Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   1.21 

           
Uchiha Itachi olan bitenin farkında olduğu günü dün gibi hatırlıyordu.
O gün yağmurlu bir gündü. Itachi daha yeni dört yaşına girmişti ve yağmurun şiddeti onun küçük vücudundan daha güçlüydü, bu nedenle gözlerini açamıyordu. Babası yanında olsa da ona ne acıyor ne de yardım ediyordu. Ve Itachi'nin kendisi de yardım istemiyordu.
"Unutma, burası bir savaş alanı." Babasının güçlü sözcükleri yağmurun gürültüsünün de etkisiyle Itachi'nin kalbini delip geçiyordu.
Savaş alanı...
Dört yaşında bir çocuğun aklından geçirmesi gereken bir sözcük değildi bu.
Durdukları yeri özetlemek gerekirse, dört yaşındaki bir çocuğun görmesi gerek bir yer değildi.
Cesetler, cesetler, cesetler...
Göz alabildiğince ceset yığınları vardı etrafta. Ve barış adına hiçbir şey yoktu. Cesetlerin yüzleri ıstırap çekiyormuş gibiydi ve sertleşmişlerdi.
"Birkaç yıla sen de ninja olacaksın. Bu savaş belki bitecek fakat ninja dünyası değişmeyecek. Bu dünyaya sen de adımını atacaksın."
Babasının katı sesi kulaklarında yankılandı. Itachi hala dikilip dişini sıkıyordu. Eğer kendini gevşetse, gözünden yaşlar akacaktı. Bu gözyaşları korktuğu için değildi, üzgün olduğu için değildi. İçini kelimelere dökemediği bir duygu sarmıştı. Nedenini anlamasa da göğsünde bir darlık vardı, zar zor ayakta duruyordu.
Yağmurun da etkisiyle ağlasa babası muhtemelen farkında olmazdı fakat Itachi yine de ağlamak istemiyordu. Burada ağlarsa ninja olup kritik bir durumun içine girdiğinde kontrolünü kaybedeceğini hissediyordu. Bu yüzden umutsuzca kendini sıkıyordu.
Fakat yine de gözyaşları kendiliğinden geliyordu. Konoha alın bantlı kişiler. Diğer topraklardan ninjalar. Yeri birçok kişinin cesedi kaplamıştı ve bu cesetlerin artık ulusal sınırlarla bir ilgisi kalmamıştı. Zamanında ızdırap çeken, yas tutan, kıvranan bu insanların hangi topraklardan olduğu fark etmeksizin hiçbiri ölümden kurtulamamıştı.
Hiçbiri ölmek istememişti. Ve şimdi hepsi ölüydü. Neden?
Savaş yüzünden.
"Baba." Itachi kendi sesini duydu ve ilk defa titrediğini fark etti. Yağmurun soğuğu ya da cesetlerden korktuğu için değildi bu titreme. Itachi sinirden titriyordu. "Neden beni buraya getirdin..."
Babası oğlunun bu sorusu karşısında biraz sessiz kalsa da kelimeleri dikkatlice seçerek yanıtlamaya başladı.
"Sen akıllı bir çocuksun."
Hala cesetlere bakmakta olan Itachi, babasunun devam etmesini bekliyordu. Kafasında bir sıcaklık hissetti. Bu, babasının eliydi.
"Bu gerçekliği görüp görmediğinden emin olmak istedim."
Itachi çılgınca "gerçeklik" kelimesinin anlamını sorgulamaya başladı. Sadece dört yaşındaydı ve gerçeklik ile kurgu arasındaki farkı anlayamıyordu.
Yine de babasının söylemeye çalıştığı şeyin anlamını kavramıştı.
"Bu benim de yaşayacağım dünya..."
"Bu doğru, Itachi. Ninjalar savaşmak için yaratılan yaratıklardır. Bugün burada gördüklerini asla unutma."
Babasının bu dediklerinden sonra Itachi gözlerini ovuşturmaya başladı. Gördüklerini unutmamak için önündeki cehennemin ateşiyle retinasını yakmıştı. Gözyaşlarının sıcaklığına benzemeyen bir sıcaklık kıvranıyordu gözlerinde. Retinalarına doğru akan vahşi bir güç dalgası hissettiğinden gözlerini farkında olmadan kapadı. Gözlerini kapadığında bu dalga yavaşça kaybolmaya başladı.
Kalbi delice çarpmaya ve soluk alıp verişi hızlanmaya başladı. Derin bir nefes alarak gözlerini açtı. Ondan önce bu beş para etmez dünya değişmemişti.
Nazikçe elini göğsüne koydu. Eğer bu gücü kullanırsa olanları kendi başına durdurabileceğini hissetti.
"Ne oldu?"
Babasının bu sorusuna cevap vermedi fakat ona bakmak yerine önündeki manzarayı izlemeye devam etti. Belki yaşadığı bu dünya bir cehennemdi fakat eli kolu bağlı oturup bunu kabul etmeye niyeti yoktu.
Değiştireceğim.
Sorun ne olursa olsun savaşarak çözmek bir çözüm değildi. Bu dünya değişmek zorundaydı. Bu inanç, Uchiha Itachi diye bilinen adamı oluşturan inanç oldu.
Itachi o günü asla unutmadı.
Itachi'nin kendi varlığının farkında olmasından birkaç hafta sonra her ülkeden ninjaları yutan bu Büyük Savaş'ın sonu gelmişti. Daha sonra Üçüncü Shinobi Dünya Savaşı dedikleri bu savaşın sonu, saldırgan taraflar Konohagakure ve Iwagakure'nin barış antlaşması imzalamasıyla son buldu.
