Yuki sabah olan olaylardan sonra durumu değiştirmek için çabaladıktan sonra odasına geçip uykuya daldı. Yine aynı yerde aynı adamı gördü. "Şimdi sen benim bedenimi ele mi geçirdin?" "Aslında teknik olarak belli süre karşılığında kullanıyorum." "Nee !! Sen benim bedenimi benden izinsiz kullanamazsın." "Çok özür dilerim bay çok bilmiş kılıcın kullanmadan önce size yazılı olarak bir sözleşme sunmalıydım. Gerçekten se durumu abartıyorsun." "Abartıyor muyum ? Benim bedenim bu onunla pis şeyler yapmayacağını nereden bileyim. " "Eww sen ne fesat birisin. Keyfimden kullanmıyorum tamam mı . Vücudunun buna alışması lazım, bize bir anda suikast yaparlarsa sana pek güveneceğimi sanmıyorum." "Off... tamam , ama abuk subuk bir şeyler yapmak yok." "Tamam.. sonuçta ikimizin de ortak yönden çıkarı var. " "Bu arada senin çıkarın ne ki , ben Yami ye bir söz verdim, hem ailemi öldürenlerin kim olduğunu ve neden öldürdüklerini bilmem lazım. " "Hmm... artık ailene olanları anlatma vakti geldi. " "Sss.se..sen biliyor musun. Aileme olanları." "Evet her şeyi biliyorum. Çünkü oradaydım. " "Nasıl?" "Yûki aslında sen Andora krallığının gerçek varisi sensin." "Ne ?" "Baban Teian soyundan, annen ise Onizaku soyundan. Bunu sana söylemediler mi " "Bir dakika bu kadar bilgiyi bir bölüme sığdırmak benim için zor. Yami ve Kohara ' nın ailesi kraliyet ailesi değil mi? Benim annem bir Onizaku mu ? " "Senin büyük büyük baban aslında kraldı ama güya kendilerine yüce varlık denilen bebeler tarafından sürgün edildi, andora ile ilişkiler yasaklandı. Oraya ait hiç bir bağ kalmadı ve zamanla ailesi bu dünyaya asimle oldu. Sonra ise senin baban annen ile tanıştı. Kendisi bu dünyaya ziyaret amacı ile gezerken, gözleri erik ağaçlarına takılmıştı, ilk defa böyle bir ağaç görüyordu. Onların büyüleyiciği onu baştan çıkarmıştı. Baban parkta dolaşırken uzun uzun bakan kadına şöyle demişti." "Sanırım çiçekleri izlemeyi seviyorsunuz." "Evet , çok güzeller. Bir gün düğünüm olursa bu çiçeklerin altında olmasını isterim. " "Gerçekten de komik bir istek. Ama her isteğin bir zorunluğu vardır . Kaderimizde olmasa bile onu elde etmek için çabalamamıgerek, olmasa yani gerçekleşmese bile insan için ' hiç değilse uğraştım gönlüm rahat ' diyerek kendini teselli etmiş olur. " "Böylece onlar arasındaki muhabbet git gide arttı, annen babanı kendisine yakın hissedince. Gerçekleri anlatmaya başladı bir uzaylı olduğundan , Andora krallığının prensesi olduğundan bahsetti, lakin baban ona karşı tavrını hiç değiştirmedi. Aralarındaki ilişki daha de ilerlemiş hayatlarında mutluluk hep bir mutluluk vardı. Fakat onların bu mutluluğu pek uzun sürmedi, annenin babası yani deden annenin bir insanla beraber olmasını istemiyordu, bu yüzden babanı öldürmeye çalıştı. Bir gün annen ile buluşunca kraliyet şövalyeleri ve suikastçıları baban için tuzak kurmuştu Evet şaka değil bir baban için bir ordu yolladı çünkü kral onun parçalara ayrılmasını istiyordu. Biliyorsun Andora kraliyet kadınlarının eşlerini seçmesi ve kendilerini korumaları için onlara kılıç verirler. Bu kılıç seninde kullandığın kara hüküm. Devamını anlatmaya gerek yok, kılıcı kullan kişiye senden daha fazla tepki geldi. Çünkü bu kılıç 20 yıl değil 2000 yıldır uyuyordu ve onca yıl mühürlenen güç bir anda ortaya çıkınca baban dünyadaki en güçlü kişi olmuştu." "Hadi canım.." "Evet öyle kara hüküm