Hayat nasıl bu kadar boktan olabilir?
“Sen, Rurutia Brucke, Count Hyde’ı kocan olarak kabul ediyor musun?”
“Hah…”
Yeni gelin, Rurutia, cevap vermek yerine iç çekti.
Kriterleriyle oldukça bağlantısız olan Count Hyde, kocası olarak kabul edilemezdi.
30 yaşında olmasından ayrı olarak Hyde, evlenmek için fazla sıkıntısı olan birisiydi.
Bir yıldan kısa bir süre içerisinde başka bir kadınla birlikte olacaktı ve Rurutia’yı zehirlemeyi planlıyordu.
Tanrı çok umursamaz.
Elimden geldiğince babamın şiddetinden kaçmaya çalıştım, fakat bu kez, sadık olmayan kocamla kaçarken mi öleceğim?
“Rurutia Brucke.”
Istıraptan ölecektim, ancak platformun üstündeki papaz ısrar etmeye devam etti.
Düğünde elimden bir şey gelmezdi. Düğün bittikten sonra, gelecek hakkında düşünmem gerek.
“Ben…”
Lanete kafasını kaldıran Rurutia, ağzını kapattı.
Çünkü tapınakta gördüğüm mükemmel bir heykel vardı.
Güzel bir şekilde kesilmiş gümüş saç, ametist kadar temiz mor gözler. Perhiz sembolü olan papaz kıyafeti giymesine rağmen oldukça güçlü hissettiren bir heykeldi.
“Cevap verebilirsin.”
Ne diyorsun?
Mükemmel heykel başarısızlığa uğramadan beni büyüledi, sözlerimi unuttum.
“Beni duyamıyor musun?”
Rurutia heykelin dudaklarını hareket ettirmesini izledi.
O bir insandı.
Bu güzel heykel de kimdi?
Ana papaz haftalık toplantıyla ilgilenmeye karar verdiğinden başka bir papazla değiştirilmişti.
Papaz olmak yaş işiydi.
Yirmilerinin başında gibiydi ve daha yeni idmanlarını bitirmiş ikinci derece bir papaza benziyordu.
Pekala….
Düşündükten sonra, düğünü iptal etmek için bir şanstı.
En azından, gelecekteki eşini zehirlemeyi düşünen Count Hyde’ın düğünü acı olabilirdi…
“Papaz, yemin altında bana birisini sevip sevmediğini söyleyebilir mi?”
Kürsüye çıkan papaz hafifçe somurttu.
“Bir sevgili mi?”
“Evet.”
Tanrı’ya hizmet eden papazlar, ömür boyu ilişkiler yaşayamazlar.
Sorusu oldukça kabaydı.
Papaz cevaplamak yerine aşağıya baktı. Kaşları hareketlendi.
“Kimseyi sevmiyorum.”
“…..”
“Ne kadar da rahatlatıcı. Lütfen karşılık olarak istediğiniz herhangi bir şeyi sorun.”
Bunlar iyi sözlerdi.
Eğer aile onuruna değer veren bir papaz olsaydı, kargaşayı sakinleştirmek için telafi ederdim.
Rurutia buketi fırlattı ve papazın dudaklarını çaldı, kocasınınkileri değil.
Bir mermer kadar soğuk olacağını düşünmüştüm, ancak dudakları yumuşak ve sıcaktı.
Kısa bir öpücük olduğundan pek fazla bir şey hissetmedi Rurutia.
Dudaklarını geri çekip papaza gülümsedi. “Endişelenmemelisin, sadece bana inan.” demekti bu.
Papazın dudakları çalınmış olsa bile eve epey parayla giderdi.
Dudaklarının mührü kırılmış olan papaz, ne olduğunu anlamadı, sendeledi ve bir adım geri çekildi.
O anda, sessiz hol duaların, bağırışların, ıslıkların ve birçok türden sesin gürültüsüyle karışmıştı.
O sırada, Count Hyde bağırdı.
“Hanımefendi, bu da ne?”
“Yemini ettim, ve şimdi bir eşim.”
“Yakında evleneceksin, yakında benimle evleneceksin!”
“Maalesef ki, papaza yemin öpücüğünü verdim. Evliliğin geçerliliği yok.”
Hyde’ın heyecanlı yüzü kırmızıya büründü. Geri çekilip yere düşseydiniz güzel olurdu.
“Nasıl bir orospu beni böyle bir utanca sürüklemeye cüret eder!”
Elini yukarı kaldırdı Hyde.
Eğer kaçmaya karar verseydim öyle yapardım, ancak katlanmaya karar veriyorum.
Büyük bir kalabalık önünde geline vur. Nişanı bozmak için daha kolay bir yol olurdu.
Yaşlı adamın eli sıcak olmalı.
Darbe alıp yaşamayı tercih ederim.
“Ay!”
Yanağına şaklatmak yerine, yaşlı adam acıyla bağırdı.
Nedeni ise platformun yakınında duran şövalyenin, köpeğin elini bir zırh eldiveni ile engellemesiydi. Hyde elini sert, kabarık zırha çarptı.
“Count Hyde, geri çekilin.”
Bu son değildi.
Tapınağın şövalyelerinin hepsi ayağa kalktı ve Rurutia’nın önünde durdu. İç çekmeler ve dualar, gümüş zırhlı şövalyelerin büyülü çıkışıyla birden patlak verdi.
Rurutia’yı korumak istiyorlarmışçasına etrafını sardılar.
Şövalyelerin baskısından dolayı ezilen Count Hyde, bağırdı.
“Bu da ne?!”
“Bilmek istediğimiz de bu.”
Öncü olan şövalye, gururlu bir şekilde küçük Count Hyde’a baktı.
“Bana hakaret etmiş bir kadının hareketsiz durmasına izin veremem. Çekilin!”
“Ne yapacaksın?”
“Anlaması için kadına vurmam doğal değil mi?”
“Dine küfürden dolayı Büyük İbadethane’nin bodrumuna götürülmek istediğinden emin misin?”
Dine küfür papazın dudaklarını öpen Rurutia’nın tarafında.
Hyde’ı engellediğiniz için teşekkürler ancak ne dediklerini anlamadım.
Rurutia’nın yanından ayrılan şövalyelerden bir tanesi, dudaklarından öpülmüş olan ve titreyen papaza yaklaştı.
“Komutanım. Evliliğiniz kutlu olsun!”
Oh, ne?               
Sen Kutsal Şövalyeler Bölüğü’nün komutanı mısın?