SORU-1: Sizi bilmeyen veya eserinizi okuyup sizi tanımayanlara kendinizi tanıtır mısınız? Mesela yazmaya ne zaman başladınız? Biraz anonim kalmayı sevdiğimden sadece adımı vermeyi uygun buluyorum. Adım Asya (aasyraa), 22 yaşında üniversite 3. sınıf tasarım öğrencisiyim. Aynı zamanda geçtiğimiz yıl Epik Manga ekibine çevirmen olarak katıldım, ardından editörlük yaptım ve halihazırda yarım yılı aşkındır manga tarafında yöneticilik yapıyorum.
Novel tarafını keşfetmem uzun sürmedi. Yalan söylemek gibi olmasın artık ne manga ne de novel okumaktan hoşlanıyorum ama yazmak yeni bir tutkum oldu. Serimi 9 ay gibi bir süre önce yayınlamaya başladım, ama ondan önce 3 ay üzerinde düşünüp biraz şekillendirdikten sonra ilk 20 bölümümü yazıp yayınlamıştım. Aşağı yukarı 1 yıldır yazıyorum diyebilirim. SORU-2 Sizin gibi novel/kitap/hikâye yazmak isteyen birçok kişi var onlara neler önerirsiniz, bu işin zorlukları nelerdir? Verebileceğim en iyi tavsiye aklınıza gelen hemen her fikri direkt yazıp yayınlamamak olur. Hikayenin derinliğini ve ileride neler yapabileceğinizi düşünmeniz gerekiyor ve mümkünse ilk bölümlerinizi toplu (20-30) atarsanız insanların dikkatini daha kolay çekersiniz. Böyle desemde dönüp ilk bölümlerime baktığımda hikayem fazla hızlı ilerliyordu. Sonradan edindiğim tecrübeyle biraz yavaşlattım.
Gelelim işin zorluklarına; ilk olarak yazma işine ciddi bir mesai ayırmanız gerekiyor. Karakteriniz ilk 10 bölümün sonunda bir ölüm makinesine dönüşmemeli ve diyaloglarınız okuyucuya yapay gelmemeli. Kendi yazma potansiyelinize bakıp düzenli aralıklarla bölüm atmanız gerekiyor. Kısacası sevdiğiniz bir manga ya da noveli nasıl her gün bekliyorsanız, yazarkende okuyucunun beklediğini varsayarak düzenli bölüm vermeniz gerekiyor. Yazarken saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız bile ama bu size tatlı bir hazda verecek. Yani ben saatlerce yazıp kendimi hikayeye dalıp giderken çok buluyorum. SORU-3 Novel yazarken ve evren yaratırken sizi en çok zorlayan etkenler nelerdir? Yazarken tıkandığım çok oldu. Yazıp yazıp silip attığım bölümleri eklesem 200leri devirebilirdim ama o zamanda artık yazmaktan hoşlanır mıydım emin değilim. Bol bol hata yaptım, sonra dönüp düzelttim. Fakat bütün bunların yanında novel yazmaya devam etmek için gereken en büyük desteğin bölümlere gelen yorumlar olduğunu fark ettim. Manga tarafında çalıştığımdan okunma/yorum atma sayılarının ne kadar uçuk olduğunun farkındaydım. Bu yüzdende attığım bölümlere yorum gelmediğinde dahi moralimi bozmayıp düzenli yazmaya devam ettim. Evrenin tek bir tane olması üzerine çok diretmiştim. Çoklu evrenler yerine her şeyin tek bir evren altında toplanması için çaba sarf ettim. Hikayede gördüğümüz Rivyalı Geralt, Frodo Baggins, Jon Snow, L.M.S. Weed (Legendary Moonlight Sculptor) vs gibi örneklerle bunu anlattığımı da düşünüyorum. Belirli güç sıralamaları olsada bunların mutlak olmaması taraftarıyım. Güç dengeleri esnek olmalı ki bu, hikayede güçlü rakiplerle karşılaştığınızda ana karakterinizin zorlansada başarabileceği hissini veriyor. Aynı zamanda yetişimde yetişim yapma furyasını hikayenin başlarına yedirerek sonradan bunu başka faktörlerle kırdığımı