-Beşinci Bölüm- 'Ekselansları,General Kalia geldi.' Muhafızların sözleri kapıda bir titreşim yarattı. Duyuları yüksek olmasa bile hassas kulakları Veliaht Prens'in hareketlerini kavrayabiliyordu. Bir sandalyenin hareket ettiğini duyabiliyordu sonra birden sessizlik çöktü. Kalia heyecandan titreyen avucunu açtı ve göğsünü şişirdi. Soluduğu havayı ciğerlerine doldurdu. Çok gergin değildi ama normalden biraz farklıydı. Emekli olmak. Çok uzun sürmeden bir şövalye olmuştu ve her zaman hayatı için savaşmıştı. Kalia,Louis tehlikedeyken düşmanlarla savaştığında ölüme yakın bir çok deneyimin üstesinden gelmişti. 'Ama şimdi,hepsi geçmişte kaldı.' Kalia hala kapalı kapıya savaştan yorulmamış bir yüzle baktı.Çok geçmeden içeriden bir ses onu çağırdı. Ağır ahşap kapıyı kolundan itip içeri girdiğinde Louismond'u önündeki büyük meşe masasında oturduğunu ve ona baktığını gördü. Ilımlı dostça bir gülümsemeyle adını söyledi. 'Kalia' 'Majesteleri.' Kalia yavaşça Louis'e doğru hareket ettiğinde bağlamış olduğu limon renkli saçları dalgalandı. Prens Kalia'ya nazik bir gülümseme ile 'Evet,hadi. Tatilde olduğunu sanıyordum burada ne yapıyorsun?' 'Ani ziyaretim için özür dilerim.Acil bir işim olduğu için çabuk olacağım.' 'Kendin geldiğine göre uzun bir süredir konuşmak istediğin bir şey olduğuna inanıyorum...Şimdi...istersen başka yere geçelim Lia?' *Lia Kalia'nın takma adı.* Kalia Louis'in kalkma girişimini durdurdu. 'Hayır uzun sürmeyecek.' 'Gerçekten mi? O zaman söylemek istediğin şeyi merak etmeye başladım.' Louis bunu duyunca sandalyesine döndü ve parmaklarının arasında tuttuğu dolmak kalemi döndürmeye başladı. Parlak güneş ışığı pencereden süzülmeye devam ederken Kalia sakin bir şekilde derin nefes aldı. Zaten kararını vermişti ama Veliaht Prens için üzülüyordu. İmparator olana kadar onun gücü olmaya çalışmıştı. İmparator olduğunda bile Kalia Simon'la beraber onun için çalışacaktı. 'Bir süre geçtikten sonra kararlı olduğumda buraya tekrar geleceğim.' En az 1 yıl. Ne kadar uzun süreceğini bilmiyordu ama Veliaht Prens gücüne ihtiyaç duyduğunda Kalia tekrar onun gücü olmaya gelirdi. 'Mecburum.' Louismond konuşması için bekledi ama uzun süren sessizliğin Kalia için alışılmışın dışında olduğunu düşünüyordu. Uzun süre Louismond'un mavi gözlerine bakan Kalia yavaşça dudaklarını oynattı. 'Emekli talebinde bulunmak için geldim.' Louis'in elinde dönen kalem Kalia'nın söylediklerini duyunca durdu. Bir duraklamadan sonra yanlış duyduğunu düşündü. 'Sanırım yanlış duydum.' 'Hayır.Doğru duydunuz.Emekli olmak istediğimi söyledim.' O anda parmağında duran dolma kalem masanın üzerine düz bir şekilde düştü.Masanın üzerinden yuvarlanan kalem daha sonra yere düştü. Kalia bir kaç kez yuvarlanıp duran kalemi eline aldı. Sonra Louis'in masasına yürüdü ve Kalia'nın dediklerine şoktan donmuş Prens'in önüne kalemi koydu. 