Yukarı Çık




4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6 

           
Uyumuyor muydu bu?! Hızlanan kalbimin sesini kulaklarımdan duyabiliyordum. Sanki göğsümden çıkmak istiyordu. Bu dünyada uyandığımda beri en çok kalbim işlev gördü diyebilirdim. İsaacın gözlerinden gözümü alamadım. Öyle yoğun bakıyorduki ne gözümü kaçırabildim nede yumabildim. Şaşkınlıkta vardı tabi.Tuttuğu elimin içini nazikçe yanağına yasladı. İsaac in yüzüne dokunmamla irkildim. Böyle birşey beklemiyordum. Elinin aksine yüzü sıcacıktı. Sıcaklığını hissetmek yüzümün ısınmasına neden oldu.Her yaptığı harekette tepkilerimi izlemek istercesine gözlerini benden ayırmadı.
"N-ne yapıyorsun?"
"İstediğiniz şeyi yapıyorum."
"...ne? Ben neyi istemişim?"
" Birkaç dakikadır yüzümü süzüyordunuz. Bana dokunmak istediğinizi düşündüm. Yanılıyor muyum?"
Haylazca bir gülümseme vardı yüzünde. Eğleniyor gibiydi. Başından beri uyumuyormuydun yani?!
"Yanlış anladın..saçından dolayı.. yani yüzüne düşmüştü..bende dedimki.."
Heyecandan dilim dolandı. Böyle bir amacım yoktu. Her hareketimi şehvetli imalara soktuğunda elim ayağım birbirine dolanıyordu. Ki İsaac bu durumdan cok hoşnuttu.
"..ee..isaac.. sana bunu hep sormak istedim..Acaba sen... sex kölesi miydin?"
Böyle bir soruyu beklemediğinden bana şaşkın bir ifadeyle baktı.
"Pftt... Aahha..Leydi isabella siz ciddi misiniz?"
"Sen böyle imalı seyler yapınca.. bende öyle düşündüm. Hem..komik mi bu?!"
Öyle keyifli güldüki aptal gibi hissettim.Yoksa yanlış mı anladım? Ama böyle düşünmeme sebep olan sensin!. Bu durumdan rahatsızlık duydum.
"..ehem..Hayır sadece bir leydinin ağzından duymayı  beklemiyordum. Merak ediyorsanız..değilim."
" İyi sevindim.. Peki elimi bırakıcak mısın?"
Sinir olduğum sesime yansıdı ve gizleme gereksinimi de duymadım.
"Bırakmamı istemediniz ki."
"Tch.."
Elimi onun elinden kurtardıktan sonra aniden yatakta  doğruldum. Resmen benimle eğleniyordu. Ben mi onun efendisiydim yoksa o mu benim belli değildi. Alaycı tavırlarıyla bu zamana kadar köle olarak nasıl yaşadı ki.Yataktan kalkıp başka yerde yatmak istedim.Acı gerçek beynime dank etti.Bir an kapı dışarı kaldığımı unutmuştum.Bıkkın bir sekilde nefes verdim ve sırtımı isaaca dönerek tekrar yatağa yattım. Örtüyü fevrice üstüme çektim. Hareketlerim isaac ın gözünden kaçmadı.
"Bana sinirlendiniz mi leydi isabella?"
Nazik bir ses tonuyla sordu.
"Hayır. Artık uyumak istiyorum."
Sakin bir tavır takınmaya çalıştım. Sakin ola meyra. İşleri berbat etme. Onunla kavga edersen bir sey kazamanzsın.
"Özür dilerim. Uzun zamandır insan mualemesi görmeyince tadını kaçırdım. Sizin yanınızda kendimi rahat hissediyorum. Bir daha-"
"Hayır. Özür dileme. Senin bir hatan yok. Ben yanlış bir ithamda bulundum. Asıl.. ben özür dilerim. Önceden olanlara rağmen yanımda rahat olmana sevindim..."