düşünüyorum. SORU-4: İleride başka noveller yazma planlarınız var mı? Varsa ufak ipuçları verebilir misiniz? Serimin devam niteliği taşıyan Beyond Eternity 2 serisini açtım ve 7 bölüm gibi bir ‘öngösterim’ yapmıştım. Sonra bunları kapattım. İlk serim tamamlandığı zaman başka bir ana karakter üzerinden aynı evrende bir hikaye daha yazacağım. Bunun dışında bu devam serisinin dışında birkaç haftadır düşündüğüm farklı bir hikaye var. İlk iki bölümlerini ve konusunu belirleyerek bazı arkadaşlarıma gösterdim ve yorumlarına baktım. Birinci kitabı bitirdiğimde bu farklı konudaki hikayeye yoğunlaşıp, ufak bir mola ile kaldığım yerden 2. kitaba devam edeceğim. Bahsi geçen 3. seri için verebileceğim ipucu ise ‘solo gibi’ olacağıdır ama Solo Leveling serisiyle biraz dalga geçmeyi düşünüyorum. Çünkü herkes sevsede manga tarafından beni tanıyanlar bilirler ki, Solo serisinden nefret ediyorum. (No Offense Pls) SORU-5: Hali hazırda devam eden Beyond Eternity noveli ile ne kadar devam etmeyi düşünüyorsunuz? İlk kitap 300. bölümü görmeden tamamlanacak. En az 50-100 bölümüm daha olacak. İkinci kitaba geçmeden birkaç ilerleyiş taslağını okuyucular için sunmayı planlıyorum, ona göre hikaye Azyl Karagüneş’in evrene açılması üzerine de devam edebilir ya da Ursa Karagüneş’in ilerleyişi üzerinden de devam edebilir. İkinci kitap ile toplam 500 bölüm olup 250-250 şeklinde bir ilerleyiş planlıyorum. Birkaç yıl daha buralardayım. SORU-6: Rochel ve Deana (Azyl) arasında “3 kız kardeşin hikayesi” muhabbeti geçti. Rochel'in annesi bu hikayeyi nereden biliyor? Üç kız kardeşin yaşam ömürleri Işık Mührü ve Işık Tarikatı’nın bebekler üzerlerinde yaptığı değişiklikler yüzünden normal insan ömrünün çok ötesindeydi. Azyl kızlarını Elf Lorduna emanet edip 80 yıldan fazla süre sırra kadem bastığında dünyada yaşam devam etti. Kızlar Elf Konağın’dan ayrılıp kendi yollarını çizdiklerinde yaşadıkları maceralar halk arasında yayıldı. Tabii bu hikayeler geçen bir asrın sonunda doğruluktan çok uzak peri masallarına dönüştü. Sadece genel konusu biraz doğruluk payı bıraktı. Rochel’ın annesinin annesi bu hikayeleri duyup kızına, kızıda Rochel’a anlatarak peri masalı kıvamına gelen ‘3 Kardeşin Hikayesini’ kulaktan kulağa aktaranlar arasına girdiler. SORU-7: Titanlar hakkında bize bilgi verir misiniz? Diğer türlerden ayıran özellikleri nedir? Ne yer, ne içer bunlar!? Azyl, Otea’yı yanlışlıkla öldürdüğünde Şeytan zihnine girdi ve onu diriltmesine yardım etti. Fakat Şeytan’ın ayinini yapan Azyl, Otea’yı bir Ölümsüz’e çevirdiğini fark ettiğinde kontrolü eline alıp farklı bir ırk yaratmış oldu. Bu yüzden Otea’nın gözlerinden biri mavi diğeri ise kırmızıdır. Çürük pudra rengi tene sahip olan bu melez ırk, İnsan ve Ölümsüz karışımıdır. Azyl istemeden yarattığı bu melezi incelemek ve kontrolden çıkması halinde yok etmek için yanına alır. Sonradan fark edeceği ise yarattığı bu ırkın kendisi güçlendikçe değişeceğidir. Azyl güçlendikçe yeni melezlerinden birkaç keşişi daha ırkına katar. Güçleri doruğa çıktığında bu melezlerde son formlarına ulaşır. Bu yeni ırka Titanlar adını verir. Görünüş olarak normal insana benzerler. Pudra rengi tenleri ve kırmızı gözleri yok olmuştur. Bu kişiler