Omniscient Reader’s Viewpoint - Novel - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 


           
Redaktör: Jeun, kansoku.sha | Düzenleyen: Dwt.exe

 
https://monomanga.com/wp-content/uploads/2022/11/titlepage800.png
Bölüm 13: 3. Kısım
Sözleşme – II
Yıldız Akışı sistemi – Yıldız Akışı yayını, içeriğini tüm evrene aktarmak üzere tasarlanmıştı. Aboneler uzak galaksilerin tepesindeki takımyıldızlar, oyuncular benim gibi insanlar ve iki tarafı birbirine bağlayan anlatımcı da karşımdaki dokkaebi idi.
[Ha, hahahaha! Sen delirmişsin! Çılgın insan! Takımyıldızların sponsorluğunu reddettiğinde anlamalıydım!] Bihyung ağzını tekrar açmadan önce uzun bir süre güldü. [Yıldız Akışı Yayınını nereden biliyorsun bilmiyorum ama teklifini kabul edemem. Ben bir dokkaebi’yim, takımyıldızı değil. Sponsor olamam.]
“Yanlış anladın sanırım. Bana sponsor olmanı hiç söylemedim.”
[Hah?]
“Senin zayıf bir dokkaebi olduğunun farkındayım. Gücüne ihtiyacım yok. Kanalına ihtiyacım var.”
[Kanalıma mı?]
“Beni anlayamadığına göre, Korece dil yamanda sorun mu var?”
[Hayır, ne istiyorsun?]
“Basitçe açıklayacağım. Kanalınla özel sözleşme imzalamak istiyorum.”
Bihyung geç de olsa kendine gelmeden önce boş bir ifade takındı. [Bekle bir dakika. Şimdi benimle ‘Yayın Sözleşmesi’ mi yapmak istiyorsun?]
“Evet.”
Yayın Sözleşmesi aslında dokkaebi ile takımyıldızlar arasında yapılan bir sözleşmeydi. Takımyıldızın enkarnasyonu o kanalda görünür ve kanalın sahibi dokkaebi de takımyıldızın enkarnasyonu tarafından kazanılan paraların bir kısmını komisyon olarak alırdı. Normalde, enkarnasyon olan kişinin bu sözleşmeye müdahale etme hakkı yoktu. Adı her ne kadar sponsorluk olsa da, sözleşmeli enkarnasyon olmak kölelikten başka bir şey değildi.
Bihyung küçük parmaklarının arkasından güldü. Etraftaki atmosfer değişiyordu. [Bu tür şeyleri nasıl bildiğini bilmiyorum ama bir insanın Yayın Sözleşmesinden bahsetmeye cüret ettiğini düşünmek? Üstelik sponsoru bile olmayan önemsiz bir böceğin?] Ses tonu değiştikçe, etrafındaki hava kan arzusuyla doldu. Gerçekten de, düşük seviyeli bir dokkaebi bile insanlara kıyasla güçlüydü. Ancak bu, beni geri adım attırmaya yetmezdi.
“Asıl sponsorum olmadığı için sözleşme yapamaya değerim.”
[…Ne?]
“Bir takımyıldızının bir kanala ne için girdiğini düşünüyorsun?” Ani soru karşısında Bihyung tembel bir öğrenci gibi kaldı. E o zaman, düşük seviyeli dokkaebi için özel ders zamanı. “Bu kadar gergin olmana gerek yok. Bunları zaten biliyorsun. Sadece ne anlama geldiklerini görmek için tekrar gözden geçirelim.”
Bihyung benim hızıma kapıldı ve hiç onluk olmayacak şekilde başını salladı.
“Yıldız Akışı aboneleri iki büyük gruba ayırılabilir. Bir grup, can sıkıntılarını kanallarla gidermeye çalışan ‘eğlence arayanlar’dan, diğer grup ise kendileriyle sözleşme yapacak bir enkarnasyon bulmak isteyen ‘enkarnasyon arayanlar’dan oluşuyor. Değil mi?”
[Evet, doğru diyorsun.]
“Öyleyse, Yıldız Akışı’nda popüler bir kanal olabilmek için bu iki gruptan en az birini tatmin edebilmelisiniz. Yani, ya eğlence arayanlara ya da enkarnasyon arayanlara oynayacaksın. Bunlardan birinin ilgisini doğru şekilde çekmen gerek.”
