Bölüm 214 : Şarkımla Dans Et! II


Bir dans.


Üç figürün her biri belli bir melodiye göre hareket ederken, bazıları karanlıkta... ve diğerleri bir sonraki adımın ne olacağını çok iyi bilirken, bundan başka hangi nota olabilirdi?


Altın Hegemonyası’nın gözleri, ’Chamberlayne’ figürünün üzerinde hırs ve güçle dalgalanırken, kalbi sanki çok yakınında olanın tatlı sözlerini duyabilecekmiş gibi gürültüyle çarpıyordu.


’Büyük Gaspçı’nın Mirası... Diğer tüm Eski Eserlerin üzerinde bir Eski Eser...’ gibi düşünceler zihnini meşgul ediyordu, başka hiçbir şeyin buna şansı yoktu.


Aşkının, bulunamadığı bunca zamandan sonra bu figürü karşısında bulmasının nedeni... Neden ikisi de şimdi farklı bir boyuttaydı. Neden etraflarında Chronos’un korkunç fırtınalarından oluşan korkunç fırtınalar vardı!


Tüm bunlar Altın’ın zihnini doldurmuyordu, çünkü orada olan tek şey Büyük Gaspçı’nın Mirası’ydı.


Bildiği Kozmik Daolar onun etrafında, onun komutlarına göre örülürken, Yok Oluş ve Yok Etme aslında her şeyden önce Chamberlayne’in figürüne doğru uzanırken, vücudu mutlak bir parlaklık ve güçle ışıldadı!


Etrafını sarmak için uzanırken aynı zamanda ona zarar verdiler ama onu tamamen yok edecek kadar değil.


Onun kontrolü altına girene kadar tamamen yok edilemezdi!


"Senin gibi bir köpeği ne kadar uzun süre kovaladığımı biliyor musun!"


THRUM!


Yoğun bir ışıkla dalgalanan figürü ve özü neredeyse hedefine ulaşmıştı ki yüzüne bir gülümseme yerleşmişti!


"Uzun süre kovaladınız ama artık kovalamayacaksınız." Sözlerini bitirdiği anda Altın Hegemonyası’nın sol tarafına çok yakın bir yerde korkunç bir aura çiçek açtı.


Ortalama bir Hegemonyadan daha güçlü olan saf dehşet ve delilik aurası, Yok Oluş’un parlak özüyle dolu korkunç pençelerini Altın figüre doğru uzatmaya başlamıştı bile!


BOOOOM!


Kontrolsüz bir şekilde etraflarındaki ölümcül Chronos Fırtınalarına doğru sürüklenirken, ciğerlerinden hava kaçarken,  boğuluyordu - vücudunun darbeyi alan sol tarafı tamamen çökmüş gibi hissediyordu!


"GAH!"


Şok içinde kendini dengelemeye çalışırken etrafında parlaklık parladı, ancak Kökeni ve ruhu sürekli olarak tahrip edilip yenirken, her saniye yüz binlerce yıllık yaşam gücünün kendisinden alındığını hissedebildiği için içinde öfke ve korku kabarırken, kendisini aslında bir Kronos Fırtınasının ortasında dururken buldu.


OOOOH!


Evrensel Kökeni çalkalanırken güçlü bir şekilde böğürdü, etrafındaki Chronos Özünü iterek dışarı çıkmaya başladı, yönünü bulmaya çalışırken figürü ona çarpan şeyin tersine koşuyordu.


Orada, gülümseyen Chamberlayne’in yanında duran, her biri kendi Dao Özü ile rengarenk yankılanan, 5 çift parıldayan kanatla süslenmiş bir canavar ve Galaksilerin ışıltısıyla parlayan ve her şeyin içini görebilen üç çift göz görebiliyordu!


Canavarın göğsünde parlak bir Evren belirmişti ve bakışları kibir doluydu; gözleri soğuk bir şekilde Chronos Fırtınası’nda kendilerinden uzaklaşan Altının figürüne kilitlenmişti ve bu gözler bir varlığı ölüm için çoktan işaretlemişti.


"Lanet olsun...!"


Altın bu durum karşısında küfrederek Chronos Fırtınası’ndan yüksek bir hızla çıkarken, bir yandan da Chamberlayne’in yanında yüzen bir mil uzunluğundaki devasa Yarık Boss’una inanamayarak baktı.


Bir Evrensel Kademe Boyutsal Yarıkta görmeyi bekleyeceği gerçek bir Evrensel Kademe canavar, ancak şu anda alçak bir varlığın yanında yüzüyor ve onun emirlerini dinliyordu!


"Lanet olsun!" Altın, Chronos Fırtınası’ndan neredeyse çıkmak üzere olduğunu gördüğünde feryat etti, değersiz kadının bir şekilde ölüp ölmediğini merak ederken Aşkının figürünü arıyordu, ancak zihninin arka tarafı şu anda dikkat edemeyeceği başka şeyler düşünmeye başladı!


Düşünebilmesi için önce yaşam gücünü sürekli olarak tüketen Chronos Fırtınalarından kurtulması gerekiyordu ve bedeni tam da bunu yaptı, büyük bir çabayla fırtınanın sınırlarını yardı ve bedeninin ve Kökeninin korkunç zayıflığını hissederek derin bir nefes aldı.


"Bu..."


Tek bir vuruşla neredeyse yan tarafını paramparça eden korkunç Canavar’dan daha da uzaklaşmak için dönmüştü!


Ancak tam bu sırada Kökeni bir kez daha tehlikeli bir şekilde titredi ve daha dudaklarından bir inilti bile çıkamadan, hazırlanmış bir başka saldırı vücudundan fırladı ve sırtına çarptı - bu saldırı, bir Evrensel Hegemonyanın tüm özünün yarısını kullandığı için Yok Oluşun özüyle doluydu!


BOOOM!


Az önce içinden çıktığı Chronos Fırtınası’na geri fırlatıldı ve  korkunç yaraların yayıldığını hissederek çılgınca dönerken, Aşk’ın kıvrımlı figürünün mübarek göğsünü aşağı yukarı salladığını görebiliyordu, Aşkın’ın gözleri ona soğukluk ve heyecan dolu bir ışıkla bakarken, onun düşüşünü izlemeye hazır görünüyordu.


BZZZT!


Chronos Fırtınası vücudunu harap etmeye devam ederken, zihni düşüncelerle dolup taştı, birçok şey yerli yerine oturdu, inanamaz bir halde ve ağır yaralar içinde olan Altın çığlık atmaktan kendini alamadı.


"Seni kalleş fahişe...!"

WAA!


Vücudu çılgınca savrulurken Chronos Fırtınası’nı yırttı ve soğuk yüzlü kadına lanet okudu ve  ne olduğunu anlamadan ölümcül bir pençe fırtınanın kenarlarına uzandı ve hırpalanmış vücudunu sıkıca kavradı - Kozmik öz patlayarak tüm vücudunu saçlarının bile hareket edemeyeceği noktaya kadar zincirlerken pençe etrafını daralttı!


Kozmik Öz tarafından zincirlenmiş halde Chronos Fırtınası’ndan çıkarılırken, Uçurum kadar derin olan üç çift göz ona soğuk bir şekilde baktı.



Noah’ın zihni, Yok Edici Gözlemci Morrin’in gözleri  tarafından meşgul eden tek şeydi; öyle ki Altın Hegemonyası’nın darmadağınık ve hırpalanmış figürü bile zihnine girmemişti!