Chu Lian kaşlarını çattı ve He Changdi’nin uzun figürüne baktı. Adama baktığında kaşları hafif araştırmacı bir bakışla kırışmıştı. Kafası oldukça karışıktı. Romandaki He Changdi uyumlu ve dürüst biriydi, nadir bulunan korkusuz bir centilmendi. Ama şimdi karşısında duran adamın romanda betimlenen baş erkek karakterle hiç ilgisi yoktu. Görünüşünü dışarda bırakarak, kişiliği tamamen farklıydı. Romandaki He Changdi asil, tertemiz, parlak bir aysa o zaman önündeki He Changdi geceyi yarıp geçen herkesin kalbini donduran soğuk bir rüzgardı! Bu nasıl olmuştu? Chu Lian uzun ve derin bir şekilde düşündü ama hala anlayamıyordu. Her şey romandakiyle aynıydı. He Changdi dışında! Ellerini arkasında birleştirmiş duran yeni evli damada gelince manşetlerini savurdu ve kalpsizce gelin odasından ayrıldı. Sanki güzel gelinine biraz daha bakmak onu kör edecekmiş ve bunun için tek çare oradan ayrılmakmış gibi! He Changdi ayrıldıktan sonra Kıdemli Hizmetçi Gui ve Chu Lian’ın kişisel hizmetçileri içeri doluştu. Chu Lian’ı yerde gözleri boş ve saçı karmakarışık otururken, Ankakuşu Tacı seremoniye aykırı şekilde yerde duruyordu, bunu görünce Kıdemli Hizmetçi Gui’nin gözleri gelin odasında gerçekleşen olayların detaylarıyla dolarak kıpkırmızı oldu. “Altıncı Hanım lütfen ayağa kalkın. Yer soğuk vücudunuza dikkat etmelisiniz.” Kıdemli Hizmetçi Gui belli etmeden gözlerinin kenarını sildi ve Jingyan’ın yardımıyla Chu Lian’ı ayağa kaldırıp yatağa oturttu. Xiyan’ı banyoya gönderdikten sonra Kıdemli Hizmetçi Gui nazikçe konuşmaya başladı: “Altıncı Hanım Genç Efendi ile ne yaşadınız? Altıncı Hanım bir sorun yaşadı mı?” Chu Lian sonunda hislerini geri kazandı. Hala He Changdi’nin nasıl bu kadar değiştiğini anlayamıyordu. Başını kaldırarak ‘Chu Lian’ ailesinin evinden ayrılırken ona eşlik eden bakıcıya ve hizmetçilere baktı. Chu Lian boynundaki acıya ve kalbindeki tereddütlere rağmen gülümsemeye ve onların önünde çok da acınası görünmemeye uğraştı. Bu hizmetçilerin ‘Chu Lian’ı bütün kalpleriyle sevdiklerini biliyordu. “Sorun değil. Endişelenmene gerek yok Momo. Xiyan ve diğerleri biraz sıcak su hazırlasınlar. Banyo yapıp bu bunaltıcı gelinlikten kurtulmak istiyorum.” Konuyu değiştirerek demin olanları saklamak ister gibi görünüyordu bu yüzden Kıdemli Hizmetçi Gui sorgulamasına devam etmemesi gerektiğini hissetti. Ama endişelenmekten kendini alamıyordu ve dürtüsel olarak bir şey daha söyledi. “Altıncı Hanım unutmayın, bu hizmetçi ve bu birkaç kız her zaman sizin yanınızda!” Chu Lian dalgın bir şekilde başını sallayarak Kıdemli Hizmetçi Gui’yi daha da endişelendirdi. Fuyan, Chu Lian’a banyoda yardım ederken boynunda halka halka duran morlukları fark etti. Fuyan şaşkınlıkla sıçradı ama hemen toparlandı ve Chu Lian’a bunların nasıl olduğunu sormadı, bunun yerine Chu Lian’ın bilgisi olmadan bunu Kıdemli Hizmetçi Gui’ye rapor etti. Chu Lian sıcak bir duş aldıktan sonra ince kırmızı bir gecelik giydi, bedenindeki bu hafif giysi He Changdi’nin yaşattığı dehşeti biraz olsun unutmasını sağladı. Banyodan çıktığında Mingyan çoktan ikili yatağı toparlamıştı. Makyaj masasına doğru giderken Fuyan ona destek oldu ve makyajını çıkarmasına yardım etti. Chu Lian bir bardak aromalı çay içene kadar saat çoktan akşam dokuz olmuştu. Damat şimdiye kadar gelin odasına dönmüş olmalıydı. Chu Lian, He Changdi’nin kişiliğinin neden bu kadar değiştiğini anlamamış olsa da sabırla beklemeye devam etti. Sonunda yeşil giysili bir hizmetçi geldi. Hizmetçi bir mesaj iletti: “Üçüncü Genç Madam, Üçüncü Genç Efendi birkaç prens ve arkadaşlarıyla kadeh kaldırdığı için çok fazla içmek zorunda kalmış. Genç Hanım’ı alkol kokusuyla rahatsız etmek istemediği için çoktan çalışma odasına yerleşti. Genç Hanım’ın erken yatmasını söylüyor.” Kıdemli Hizmetçi Gui ve diğer hizmetçiler yeşilli hizmetçinin sözlerini