Bölüm 33 - Peder Chun Ma'dan Hakikatin Kuruluşu (1)

Chun Yeowun kitapları tararken, ona yakından bakan bir kişi vardı. Bu kişi Bıçak Klanı Prensi Chun Yuchan'dı. Bıçaklarla ilgili kitaplara odaklanmıştı ama sayısız kitabı gözden geçiren Yeowun'u izlemeye dayanamıyordu.

'Hmm...'

Diğer prenslere hiç benzemiyordu. Kısa süre sonra, öğrencilerin çoğu zamanını doldurup ayrıldı. Daha fazla öğrenci girdi, ancak 100'den fazla öğrenciyle dolu olduğu zamandan daha boştu.

[Tarama tamamlandı.]

[Tarama tamamlandı.]

[Tarama tamamlandı.]

Yeowun'un mumu neredeyse çizgiye ulaştığında Nano onunla konuştu.

[156 kitap tarandı.]

Çoğu öğrenci bir ila iki kitap ezberlerken Yeowun bunun yüz katını tarayabilmişti.

'Bu yeterli olmalı.'

Çok fazla kitap taramıştı. Adalet Gücü'nde en fazla bilgiye sahip olduğu bilinen Jegal Hyun, şu anda düşük rütbeli dövüş sanatları becerileri konusunda Yeowun'dan daha az şey biliyor olabilirdi.

'Nano, bugün taradığım tüm kitapları analiz et ve programa kaydet.'

[Evet, Usta.]

Yeowun bu kitapları sadece öğrenmek için taramadı. Bunun nedeni Submeng'in deneyimle ilgili tavsiyesiydi.

'Görebildiğim kadarıyla Kelebek Bıçağı Dansım muhtemelen tarikatın ilk onunda yer alıyor, ama fazla kibirli olma.'

'Evet, Hocam.'

'Yeteneğiniz olsa bile, yüzlerce ve binlerce kez antrenman yapmanız gerekir.'

Eğitim, dövüş sanatlarının en zor kısmıydı. Neyse ki Chun Yeowun, Nano'nun yardımıyla yürek kısmını atlayabilmişti.

"İhtiyacınız olan ikinci şey ise deneyimdir. Hayatımı riske attığım sayısız savaştan sonra dövüş sanatlarımı mükemmelleştirdim. Bu anlamda, Şeytani Akademi böyle bir deneyim kazanmak için iyi bir yer.

Bunlar öğretmeninin sözleriydi, ancak şimdiye kadar bu deneyimi edinme şansı olmamıştı. Şu ana kadar tecrübe ettiği tek gerçek dövüş Chun Mukeum ve kendisi arasındaydı. Bu elbette Yeowun'un simülasyonuna yardımcı oldu ama Mukeum'un avatarı sadece üç formasyon bildiği için bu sınırlı bir şeydi. İşte bu noktada taraması yardıma geldi.

'Nano, Muhafız Jang'ın avatarını da yaratabilir misin?'

[Hançer becerisi için tarama yapılırken temel bilgileri zaten analiz edildiğinden bu mümkün].

'Oh!'

Yeowun daha sonra Muhafız Jang ile dövüşebildi. Chun Mukeum'dan daha zayıftı ama başa çıkması daha zordu çünkü üç formasyon bilen Mukeum'un aksine Muhafız Jang hançer becerisinin tüm formasyonlarını kullanıyordu.

'Bekle... o zaman daha fazla beceri kullanmasını sağlayabilirim!'

Chun Yeowun'un aklına yeni bir fikir geldi. Ancak öncesinde yapması gereken bir şey daha vardı. Mavi inci taşındaki kılıç formasyonlarına daha yakından bakmak ve onları kendisine aktarmak istiyordu.

'Ah, neredeyse zamanım kalmadı.'

Mumu neredeyse bitmek üzereydi. Yeowun hızla geri döndü ve kütüphaneden ayrıldı. Eğitmen mumu ondan aldı ve Yeowun'un adını kitapçıkta daire içine aldı.

"Hımm. Artık gitmekte özgürsünüz."

"Teşekkür ederim, efendim."

Arkasını döndüğünde eğitmen mırıldandı: "Bir de ne zaman çıkacağınızı öğrenmek istedi?"

