"Alo... Ben Rintora, ekipler yerlerini aldı mı? Tamam" "Takım yerlerini aldı, herhangi bir anormal durumda müdahale için hazır bekliyoruz. Tamam" "Emirleri bekleyin Tamam."
Büyük gün başlıyor, Rintora sadık bir asker gibi görevini layıkıyla yerine getirmek için ter döküyordu. Yûki, Yami ve Kohara resepsiyon için hazırlanıyor. Bu yüzden ülkenin tüm protokol üyelerine Rintora tarafından bilgi sağlanıyordu. Geniş çapta bir sorgulama başlatılmış lakin ciddiye alınmamıştı. Böyle büyük bir toplantı için terör eylemi yapmak tarihinde bir kez yaşanmıştı. Yûki endişeli idi, günlerdir benliği değişmemiş, Light tarafından uyarılmamış, hatta bu zamana kadar hiç sesini duymamıştı. Light’ın bu sessizliği onun canını sıkıyor, eğer terör eylemi gerçekleşecek ise Yami’nin hayatını kurtarmayacağı için ona öfkeleniyordu. Sonra aklına şu geldi. "Neden bize yardım etsin ki?" Çok harika soru. Ana karakterimizin jetonu köşeli olduğu için bir özet geçelim. Yami ve Yûki uzaktan akraba aslında. Yûki’nin annesi Onizaku klanından iken babası Teian soyundan. Yüce varlıklar tüm düzeni alt üst etmiş, zengin daha zengin olurken fakir daha da fakirleşmiştir. Haksızlık ve yolsuzluklar artmış. Gezegenler arasında ciddi bir arbede olmuştur. Bu düzeni sağlayacak tek kişi Sunny Sulivian Light Teian’dır. Sunny yıllar önce yüce varlıklar tarafından yakalanmış daha sonra da ondan haber alınamamıştır. Light da Sunny’nin mirasını alacak kişiye verilen bir unvandır. Yani yeni dünya düzenini sağlayacak kişi Yûki’nin bedeninde ki Light’tır lakin gerçek adı bilinmemektedir. Light’lar her 20 senede bir ortaya çıkar ve bir dönem erkek bir dönem kadın olarak var olurlar. Bu yüzden Yûki’nin bir sonraki Light olması, yeni dünya düzeninin sağlaması için Yûki’nin bedeni kullanılmaktadır.
Yûki ve Yami grand tuvalet bir şekilde hazırlanmış şekilde onları bekleyen araca doğru yöneliyorlardı. Yami ten rengine uyumlu giyinmiş. Yûki ise siyah takım ve Yami’nin gözleri ile uyumlu koyu kırmızı kravat takmıştı. Kohara çarpıcı sırt dokelteli kırmızı bir abiye giymiş şekilde, kapının önünde onları bekliyordu. 3’ü de onları bekleyen Limuzin’e atlayıp yola çıktılar.
Saat daha 10’a çeyrek vardı. Rintora protokole bilgileri aktarmış onların gelişi ile herkesi yerlerine uğurlamıştı. "Oo çok şık olmuşsunuz. Cidden kıskandım seni Yûki. Böylesine 2 güzel kadınla dolaşmak. Bizim gibi sap erkekleri öldüresiye üzüyor."
"Laf salatası yapma Rintora, ben sadece onların güvende olduğuna emin olmak için geldim."
"Hah.. Ne yani benim güvenlik tedbirlerime güvenmiyor musun?"
"Sana güvenmiyor değilim. Sadece alınacak karalardan şüpheliyim."
"Endişe etme Yûki burada ki çoğu kişiyi rahatça indirebilirim." Dedi Kohara
"Ben de bundan korkuyordum ya, onları sana karşı korumak."
"Çok kötüsün Yûki!" Hepsi birden gülmeye başladılar. Yami;
"Açıkçası biraz gülmeye ihtiyacım vardı, aşırı gerginim şu anda."
"Hangimiz değiliz ki..." dedi Rintora.
"Evet hangimiz gergin değil ki..." dedi ileriye doğru bakarak Yûki.
***
"Demek Andora Kralı Temura’nın kızları da katılacak." Dedi bur ses
"Küçük kızının infazı yüce varlıklar tarafından verilmişmiydi?" Dedi başka bir ses.
"Bence onu burada öldürmek yüce varlıkların hoşuna gidecektir." Dedi gevşek ağızlı bir ses.