kimse tarafından tarihi bilinmesede kulaktan dolma bilgilerle kötü şöhreti ile meşhurdu. Onu görünce bazı komutanlar; 'Hey hey bu kılıcın sadece kullanıcına şansızlık getirdiğini söylenir, geri çekilmeyin ve saldırın.' Birden babanın üzerine gelmeye başladılar baban da aynı senin gibi tepki vererek kılıcı ustalıkla kullanmaya başladı" "{ KARANLIĞIN HÜKMÜ : AY'IN KARANLIK YÜZÜ}" "Birden etrafı karanlık sisler sardı o sisler dağıldığı zaman herkesi çoktan öldürmüştü bile. Ondan herkes korkmaya başlamıştı sadece annen dışında." "Kör olmuş bir kadının gözleri aşık olduğu adamın asla kötü yanlarını göremez." Ardından tüm gezegenlere haber salındı, o aptal yüce varlıklar onun varlığından korkmuştu ve onu öldürmek için başına ödül koymuştu. Bir süre baban ödül avcıları ile savaştı herkes ona düşman gibiydi her an tetikteydi. Peki ya bu kimin sayesindedir tabiki de benim babanı ve anneni bir süre ben korudum tıpkı seninle Yami yi koruduğum gibi.." "Benimle Yami mi?" Dedi şaşırdıktan sonra Yûki "Evet öyle" "Peki ya madem onları koruyorsan neden onlar öldüler!" "Baban annen ile evlendikten sonra artık huzurlu bir hayat istediğini söyledi ve bu yüzden kılıcı şimdiki Andora kralına verdi."
" Temura ben artık Olivia ile huzurlu bir hayat yaşamak istiyorum. Bu yüzden bu kılıcı ve yüzuğü al ve diğer kılıçların arasına sakla. Ama üzgünüm kader seni çok yoracak." "Anladım Rain ama kadere boyun eğmek zorundayız bu kılıcın ne kadar tehlikeli olduğunu ve sana neler yaşattığını biliyorum bu yüzden onu saklayacağım."
"Ardından ben yoktum tek bildiğim bir kaza idi ama kaza olacağını asla düşünmüyorum. Muhtemelen yüzüğün peşindelerdi, o vakit babanın sesini duyar gibi olmuştum hiç bir duygu bir şey hissetmeyen ben o an basit teşekkür duymuş gibi oldum. İşte Yûki Teian benim bildiklerim bu kadar ama umuyorum ki ileride istediğin şeyleri öğreneceksin. Lakin bana yardımcı olman için bedenini kullanmayı öğrenmem gerek, Kohara'nın yardım edeceğini biliyorum lakin arada sırada kişiliğin değişebilir." "Bu değişiklik benim bilinç kaybıma neden olmasın da" "Merak etme kendini geliştirir isen bu ilerde sorun olmayacaktır. " "Peki öyle olsun, istediğin zaman" "Anlaştık öyleyse" "Evet artık çocuk değilim ne de olsa. Artık güçlenip aileme yapılanın intikamını almak istiyorum " "Ben de artık bu evrenin düzelmesini istiyorum" "Evet ben de istiyorum Yami nin mutluluğunu da" "Peki o vakit yarın ki kurul toplantısına hazır olmak için hazır ol" "Ne ? Ne kurulu? " "Kaçtım ben görüşürüz "
Ahhh yine bu adam her şeyi tam anında bırakıp gidiyor. Kurul toplantısı demek neyse yarın öğreniriz. Gece olmuş ama yine yorgunum,ahh uykum var... umarım yine görmem onu insanın rüyasında bile yoruyor.
O sırada Yuzihara'nın evi Yuzihara yatağında dizlerini kıvırarak oturmuştu kapısının önünde; "Kızım gel yemek ye , hiç bir şey yemedin bugün." "Ac değilim anne, iştahım yok " "Ama kaç gündür böyle düzgünce bir şeyler yemelisin" "İstemiyorum anne ben böyle iyiyim" "İyi tamam sen bilirsin. " odadan uzaklaşır. Yuzihara; "İştahım yok.... hem de hiç o benimle hiç ilgilenmedi sadece o kızla çok cana yakın oldu ve bu sinirimi bozuyor, ona ihtiyacım var hem de çok. Neden benimle hiç ilgilenmiyorsun Yûki-kun ben sana bunca yıldır aşıktım. O kızdan kurtulmam gerekecek. "
15. Bölüm sonu リレニア
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.