[Az çok bilgin var. Ama ne olmuş yani? Bu sözleşmenin takımyıldızların ilgisiyle ne alakası var?]
“Daha ne kadar ipucu vermem lazım bilmiyorum. İşte bu yüzden abone sayın hâlâ üç haneyi geçemedi.”
[…Kapa çeneni. Çabuk söyle.]
Bihyung’un küçük boynuzlarını şirin bir şekilde bana doğru uzattığını görünce, aynı Dokkaebi’nin bir süre önce insanların kafasını patlattığına inanasım gelmedi. Artık onunla dalga geçmeyi bırakıp şansımı denemenin zamanı gelmişti.
“Ya hem eğlence arayanları hem de enkarnasyon arayanları tatmin edebilecek bir kanal olsaydı?”
[Ne diyorsun be sen? Öyle bir şey mümkün değil. Hadi oldu diyelim, çok kısa bir süre dayanır.]
Bihyung’un dedikleri doğruydu. Tüm takımyıldızları tatmin etmenin imkansız olmasının nedeni ‘enkarnasyon arayanlar’ grubundan kaynaklanıyordu. Bu takımyıldızların amacı ‘bir enkarnasyon keşfetmekti’. Sponsor Seçimi biter bitmez kanal değiştirirlerdi. Bu yüzden, enkarnasyon arayanlar grubu sadece geçici müşterilerdi. Ancak…
“Tabii bu, Sponsor Seçimi normal bir şekilde ilerlediğinde olacak bir şey.”
[Ne?]
“Peki ya hiçbir takımyıldızıyla sözleşme imzalamayan bir enkarnasyon olursa ne olur? Hem de ya bu enkarnasyon, sponsorlu enkarnasyonların ötesine geçen bir yetenek gösterirse?”
Güçlü bir enkarnasyonun varlığı tüm takımyıldızların dikkatini çekecekti. Ve bu enkarnasyon sponsor seçmemeye devam ederse, ‘enkarnasyon arayanlar’ grubu da kanaldan ayrılmadan abone olmaya devam edecekti.
[B-Bir dakika! Sen- Bu yüzden mi sponsor seçmedin…?]
“Bingo. Doğru cevap.”
[Ha… Çok ilginç.] Bihyung bana sırıttı. [Sponsor almadan, en güçlü enkarnasyon olmak… Eğer öyle bir şey olursa, Yıldız Akışı’nın en iyi kanalı olmak öylesine bir hayal olmaktan çıkardı. Ama böyle bir enkarnasyon var olamaz].
“Gerçekten öyle mi düşünüyorsun?”
[…Normal olmadığını kabul ediyorum. İlk andan takımyıldızların dikkatini çektin ve bu sayede ben de eğleniyorum. Ancak, hayaller de bir yere kadar. Birinci elden tecrübe ettikten sonra bile farkına varamadın mı? Sıradan bir insan asla sponsorlu bir enkarnasyonu yenemez. Bu dünyanın kanunu.]
“Bunu bilemeyiz.”
[Fırsatı çoktan kaçırdın. Etrafına bir bak. Ana senaryoda değilsin. Alt senaryoda başarısız oldun ve şimdi hayatın risk altında. Seni izleyen takımyıldızlar da yok-]
“Gerçekten mi?”
[…?]
“Şu anda, takımyıldızlar kargaşa içinde olmalı. Değil mi? Herkes kanalın bir an önce açılması için yaygara koparmıyor mu?” Bihyung sessizdi. “Şu anda hepsi meraktan çıldırmıyor mu? Regresöre karşı çıkan o manyak kim? Gerçekten bir kahin mi? Gerçekten geleceği görebiliyor mu? Eğer gerçekten de geleceği görebiliyorsa, neden ihtiyozor tarafından yenildi?”
[D-dur! Sen…]
“Şu andan itibaren, sana kanıtlayacağım. O yüzden çeneni kapa ve sana söylediklerimi yap. Dokkaebi Kralı olmak istiyor musun, istemiyor musun?”