Ortamda bir sessizlik oluştu. İsaacin söylediği sözler  birazda olsa bana dokundu. Çünkü isabella da ona insan muamelesi yapmamıştı. Ve ben onun bedenimdeyim. Ama beni bu kadar kolay kabullenmesi garip hissettirdi. Belkide iyi bir yaşam icin bana sevimli taraflarını gösteriyordu. Ahh! Neyse ne! Sonuçta ikimizde kârlı çıkıyoruz. Gözlerimi yumdum. Tüm bu düşünceleri kafamdan atıp uyumaya çalıştım.
***
"..eydi ..bela. Leydi isabela uyanın."
Kuş cıvıltılarıyla birlikte bir ses kulağımda yankılandı. Cok uzaktan geliyor gibiydi ama git gide ses yakınlaştı. Biri bana sesleniyordu. Gözlerimi araladım.Ama önümü göremedim.
"Uyandiniz mi leydi isabella"
Sesin geldiği yöne başımı kaldırdım. Bu isaactı. Garip bir sekilde İsaac ın kafası bana büyük göründü. Tamda ayık değildim. 
"Neden kafan bu kadar büyük?"
Nerdeyse fısıldadım. Neyseki duymadı. Tamamen uyandığımda idrak ettim. Yüzüm isaacin göğsüne dönük şekilde ona sokulmuştum.Ayaklarımda onun iki bacağı arasındaydı.Allah'ım ben ne yaptım!! Gece üşümekten ona sokulmuş olmalıydım. Ama ayaklar.. cidden utanç verici. Ayaklarımı nasıl b-b-bacak arasına sokabildim(ayakları üşüdüğünden dolayı yaptı)! Wahh!!
"?!....ben çok özür di- ah!.."
Şaşkınlıkla kendimi aniden geri attım. Ama yatak küçük olunca sırt üstü yere düştüm. Bir yadan sırtımdaki acıdan bir yandanda utançtan yüzüm kırmızı kesildi. 
"İyi misiniz?"
Şaşkın ve keyifli ifadesiyle ellerimle yüzümü kapatmış olan bana baktı.
"..seni rahatsiz ettim değil mi?! Çok utandım."
İsaac yataktan kalktı ve yanıma çöktü.
"Oysaki ben cok keyif aldım...yerden kalkmayı düşünmüyor musunuz?"
Hıı bende inandım! Yüzüne nasıl bakacağım? Birde başıma dikilmiş kalkmamı bekliyor ühü ühü.Ses çıkarmadan kendi düşüncelerimde boğuşuyordum ki sırtım yerden kesildi.Ellerimi yüzümden indirdiğim de isaacın beni kucakladığını anladım.
"Utanmanıza gerek yok. Bunlar olabilecek şeyler."
İfadesiz bir yüzle söyledi. Ama dudağının kenarı hafifce kasılıyordu. Gözümden kaçmadı. Sinirle göğsüne yumruk attım.Zorla tutuğu sırıtışını serbest bıraktı.
"Pfft... çok eğlenceli birisiniz leydi isabella"
"Güldün eğlendin. Şimdi beni yere indir."
Artık bunla ilgili bir kelime daha duymak istemiyordum. Buraya geldiğimden beri yüzüm kırmızının eli tonunu görmüştür. İsaac beni yere indirdi. Hızlıca yatağın kenarındaki sabahlığımı alıp üstüme geçirdim. Bel bağımı bağlıcaktım ki isaac elimden aldı.
"Yine ısınmak isterseniz burada olacağım... ayaklarınızda dahil"
Bel bağımı sıktıktan sonra arsız bir gülümseme yüzüne yayıldı. Bakışlarını kaldırdığında gözlerimiz kavuştu.Tch.. İsaac benimle yine dalga geciyor. Birazda olsa onu tanımıştım. Kur yapıyor gibi gözükse de aslında benimle eğleniyordu. Sanırım buna alışmam gerekiyor.
"Hah.. ben gidiyorum. Gelmene gerek yok. By."