Savaş Konoha'nın yararına bitebilirdi fakat Üçüncü Hokage Hiruzen, çatışmaya son vermek için Iwagakure'den tazminat talebinde bulunmadı. Savaş yanlıları Hiruzen'in bu kararına karşı çıktılar. Köyün bu memnuniyetsizliğine son vermek adına Hiruzen Hokagelikten çekilmeye karar verdi.
Yeni Hokage'nin seçilmesi gerekliydi ve Üçüncü Shinobi Dünya Savaşı'nın kahramanı Namikaze Minato Dördüncü olarak seçildi.
Hiruzen'in de emekliliği ile birlikte köy savaşın yaralarını sarmaya başladı.
Itachi'nin net bir fikri vardı: "En iyi ninja olup dünyadaki savaşı yok etmek."
Bir yetişkine göre bu hayal gülünç gelebilirdi. Fakat dört yaşındaki Itachi için bu değerli ve yeri doldurulamaz bir hayaldi. Hayaline ulaşmak için Itachi, ilk olarak akademide temel ninja yeteneklerini öğrenmeli, sınavlarını geçmeli ve resmi olarak tanınan bir ninja olmalıydı.
Buna rağmen Itachi henüz akademiye kabul edilmemişti. Ama hemen bir ninja olmak istediğinden kendi kendine çalışmaya karar verdi.
"Ben geldim." Itachi yavaşça girişte ayakkabılarını çıkardı ve koridora doğru yürümeye başladı.
"Günün nasıl geçti?" dedi Mikoto Itachi mutfağın önünden geçerken. O sırada rahminde yeni bir hayat büyüyordu.
Bir kız kardeşi mi olacaktı yoksa erkek kardeşi mi?
Her şekilde Itachi'nin ilk kez kardeşi olacaktı.
"Bugün de mi kendi başına çalışıyordun?"
"Evet."
Bu yanıt sanki dört yaşında bir çocuktan değil de daha büyük birinden gelmişti. Mikoto büyümüş karnını tutup omuzlarını silkti.
"Babam odasında mı?"
"Evet ama şimdi..." dedi annesi fakat Itachi çoktan içeriye adımını atmıştı bile. Bu günkü antremanından sonra kunai tutma ile ilgili bir sorusu vardı ve hemen cecap istiyordu.
"Neden Dördüncü Minato olmalıydı ki?" dedi kızgın bir ses.
Bu ses, kapıdaki Itachi'yi durdurdu.
"Birileri bizi dinliyor olabilir." dedi babası. "Sesini biraz alçalt Yashiro."
"Ama kabullenemiyorum. Minato'dan sonra Dördüncü olması için  önerilen diğer kişi Efendi Orochimaru'ydu! Neden bir Allah'ın kulu da sizin, Efendi Fugaku'nun ismini ağzına bile almadı?" dedi Yashiro deden adam.
Itachi'nin gözünün önüne Yashiro'nun görünüşü geldi. Yushiro çekik gözlü ve beyaz saçlı bir adamdı. Itachi'nin babasından büyük olmasına rağmen onun emrinde çalışıyordu.
"Tam da senin söylediğin gibi, Yashiro. Ben de böyle bir şeyi kabul edemiyorum."
"Inabi..." Babası bu yeni sesin sahbinin adını söylemişti. Uchiha Inabi Konoha Polis Kuvvetleri'nin önde gelen bir ninjasıydı. Ayırt edici özelliği uzun siyah saçlı olmasıydı. O da Itachi'nin babasının emrinde çalışıyordu.
"Büyük Savaşta diğer topraklardan ninjaların adını bile ağzına almaktan korktuğu Şeytani Göz Fugaku"
"Konoha Polis Kuvvetleri'nin başı. Benim köydeki görevim bu."
"Bunun yönetimin planı olduğu söyleniyor!" dedi Yushiro bağırırken tükürerek. "Köyün ileri gelenleri Uchiha Klanı'nın göz önünde olmasını istemiyor. Sizin savaşa katkılarınız hakkında hiçbir şey söylemediler. Ön plana çıkanlar Sanninler, Minato hatta klanın üyesi olmamasına rağmen Sharingan'a sahip Hatake Kakashiydi. Eğer millet Minato ve Kakashi'nin ismini zırvalıyorsa sizin isminizi de-- "
"Yeter." dedi Fugaku Yashiro'nun sesini keserek. "Oğlum bizi dinliyor."
Itachi ürktü.
"Ne oldu, Itachi?"
Beni fark etti...
Çaylak.
Itachi dişlerini gıcırdattı. Başka çaresi olmadığından sürgülü kapıyı yavaşça açtı.
İçeride dört kişi vardı: babası Fugaku, Yashiro, Inabi. Ve, alnında nokta olan bir adam. O da Itachi'nin babasının emrinde çalışanlardan, Uchiha Tokka'ydı.
"Ne oldu?"
"Shuriken ile alakalı bir soru sormak istiyordum."
"Şimdi meşgulüm sonra sorarsın."
"Peki." konuşmasını bitirir bitirmez kapıyı kapattı. Kapı aniden kapandığı için dört adamın gözlerinden kızıl bir ışık büyümeye başladı.
Sharingan.
Uchiha Klanı üyelerinin sahip olduğu kekkei genkai.
 Odasına dönen Itachi, babasının odasının atmosferini hatırladı. Ve sonra nedensiz bir şekilde babasıyle gittikleri savaş alanı geldi aklına.
 Kötülükle ve kötü niyetle dolu cehennem tablosu.
 Babasının odasının atmosferi, savaş alanındaki atmosfer ile aynıydı.
 "Acaba babam ne düşünüyor?"
 Kendi kendine mırıldandığı bu soruyu cevaplayacak kimse yoktu.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   1.21 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.