duyunca dehşete kapıldılar! He Sanglang gelin odasına girmeyecek miydi? Eğer bu yayılırsa genç hanımları dışarıda nasıl başı dik durabilirdi! “Altıncı Hanım, bu nasıl olur? Bu yaşlı hizmetçinin Üçüncü Genç Efendi’yi buraya davet etmesi için birini göndermesine izin verin.” Kıdemli Hizmetçi Gui, He Sanglang’ın neden gelin odasına girmeyi reddettiğini anlayamıyordu. İki aile arasında kin yoktu ve Altıncı Hanım Kont Jingyan’ın Hanesi’nde kimseyi gücendirmemişti, He Sanglang da dahil olmak üzere... İkisi daha önce tanışmamıştı bile, nasıl aralarında bir dargınlık olabilirdi ki? Sonuçta Chu Lian başını salladı ve yeşil giysili hizmetçiyi yolladı. “Gerek yok Momo, hepiniz yatağınıza gidebilirsiniz. Onu davet etmemize gerek yok; He Sanglang gelin odasına tek başına dönecek.” Chu Lian’ın böyle bir şey söylemesinin tek nedeni demin yaşadıklarıydı. He Changdi onu neredeyse boğarak öldürecekken bir anda öylece bırakmıştı; korkmuş ama canlı. Hala çözemediği şeylerle de birleşince He Changdi’nin gelin odasından uzak durmasının sebebinin alkol olmasına imkan yoktu. Hem daha demin içerideyken üstünde bir damla alkol kokusu yoktu. Bunu onu aşağılamak için yaptığı açıktı! Bunu bilerek yaptığı için neden onu bir de gelin odasına davet edecekti ki? Bu sadece aşağılanmayı istemek olmaz mıydı? Dahası neden bir gelin kocasına gelin odasına girmesi için yalvarırdi ki!? “Altıncı Hanım!” Fuyan inatla uyumaya gitmeyi reddetti. Üçüncü Genç Efendi nasıl böyle davranabilirdi? Altıncı Hanım onun resmi ve yasal karısıydı! “Peki peki. Gidip yıkanın ve yatın. Yarın erken kalkacağız. Burada volta atmakla bir şey değişmeyecek.” Kıdemli Hizmetçi Gui kendisiyle birlikte diğer hizmetçileri de toplayıp dışarı çıktı ve Chu Lian’ı gelin odasında tek başına bıraktı. Chu Lian yatağın kenarına oturdu ve olan biteni aklından geçirerek romandan bazı detayları hatırlamaya çalıştı. Sonra çarşafların altına saklanmış mendili çıkardı. Bulduğu gümüş bir iğneyle parmağını deldi ve beyaz mendile kanın damlamasına izin verdikten sonra mendili yerine koydu. Modern dünyada genç yaşta yetim kalmış ve fakirlik içinde büyümüştü. Zorluklar ve sıkı çalışmakla geçen bir dönemin ardından kariyerinde başkalarının entrikalarıyla uğraşmış, bu yolda nasıl iki yüzlü olunacağını öğrenmiş ve kendisi için daha iyi bir hayat yaratmıştı. Bu yüzden Chu Lian biraz bile saf değildi. Hatta oldukça akıllı ve inatçıydı. Nasıl bekleyeceğini ve durumu nasıl toparlayacağını iyi biliyordu. Kusursuz ve içten bir aşk beklemiş olması tamamen aptal olduğu anlamına gelmiyordu. Demin olanlar zaten düşünmek için yeterince fazlaydı. Hatta şimdiki He Changdi’nin onunla benzer bir durumda olduğunu ve artık asıl He Changdi olmadığını bile düşünmeye başlamıştı. Chu Lian kendisine güveniyordu. Öyle üzerine basıp geçilecek basit biri değildi. Şu anda yapılacak en mantıklı şey olanı biteni anlamaya çalışmaktı. Bunun dışında Chu Lian gelecekte yaşanacaklara dair bilgisi olduğu için şanslı hissediyordu. Şu anki durumla ilgili artık çok emin olmasa da orada oturup aşağılanmayacaktı! Eğer He Changdi hala asıl He Changdi ise o zaman ona iyi davranmak veya ona gerçek kocası gibi davranmakta sıkıntı görmüyordu. Ama eğer He Changdi değişip bir pislik olduysa o zaman keyfine göre kendisiyle oynamasına izin vermeyecekti. Düşüncelerini gözden geçirdikten sonra yumuşak kırmızı çarşafların arasına girdi ve kısa sürede rüyalar alemine süzüldü. “Orada durum nasıl?” Uzun boylu ince bir figür loş mum ışığında dikkat çekmeyen bir hizmetçiyi sorguluyordu. “Üçüncü Genç Efendi’ye cevap olarak Üçüncü Genç Madam çoktan yattı.” “Ne!” He Changdi’nin arkasında tuttuğu elleri hızla yumruk halini aldı, boğumları bembeyazdı. Chu Lian’ın tepkisi He Changdi’nin tahminlerinin tamamen dışındaydı. Onu aşağılamak için gelin odasına gitmeyi reddetmişti