'En kısa zamanda istiyorum.' Aniden ayağa kalkması Louis'in sandalyesinin geriye düşmesine neden oldu. Hızlı bir şekilde ayağı kalktığından Kalia prensin elini tutarak destek verdi. 'İyi misin?' Onu içgüdüsel olarak düşmekten kurtaran Kalia kalkmaya çalışan Louis'e sordu. 'Aman Tanrım!Elimde olan bir şey değil, Kalia!Ne dedin?Emeklilik mi?' Suçluluk duygusu çeken Kalia yüksek sesle bağıran Louis'e özür dileyen bakışlarla baktı. Prens'in bu kadar kekelemesi onun ne kadar sinirlenmiş olduğunu gösteriyordu. Susan Kalia geri adım atmaya çalıştığında Louismond kolunu kavrayıp 'Neden!Neden bu kadar aniden?' 'Sadece dinlenmek istiyorum.' 'Ah,Kalia. Bana tatile ihtiyacın olduğunu söyleyebilirdin.' 'Hayır korkarım ki emekli olmak istediğimi söylüyorum.' Louis sanki Kalia'nın cevabını duymamış gibi yapıp onun fikrini değiştirmeye çalıştı. 'Uzaklara mı gitmek istiyorsun? Nereye gidersen git tüm masraflarını İmparatorluk Sarayı karşılayacak.Nereye gitmek istiyorsun?Sadece söyle,Kalia?' Kalia kibarca başını salladı ve sorularını yanıtladı. 'Hayır teşekkür ederim,ben böyle iyiyim.' 'O zaman Kraliyet ailesi ile herhangi bir sorunun mu oldu?Bir liste çıkarsam sana karışanın kim olduğunu hatırlayabilir misin?Kim o? Ah,Simon. O,değil mi? Biliyordum.Siz ikiniz iki aydır tuhaf davranıyordunuz!İşte bu,değil mi?' Tabi ki emekli olmak istemesi Simonla yaptığı iş de büyük bir rol oynuyordu ancak kararının nedeni bu değildi. Simon son derece sorumluluk sahibi olsa da Veliaht Prens'e 'Ben onun çocuğunu taşıyorum' diyemezdi. Kalia'nın gözleri endişeyle kaplandı ve bilinçsizce karnını okşadı. Dürüst olmak gerekirse bebeğin varlığını henüz hissedemiyordu ama onun için sorun değildi. Sadece içinde zayıf,çok zayıf bir sevinç duygusu vardı ve bu Kalia'nın titremesine neden oldu. Çocuk sahibi olabilmek için küçük bir umudu vardı.Kendi ailesine sahip olma umudu. 'Huzur içinde olmak için zamana ihtiyacım var.' 'Zaman mı?' 'Evet aslında çok uzun bir emeklilik olmayacak.Bana ihtiyacın olursa geleceğim.Ama bunu kısa süre bir süreliğine yapamayacağım.' '....' 'Ben ayrılmak istiyorum.' İmparatorluğun en ünlü savaşcısı Kalia Tacskate şimdi emekli olmak istediğini söyledi. Aniden bir sabah İmparatorluk sarayında ve birden görevinden ayrılmak istediğini söyledi. Louismond hala şoktaydı bu yüzden kendine gelmek için başını bir kaç kez salladı. '....sebebi neydi?' Küçük bir ipucu almak için gözlerini Kalia'ya çevirdi ancak o düz,kapalı dudaklardan ve sabit bakan gözlerinden hiç bir şey okuyamadı. Hayal kırıklığına uğramış Louismond sakin bir sesle 'Neden aniden bu kararı verdin?' 'Sana daha fazla şey söyleyebileceğimi sanmıyorum.Ancak ülkeye ve İmparatorluk Ailesine ihanet etmeyeceğime yemin edebilirim.' 'Kalia ikimizde biliyoruz bana ihanet etmeyeceğini.' Louismond'un sözlerine cevap olarak Kalia hafifçe gülümsedi ve kafasında 'Bu yaptığım doğru mu'diye düşündü. Ekselanslarının güvenini almak bir onurdu. Yol boyunca düşündüğü yanıtı söylemek için bir an tereddüt etti. Ayrıntılı olarak söylemesine gerek yoktu bir dereceye kadar söylese yeter gibi görünüyordu. 