Mukeum daha ileri tedavi için eğitmen tarafından dışarı çıkarıldı. Yeowun başka bir yaralı öğrenci daha olduğu için eğitmene seslendi ancak eğitmen Mukeum'la ilgilenmekle meşguldü. Yeowun daha sonra Jahyun'u kucağına aldı ve eğitmenin peşinden dışarı çıktı.

"Nereye gitti?"

Eğitmen çoktan ana binaya doğru yola çıkmıştı. Yeowun ona yetişmek için koşma becerisini hızla kullandı. Ancak eğitmen Yeowun'u bekliyor gibi görünüyordu.

"Eğitmen. 80. öğrenci de yaralandı."

"Biliyorum."

"Ne?"

"Birinin onu yakalayıp beni takip edeceğini biliyordum."

Eğitmen Jahyun'u bilerek orada bıraktığını söyledi. Yeowun "Peşinden gelmemi sen mi istedin?" diye sordu.

"Sen aptal değilsin."

Evet cevabıydı.

"Bunun sebebi nedir, efendim?"

"Sebep mi? Özel bir şey yok. Özellikle sizin grubunuz tüm sınavın çoktan bitmiş gibi görünmesine neden oldu."

Eğitmenin söylediklerinde bir tuhaflık vardı.

"Şey, ben sadece bunu söylemek istedim. Onu bana ver."

Eğitmen Jahyun'u omzuna aldı ve Yeowun'a geri dönmesini söyledi.

"Bir öğrencinin geceleri yatakhanenin dışında olamayacağını biliyorsun, değil mi?"

"Anlaşıldı efendim."

Chun Yeowun geri dönmek için döndü ama eğitmen arkasından ona seslendi.

"Bir kedinin derisini yüzmenin birden fazla yolu vardır."

Sonra eğitmen omuzlarında iki öğrenciyle binaya girdi. Yeowun daha sonra eğitmenin kendisine söylediklerini düşündü. Odaya girdiğinde bir şey fark etti.

'Ne dedi... özellikle. Yani diğer grupların da başına aynı şey mi geldi?'

O zaman eğitmenin ne demek istediğini anladı. Mukeum'un aksine, Chun Yeowun ne olup bittiğini bilmiyordu ve üç gün önce testten haberdar edilmelerinin ardındaki niyeti de anlamamıştı.

'Grup liderine saldırmak başa çıkılması kolay bir iş olacaktır. Eğer diğer gruplar da aynı saldırıya maruz kalsaydı, hepsi bunu fark ederdi.'

Chun Yeowun daha sonra ne olduğu hakkında bir sonuca vardı.

"Demek dört grubun kaderinde birbirleriyle savaşmak varmış."

Başından beri gizli saldırılara göz yummak için her şey kasıtlı olarak yapılmıştı.

'Bu kadar basit olmasının garip olmasına şaşmamalı.'

Burası Şeytani Tarikat'ın akademisiydi, adalet odaklı bir klanın akademisi değil. Asil takım çalışmasını zorlamak tuhaftı ve tüm bunların arkasındaki sebep de buydu. Chun Yeowun daha sonra gerçeği fark etti.

'Yani, gerçek tarikatçılar gibi davranmamızı istiyorlar. Güzel. O zaman kurallara bağlı kalmama gerek yok.'

Yeowun rahatça odaya girdi. Eğitmenin sözlerini duyduktan sonra, 8. grup üyelerinin hepsi depresyona girdi. Yeowun içini çekti, "Liderimizi kaybettikten sonra daha ne kadar somurtacaksınız?"

"Sen neden bahsediyorsun!"

Mukeum'u takip eden öğrencilerden biri bağırarak karşılık verdi. Bunun üzerine tüm öğrenciler Yeowun'a döndü.

"Yeni bir lider seçmekle ve yarınki sınav için yeni bir strateji düşünmekle meşgul olmalıyız. Hiçbir şey yapmadan öylece oturmamalıyız."

Kimse cevap verecek kelime bulamadı. Yeowun haklıydı. Liderlerini kaybettikten sonra zaten kaybettiklerini düşündükleri için kendilerini aptal gibi hissediyorlardı. Öğrencilerden biri "O zaman liderimiz kim olacak?" diye sordu.

Hepsi oluşumları biliyordu ama sadece lider tüm gruba liderlik etme deneyimine sahipti. Ayrıca, liderin Mukeum ve Jahyun dışındaki on sekiz öğrencinin sorumluluğunu alması hiçbir öğrencinin almak istemeyeceği bir şeydi. Hu Bong ayağa kalktı ve şöyle bir teklifte bulundu: "Neden bir liderimiz olduğunu düşünmüyorsunuz? Ustam Chun Yeowun size liderlik etmek için burada."

Öğrenciler şaşkına dönmüştü. Başta bir liderleri olmadığını düşündüler ama Yeowun'un bu görevi üstlenebileceğini fark ettiler. Sessizlik çöktü ve öğrencilerden biri elini kaldırdı.

"Ben, 38. öğrenci Lee Chan, bu fikri kabul ediyorum."

"Ben de!"

Bu bir başlangıçtı. Ve kısa süre içinde çoğu Chun Yeowun'u lider olarak seçmeyi kabul etti. Mukeum'u takip eden altı öğrenci de herkes gibi aynı fikirdeydi ve Chun Yeowun gruptan kararlarını teyit etmelerini istedi.

"Herkes benim yeni lider olmam konusunda hemfikir mi?"

Evet cevabını aldılar ve Chun Yeowun eğitim sırasında neler düşündüğünü paylaştı. Daha sonra geceyi yeni bir plan yaparak geçirdiler.

