Bölüm 3318: Ne Göz! II


Büyük biri.


Yürüyen Varoluş.


Yaşadığı Döngüler boyunca pek çok Invan ve Güç elde etmiş olabilir ama şu anda Kendi’ni bir başkasına doğru eğmişti. 


Varoluş Bastırma’nın saçma etkilerini doğruladıktan sonra, Savitar üzerindeki etkilerini yavaşça tersine çevirmeye başlamıştı. 


Eğer biri ondan daha Az Karmaşıklığ’a sahipse ve Kendi’ni onun düşmanı haline getirmişse, Kader’i son derece kasvetli olurdu.


"Megalos Regnum’unuzu öne çıkarın."


...!


Bir Outerversal Morphon’un Güc’ü Outerversal Fizyolojisi’nden ve Megalos Regnum’undan kaynaklanır.


Onlar’ın İrade’si tüm Bedenler’ini kaplıyordu.


Tam o anda, Savitar’dan Obsidyen Işık Dalgalar’ı aktı ve birleşerek, Noah’a doğru süzülen bir Obsidyen Taç haline geldi.


Megalos Regnum’un bir temsili.


Büyük Olan’ın Megalos Regnum Tac’ı!


Noah’ın ona doğru işaret ettiği anda, Hâyâli Altın Göz’ü parlarken, El’i onu kavramaya gelmişti. 


Varoluş’un Kutsal İlkel Gözü Pyrrhus’un Korkunç Işığ’ı, içinden Altın bir Sicim geçerken, bu Tac’ın etrafını sarmıştı. 


Bu Altın Sıçim Kendi üzerine kapandı ve bir kolye gibi Noah’ın Boynu’na dolandı - Bir Büyük Varoluş’un Megalos Regnum Tacı’nın Aurası’na sahip olan bir Zincir, Nir Ödül gibi O’ndan sızıyordu!


Bu Altın Kolye’yi tek bir Obsidyen Taç süslüyordu.


Savitar, bunu gördüğünde, sanki bu Varoluş gelecekte daha fazla Altın Kolye’ye sahip olacağını düşünüyordu. 


Korkusunu dizginleyerek, daha da eğildi ve konuştu.


"Takipçin seni selamlıyor, ey Megalos’un Hayalperesti."

Kendi’sini tanıtırken, kullandığı Sıfat’la seslendi ona.


Gerçek adını söylemeye cesaret edememişti. 


Yürüyen Varoluş, O gün tek bir yer dışında yürüyecek hiçbir yer bulamamıştı.


"Kalkın ve sizin Lekeli Omniverseler’inizi, hayır, Bizim Lekeli Omniverseler’imizi ziyaret edelim."


...!


Savitar titredi ama yine de şiddetle başını sallamaktan başka bir şey söylemedi.


Tüm bunlar... Bir Göz’ün basitçe kullanılması ve patlamasıyla gerçekleşmişti.


Bir Varoluş Göz’ü.


Nasıl bir Varoluş Göz’ü olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı!


Noah’ın görkemli eylemleri ortaya çıkarken, Varoluş Haritacı’sı olarak sahip olduğu ayrıcalık vızıldıyordu.


Bakışlar’ının ulaşabildiği yerler muazzam Ölçü’de Genişlemiş olmalıydı.


Megalos Ynnere boyunca ne kadar Kusursuz bir şekilde hareket edebileceği daha da yükselmiş olmalıydı.


Bu yüzden Haritacı olarak diğer Omniverseler’i ziyaret etme Zamanı’nın geldiğini biliyordu.


Kuşkusuz, Karmaşık Varoluş Dokumalar’ına sahip olanlar zaten OMNİFATHER’IN Tresorverse’ine doğru yaklaşıyor olacaklardı.


Peki ya Lekeli ve Karanlık Madde Çekirdekler’iyle dolu olan Omniverseler? Onun Sonsuz Omniverse’si, Savitar’ın üzerinde oturduğu Omniverseler’den başlayarak, açıklanamaz bir şekilde onlara açtı.


Uzun zamandır Soy’u tükenmiş bir Irk’ın Dokumalar’ından Noah’a müthiş bir Güç akmıştı 


Olaylar’ın Yeniden İnşa’sı daha bitmeden, ileride ne gibi Sürprizler ve Anormallikler olduğuna dair sorular ortaya çıkmıştı. 


Ancak şimdilik, Varoluş’un Kutsal İlkel Göz’ü Pyrrhus’un gerçekten görebildiklerinin kapsamını anlaması gerekiyordu.