'Sanırım bir ailem olacak.' 'Ne dedin?' Yüzünü Louismond'a dönüp ilk kez gülümsedi. 'Benim ailem' diyerek odadan çıktı. Louis ise Kalia'nın odadan çıkan görüntüsüne bakıp daha önce onun bu şekilde gülümsediğini görmediğini düşünüyordu. .................. Tak- Kapıyı sessizce kapatıp Kalia yavaş adımlarla koridorda yürüdü. ' Tamam artık kamburun üstündeyiz.' *Kamburun üstündeyiz korece bir deyim. Anlamı genellikle bir zorluk yada karmaşık dönemden geçmeyi ifade eder.* Louis'le konuştuktan sonra son derece rahatlamış hissetti. Olay beklediğinden uzun sürdüğünden gökyüzü kararmıştı.Gökyüzünün kararmasıyla beraber koridor sihirli ışıklarla aydınlatılmıştı. Yakında yağmur mevsimi başlayacaktı.Yağmur başlamadan önceki aylarda,günler kısa ve geceler uzun geçerdi.İmparatorluğun yağış mevsimi kısa ama yoğun geçerdi.Yaklaşık iki-üç hafta boyunca gökyüzü kasvetli olur ve yağmur asla durmazdı. Korunmayan ürünler yağmurda çürümeye eğilimliydi ve köylerde şiddetli yağmurdan etkilenebiliyordu. Bu yüzden Sihir Bakanlığı yağışlı mevsimde hasarı aza indirmek için ülke çapında sihir uyguluyordu. Bu Sihir Bakanlığının yıl içinde en yoğun olduğu dönemiydi. 'Yağmur mevsimi başlamadan hemen hazırlanmalıyım.Eğer başlarsa seyahat etmek için artık çok geç olur.' Kalia'nın bir an önce karar vermekten başka seçeneği yoktu. 'Hazırlanacak çok şey var.Ama her şeyden önce....Sanırım Simon ile gitmeden görüşmeliyim.' Her katı koruyan gardiyanlar ve yanından geçen hizmetkarlar Kalia önlerinden geçtiğinde saygı ile eğildiler. Kalia ise selamlarına nazik bir şekilde kafa sallayarak cevap verdi. Çoğu soylu hizmetkarların selamlarına cevap vermezdi ama Kalia onları asla görmezden gelmedi yada insan olmadıklarını iddia etmedi. Ayrıca kendisi en başından beri bir asilzade değildi.O yüzden kafasında gereksiz bir kibir yoktu. '...Ama bu sahneye yakında veda etmek zorunda kalacağım.' Kalia yavaşça merdivenden aşağı inerken sakin bir şekilde düşündü. 'Bu merdiven gereksiz derecede uzun.Bu yüzden İmparatorluk sarayında çalışan insanlar bu kadar zayıflıyor.' Kalia merdivenden inerken pencereden parlak ve yükselen ay ışığının altında parıldayan bir şey dikkatini çekti. Merdivenden inmeyi durdurdu ve bilinçsizce pencereye yaklaştı.Gümüş beyaz saçları ay ışığında parlayan solgun yüzlü güzel adamı izledi. Keskin ve narin bir güzelliğe sahip adam sadece üstüne dalgalı bir gömlek ve gevşek bir pantolon geçirmişti. Kule ve Ana saray arasındaki muhteşem gül bahçesinin ortasında dururken elleri pantolonun ceplerinde yıldızlarla dolu gökyüzüne bakıyordu. Sihir Bakanlığının Genç Bakanı,Rojas İmparatorluğunun mevcut olan tek Terroan Dükü ve karnındaki çocuğunun babası. -Beşinci Bölüm Sonu-
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.