Ninya daha fazla kendini tutamadı. Hüngür hüngür ağlamaya başladı. Fresta, Ninya'nın anlattıklarını duyunca şok olmuştu. Ninya'ya bunu sorduğuna pişman olmuştu. Ninya birçok zorluk yaşamıştı. Ninya yaklaşık yarım saat boyunca ağladı. Fresta onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Ninya sonunda sakinleşti. Bu durumda daha fazla birşey sormak istemiyordu. Fakat neden askerler ailesine bu şekilde vahşice saldırmıştı? Ya da Ninya'nın kardeşi Seka'ya ne olmuştu? Ninya sonunda sakinleşti ve konuşmaya devam etti.
"Kardeşim ve ben kaçabildik. Annemin verdiği parayla küçük bir ev aldık. Fakat para bitince geçimimizi nasıl sağlayacağımızı bilemedik. Daha sonra senin de gördüğün gibi çalmak zorunda kaldım.. İşte hepsi bu kadar." "Bu arada senden birşey rica edebilir miyim, Fresta?"
"Tabii ki, dinliyorum."
"Küçük kardeşim hala evde. Rica etsem o da bizimşe gelebilir mi? Gece yalnız kalmasını istemiyorum. Orada tek başına korkacaktır."
"Tamam, hadi Manor'a söyleyelim. Onun yardım edeceğine eminim."
Melna hüzün ve minnet dolu bir sesle cevap verdi.
"Te- teşekkür ederim, Fresta."
Fresta ve Ninya odadan çıkarak Manor'un kapısının önüne geldiler. Odalarına dağılalı bir saat olmuştu. Fresta Manor'un kapısını hafifçe tıktıkladı. Kapıyı tıktıklar tıktıklamaz kapı açıldı.
"Ah, bayan Fresta. Ne oldu? Yattığınızı sanıyordum?"
"Evet, aslında yatacaktık. Fakat aciliyeti olan bir konu var. O yüzden sana geldik."
Fresta devam etti.
"Ninya'nın küçük bir kardeşi var. Fakat şu anda yalnız. Ayrıca Ninya'dan 3 yaş küçük olduğundan orada tek başına kalamaz. Sıkıntı olmazsa, onu da buraya getirebilir miyiz?"
"Eğer siz istiyorsanız olur, bayan Fresta."
Manor, Fresta'yı kıramazdı. Zaten Fresta'nın isteklerini yerine getirmeliydi. Kalktı ve hemen merdivenlerden aşağı indi. Resepsiyonist giyimli korumanın yanına yaklaştı ve durumu anlattı. Korumanın anladığını onayladıktan sonra Fresta'nın yanına geldi.
"İsteğinizi ilettim, bayan Fresta. Emrinizdeki korumalar harekete geçecek ve küçük kızı buraya getirecek. Onu getirdikten sonra sizin diğer yanınızdaki odaya getirecekler ve yerleştirecekler. Merak etmeyin, Ninya'nın verdiği adres buraya oldukça yakın. Hızlıca gelecekler. İsterseniz burada bekleyebilirsiniz."
"Teşekkürler, Manor."
Ninya ve Fresta kenardaki koltuklardan birine oturarak beklemeye başladılar. 1 saat geçmişti. Sonunda kapının gıcırdama sesiyle beraber 2 koruma ve küçük beyaz tenli, sarı saçlı bir kız içeri girdiler. Küçük kız biraz gergin görünüyordu. Ardından küçük kız Ninya'yı gördü ve Ninya'ya doğru bağırarak koştu ve ona sarıldı.
"Ablaaaaa! Seni çok merak ettim! Bu yabancılar da kim? Seni kaçırdılar mı?"
Bu küçük kız Ninya'nın kardeşi Seka'ydı. Oldukça gergindi, çünkü Ninya'nın ve kendisinin kaçırıldığını sanıyordu. Ninya durumu anlataran onu rahatlatmaya çalıştı.
"Seka, sakin ol. Merak etme. Bu kişiler iyi. Bizi kaçırmadılar. Gel şuraya otur. Sana olanları anlatayım."
Seka, Ninya'nın oturduğu koltuğun karşısındaki koltuğa oturdu. Epey korkmuştu. Fakat Ninya'nın durumu anlatışıyla sakinleşmişti. Olanları dinledikten sonra çok şaşırmıştı.
"Neeee?! Şimdi senin bu yanındaki abla Fresta Rodalenne mi?! İnanamıyorum! Gerçekten bütün bunları yaşadınız mı?! Abla, şaka yapmıyorsun değil mi?!"
"Hayır, Seka. Şaka yapmıyorum. Bunların hepsi gerçek. Fakat merak etme, şimdi güvendeyiz. Fresta çok iyi biri."
Bu olanlarla birlikte artık, Manor ve Fresta Ninya'ya güveniyordu. Ninya gerçekten çok zorlu zamanlar geçirmişti. Manor, Seka'ya odasının yerini gösterdi.
"Merhaba, Seka. Ben Manor. Bayan Fresta'nın güvenliğinden sorumluyum. Beni takip et. Sana odanı göstereyim."
Ardından devam etti.
"Küçük hanımlar, haydi sizde artık yatın. Saat geç oldu."
"Tamam."
Hep beraber yukarıya çıktılar ve odalarına geçtiler. Ninya ve Fresta yataklarına geçti.
"Fresta, Seka'yı getirdiğin için teşekkür ederim."
"Bu arada sorun olmazsa sana son birşey sorabilir miyim?"
"Tabii ki, Fresta. Ne istersen."
"O bahsettiğin askerler neden ailene saldırdı? Neden böyle birşey yaptılar"
Ninya öfkeli ve biraz da hüzünlü bir yüz ifadesiyle cevap verdi.
"Neden saldırdıklarını bilmiyorum. Fakat ailemin kötü birşey yapmadığına eminim. Onlar çok iyi insanlardı."
"Daha fazla üzülme. Artık önümüze bakmalıyız. Haydi, geç oldu. Hadi yatalım."
"Tamam, iyi uykular."
"Sana da."
Ninya ve Fresta artık rahat bir uyku çekebilirlerdi. Bütün bu olaylardan sonra sonunda yatabilirlerdi. Gözlerini yumdular ve rahatça uykuya daldılar...
Devam edecek... ~Okuduğunuz için teşekkürler~
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.