"Reddediyorum." Bu ses Xuanwu gezegenin kralı Wilhelm Narcht’a aitti. Kendisi Andora Krallığına olan bağlılığı ile bilinirdi.
"Kral Wilhelm,Kral Temura’ya sadakatinizi biliriz. Lakin yasalara uymak durumundayız." Wilhelm;
"Yasaları senden öğrenecek değilim Kral Kristen. Sana uygulanan ambargolar karşısında, Kral Temura’nın sana yolladığı yardımları ne çabuk unuttun."
"Hiç birini unutmadım Kral Wilhelm, hasta kızımın ilaçları tükendiği zaman tamamen çaresiz olduğum günler asla aklımdan çıkmıyor. Ben yasalara uyarak bu sorunu çözmek istedim."
"Yasaların bizi bir çözüme götürdüğü yok!"
"Sayın Krallarım, hepiniz sakin olunuz. Bugün burada ülkelerimizin geleceği hakkında konuşmak ve Andora Krallığını temsilen gelen kaçak prenses hakkında hüküm vermek için toplanmış bulunmaktayız. Bu yüzden sayın Kral Wilhelm. Kızgınlığın lüzumu yok."
"Sen her ne kadar öyle desen de Temura’nın bu halde olmasına benim kadar üzülüyorsundur Kraliçe Lectra."
"Ben sadece kendi ülkemin sıhhatini düşünüyorum Kral Wilhelm. Bence hepimiz kendi ülkelerimizi düşünmeliyiz."
"Haklısın Derdoneaba’nın bu seneki hasatı bayaa düşüktü ve her sene %300 oranında daha da azalıyordu. Kuraklıklar gün geçtikçe artmakta. Yeraltı suyunun azalması ile gezegende obruk sayısı fazlalaşmakta idi. Bu yüzden ülkedendeki çoğu insan açlık ve sefalet ile yüzleşiyor. Peki neden böyle olduğunu sen gayet iyi biliyorsun."
"Kral Wilhelm, kimi suçlayıp suçlamamak bana düşmez. Ülkemdeki insanlar sorumlusunun ben olduğunu düşünüyorlar ise zevkle kellemi verebilirim."
"Senin gibi değerli bir yoldaşı kaybetmek istemem kraliçe Lectra."
"O zaman toplantıya başlayalım mı?" Dedi kral Kristen ve toplantıya başladılar.
O sırada Yami, Yûki ve Kohara toplantının bitmesini beklemiş. Bittiği sırada görevliler onları çağırmıştı.
***
Yûki, Yami ve Kohara toplantı salonundan içeriye girdi. İçerideki baskın hava Yûki’yi endişelendirmişti. İçerdi resmen yırtıcı hayvanların bulunduğu bir kafes gibiydi. Onlar da bu akşamki yemleriydi. İlk konuşmayı Senatör Da-Buburger yapmıştı.
"Değerli Krallarımız, protokol üyelerimiz ve değerli misafirlerimiz. Bugün burada toplanmış bulunmamızın sebebi. Andora Krallığının düsmüş prensesi Onizaku Yami’nin işlediği suçların, yüce varlıklar huzuruna çıkmadan yargılamak için toplanmış bulunmaktayız."
"Yami’nin işlediği ne tür suçlar var?" Dedi Yûki
"Sessizlik! Bu sana düşmez dünyalı çocuk." Diye devam etti Da-Buburger.
Wilhelm konuşmayı devralarak;
"Sanık Andora Krallığı prensesi Onizaku Klanından Onizaku Yami, Yüce varlıklar konseyi tarafından verilen infaz emrine uymamış olup gezegenler arasında kaçak seyehat ettikten sonra, Dünya gezegeninde yaşamaya devam etmiş. Yaşadığı kanıtlanmış olsa bile teslim olmamıştır. İşlediği suçlar; Yüce varlıklara hakaret, gezegenler arasındaki huzuru bölmeye ve Karanlığın hükmü kılıcını bir dünyalı çocuğuna, evlenme vaadiyle vermek..." Da-Buburger "Sanık Onizaku Yami’nin idamına karar verilmiştir. "
"SİZ BENİMLE DALGA MI GEÇİYORSUNUZ? KENDİ KAFANIZA GÖRE BİR İNSANI ÖLDÜRMEK DE NE OLUYOR?" Diyerek sinirlerine hakim olamamıştır Yûki. Kohara onu sakinleştirerek.
