Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 

           
Beklenmedik tesadüfler kaderin bir aynası mıdır yoksa? Bu sorunun cevabı belki de Minoru’nun eski bir tanıdık yüzle karşılaşması ile verilecekti  Uzun bir boy, sportif vücut yapısı ve uzun kızıl saçlarıyla birlikte karşısında duruyordu Minoru’nun. İkisi de aynı anda birbirlerinin isimlerini söylemişlerdi ve birbirlerine şaşkınlıkla bakakalmışlardı. Uzun bir sessizliği bozan kişi Watanabe Seika olmuştu.
 
Seika:
 
Görüşmeyeli uzun zaman oldu Mi-kun.
 
Minoru:
 
Evet, öyle oldu değil mi? Tam 5 yıl sanırım.
 
Seika:
 
O kadar yıl sonra seninle burada karşılaşmak… Nasıl desem, gerçekten garip. Hem de haber vermeden ve vedalaşmadan ortalıktan kaybolmana rağmen. Ama başına gelenleri düşününce anlıyorum biraz da nedenini. Her neyse artık burada mı okuyacaksın?
 
Minoru:
(Seika’nın başta söylediklerini es geçerek)
 
Evet, artık buradayım. Birkaç evrak işi vardı o yüzden Murai-sensei’nin yanına uğramıştım. Birazdan gideceğim.
 
Seika:
 
Anlıyorum.(birden yükselerek, sevinçli bir şekilde) Evrak işleri derken? Yoksa takıma mı katılıyorsun!.(Murai’ye dönerek) Sonunda Koshien’e gitmek için gerekli adımları atıyorsun demek sensei, sizden de bu beklenirdi. (gülerek) Ah o kadar size yardım etmeme değecek sensei, artık beni Koshien stadyumunun en güzel yerine oturtup maçınızı izletirsiniz değil mi?
 
Murai:
 
Ahaha güldürme lütfen Watanabe geçen sene Koshien’in en güzel ve en heyecanlı yerinde değil miydin? MOUND’ta. Çeyrek finalde elenmeniz üzücüydü fakat ilk senen için harika bir tecrübeydi. Gerekli adımlar olayına dönersek ne demek istediğini anlamadım. Minoru-kun sadece okula kayıt için olan evraklardaki bazı eksik imzaları tamamlamaya gelmişti, takıma katılmak için değil ki zaten herhangi bir sporla da ilgilenmediğini söylemişti. Yani yanlış anladın sanırım olayı. Bu arada tanıştığınızı bilmiyordum
 
Seika:
 
(şaşırarak) Ha? Ne dediniz? Herhangi bir sporla ilgilenmemek mi? Mi-kun mu? Bir dakika anlayamadım. Mi-kun takıma katılmak için burada değil mi?(birden Minoru’ya dönerek) Sensei neyden bahsediyor Mi-kun?
 
Minoru:
 
Anlayacağın üzere herhangi bir sporla ilgilenmiyorum. Sadece Japonya da “ okumak “ için buradayım başka herhangi bir şey için değil. Senin de beyzbola devam edip, Koshien çeyrek finalisti bir lise takımının ACE i olacak kadar gelişmen takdire şayan. Senin adına sevindim. Üzgünüm şu anda eve gitmem lazım fazla zamanım yok.
 
 
Seika bu sözleri duyduğunda şoktan titremeye başlamıştı. Kendisini beyzbola adamasını sağlayan kişinin ağzından böyle sözler duymak, hayal kırıklığıyla birlikte öfke duygusunu da yanında getirmişti. Minoru’nun gözlerinin içine baktığında söylediği sözlerde ciddi olduğunu anlamıştı ve daha da sinirlenmişti. Bu sinirle birlikte Minoru’ya dönerek
 
Seika:
 
Geçen 5 yıl seni hayallerini unutan  ve verdiği sözleri tutamayan birisine  dönüştürdü demek Mi-kun yok hayır sen Mi-kun olamazsın.
Benim tanıdığım Mi’kun böyle birisi değil,böyle sözler söyleyecek ve hayalimizi unutacak birisi değil. Hatırlamıyor musun Mi-kun? Hayalimizi…BEYZBOL DENİLEN HAYALİ.
 
 
(5 YIL ÖNCE)
 
Minoru:
 
Sei, hey Sei bir şey soracağım sana. Hiç hayalin var mı?
 
