Sezh, Raytan'ın dönmesini beklerken koltuğunda tek başına oturuyordu. Konuşma uzuyordu ve Raytan'ın varlığını ya da bu yere yaklaşan gölgesini algılayamadı. Hizmetçiler bile tüm boş tabakları kaldırmaya ve odayı temizlemeye başlamıştı. Onu bilerek mi yalnız bırakmıştı?
Sezh etrafına bakmaya başladı ve dolu karnını ovuştururken kaşlarını çattı. Onun için çok fazlaydı. Akşam yemeği sırasında atmosfer garipti ama buna ek olarak, Lise'nin önerdiği tüm yiyecekleri yemek zorunda kalmıştı. Şimdi hasta ve midesinin bulandığını hissediyordu.
"Öğğh…"
Sezh kusmasını engellemek için ağzını kapattı. Safranın acı tadı diline ulaştı. Ne kadar zahmetliydi.
'Bir yerde boş bir oda bulacağım ve sadece deli gibi kusacağım. Şimdi uğraşmak zorunda olduğumdan daha iyi bir seçim olurdu.'
Sezh hızlıca koltuğundan kalktı.
'Evet, Raytan Ağabeyi tekrar görmemem daha iyi olurdu. Bu şekilde daha iyi olmalı. Çabucak saraya döneceğim ve kusacağım, sonra Luna'dan sindirime yardımcı olan bir ilaç vermesini isteyeceğim.'
Sezh kapıya doğru giderken planının bu olduğunu düşündü ama kapı koluna ulaşamadan önce açıldı.
"Ah…"
Sezh başını kapıya doğru kaldırdı ve durdu. Yolunu engelleyen kişiye baktı.
"Ağabey-, Raytan Ağabey."
Şuan kapının önünde duran kişi, tesadüfen dünyadaki en sinir bozucu kişi olan Raytan'dı.
Sezh farkında olmadan kekelemeye başladı. Aniden ortaya çıkması çok şaşırtmıştı ki bulantısı durdu. Raytan ilerlemeden önce tek bir kelime bile etmeden Sezh'e baktı.
'Seni takip etmemi mi istiyorsun? Hayır, demek istediğim, şimdi seni takip edebilirim. Zaten dışarı çıkmanın tek yolu bu.'
…
'Ah, doğru. Hediye. Hediyeyi ona vermem gerek.'
Tereddüt eden Sezh, hiçbir şey söylemeden Raytan'ın peşine düştü. Onu daha çok şaşırtan, Raytan'ın gittiği yer Sezh'in sarayıydı.
'Beni yalnız bırakacağını düşünmüştüm. Lise'nin sözlerini görmezden gelmek zor olmalıydı.'
Bunu düşünürken, Sezh Raytan'ın hızına ayak uydurmak için çabaladı. Uzun bacaklarından mı yoksa uzun adımlarından mı kaynaklandığını bilmiyordu ama Raytan çok hızlı yürüyordu. Sezh peşinden koşmaya ve temposuna uymaya çalışırken ölecekmiş gibi hissetti.
'Sorununun ne olduğunu bilmiyorum ama onu takip ederken zorlanıyorum. Keşke ~Kardeşim, lütfen biraz daha yavaş yürü~ demeye cesaretim olsa.'
Böylece Sezh teknik olarak onu yalnızca takip edebilirdi. Çok geçmeden Raytan ve Sezh, Sezh'in sarayına ulaştı.
'Bunun başıma geleceğini bilseydim, Lise'den hediyeyi ona vermesini isterdim…'
Ama geçmişten pişman olmak için zaman yoktu. İşler kötüleşmeden önce hediyeyi vermek zorundaydı.
"Ağabey, lütfen bir dakika bek-"
“…”
"A-, Raytan Ağabey!"
Raytan durdu ve arkasındaki Sezh'e baktı.
Karanlıkta kırmızı gözler ona baktığında, bir canavarın avına baktığı gibi, onun için biraz korkutucu olsa da Sezh konuşmak için cesaretini topladı.
"Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim. Ayrıca yemekten zevk aldım. Ve ahh, bu…"
Sezh kollarının birinin altından küçük mücevher kutusunu çıkardı ve kapağını açtı. İçinde yakup olan bir mücevher vardı. Bir tüccar çağıramadı, bu yüzden hediye olarak sahip olduğu en pahalı mücevheri seçmişti.
Zor bir karardı ve bu konuda karar verdiğinde neredeyse ağladı. İmparatorluk Sarayı dışında işlerin nasıl yürüdüğünü bilmiyordu ama bu mücevheri satsaydı, birkaç ay boyunca yemek yiyebileceğinden emindi.
Bu, onun yardımını istemek ve bu şekilde tekrar ölümle karşılaşmaktan kaçınmak için tek şans olduğundan beri elinden bir şey gelmezdi.
Ayrıca, yakutlar en değerli mücevherlerdi. Ona verdiği mücevher gözleri kadar parlaktı. Hiç kötü bir hediye değildi.
"Senin için bir doğum günü hediyesi ve bence Ağabeyin gözleri gibi görün-"
“…”
"S-Sen bu hediyeyi bir hiç gibi düşünebilirsin… ama bu şimdiye kadar sahip olduğum tek değerli şey…"
“…”
"Ağab-"
Sezh adını söylemeyi bile bitiremeden önce Raytan ona ulaştı, mücevher kutusunu kaptı ve düzgünce bakmadan her şeyi fırlattı.
Kutu yerde yuvarlanırken Sezh'in mavi gözleri şaşkınlık içerisinde izledi.
Kendini, şaşkın bir ifadeyle yere bakmak dışında hiçbir şey yapamayacağı bir şekilde buldu.
“…”
Raytan'ın eli aniden yakasını yakaladı. Sezh bağırdı ve Raytan'a baktı, korktu. Kırmızı gözleri soğukça kız kardeşine baktı.
~~~BÖLÜM SONU~~~
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.