"Biz de aynı şeyi düşünmek isterdik, lakin yüce varlıklar tarafından verilen kesin bir emir var. Bu asla reddedilmez bir emir. Sizin için yapacağımız bir şey yok." Der Wilhelm.
"YÜCE VARLIKLAR KİM OLUYOR YA. O İHTİYAR TAKIMI DEMEK Kİ ÖLMEKTEN KORKMUYOR, İNSANLARI KAFALARINA GÖRE ASIP KESİYORLAR." Der Yûki.
"Sözlerine dikkat et evlat. Yüce varlıklar tarafından senin de idamın verilsin istemezsin. Sen kim olduğunu sanıyorsun da böyle arsız konuşuyorsun. " Der sakince Wilhelm.
"Sunny Sulivian Light Teian"
Bir anda herkes şaşırır. Kohara bile küçük dilini yutmak üzeredir. Bir anda bir patlama sesi tüm salonu inletir. Etraf tamamen toz haldedir. Bir ses yükselir.
"Çok mu erken davrandık?" Dedi bir erkek sesi.
"Bence gayet güzel bir giriş yaptık." Diye ekledi bir kadın sesi.
Yûki onların kim olduğunu anlamaya çalışıyorken beyaz pelerinin "Hikari no shinja" ya ait olduğunu düşündü. Bazı Kralların inleme ve yardım çığlıklarını duyuyordu. Yûki hemen Yami ve Kohara’nın iyi olup olmadığını sordu. Onlar iyiydiler. Rintora’nın sesi arkadan geliyordu. Nasıl olur da yüksek güvenlikli bir yerde patlayıcı malzemeler getirilmişti. Yûki hemen kılıcına sarıldı. Daha sonra da Rintora’ya;
"Anlaşma iptal oldu adamlarına söyle buradan gidiyoruz. Ben ve Kohara Yami’yi koruyacak iken siz yolu açın. O anda Kral Kristen Yûki’ye yalvararak.
"Lütfen kurtar bizi. Bizi ölüme terk etme." Dedi, Yûki de;
"Sizler Yami’nin ölüm fermanına sessiz kalmıştınız. Zulüm karşısında sessiz olanları koruyacak kadar merhametli değilim." O sırada Yami;
"Hayır Yûki, onları kurtarmamız lazım. Onlar düşmanımız değil, hem onlara karşı asla nefret beslemiyorum. Onların da aileleri ve sevdikleri var. Hepimiz burada savaşalım."
Yami’nin ışıltılı gözlerine dayanamayan Yûki onları korumak için savaşmaya başlar.
"Görüyorsunuz değil mi, hayatını bir çöp parçası olarak gördüğünüz kız sizler için nasıl savaşıyor."
O sırada beyaz pelerinli biri ona saldırır. Yüki karşılık verir. Geriye seken kişi hemen korumaya yönelir. Yûki tam anlamıyla kendini korurken karşısındaki;
"{SUYUN HÜKMÜ : BUZ’UN ŞARKISI}"
Bir anda beyaz pelerinin elimdeki kılıç buz tutmaya başlar. Yûki onun böyle bir kılıca nasıl sahip olduğunu anlayamaz. Daha sonra pelerinli ona saldırmaya başlar. Pelerinli saldırdıkça o kaçmaya başlar. Daha sonra açığını bulup ona saldırır. Ve yüzündeki maske düşer. Rintora ve Kohara’da diğerlerini halletmiştir. Yûki pelerinliye dönüp.
"Artık işiniz bitti ’Hikari no shinja’ pes etmek lazım. Artık bu anlamsız dövüşe son vermek istiyorum."
Maske tamamen kırılmış. Güzel bir yüz ortaya çıkmıştır. Bembeyaz saçlarının ucundaki mavimsi boya gözlerindeki buz mavisini ortaya çıkarıyordu.
"Yuzihara?" Yûki afallamıştı. Yuzihara sadece Yûki kun diyebilmiş sonra da bayılmıştı. Yami de onun yanına gelmiş;
"Nasıl olur? Yuzihara en başından beri onlarlaymıymış?"
"Soracağım yüzlerce soru var, lakin şimdi onu güvenli bir yere götürmeliyiz." Dedikten sonra büyük bir patlama daha yaşanır.
"GAAAAKK GAAAKKK ah ya tüm eğlencenin biteceğini mi sanmıştınız. Eğlence henüz başlıyor."
Sen de kimsin diye sordular ona o da;
"Ben Andrew, Kargaların başı ve buraya leş yemeye geldik."
20. Bölüm sonu リレニア
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.