Kapıdan dışarı çıktım. Kilitli olan kapının önündeydim. Sabahın erken saatleriydi ve hizmetçiler de uyanık olmalıydı. Artık kapıyı açmış olmalılar degil mi? Kapının kolunu çevirdiğimde açıldı. İçimde sevinç çığlıkları yükseldi. Evin içine ilerledim.Odama gidene kadar hizmetçilerle karşılaşmamalıyım. Yoksa al başına belayı. Temkinli adımlarla odamın olduğu koridora gelmiştim ki az ilerde sırtı bana dönük bir adam duruyordu. Kıyafetine bakılırsa uşak olmalıydı. Saçlarındaki beyazlardan orta yaşlarında olduğunu varsaydım. Önünde başka biri daha vardı. Bu mary di.Yüzü bana dönüktü. Beni fark ettiğinde yüzünde bir şaşkınlık belirdi. Hayır mary!! Burda olduğumu belli etme.. el işaretleriyle uşağın beni görmemesi gerektiğini çırpınarak anlattım.
"...odalar temizlenmeli. Beni dinliyormusunuz bayan Mary?..nereye bakı-"
"Aa..B-bay winter. Üzgünüm gözüm dalmış. .. Aslında size mutfakta bir şey göstermek istiyordum. Acil ilgilenmeniz gerek."
Arkasına bakamadan mary onun eline yapıştı. Beni anlayabildiği için marynin alnından öpmek istedim. İşte benim kızım! 
" leydi yi uyandırmayacak mısınız?"
"Aa... Uyandırdım ama biraz daha uyumak istedi."
"Tch.. öyleyse gidelim"
Hoşnutsuz tavrını gizlemedi.Winter tekrar arkasını dönücektiki mary onun kolunu kendine cekti.
"Yoo.. o taraftan değil bu taraftan gidelim bay winter. Hem bu yol daha kısa."
Aceleci tavrına garip bir bakışta bulundu.
"..peki. Bugün garip davranıyorsunuz bayan mary."
"Ahaha...öyle mi? Hiç fark etmedim.."
Mahçup bir ifadeyle ensesini kaşıyaraktan ikiside uzaklaştılar. Bir oh çektim.Aceleyle odama girdim ve  yüz üstü kendimi yatağa attım.
"Ahh.. insanın kendi yatağı gibisi yok."
Aklıma geceki olay geldi. Resmen isaacla aynı yatakta yattım. O zaman pek hoşnut olmasamda simdi içim kıpır kıpır. Bastıramadığım sırıtma isteğiyle yüzümü yatağa gömdüm. Sevinç çığlığımın duyulmasini istemedim. Webtoonun içinde olduğumdan herhalde yoksa gerçek hayatta böyle bir şey benim için mümkün değildi.
"Leydim çok mutlu görünüyorsunuz."
"Ahh!... Mary... Ödümü kopardın.."
Ona döndüğüm de başımda dikiliyordu. Bu kız ne ara kapıyı açtı ne ara yanıma geldi.. bilmiyorum.
" Bilerek yapıyorsun değil mi?"
"Aha hayır leydim kapıya vurdum ama duymadınız."
Doğrulup yatağa oturdum. Mary e baktığımda hesap soran bakışlarıyla karşılaştım.
"..ne?"
"Leydim nerden geldiniz ? Hemde üstünüzde halen geceliğiniz varken. Ya birizi sizi böyle görseydi?"
"Mary.. endişelenme kimse görmedi. Sana sonra anlatırım. Eee bu gün ne yapıyoruz?"
Normalde tuttuğunu koparan biridir ama bu gun hiç uğrasmadan vazgecti.
"Bugün çarşıya inip alışveriş yapmalıyız leydim."
Ahh bacak ağrılarına merhaba diyeceğim günler geldi. Neden bu kadar hemen pes ettigi anlaşılıyor. Kendini sonraya saklıyor du demek. Ağzımın kenarından kan akıyor gibi hissettim. Şuan biri beni webtoonda çizse öyle gözükürdüm.
"İlk babamı görmeliyim."
" Peki leydim. Önce sizi hazırlıyalım."
