Fred Maria'yı görerek koşmaya başladı. Fred ve Jan bir saat koştuktan sonra Mutfakta gizlendiler. Fred derinden nefes alarak :
- Anlat bakalım neden sen ve Maria yarı çıplak haldeydiniz? Yoksa!? Vay kardeşim harikasın!
Jan Sinirlenerek dedi :
- Hey, benim öyle bir niyetim yoktu. Ama çok garip. Neden böyle bir şey yaptı ki?
Fred tebessümle dedi :
- Kanka , kız sana sırıl sıklam aşık, ama doğru söyledin bu biraz abartılıydı sanki.
Jan şüpheli yüz ifadesiyle dedi :
- Evet. Evet öyle
Bu konuşmadan sonra Jan odasına Fred ile etrafa dikkatlice bakarak ve Maria'dan gizlice geri döndü. Jan üstüne giysi giyinerek Fred ile gezmeye çıktılar. Yol boyu Fred şehri, sokakları, caddeleri Jan'e tanıttı. Şehir mutlu insanlarla doluydu, neredeyse fakir, dilenci ve evsiz görmek imkansızdı. Jan düşünerek :
- Vay, şehir ilk gördüğümden daha canlı.
1 saat gezdikten sonra Tavernaya girdiler. Taverna yine dışarıda olduğu gibi cap - canlı ve neşeliydi. Jan'in gözleri parlayarak :
- Kanka, bu şehir cap canlı resmen?!.
Fred gülümseyerek dedi :
- Elbette. Hepsi İmparator sayesinde!
Jan içten :
- Tamam. İmparatorluk generali olacağım ve daha öncede kendime söz verdiğim gibi hiç kimse benim yaşadıklarımı yaşamaması için çok çalışacağım!!!. Hizmetçi Jan'lerin masasına yakınlaşarak şöyle dedi :
- Efendim ne istersiniz? Yiyecek? İçecek? Buyurun.
Jan ve Fred bir birine bakarak danışarak :
Fred:
- Jan, sence İçecek mi? Yiyecek mi?
Jan:
- Kanka, çok Acıktım ya, bence yemek.
Fred :
- Ben de susadım.
Sonunda ortak karar vererek Jan ve Fred :
- Yemek ve meyve suyu alalım lütfen.
Hizmetçi siparişleri alarak mutfağa doğru gitti. Biraz daha sohbet ettikten sonra hizmetçi yemek ve içecekler getirdi. Yemek sırasında Fred Jan'e sorar:
- Jan, sen nerelisin? Daha önce sormayı unuttum.
Jan derinden nefes alarak ve tebessüm etmeye çalışarak :
- Eski Türk Konfederasyonundan.
Bu sırada Jan'in tebessümü üzüntüyle yer değiştirdi.
Fred üzülerek dedi:
- Aa?! Özür dilerim ben.... Ben seni üzmek istememiştim.
Jan biraz sustuktan sonra şöyle dedi :
- Önemli değil artık geçip gitmiş, yapacak bir şey yok.
Yemeklerini yedikten sonra masrafları ödeyerek, dışarı çıktılar. 15 dakikalık yol gittikten sonra ihtişamlı, bir o kadarda sade bir bina vardı ve hemen önünde de Ihtişamlı bir şekilde elinde kitap tutan altından heykel vardı. Oraya doğru gittiler. Fred şöyle dedi :
- Jan, Burası "Crossa Şehri Büyük Kütüphanesi"
Jan gözleri kamaşırcasına etrafına bakıyordu. İçeri girdiler ve yaşlı, biraz kilolu, sağ elinde bir kitap sol elindeyse gözlüklü bir adam Masada oturuyordu. Jan ve Fred gülümseyerek selam verdi. Yaşlı adam bu ikisini görerek şöyle dedi :
- Merhaba, merhaba, ee...ne için gelmiştiniz? Cahilliğinizi yok etmek için gelsiyseniz doğru yere geldiniz!
Jan hemen yaşlı adamı tanıdı. O, "İlbey Uygarlı"ydı! Jan sevinerek dedi:
- Hocam, beni tanıdınız mı?
İlbey hoca tebessüm ve üzüntüyle dedi :
- Evet. Sen Alper'in küçük oğlusun değil mi özür dilerim adın Seomandıdeğil mi?
Jan tebessümlü bir şekilde :
-Artık o ismi kullanmıyorum. Artık adım, Jan Wolfenstain
İlbey hoca tebessümle dedi :
-anlıyorum nedenini, neyse oradan kitap kapın ve masaya geçip okuyun Jan ve Fred birer kitap götürerek masaya oturdular ve kitabı okumaya başladılar. Bu sırada Fred Jan'e sorar :
- Sen, İlbey hocayı tanıyor muydun?
Jan gülümsemesiyle :
- Evet. Kendisi bizim obadandı ve çocuklukta bana ders vermişliği var.
1 saat okuduktan sonra kütüphaneden çıkarak saraya geri döndüler. Saraya vardıktan sonra Jan ve Fred ayrıldılar ve Fred evine doğru gitti. Jan yorgun bir şekilde odasına gider. Bu sırada Maria ile karşılaşır. Maria utanarak ve ağlayarak :
- Ö-Özür dilerim Jan. Sadece... sadece kendimi affettirmek istemiştim. Biliyorum bundan sonra yüzüme bile bakmayacak ve benden iğreneceksin.
Jan tebessümle dedi :
- Tamam tamam affettim. Ama bir daha böyle şeyler yapma tamam mı?
Maria göz yaşlarını silerek ve şaşırarak sorar :
- Nasıl yani? Bana kızmadın mı? Benden iğrenmiyor musun?
Jan gülümsemesiyle :
- Hayır niye iğreneyim ki? Herkes hata yapar sonuçta değil mi?
Maria kızararak ve gülümseyerek Jan'i öper ve odasına doğru kaçar. Jan şaşkın bir şekilde odasına gider ve yatağına uzanır ve şöyle düşünür :
- Eğer Maria'nın aşkını kabul edersem.... sonunun obadakiler gibi olmasından korkuyorum. Hayır! Kabul edemem. Bunu diyerek Jan uyuya kalır.
5. Bölümün sonu.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.