"Ah neden Paris aşıklar şehri olarak anılıyor ki?" Diye düşündü çatıda rüzgarın sesini dinlerken uzaktaki Eyfel çakmasına bakan Yûki. Gerçekten de öyle neden farelerin kol gezdiği ve yetmezmiş gibi bir de yemek yaptığı şehir olan Paris aşıklar şehri olarak sayılıyor ki. Bağcılar semti oradan daha güvenli. (Yazarın kendisinin yorumları bu arada) Yûki uzaklara dalıp giderken, Yuzihara nın neden sürekli ona son zamanlarda ilgili olduğunu düşünüyordu. İçinden; "Kesin şu anki kaslı halime düşmüştür. Devamlı spor yapınca etkilendi tabi, kızlar harbi kaslara bakıyor abi.." dedi. O sırada çatının kapısı açıldı, içeriye giren Yuzihara dan başkası değildi. Yuzihara saçlarını geriye tarayacak şekilde ellerini kafasının üstünde gezdirdi. Boğazını temizleyerek sanki önemli bir konuşmaya hazırlanıyor gibiydi, cidden kendini bu kadar kasmaya gerek var mıydı? Yuzihara Yûki nin gözlerine bakmaya çalışıyordu ama utancından kızarıyordu. Yûki sanki anlamış gibi; "Bana karşı rahat olabilirsin Yuzihara. " dedi, Yuzihara ise; "Yûki kun nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama. Bak haddime değil biliyorum, belki bana kızacaksın belki benden soğuyacaksın ama bunu daha fazla içimde tutamam." Yûki şaşırmış bir şekilde pür dikkat dinlediğini ima etmek için kafasını salladı. Yuzihara da işareti görerek devam etti. "Yûki kun şu kız Yami midir nedir. O kız geldiğinden beri çok değiştin. Eskisi gibi değilsin. " "Yani?" Diyerek sözünü kesti, sonra Yuzihara aldırmadan devam etti. "Bak o kız sana sülük gibi yapışmış tamam mı. Sanki senin tüm dünyan oymuş gibi etrafında dönmeni istiyor. Ya bu nişan olayı da nedir? Siz liseye giden bir avuç çocuksunuz. Böyle saçma sapan olaylar genç kız wattpaplerinde(teliff) olur kendinize gelin." Yûki "Gerçekten de haddine değil ama, hem bildiğin yargılamak ile kalmadın. Hem neden seni bu kadar etkiledi. Yoksa..." "Sana aşık mıyım? " Yûki sanki soracağı soruyu tahmin etmiş gibi bir ifade takındı. Yuzihara da; "Yûki belki sana olan ilgimi sırf sana acıdığım için sandın lakin ben sana acıdığım için yardım edip yanında durmadım. Ben seni uzun zamandır seviyorum be Yûki. " Bu itiraf karşısında donup kalan Yûki ne söyleceğini şaşırmıştı. Ona sadece.; "Yuzihara... cidden benden hoşlandığın için mi yanımda oldun. Beni sevdiğin için mi tüm zaman benimle beraberdin" "Evet... evet Yûki seni seviyorum. " "Bbb ben ne diyeyim ki. Teşekkür ederim." "NE?.... sana seni sevdiğimi söyledim ve sen teşekkür mü ettin. Cidden sen beni hiç sevmemişsin. Yûki kun sen cidden çok kötüsün." dedi ve ağlayarak çatıyı terk etti. Yûki ise ağzından çıkanları sanki kulağı duymuyormus gibi davranarak. "Ben ne dedim ki şimdi. Söylesene Light bu senin işin miydi?" Light ise bir kahkaha patlatarak; "Olum sen cidden safsın, bu senin suçun, her neyse boş ver kızı yanında tutman ona zarar verecekti. Bence senden uzaklaşması iyidir. Hem kızda kötü şeyler sezdim başına bir şey gelseydi daha fazla acı çekerdin." Light haklıydı, bu savaş riskli bir savaş olacaktı artık hayatı hep tehlikeliydi ve sevdiklerine zarar verecek daha çok insan olacaktı. Bu ikisi için de en uygun karardı. Yûki arkasına dönüp manzaraya bakmaya başladı. Bu ani şok etkilemişti onu. Sonra da; "Ah neden babam şurada bir arsa almadı şimdi ne değerlidir." diyerek çatıdan indi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.