Megalos’taki en korkunç Irk’ın Dokumalar’ının Yeniden İnşası devam ederken, Kutsal İlkel Megalonyalılar’ın İncelikler’ini de Kavraması gerekiyordu!


-


Adı’nın haykırışları arasında.


Pyrrhus, devasa Kutsal İlkel Deniz’in merkezinin üzerine vardığında, Quintessentiak Megalonya’lı Nu tarafından İnşa Edilen Basamaklar boyunca Canlı bir Işık Çizgisi’ne dönüşmüştü. 


Varoluş’unun Özü’nün titreştiğini hissederken, derinliklerine bakmıştı. 


Onun Varoluş Kaynağ’ı.


Tüm Megalonyalılar için Varoluş Sistem’i Megalos’tu.


Ama gerçekte neyi temsil ediyordu?


Varoluşsal Işık Dalgalar’ıyla kaplı Altın Beden’i, sanki Kadim bir Tören yapıyormuşçasına sakin bir şekilde aşağı süzülüyordu.


Ve Varoluş’unun Öz’ü... benzersiz Titreşimlerle titreşmeye başlamıştı. 


Tüm Vücud’u Sayısız Astral Işıltı Dizisi’nden oluşuyordu; Bu Diziler’in bileşimi ve Karmaşıklığ’ı Megalonyalılar’ın uyguladığı Korkunç Xiulian metodolojisine olanak sağlıyordu!


Bu Karmaşık bir Varoluş Sistemi’ydi, ancak büyük kısmı seçimlere ve Olasılıklar’a dayanıyordu.


Yapılan her olası seçim farklı bir sonuca yol açardı.


Farklı bir Yol ve kendini Fokuma.


Bir seçim yapmak Varoluş’u Ölüm’e götürebilirdi. Başka bir Seçim yapmak tesadüfi bir karşılaşmaya yol açabilirdi.


Bir Seçim yapmak bir grupla Düşmanlık kurulmasına ya da başka bir Grupla Müttefik olunmasına yol açabilirdi!


Hepsi, birer Olasılık’tı.


Olası Dokumalar.


Kutsal İlkel Megalonyalılar... Dokumalar’ının tüm olası Versiyonlar’ını Sayısız Paralel Yaşam’ı Çeker gibi çekmişlerdi!


Teorik olarak, bir Olasılık haline gelebilecek tüm Paradoksal ve Belirsiz Versiyonlar’ını Dokumalar’ının üzerine çekmişlerdi 


Varoluşlar’ının Karmaşıklığı’nı artırdıklarında, ilerlemeleri Megalos’ta Yürüyebilecek Sayısız olası Versiyonlar’ının her birinin Yetiştirilmesi’ne dayanıyordu.


...!


Bir Derece’ye kadar.


Bazı Sınırlamalar’la birlikte.


Ancak bu Varoluş Kaynağ’ı tek başına son derece Korkunç’tu!


Pyrrhus’un içindeki Noah’ın İrade’si, Varoluş’unu oluşturan Sicimler Eşsiz bir frekansta titreştikten sonra Altın Parlaklığı’nda bir patlama ortaya çıkınca, Mutlak bir Şaşkınlık’la derin bir nefes almıştı. 


Vücudu’nun Kutsal İlkel Deniz’in yüzeyine Dokunması da aynı zamana denk geliyordu.


Altın Parlaklığı’nın patlamasıyla birlikte, Kendisi’ne son derece benzeyen Hâyâli Bedenler etrafını sarmaya başlamıştı. 


Farklı seçimlerden Doğan Olası Versiyonlar’ı.


Megalos Boyunca olası Paralel Dokumalar.


Yüzler’i bulanıklaştıkça, Hâyâli Figürler’inin hepsi büyüdü, ancak Megalos’un dört bir yanındaki Varoluşlar’ı, Bedenler’i ışık yaymaya başladıkça, O’na bakıyor gibiydi!


Altın Deniz’den Pyrrhus’un Bedeni’ne doğru Altın Parlaklığı’nda Sicimler yükselmeye başlamıştı. 


Aynı zamanda, Kendisi’nin her yerde artmaya devam eden Hâyâli Olası Versiyonlar’ının Vücutlar’ı boyunca Işık Dallar’ı yayılmıştı. 


Varoluşlar’ının Karmaşıklığı’nı arttırmışlardı! 


Ancak Kazanımlar onlar için değildi.


Hepsi... Megalos’taki tüm seçeneklerin ve Olasılıklar’ın Birikimi’ni temsil eden Tekil Versiyonu’na doğru kabaran bir Dalga gibi yükselmişti! 


Bu... Kutsal İlkel Megalonyalılar’ın korkunç Varoluş Kaynağı’ydı!