***
Kırmızı ve siyah ağırlıklı elbisemle dükün çalışma odasının önünde durdum. Elim saçıma gitti. Bugun farkli olarak saçımı arkadan toplattım. Salıkta guzeldi ama boyle daha iyi gozukuyordu.Mary dük için odasında olduğunu söyledi. Konuşmaya nasıl başlamalıyım? Hmm selam baba.. hayır olmadı.. günün aydın olsun saygı değer babacığım..ı-ıh ...Napıyon keltoş.. Ah!! Kapıya kafamı vurmak istedim.Amaann vur kapıya gitsin be. Tık tık.Nefes aldım ve içeri girdim.Dük oturduğu masada birkaç kağıtla ilgileniyordu.
"Ehem. Günaydın baba. Acaba müsait misin?"
"Söyle."
Başını kaldırmadı bile. En azından oturmamı isteyebilirdi. Tch ne güzel bir baba kız ilişkisi.(!)
"Ee.. bir isteğim olacaktı baba.. Kendime bir yardımcı istiyorum." 
"Mary yok mu zaten."
İlk o zaman başını kaldırıp bana baktı. Gözlüğünün üstünden bakan kahve gözleri ve ak düşmüş mavi saçıyla Arjen kadar olmasada iyi gözüküyordu. Suratsızlığınıda babasından almış belli.
" Mary nin çok iş yükü var.Bir yardımcım olursa işi hafifler. Kendini yıpratmasını istemiyorum."
" Uşağa soyleyrim sana bir tane ayarlar."
Tektar önündeki kağida döndü.
"Benim seçtiğim biri olsun istiyorum. Beni sayan biri olursa iyi olmaz mi?"
Kağıda bir şey karalıyorken eli birden duraksadı. Yüzüne tokat yemiş gibi acı bir ifadesi vardı.
"..peki kimi istiyorsun? "
Yüzüme bakmıyordu.Neden böyle davrandığı hakkında iki tahminim vardi. Ya biliyordu ses çıkarmıyordu yada yeni öğrendiğinden bana nasıl tepki vereceğini bilmiyordu.
" İstedigim kişi kölem."
Dükün ilk kez gözlerinin bu kadar büyüdüğünü gördüm.
"O kadar kişi varken neden bir köleyi-"
"Bana sadık biri. Benin için çalışacak birinin beni kabul etmeksi gerek. Sizcede öyle degil mi baba?"
Dük ne diyeceğini bilemedi. Bu konu onu köşeye sıkıştırıyor ,diyeceklerine mani oluyordu. Daha çok söylenmek istedim ama evlatlık olduğum gerçeği beni geri itiyordu. Belkide sırf bu ailenin bir üyesi olduğum icin memnun olmalıydım. Ne kadar acı bir durum. İsabellada böyle mi hissediyordu? Gittikçe isabellaya karsi sempati duyuyordum. Kendi annemle babam aklıma geldi. Onları çok özlemiştim. Hatta abimi bile. Ailemin kıymetini burada anladım. Görüşüm bulanıklaştı. Hayır.. şimdi olmaz. Sakın ağlama... Yüzümü saklamak için başımı öne eğdim.
"Hahh.. peki. Uşağı bilgilendireceğim. Diyecek bir şeyin yoksa gidebilirsin isabella."
Dediğine sevinmem gerekiyordu. Ama nedense içim dahada ezildi. Sanki beni başından çabucak savmak istiyordu. O senin gerçek baban değil meyra.. sakin ol.. Başımı kaldırdım ve sahte bir gülümseme gösterdim 
"Çok teşekkür ederim baba. Müsadenle ayrılıyorum."
Çoktan önündeki kağıtlara odaklanmıştı bile.Odadan çıkınca bir iç çektim.
" Hah.. neden bu kadar soğuk olmak zorundaki. Siz böyle davranırsanız isabella kime bel bağlıyacak?"
Kendi kendime konuşmak alışkanlık oldu. Keyifsizce odama geçtim.
"Leydim ne zaman çarşıya gidiyoruz?"
Yine enerjik ve kıpır kıpırdı mary. Onu böyle görmek enerjimi yükseltiyordu.
"Şuan gidecek halim yok. Hmm... Neden onlar gelmiyor?"