Bihyung’un bana bakışı değişiyordu ve yutkunma sesini duyabiliyordum. Bihyung endişelenmişti. Ancak, her halükarda bana inanırsa kaybedecek bir şeyi yoktu. Bu durumda…? Bihyung’un göz bebekleri hızla hareket etti. [O zaman önce şu senaryo başarısızlığını çözelim. 5,100 jeton ver bana…]
“Ne diyorsun? Başarısız falan olmadım.”
[…Eh?]
“Belki de şimdiye kadar koşulları yerine getirmişimdir…” Vücudumu gevşettim ve oturduğum yerden kalktım. Soğuk bedenim kaskatı kesilmişti. Bihyung’un yüzünde hâlâ aptal bir ifade vardı. “Kanalı aç. Birazdan başlayacak.”
[Ne başlaya-]
Sonra havada bir mesaj çınladı.
[Gizli senaryo geldi!]
[Gizli Senaryo – Komutan Katili]
Kategori: Gizli
Zorluk derecesi: A+
Koşullar: İhtiyozor ‘deniz komutanı’nı öldür ve midesinden kaç.
Zaman Sınırı: 10 gün
Ödül: 9,000 jeton
Başarısızlık: Ölüm
“Bak, sana hazır ol dememiş miydim?”
Hayatta Kalma Yolları’nda üç senaryo türü vardı. Ana senaryo ana hikayenin ilerlemesinden sorumluyken, alt senaryolar küçük olaylardan sorumluydu ve gizli senaryolar sadece özel koşullarla açılıyordu.
[Bihyung’un dudakları şoktan titriyordu. Bir dokkaebi’nin sorumlu olduğu ana senaryo ve alt senaryolardan farklı olarak, gizli senaryolar sadece belirli koşullar sağlandığında otomatik olarak ortaya çıkmalarıyla bilinirdi.
“Haberin bile yoktu. Seni düşük dereceli dokkaebi.”
[Sen… Ne oluyor?]
“Onu boşver, eğer bu senaryoyu tamamlayabilirsem, sözleşme için yeterli yeteneğe sahip olduğumu kanıtlarım, değil mi?”
Bihyung kasvetli gözlerle senaryo ekranını taradı. Dikkatlice bana baktı ve sordu, [Bu senaryonun zorluğu A+. Geçebileceğine gerçekten inanıyor musun?]
“Evet.”
Han Nehri’nin suyu ihtiyozorun midesinin duvarına çarptığında küçük bir dalga oluştu. Bihyung ağzını açmadan önce bir an sessiz kaldı, […Tamam. Bu senaryoyu temizlemeyi başarırsan sözleşmeyi kabul edeceğim.]
“Sözleşmenin şartlarını senaryo netleştikten sonra kararlaştırırız.”
[Çok kibirlisin… Neyse, peki o zaman, kanalı tekrar açıyorum. Kolay gelsin.]
“Ah, bekle bir dakika.” Bu kadar erken ayrılırsa sıkıntı olurdu. Kontrol etmem gereken bir şey vardı. “Yapman gereken bir şey var.”
[…Yine ne oldu?] Bihyung’un alaycı ses tonu biraz can sıkıcıydı.
“Benim için bir sistem hatasını düzeltmen lazım.”
[Sistem hatası?]
“Nitelik pencerem açılmıyor.”
[İmkânı yok. Sistemde hata olamaz. Senaryo sistemi mükemmeldir.]
“Kendin bak.”
Bihyung şüpheli gözlerle bana baktı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı.
[Dokkaebi ‘Bihyung’ üzerinizde ‘Sistem Müdahalesi’ni kullandı.]
Sistem müdahalesi – sadece senaryoya müdahale etme hakkına sahip dokkaebiler tarafından kullanılabilen mutlak bir müdahale becerisiydi. Aslında, nitelikler penceresini göremememin nedeninin bir hata olup olmadığı belli değildi. Ancak, en azından bu Dokkaebiden bir şeyler öğrenebilirdim. Aynı zamanda eğer çözemezse de benim için bir kazançtı.
[Özel beceri, ‘Dördüncü Duvar’ etkinleştirildi!]
Bir sonraki anda kıvılcımlar havada uçuştu ve Bihyung’a çarptı.
 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.