"Ha?"

"Boş ver."

Yeowun bunu merak etti ama geri dönmek için arkasını döndü.

'Biri beni mi bekliyordu?'

Kim olduğunu sormak istedi ama eğitmen yine de ona söyleyecek gibi görünmüyordu. Yeowun kılıç becerisini aktarabilmek için özel eğitim odasına dönmeyi dört gözle bekliyordu. Gökyüzü artık oldukça karanlıktı. Saat 10:30'dan önce yurduna dönmek zorundaydı, bu yüzden fazla zamanı yoktu.

Ana binanın yanında, öğrencilerin tek başlarına pratik yapmaları için 250 odası olan geniş bir bina vardı. İkinci testten sonra tamamen erişilebilirdi. Yeowun içeri girerken biri belirdi ve onu engelledi.

"İşte buradasın, 7. öğrenci."

'Ha?'

Yeowun kendisini engelleyen çocuğa baktı. Bu, 6. grubun lideri Ha Ilming'di.

"Neden beni arıyordun?"

Ha Ilming sinirli bir sesle cevap verdi, "Ne? Grup üyelerimin yarısının topallamasına neden olduğunu bilmediğimi mi sanıyorsun?"

Yeowun sayesinde Ha Ilming, kendi gücüyle zafere ulaşmak için yaptığı tüm düzen planlarından vazgeçmek zorunda kaldı.

'Ah... Meşgulüm dostum.'

Ancak Yeowun sadece kılıç becerisini öğrenmeye odaklanmıştı. Sinir bozucu bir düşmanı kendine çektiği düşüncesi doğruydu.

'Yine de zayıf değil. Onunla dövüşmem gerekiyor mu?'

Yeowun bunun başka bir yolu olmadığını düşündü ve sakinliğini kaybetmesi için onunla alay etmeye karar verdi.

Yeowun gülümsedi, "O gece sana odadan çıkmanı söylememiştim ama."

"Tabii ki! Senin sayende, öyle değil mi?"

Ha Ilming onun alayına kanmadı.

'O senin bildiğin gibi biri değil.'

Herkes Chun Mukeum gibi alaylara kanmazdı. Ha Ilming, Chun Yeowun'un bıçak becerisini kullandığını ve kaburgalarını kırdığını görmüştü.

'O halde ciddi olmalıyım.'

Yeowun ciddileşti ve kendini hazırladı. Tam birbirlerine doğru hamle yapacakları sırada biri onlara seslendi. Ancak iki çocuk birbirlerine odaklandıkları için başka tarafa bakmadılar.

"Hey!"

Ve adam aralarında belirerek görüşlerini engelledi.

"Kimsin sen!" Ha Ilming bağırdı. Yeowun davetsiz misafirin yüzünü görünce temkinli davranmaya başladı. Bu Bıçak klanından Chun Yuchan'dı.

"Haha, siz ikiniz kesinlikle odaklanmışsınız."

Chun Yuchan güldü ve Yeowun'a döndü. Yeowun'u bekliyormuş gibi görünüyordu. Yuchan daha sonra Ilming'e döndü.

"Üzgünüm ama bir süredir onu bekliyordum. Önce onunla konuşabilir miyim? Uzun sürmez, lütfen?"

Sonra da eğildi. Bu daha önce hiçbir prensten görülmemiş bir hareketti. Ha Ilming şaşkına döndü.

"Bütün gün onu aradım. Bana bu saçmalıkları anlatma ve kaybol."

"Oh? Ama bunu yapamam. Hmm..."

Chun Yuchan yüzünde aptal bir ifadeyle konuşmaya devam edince Ilming kendini daha fazla tutamadı. Kılıç becerisini kullanmak için parmaklarını bir kılıç gibi ileri doğru itti. Saldırıyla birlikte güçlü bir iç enerji kullandı.

Ancak, Chun Yuchan saldırıyı kolayca engelledi ve eli Ilming'in boynunun hemen yanında durdu. Eğer bu gerçek bir kılıç olsaydı, Ha Ilming'i öldürebilirdi.

"Sen...!"

Ha Ilming şok olmuştu. Yuchan ona gülümsedi.

"Şimdi beni biraz yalnız bırakır mısın?"