Sandalyeye oturduğumda bana hazırlanmış çaya baktım. Şimdi düşününce mantıklı geldi. Hem Ginger ailesinin evinde kolaylıkla bana saygısızlık edemezlerdi. Ayrıca ne kadar yetkili olduğumuda göstermiş olurdum.
"O zaman uşağa söylememi istermisiniz leydim."
"Hayır. Uşağı buraya çağır. Ben söyleyeceğim."
"Peki leydim."
Çayımı yudumlarken mary odadan çıktı. Kendim söylersem daha etkili olur. Uşağa da kendimi göstermem gerek. Biraz sonra kapıma vuruldu. Tık tık tık.
"Gel"
İçeri Uşak ve mary girdi.
"Benim adım winter. Bu evin usağıyım. Beni çağırmışsınız leydi isabella"
Eğildi ve selam verdi. Kahve saçlarının çoğu beyazdı ve yüzünde yaşının verdiği kırışıklıklar vardı. Hareketlerinde hic tereddüt yoktu.
"Çarşıdaki bir kaç butikten buraya kıyafet getirmelerini istiyorum."
" Efendi robert ın(yani dük) haberi var mı?"
Gözlerimi ona çevirdiğimde bana yukardan baktığını hissettim. Sanki bunu istemeye nasıl cüret edersin der gibiydi. Burda çalışanların sorunu ne?! Beni evine alıp bana para harcayan sorun etmiyorda hizmetlilerin gotüne birsey batıyor. Sinirlerimi oynatıyorlardı.
" Ben istiyorum. "
"Üzgünüm leydi isabella ama -"
"Ben bu evin leydisiyim. Leydinin sözüne karşı mı geliyorsun?"
Artık sinirime hakim olamıyordum. Oturduğum yerden hiddetle kalktım ve uşağın karşısına dikildim.
"Leydi olsanız da evlatlıksınız. Ona göre davranmalısınız."
"Dükün gerçek kızı olmadığımı nerden biliyorsun? "
" N-neler diyorsunuz. Efendi robert eşine çok sadık biriydi. Nasıl böyle söyleyebilirsiniz?"
Winter da kendisini tutmiyordu artık. Bir yandan hayret ederken bir yandan sinirliydi. Ama ben ondan daha çok sinirliydim. Onun kızıyım ve değilim . Onlara ne ki? Neden buna karışıyorlar! Tam ağzımı açıcaktım ki odamın kapısı aniden açıldı. Şaşkınlıkla arjen e baktım.Yuzunde kızgin bir ifade vardı.Neden burda ve neye bu kadar sinirlendiğini bilmesemde bu benim için bir fırsattı. Uşağın bana yaptığı saygısızlığı söyleyebilirdim. Şak... yanağımda bir acı hissettim.
"Söylediklerine dikkat et."
Arjenin dediğini zar zor idrak edebildim. Çünkü tokatın etkisiyle kulağım çınlıyordu. Şoke olmuştum. Yüzümü arjen e döndüğümde sinirden kaşları çatık haldeydi. Mary şaşkınlıktan açılan ağzını eliyle kapatırken Winter gözleriyle bana gülüyordu. İçim birden öfkeyle doldu ,patlamak istedim. Ama gözlerim dolmaya başlamıştı. Hayır ağlama meyra!.. bu halini onlara gösteremezsin. Çünkü bundan mutlu olucak insanlar vardı.Odadan çıkmak için kapıya ilerlerken arjen kolumdan tuttu.
"Nereye gidiyorsun!"
"Bıraaaak! Sakın bana dokunmaaa!"
 Ani bir hareketle kolumu kurtardım.Öyle tehditkar bakmıştım ki olduğu yerde geriledi. Önüme döndüm ve odadan, bu evden, bu dunyadan uzaklasmak istedim. Kendimi malikaneden dışarı attım. Zorlukla nefes alıyordum. Hala sızlayan yanağımda bir sıcaklık hissettim. Göz yaşımdı. Onlarda benim gibi yerinde durmak istemiyorlardı. Kimsenin bulamayacağı bir yer bulmak için bahçede hızlıca ilerledim. Nasıl bana vurabilirsin seni pislik! Kimsin sen be kimsinde bana vuruyorsun!
