Bölüm 50 - Hepsini Ezip Geçeceğim (4)

Chun Jongsum'un ağzından kan aktı. Çenesi garip bir şekilde bükülmüştü, bu yüzden ağzını kapatamıyordu. Chun Yeowun'un ona yaklaşma şekline bakılırsa, akademinin kurallarını umursamadan onu öldürmeye gelmiş gibiydi.

'Blöf yapıyor olmalı!'

Chun Jongsum korkmuştu ama gördüklerini kabul etmeyi de reddetti.

'Çekilin! Çekil!'

Kendini ağaçtan yukarı çekmeye çalıştı ama hareket edemedi.

"Sahip olmaman gereken bir şey hakkında konuşmaya cüret ediyorsun. Ne olduğunu biliyor musun?" Chun Jongsum ağaçtan inmek için çabalarken Yeowun soğuk bir şekilde sordu.

"Lütfen! Çekil!

Yeowun yaklaştıkça kalbi hızla çarpıyordu. Yeowun'la dövüş sanatlarıyla savaşamayacağını zaten biliyordu. Ve zoraki bir çabayla, iç enerjisi içine akmaya ve parmakları hareket etmeye başladı. Yeowun çoktan üzerine gelmişti.

'Henüz hareket edemediğimi sanıyor. Onu şaşırtacağım.'

Chun Jongsum şaşkınlıkla Yeowun'a kasıtlı olarak baktı. Yeowun daha sonra önündeki Jongsum ile konuştu.

"O pis ağzınla annem hakkında konuşarak hata yaptın."

Yeowun daha sonra Jongsum'un kafasına vurmaya çalıştı ve Jongsum ayağa fırlayarak yumruğunu Yeowun'un göğsüne indirdi.

"Hheeekek! Şaşırwdımn mhı?!"

"Hehehe! Şaşırdın mı?'

Chun Jongsum heyecanlanmıştı ama sonra şok oldu. Yeowun bileğini yakalamıştı.

'Kahretsin!'

Yeowun daha sonra yumruğu kavradı ve başını salladı.

"Aptal. Yerde kalmalıydın."

"AAAAAAARGH!"

Yeowun elindeki yumruğu ezerek kemikleri paramparça etti. Chun Jongsum o anda orada öylece duramayacağını düşündü.

'Kahretsin! Onu öldürmek zorundayım!'

İlk önce onu öldürmezse ölecekmiş gibi hissediyordu. Chun Jongsum daha sonra zehri vücudunun içine taşıdı. Zehri Bakgi üzerinde kullanmamasının nedeni hedefi öldürebilecek olmasıydı ve akademideki kimseyi öldüremezdi. Sahip olduğu en güçlü zehir sülfürdü. O kadar güçlüydü ki deriyi ve kemikleri eritiyordu. Zehir Klanı'nın lideri bile ona bunu asla aynı kültistlere karşı kullanmamasını söylemişti.

'Öylece ölemem!'

"ÖÖÖÖÖÖÖÖLLL!"

Chun Jongsum sol eliyle Yeowun'un yüzüne doğru uzandı. Yeowun hızla geri çekilmek için uygun adımları attı ama Chun Jongsum yaklaştı. Yüzüne ve göğsüne sarı bir duman geldi ve derisini yaktı.

"Arrgh!"

"Onu yakaladım!

Chun Jongsum her şeyin bittiğini düşündü. Zehir yüzüne fırlatıldığı için yüzünün eriyeceği ve öleceği kesindi. Ancak, Chun Jongsum'u mantığın ötesinde şok eden bir şey oldu.

[Yüz ve göğüsten giren zehirli madde algılanıyor. Acil savunma modu etkinleştiriliyor. Zehrin detoksifikasyonu ve hasarlı cilt dokusunun iyileştirilmesi.]

Nano'nun sesiyle Yeowun'un yüzü iyileşmeye başladı.

"Bu da ne?!"

Chun Jongsum bile dehşete kapılmıştı. Yeowun'un derisinin altındaki kasları bile görünen yüzü şimdi bir canavar gibi hızla iyileşiyordu.

"Sen bir canawar mısın?!"

Zehir etkisiyle böyle bir yenilenmeyi ne duymuş ne de görmüştü. Chun Yeowun tekrar ona doğru yürüdü. Chun Jongsum geri çekildi.

"Zehir... zehir... lanet olası zehir! Evet, sen Zehir Klanı'ndansın, bu yüzden onu kullanmak istiyor olmalısın. Ama ne var biliyor musun? Siz zehirli piçlerin yaşamasına izin veremem."

"Aaaargfhh!"

Chun Jongsum geri kaçmaya çalışarak yerde sürünmeye başladı. Chun Yeowun koşarak Chun Jongsum'un çenesine tekme attı. Bu, çenesinin ağzını kapatmak için aynı yere dönmesini sağladı, ancak yüzünün alt kısmı garip bir açıyla büküldü.

"AAAARGH!"

Chun Jongsum daha sonra dişlerini tükürdü. Artık tüm dişleri kırılmıştı. Chun Jongsum kırık dişlerine bakarken hıçkıra hıçkıra ağladı. Hayatında hiç bu kadar acı ve korku hissetmemişti. Chun Yeowun kuralları umursamıyor gibi görünüyordu, bu yüzden Chun Jongsum'un yapması gereken tek bir şey kalmıştı.

"L-lüthfhen! Beni öldüwrme!"

Chun Jongsum kafasını yere vurdu. Hiç gururu yoktu. Yere çarpmak alnını parçaladı ve kan dökülmeye başladı. Chun Yeowun onun göğsünü tuttu ve genç adamı yukarı çekti.

"Aaaah!"

Chun Jongsum inledi. Belki Chun Yeowun'un yaşamasına izin vereceğini umuyordu. Chun Yeowun daha sonra karanlık bir sesle onunla konuştu.

"...Annem yaşamak için yalvardığında yaşamasına izin vermedin."

Chun Jongsum daha sonra Leydi Hwa'yı öldüren zehrin aynısını kullanmanın bir hata olduğunu fark etti. Yeowun onu asla affetmeyecekti. Chun Jongsum'un kalbi korku içinde çarpmaya başladı.

'Hayır! En azından bağırmalıyım!'

Ancak Chun Jongsum bağıramadan Yeowun kan noktasına bastırdı. Jongsum bağıramadı bile ve korkudan beti benzi attı.

'Kahretsin!'

Ormanı seviyordu çünkü insanlar buraya nadiren geliyordu ve şimdi bu ona karşı işliyordu.

"Bu elini o zehri kullanmak için mi kullandın?"

Yeowun daha sonra Jongsum'un sol elinin üzerine bastı ve onu ezmeye başladı. Jongsum'un sol eli parçalandı.

"Nnnnghhghghghrrghhhh....!"

Acı dayanabileceğinin çok ötesindeydi. Chun Jongsum acıdan hıçkıra hıçkıra ağlarken Yeowun, "Bugün seni öldürmeyeceğim. Senin gibi bir pisliği öldürdüğüm için okuldan atılmak istemiyorum."

'Yaşamama izin mi veriyor?!'

Chun Jongsum umutlandı ama bu boş bir umuttu.

"Bunun yerine, seni öldürmem için yalvaracaksın. Kemiklerden başlayalım, olur mu?"

Ve bu Chun Jongsum'un kâbusunun başlangıcıydı.