Uyumuş numarası yaparak Lea'nin odadan çıkmasını bekledim. Çıktıktan sonra gizlice kalktım.
Etrafa baktım.
"Peki, kimse yok. "
Etwal'i yakaladım ve şöyle dedim:
"Boone bir insan olarak ortaya çıkıyor! "
Sonra Etwal'in çevresinde bir ışık belirdi ve gözlerimin önünde bir buket belirdi.
Beklenti dolu gözlerle bakarken ışıl ışıl gülümsedim.
"Ne o, mücevherleri çok uzun süredir mi bekliyordun?"
[Beklemek eğlencelidir.]
Parmağının ucuyla yanağıma vurdu.
Cebimden Tanrıça'nın göz yaşlarını çıkararak ona uzattım.
Boone mücevhere dikkatle baktı ve elindeki mücevheri özenle alnına koydu.
[Sonunda ustam..]
" Usta?! "
Şaşırmıştım ama Boone eğildi ve dedi ki:
[Dileğimi yerine getirdin bende seninkini yerine getireceğim. Şimdi söyle dileğin nedir?]
"Noanoke'nin oğlunu ara."
Boone'nin gözleri nazikçe bana doğru baktı.
Sonra göz çevremi yavaşça öptü, başım döndü. Her yerimin acıdığını hissettim.
Pencereden sızan ay ışığı Bonne'nin dış hatlarıyla birlikte bozuldu ve kaybolmaya başladı.
[Bir gün, küçü bayan... ihtiyacın olduğunda.. yine görüşelim.]
Odadan arkadaşça bir ses aktı.
Ve önümde gördüklerim-
"Küçük bayan buradayım."
Kel kafalı tombul bir adamdı.
"Huhh?"
Şaşkınlıla gözlerimi kırptım.
Ona bakıyordum gerçekten Noanoke'nin oğlu olduğu anlamaya çalıştım. Sonra başını kaşıyarak söze girdi.
"Ben Louis emrinize geldim."
"Boone?"
"O yer ile bu yer arasında zaman farklı ilerler, benim için çok uzun bir süre olabilir ama senin için göz açıp kapayıncaya kadar olabilir."
Utanmış bir bakışla sordu:
"Hayal kırıklığına mı uğrattı mı? İnsanların çoğu benimle karşılaştıklarında böyle bir görüşe sahip."
"Hayır, sadece şaşırdım. "
Başkana şık ve zarif görünümlü yakışıklı bir adamdı.
"Biraz farklı görünüyorsun ama bi süre baksam benzersiniz. "
Sözlerim karşısında gülümsedi.
"Teşekkürler ama neden buldunuz?"
"Louis Spinel hakkında çok şey biliyorsun değil mi?"
Bir anda gözleri parladı.
"Evet bu kıtada Spineller özeldir diğer Spinellerin aksine ilahi güç taşıyabilirler."
"Ortamdan mı farklı olduğunu görmek için bir araştırma yaptım. İlk başta toprağın yoğunluğu ile birleştirdim ve sonuç ilginçti."
Bir takım bilmediğim şeyler anlattı ve bir düzine cümle dinledim hiçbir şey anlamadım.
"Ta ki bir noktaya kadar! "
"Ah.. babamın sevmediği özellik yine çıktı ortaya."
Gülümsedi ve başını kaşıdı.
"Sonuç, Spinelin kendiliğinden var olmadığı."
"Ne?!"
Şaşkınlıla gözlerimi açtım.
"Spinelin dünya üzerindeki hiçbir yerde kendi kendine var olmuş değil, bu doğal bir metamorfoz
(Metamorfoz: Fende başkalaşma, değişme anlamına gelir.)
Üç parmağını kaldırıldı.
" Üç şart vardır :Bir yanardağ, Elsa ağacının doğal yaşam alanı ve ilahi güç."
"Bu üçüne uyan yerlerde büyük ihtimalle kaya Spinel'e dönüşür."
"Aman tanrım!"
"Yani kayayı yere gömerek sonsuza kadar Spinel üretebileceğimizi mi söylüyorsunuz?!"
Elmasları bitmeyecek bir maden bulmak böyle mi hissettiriyor?
Louis kendinden geçmiş bir ifade ile bana baktı.
Şu an koşulları karşılayan tek yer var Dubbleds'da
Büyük ikramiye var!
💜 Bölüm Sonu 💜
.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.