 "Leydi isabella nereye gidiyorsunuz?"
Duraksadım. İsaac arkamadan sesleniyordu. Hay aksi nerden çıktı simdi bu!?
 "Gezintiye çıktım. Ve...şuan yalnız kalmak istiyorum."
 Beni böyle görmeni istemiyorum isaac. Onun için lütfen git.Ayak sesleri bana doğru geliyordu.
 "Yanıma gelme!"
 Kollarımdan tutup beni kendine cevirdi. Gözleriyle yüzümü süzerken bakışları yanağımda yoğunlaştı.Hızla başımı öne eğdim.
 "Ne yapıyorsun? bırak beni!"
 "İyi misiniz leydi isabella?. Ne oldu size?"
 Kollarından kurtulmaya çalışırken eliyle çenimi tutup yüzümü kaldırdı. Ciddi bir bakışla gözlerime baktı. Hatta biraz sinirli gözüktüğünü bile söyleyebilirim. Onu hiç böyle görmemiştim. Göz yaşımı sildiğinde kendime geldim. Kollarindan kurtulup arkamı döndüm.
 " Yok bir şey. Sadece.... Sadece...ben iyiyim.hık. Ağlamıyorum. Hık..."
 Durmadan akan göz yaşlarımı ellerimle tekrar tekrar siliyordum. Söylediğime ters düştüğümü biliyordum ama engel olamadım. Bu halimi gördüğü içinde utanıyordum. Önüme geçti ve yüzümü göğsüne gömdü. Nazikçe koluyla beni kavradı.
 "Merak etmeyin. Şuan kimse sizi göremez. İstediğiniz kadar aglayabilirsiniz."
İsaac tan kibar bir hareket beklemiyordum. Ama göğsü sıcacıktı.Nedense beni daha cok duygulandırdı.
 "Hık.. ağlamıyorum dedim... Hık..."
 "Öyle diyorsanız öyledir leydim..."
İçim çıkana kadar isaac ın göğsünde ağladım. Belki onun üstüne sümük bile bulaştırmış olabilirdim ama umursamadım. Her şeyi bu zamana kadar içime atmıştım. Bir kere sızdımı geriside geldi.
 ***
Aradan bir iki gün geçti. Bu durum bir kaç butiğin eve gelmesiyle sonuçlandı. Odamda mary ve birkaç hizmetçi kıyafetleri yerleştiriyorlardı. Hahh... Yani bunun için salya sümük ağlamam mı gerekiyordu. Kesinlikle o tokatın intikamını alacağım küçük piç!!
"Leydim bu kıyafet çok güzel değil mi? Sizede çok yakışır."
Mary elindeki elbiseyi bezgince sandalyede oturan bana gösterdi. O günden beri moralimi düzeltmeye çalışıyordu. Canım mary m. Keşke herkes senin gibi olsaydı.
"Sen beğendiğine göre güzel olmalı. Şimdi denesem mi?."
"O zaman sizi giydirelim.hehe"
Yüzündeki gülümsemeyle beni hazırlamaya başladı. Nerdeyse otuz tane elbise denedim. Artık elbise görecek gözüm kalmadı. Seçtiğimiz elbiseye görede bir düzine mücevher denedim. Sonra ayakkabılar, saç modelleri...zar zor kendimi yatağa atabildim. Gerçekten canım çıkmıştı. Kadın olmak neden bu kadar zor! O gün den sonra arjenle karşılaştığımda onu görmezden geldim. Özür bile dilemedi. Düşündükçe daha cok sinirlendim. Yaş seremonisine birkaç gün kaldı. Ona odaklanmalıyım. Küçük piçi boşver. Yastığıma sarılarak uyumaya çalıştım.