Gece yarısı, herkes uykudayken, biri 8. grubun yatakhanesinden çıktı ve sessizce bir yere doğru yürüdü. Yüzünü siyah giysilerle kapatmıştı.

"Nano, gece görüş modu.

[Kullanıcının görüşünde gece görüşü etkinleştiriliyor]

Chun Yeowun'du. Herkes uyurken o neden etrafta dolaşıyordu?

Chun Yeowun bir odanın girişinde durdu. Burası 7. grup odasıydı. Odanın kapısında bir açıklık vardı ve Yeowun kapının üzerinden baktı.

"Burada uyumayan biri var mı?

[Odanın içini taradı.]

Yeowun'un gözleri odayı taradı ve ışık soldan sağa doğru ilerledi.

[Odanın içindeki yirmi varlığın hepsi uyuyor].

Nano'nun sesi içerideki insanların uyuduğunu doğruladı. Yeowun dikkatlice kapıyı açtı ve içeri girdi.

"Sonunda herkes uyudu."

Yeowun gece boyunca dışarıda kalmış ve diğer odalardaki öğrencilerin uyuyup uyumadıklarını kontrol etmişti.

"Nano, Mukeum'a saldıran kişi bu odada mı?

Yeowun, Nano'nun gördüğü her şeyi ezberlediğini biliyordu.

[Bu odada eşleşme yok]

Yedinci grupta da saldırgan yoktu. Ama Yeowun odadan ayrılmadı.

"Anlıyorum. Neyse, önemli değil.'

Yeowun daha sonra yatağa doğru yürümeye başladı ve her öğrencinin kan noktasına basmaya başladı. Son yatak hariç tüm öğrenciler üzerinde çalışması bittiğinde grup liderine doğru yürüdü. Yatağa yaklaştığında liderin gözleri parladı.

"Ne?!"

Diğer öğrencilerin aksine lider hafif uyuyordu ve güçlüydü, bu yüzden sesten uyanmıştı.

"SEN- nngh...."

Ancak, tepki veremeden kan noktasına basıldı. Chun Yeowun şok olmuştu ama onu çabucak yere yatırmayı başardı. Rahat bir nefes aldı ve cebinden uzun iğneyi çıkardı.

"Bunu senin yapmadığını biliyorum ama özür dilerim."

Yeowun daha sonra iğneyi 7. grup lideri Ko King'in uyluğuna, ayağına ve birkaç kas noktasına batırdı. Uyandığında birkaç gün yürüyemeyecekti.

'Burada işimiz bitti. Sıradakine geçelim.'

Chun Yeowun'un hedefi sadece bir oda değildi. İntikam için değildi ama saldırganı bulacak ve öcünü alacaktı. Ayrıca ikinci testin gizli hedefine göre hareket edecekti, bu yüzden Yeowun beşinci odaya geçti.

Tüm grubun erkeklerden oluştuğu 7. ve 8. grupların aksine, beşinci grupta iki kız öğrenci vardı; bunlardan biri lider Chun Wonryou'ydu. Chun Yeowun daha sonra onun üst katta olduğunu fark etti ve vazgeçti.

"O halde... suçlu altıncı grupta olmalı.

Eğer Mukeum'a zarar verecekse, o zaman liderlerden biri olmalıydı. Yeowun bunun üzerine 6. grubun liderinin suçlu olabileceğini düşündü ve altıncı odaya doğru yürüdü. Nano odayı taradı.

[Toplam 16 öğrencinin hepsi uyuyor.]

"On altı mı?

Chun Yeowun kaşlarını çattı. Altıncı grupta toplam yirmi öğrenci vardı ve bunların üçü kızdı. Eğer içeride sadece on altı kişi varsa, bu bir kişinin eksik olduğu anlamına geliyordu. Yeowun içeri girdi ve her bir öğrenciyi kontrol etti. Lideri bulamadı.

"Ne?"

Yeowun herkesi taradı ama hiçbiri saldırganla eşleşmedi. Liderin kayıp olması şüpheliydi. Yeowun daha sonra başını salladı ve diğer öğrencilere baktı.

'...Bir kedinin derisini yüzmenin daha çok yolu var, değil mi?'

Sonra sırıttı ve tüm öğrencilerin kan noktalarına basmaya başladı.

Chun Yeowun çekiliş için sahneye çıkana kadar böyle devam etti. Lee Hameng gerçekten hayrete düşmüştü. Eğer Chun Yeowun lider ise, bu Chun Mukeum'un burada biri tarafından yaralandığı anlamına geliyordu.

'Demek ki testimi anladılar. Sanırım bu yılki akademi başarılı oldu.'

Hameng daha sonra liderlere "Hepiniz bitirdiniz mi?" diye sordu.

Tüm liderler "Mado!" diye bağırdı.

"Güzel. Hepinizin bu sınava adil bir şekilde hazırlandığınızı biliyorum. İyi şanslar."

"Adil ve dürüst mü?"

Tüm liderler kendilerini rahatsız hissediyor gibiydi. Liderler aşağı inip çıkardıkları kâğıtları eğitmenlere verirken, bir öğrenci diğer liderlere ters ters bakıyordu. Bu, altıncı grubun lideri 108. öğrenci Ha Ilming'di. Chun Yeowun daha sonra Nano'ya emir verdi.

"Nano, tara onu.

Ha Ilming nereye giderse gitsin, grubunun yarısı solgun yüzlerle topallıyordu. Yeowun amacına ulaştığını bilerek kendini tatmin olmuş hissetti.

[Tarama tamamlandı. Varlık Ha Ilming saldırgan profiliyle eşleşiyor]