ama o kaltağın bu kadar kolay uykuya dalabileceği aklına bile gelmemişti! Önceki hayatında yaşanan olayları hatırlayan He Changdi sadece içinde yükselen nefreti hissetti. Evliliğini değiştiremedi ama şu anda yasal karısı pozisyonunu meşgul eden kadının günlerini tasasız geçirmesine izin vermeyecekti. Yoksa önceki hayatında o kadının sebep olduğu acıya nasıl katlanabilirdi? Çoğu kişi düğün gecesinin her saniyesinin değerini bilirdi ama He Changdi bu gecenin daha hızlı geçmemesinden nefret ediyordu. Ertesi gün bekaret testi işlevi gören beyaz mendili gösteremeyecek olan güzel karısının ifadesini görmek istiyordu. Beklendiği gibi güneş doğmadan önce derin uykusundan uyandıktan sonra Chu Lian kıyafetlerin çıkarılmasından gelen hafif kumaş seslerini duydu. Düğün mumları hala yandığı için gözlerini hafifçe araladığında yatağın yanında duran kişiyi açıkça görebiliyordu. He Changdi uzun boylu ve ince yapılıydı ama sıska ya da zayıf görünmüyordu. Uzun kaşlar ve yakışıklı hatlarla kahramanca bir aura yayıyordu. Loş ışığın altında ona bakınca gün boyunca üzerinde olan soğuk ve kasvetli ifadenin kaybolduğu görülüyordu. O bakışlar olmadan bir tanrı kadar yakışıklı görünüyordu. ‘Etkileyici He Sanglang’ lakabına gerçekten layıktı. O anda He Sanglang romandaki betimlemesine gerçekten uyuyordu. Ama He Changdi’deki değişimleri düşünen Chu Lian gözlerini devirdi ve bir kez daha uykuya daldı. He Changdi gecenin yarısından fazla huzursuz düşüncelerle çalışma odasında kalmıştı. Kışın başlangıcıydı, yani ne kadar güçlü ve sağlıklı olsa da sonuçta soğuğu her yerinde hissetmişti. Sıradan bir şekilde dış cübbesini çıkarıp kenara fırlattıktan sonra yatak odasının perdelerini açtı. Gözlerinin önünde beliren sahne öfkesinin benzin dökülmüş gibi şiddetle bir kez daha alevlenmesine sebep olmuştu. Chu Lian sıcacık örtülere sarılmış huzurla uyuyordu. Saçı biraz dağınıktı ve dudakları yukarı kıvrılmıştı. Görünüşe göre oldukça rahattı ve biraz bile dertli görünmüyordu! Bu sırada o, soğuk çalışma odasında duygularıyla sarmalanmış, akşam yemeğini bile bitirecek iştahı kalmamış şekilde sürünüyordu. Bir anda He Changdi, Chu Lian’ı aşağılama planlarının bir yastığı yumruklamak gibi tamamen etkisiz olduğunu hissetti. Derin bir nefes aldı ve sıcacık örtülere sarılmış kızı izledi. Sonra Chu Lian’ı saran örtüleri güçlü bir şekilde çekti. Chu Lian zaten yalnız uyumaya alışkındı ve bu yüzden uyurken kendini örtülere sarıp sıcaklığını korumayı seviyordu. He Changdi örtüleri o şekilde çekince sadece örtüleri çekmemiş oldu, Chu Lian da örtülerle birlikte yatağın dışına doğru savruldu. He Changdi sıkkın bir şekilde iç çekti. Şimdi yapabileceği tek şey yeni örtüler getirmekti. Örtüleri artık boş olan yatak odasına yerleştirdi ve sessizce uyumaya çalıştı. Ne yazık ki bedenine değen soğuk örtüler onun daha da çok üşümesine sebep oldu. Artık bedeninde sıcak olan tek bir nokta yoktu. Chu Lian biraz döndü ve sıcak örtüleri etrafına daha da sıkı sardı. İçinden tatsızca He Sanglang’ın donarak ölmesinin bile umurunda olmadığını düşündü. He Changdi kendini sakinleştirmek için derin bir nefes aldı ve gözlerini kapadı. Ama He Sanglang’ın bedenini saran soğuk örtüler daha ısınamadan ana avludan bazı yaşlı hizmetçiler gelerek yeni evlileri uyanmaya davet etti. Kıdemli Hizmetçi Gui dış bölmede duruyor ve kalbi boğazında ana avludan iki hizmetçiyle selamlaşıyordu. Eğer Kont Jing’an veya Matriark He, Üçüncü Genç Efendi’nin dün gece Genç Madam’ın odasında kalmadığını öğrenirse genç Madam bundan sonra nasıl Kont Jing’an’ın evinde rahatça yaşayabilirdi? Kıdemli Hizmetçi Gui, Xiyan’la birlikte hala selamları kabul ediyor olsa da içinde her an bayılacakmış gibi hissediyordu. Sonunda Chu Lian’ın yumuşak bir tonda girmesini söylediğini duydu.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.