***
Artık büyük gün gelmişti.Sabahtan beri bir banyodan çıkıp baska bir banyoya giriyordum. Masajlar, maskeler... artık ne varsa.Mary elbisemi giydirdikten sonra saçımı yaptı. Hafif bir makyajla sonlandırdı. Aynanın önüne geçtiğimde kendimi tanıyamadım. Omuzları açık ve abartısız bir göğüs dekoltesi vardı. Mor ve siyah ağırlıklı tüllü bir elbiseydi. Saçımda göz rengimde bir mücevher takılı ve su dalgası saçlarım salık bırakılmıştı. Yapılan makyajla gözlerim ön plana çıkıyordu. Cidden güzel olmuştum. Hikayenin kötü karekteri gibi gözüküyordum.
"Teşekkürler mary. Gercekten güzel olmuş."
"Hehe..rica ederim. Geç kalıcaksınız leydim. Acele edin."
Beni odadan iteleyerek çıkardı. Odamın önünde isaac la karşılaştım. Beni bekliyordu belli ki. Artık isaac ta hizmetliler gibi malikanede kalıyor ve yavaşça işi de ögreniyordu.Beni baştan aşağı gözüyle süzdü. O kadar dikkatli inceliyorduki bir an utandım.
"N-nası olmuşum?"
"Aklımı başımdan aldınız leydim"
Utanmadan nasıl söylüyor bunları. Onun yerine ben utanıyorum. Haylaz bir sırıtışla elini uzattı.
"Gidelim mi leydim?"
Uzattığı eli çekinerekten tuttum. O günden beri bana leydim diye sesleniyordu. Nedenini bilmiyorum ama hoşuma gitti.At arabasının önüne geldik. Arjen araba kapısının önünde bekliyordu. Beni görünce afalladı. Gözlerimiz buluştuğunda aniden başımı başka yöne çevirdim. Trip atıyor gibi gözükse de öyle değil onu gerçekten görmek istemiyorum. Ve aynı arabaya binmek zorunda mıyım? Arjen bana elini uzattı. Göz ucuyla eline baktım.
"Tch"
Arabaya yardımı olmadan kendim bindim.
"İsaac peşimizden gel."
"Peki leydim."
Arjenin eli havada kaldı.Hoşnutsuzca elini sıktı ve karşıma oturdu.At arabası yola koyulduğundan beri biraz zaman geçti. Hiç onun tarafina bakmadım. Bakışları üstümdeydi ve nerdeyse kafamda delik açıcaktı.
"İsabella...yanağın nasıl?"
"Tch..Sormak için geç kalmadın mı?"
"..Ben o zaman çok fevri davrandım. Yapmamam gerekirdi."
"En azından bir şeyi fark edebilmişsin."
Her konuştuğumda arjen yüzünü buruşturdu. Cevaplarımdan hoşnut olmasada hatasının farkındaydı.
".. ben.. o gün için..neden bana bakmıyorsun?"
"Çünkü seni görmek istemiyorum. Ahh! ne yapıyorsun?!"
Bileğimden tutup beni kendine çevirmeye çalıştı.
"Bana bakmanı istiyorum"
"Çocuk musun arjen? Bırak elimi!"
"Neden bu kadar inatçısın!?"
"Hıh?! Ben miyim inatçı ? söyleyene bak!"
Elimi kurtarmak için yerimden kalkmak zorunda kaldım.
"Düşeceğim senin yüzünden. Bıra-ah!!"
Araba aniden durduranca Arjenin üstüne savruldum.Arabanın kapısını açan çalışan şaşkınlıktan olduğu yerde yalpaladı. İsaacta farklı değildi. Dizim arjenin bacakları arasında elimde sırtını yasladığı yüzeyde üzerine eğik haldeydim. Bizi gören benim arjenin üzerine atladığımı sanır ki zaten öylede sandılar. Eyvahlar olsun!!!!



Evett.. Ben hikayenin yazarıyım.Umarım zevkle okuyorsunuzdur. İyi veya kötü yorumlarınızı bekliyorum. Mesela hangi karakteri seviyorsunuz?  heyacanlı veya sıkıcı mı? Bilmek istiyoruuuum...:)) Söz benden çıktı. O zaman ben kaçıyoree.

 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   6 


468x60


DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.