Kendisi’nden aşağıda olduğuna inandığı Biri’nin Kendisi’ni çok yukarıda bir şey sanmasıydı.


Bu Bakışlar’dan nefret ediyordu, zira böyle Gözler’i daha önce Büyük Varoluşlar olarak tanınanlardan görmüştü!


Bu Varoluş Aynı Gözler’e sahip olmaya nasıl cüret edebilirdi? Başkalar’ının taklit edemeyeceği, Dipsiz bir ihtişam ve Onur’un Doğuş’tan gelen Muhteşem Işığı’nı taşıyan Gözler.


Savitar’ın Kendisi’nin asla yayamadığı Sonsuz bir Asalet Duygusu’yla dolu Gözler!


"Megalos’u."


Bu iğrenç Varoluş ona öyle Gözler’le bakıyordu ki...


"Ha?"


Savitar’ın etrafındaki her şey durmuştu. 


Tek bir şeyi sorgularken, Onur dolu bu Varoluş’un Gözler’inin içine bakmıştı! 


Bu Varoluş az önce... Megalos’un Kılıc’ı mı demişti?


Megalos’un Kılıc’ı.


Bu... sadece Beyonder’ın Pota’sında, Kılıc’ın Pota’sında elde edilebilen bir Aşkın Megalos Yeteneğ’i değil miydi?


Etrafındaki her şey Ölçülemeyecek kadar keskinleşmeden önce Savitar’ın aklına gelen son düşünce buydu.


Çok yukarıda, Devasa Büyüklük’te Beyaz-Altın bir kılıç oluşmaya başlamıştı. 


Varoluş’un Karmaşık Dokumalar’ını içine çekerken, keskinliği her yere nüfuz ediyor gibiydi.


Sadece burada değil, bu geniş X-999 Omniverse’nin Yarı’sı boyunca.


Dokuma’nın her parçası bu Kılıc’ın korkunç Keskinliği’ni vermek için çekilmişti! 


Not: Ne düşünüyorsunuz? Bu arada bu İmperium’u Hâlâ Anlayamadım. İyi mi Kötü mü diye. Bu Arada Sanırsam Megalos Beyond’da Pantheonlar yok. Omniverseler de var. Sanırım Sonsuz Omniverse. Adui işte bir dediği bir dediğini tutmuyor. Bir Kaç bölüm sonra öyle Biri’si çıkacak ki... Ah oğlum ah. Büyük BEYONDER Derken bir de bu çıkacak. Sanırım Başta O’nun ismini BEYONDER’İN LAKAB’I Sanabilirsiniz ama Siz’i temin ederim ki değil. Ve o İsim’le birlikte son derece Saçma bir şey de gelecek. Az kaldı bir kaç bölüm kaldı zaten.