Roman hoşnutsuz bir şekilde başkana gözlerini dikmişti.
"O ne düşünüyor olabilir?"
Bugün kaderin çocuğu ile birlikte oldukça mütevazı bir şekilde yürüdüğünü duydu.
Kaderin çocuğu ile yürürken rahatlamıştı bu çok nadir bir olaydı ama o bu şekildeydi.
"Mantıksız, bu Jean Marc Noanoke!"
Tek oğluna karşı bile çok soğuktu.
Kimileri oğlunum intihar ettiğini bile savundu.
Bir kaderin çocuğu onu rahatlatamazdı.
Kaderin çocuğuna karşı bir planı mı var yoksa?
Roman'ın umutları yükseldi.
O zaman harika olurdu.
Başkan ile dükün asla anlaşamamalarını istiyordu.
İlk zamanlar senato dükden daha üstünlerdi.
Başkana oğlunun ölümünden önce ortaya çıktı ve çıkar aradı.
Ancak oğlu öldükten ve dük kazandıktan sonra dişsiz bir kaplan gibi davrandı.
Tek amacı dükün yeniden yükselirken onu kontrol altında tutmaktı.
"Başkan!"
Samimiyetsizce baktı.
"Eğer bu plan için yardım istiyorsan arka plandan sana yardımcı olabilirim. "
"Devam et, ne söyleyeceksen söyle."
Ne hakkında konuştuğu sorulduğunda gülümsedi ve düşündü.
"Bilmiyordum."
"Spinel Kruger'le olan savaşta çok önemli. Eğer dük kilise ile anlaşamazsa kaybedecektir."
"Yani?"
"Kiliseyle bağlantın yok muydu?!"
.........
"Spinel'i gizlice getirirsek dükten üstün oluruz."
"İç savaş mı başlatmak istiyorsun?!"
Omuzlarını silkti.
"Dükün buna karşılık verebilmesi için aşırı bir güce ihtiyaç duyacak."
Başkana yaklaştı.
"Ne zaman kadar ona bağlı kalmak zorunda olalım! "
"Kiliseyle bağlantım olduğu doğru ama kolaylıkla yardım etmeyeceklerdir. "
"Kaderin çocuğuna sahipsin."
Roman sırıtarak pencereye baktı.
"O da düşündü Vatikan çocuğu geri almak isteyecektir. Çocuğu ticarette kullanıcaklardır.Eğer istiyorsan yapamayacakları hiçbir şey yoktur."
Heyecanla anlattı.
"Bende böyle düşünüyorum kızı kaçıralım kiliseye götürelim ve köleleştirelim. Ardından ona bakmayan dükde bunun hesabını verir. Kilisede çocuğu güvence altına al-"
Tam o zamandı işte.
(Vurur, vurur.)
(Ç.N:Ellerine sağlık. O eller hiç dert görmesin inşallah! Amin.)
*****
Uşak geldi.
" Usta, şatodan bir mektup aldım."
" Dük mü? "
" Hayır, onun mührü değildi. "
Mektuptan şüphelendi. Gözlerini kısdı.
Mektubu açtığında şok geçirdi. Çarpık bir şekilde yazılmış çocuk yazısıydı bu!
["Jean Noanoke'yi Leableina'nın ilk çay partisine davet ediyorum. Kurabiye kırıntısı pislik gibi görünür ama pislik değildir! Lütfen kendinize gelin!" ]
Gözleri titredi. Geçmişi anımsadı.
"Baba kurabiye kırıntıları pisliğe benziyor ama neden pisliği kimse sevmiyor?"
Bunu nasıl yaptı?!
Kaderin çocuğu ölen oğlunun küçükken söylediği sözleri nasıl bilebilirdi?
"Başkan?"
Başkan sessizce ayağa kalktı ve ceketini giydi. Mektubu cebine koydu.
"Arabayı hazırlayın!"
Roman sessizce olanları izlerken başkana şaşırmıştı.
******* Evet arkadaşlar bölümü geç attım farkındayım canlı dersler her biri 40dk hafta 35 ders, üstünde sayfalarca yazma ödevleri, çözme ödevleri. Sabahın 8.30 otur 17.00 kadar bilgisayarda yemek hariç ara vermeden ders dinle ödev yap, yazı yaz! Bi haftasonunda rahat ederim dedim o da olmadı ondada vaktimi soru ve ödevlerle geçirdiğimi fark ettim. Bende son çare uykularımdan kıstım. Çeviriyi yapıp öyle uyumuya karar verdim ama Çeviri uzun sürünce alarm kurmaya başladım. Ama bunların hiçbiri çeviri yapmama engel değil! En yakın zamanda bir düzen bulucam böylece haftada en az 2 saatimi çeviri satti olarak kabul edicem. 💗 " Sevgilerle çevirmeniniz Akira mii" 💗
Üs
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.