normal insanlardan biraz daha güçlüdür ve fiziksel bir farklarıda yoktur. Ancak İlk melez, Otea Scan’dra, diğerlerine kıyasla değişimi farklı yaşayan tek kişidir. Çünkü o safkandır. Mavi saçları siyaha dönmüştür ama gözlerinin biri hala kırmızı kalmıştır. Bu Titanlar’ın doğuşunun kısa hikayesidir. İnsan Krallığı’nın yerini Titanlar aldığında insanların yaptığı ayrımcılığı yapmadılar. Yeryüzündeki en büyük krallık olarak hoşgörü ve merhametli davrandılar. Her ırkı krallığa davet ettiler ve barış dolu bir devri başlattılar. Krallığın hızla büyümesindeki en belirgin etken budur. Sırf ırkınızdan dolayı zulüm görmediğiniz bir krallığın söylentileri herkesi oraya çekecektir. Irkçılık kötüdür mesajını böylece vermiş oldum. SORU-8: Noveliniz de ana karakter ile birlikte birinci şahıs anlatıcı kullanırken diğer karakterlere geçtiğinizde üçüncü şahsa geçtiğini fark ettim. Nedeni nedir? Ben yan karakterlerin her zaman yan karakter olarak kalmasından hoşlanmayan biriyim. Daha fazlası olmalılar! Okuduğum hikayelerde her zaman ana karakterin yanında olan kişilerin geçmişini ve ayrıldıklarında neler yaptıklarını merak etmişimdir. Onlarında yaşadığını ve düşünceleri olduğunu hissettirmek istedim. Büyük bir aileye sahip olan Azyl’in zaman geçtikçe çocuklarının farklı düşüncelere ve sorunlara sahip olduğunu ve bunlara çözümler bulmaya çalışırken aldığı doğru ya da yanlış kararların aile ilişkilerine nasıl etki ettiğini göstermeye çalıştım. SORU-9: Seride meleklerin oluşma şekillerinin Tanrıdan Tanrıya değiştiğini fark ettim. Frimold’un ki Tanrı olduğunda, Extia’da Tanrı Lordu olduktan sonra, Azyl ve Ophelia’da Azyl’in yıldız tozu sayesinde melek sahibi oldu. Sorum şu; Meleklerin oluşma şekillerini belirleyen ana faktörler nelerdir? Yok olmuş bir güneşin geriye kalan yıldız tozları melekleri oluşturmak için gereken güce sahiptir. Melek yaratmak için olağandışı olaylar dışında tek bilinen yaratma yolu yıldız tozu kullanmaktır ama bir güneşin yok olup geride yıldız tozu bırakabilmesi içinde milyonlarca yıl gerekir. Melekler gizemli tabulardır. Oluşmaları için mucizevi olayların gerçekleşmesi gerekir. Tanrılar’ın sahip olduğu yetenekler doğrudan bunu etkileyebilir. Frimold’un sahip olduğu uzay kapıları sayesinde meleğini yaratabilmiştir. Extia sahip olduğu mutlak tanrı silahı Tutsak İhtiras ile uzayı keserek meleklerine sahip olmuştu, ama bunu Tanrı Lordu seviyesine ulaşıp değişen güçleriyle başarabilmişti. Azyl’in uzayı kesebilen güçleri yoktu bu yüzden o meleklerini bilinen tek yol olan yıldız tozu ile elde edebilmişti. [color=#ff0000]DEVAMI SPOİLER İÇEREBİLİR[/color] - İlk bölümde ana karakterimiz topluluk kurup kendini tanrı olarak tanıtıyor. Fakat bu toplulukla ilgili pek fazla bir şey göremedik. Bunlarla ilgili daha fazla şey öğrenebilecek miyiz? Daha da önemlisi onları bir daha görebilecek miyiz? En yaşlı elflerin bile 10,000 yıl yaşayamadığı bir dünyada insan krallığında yaşamış olan karakterimizi takip edenlerin en büyük torunlarının devamının yaşaması bile imkansız. Eğer şans eseri birinin soyu devam etmişse, kimliğini unuttuğundan emin olacağım. (Geralt of Rivia ‘hmm’ )
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.