Seika:
 
Neden sordun ki şimdi böyle bir şey? Hem neden söylemek zorundayım ki hıh.
 
Minoru:
 
Hemen küplere binme. Hadi o zaman 2 miz aynı anda söyleyelim tamam mı? 3 den geriye sayacağım. Sonra söyleyeceğiz
 
Seika:
 
Peki o zaman olur.
 
Minoru:
 
ÜÇ, İKİ, BİR
 
Minoru-Seika:
 
PROFESYONEL BEYZBOL OYUNCUSU OLMAK
 
Minoru:
 
Oha hayallerimiz aynı mı?
 
Seika:
 
Gerçekten mi?
 
Minoru:
O zaman hadi birbirimize söz verelim. Bir gün ikimiz de profesyonel beyzbol oyuncusu olacağız. Asla pes etmeden. Ne kadar sürerse sürsün tamam mı? Sözünü tutmayanın diline bin iğne batsın.
 
Seika:
 
Tamam anlaştık SÖZ!
 
 
(ŞİMDİKİ ZAMAN)
 
Minoru bu sözlerin üzerine cevap vermekten kaçınarak ve kafasını eğerek üzüntülü bir şekilde, oradan ayrılmaya koyulmuştu. Ama Seika onu durdurup şu sözleri söyledi.
 
Seika:
 
Anlıyorum Mi-kun. Artık daha fazla cevap beklemeyeceğim ve bir şey söylemeyeceğim. Eski günlerimizdeki gibi halledelim mi bu işi de? Kapışalım. Ben aradığım cevabı bu şekilde bulabileceğimi düşünüyorum.  En azından bunu yapabilecek kadar hatırım var değil mi sende? Sadece bir tur.  3 ıska biter. Dış sahaya vurabilirsen sen kazanırsın. Artık seninle Sei olarak değil. Seinan Lisesi Softball(kız beyzbolu) takımı ACE Atıcısı Watanabe Seika olarak karşılaşacağım.
 
 
 
Minoru değer verdiği insandan gelen son bir isteği geri çeviremezdi. Her ne kadar isteksiz de olsa bu olayı en çabuk bitirmenin yolunun bu olduğunun farkındaydı. Seika’ya kafasını sallayarak kabul ettiğini işaret etti ve sahaya BATTER BOX(vurucu alanı) a doğru yürümeye başladı. O sırada Seika , Murai ile bir şeyler konuşuyordu.
 
Seika:
 
Murai’sensei bu kadar ileri gittiğim ve sizi de zor durumda bıraktığım için özür dilerim fakat,Takagi-kun u çağırabilir misiniz lütfen. Onun tutmasını istiyorum. Gerçekten benim ve Mi-kun için çok önemli.
 
Murai:
 
Her ne kadar bunun pek bir sonuç vereceğini düşünmesem de elden bir şey gelmez. Antrenmandan yeni çıktın umarım sakatlık çıkmaz. Ben Takagi’yi çağırıyorum hemen.
 
(Bir süre sonra Takagi gelir.)
 
Takagi Yukio, Seinan Lisesi Beyzbol takımı AS Tutucusu ve 5. vurucusu. Takımın bel kemiği olan  ve vazgeçilmez bir oyuncu.
 
 
 
Seika:
 
Kusura bakma Takagi-kun seni böyle bir şey için yormak istemezdim ama benim için gerçekten çok önemli. Lütfen orada gördüğün kişiye karşı bir tur karşılaşma yaparken atışlarımı tut.
 
Takagi:
(gülerek)
Ne demek Seika-chan benim için senin atışlarını tutmak bir şeref. Hem bu şekilde belki de aramızda ki aşkı birlikte batarya kurarak güçlendirebliriz!
 
Seika:
 
Ah tabi ne demezsin. Artık saçma sapan bana sarkmalarını bırakıp atışlarımı tutmaya hazırlanır mısın?
 
Takagi tutucu bölgesine doğru geçerken vurucu kutusunda duran Minoru’yla ufak bir diyaloga girdi.
 
Takagi:
 
Selam! Seika-chan a meydan okumak için tam bir aptal olmalısın değil mi? Onu kız diye hafife alırsan canın yanar bak söylemiş olayım.
 
Minoru:
 
Uyarmana gerek yok, zaten biliyorum.
 
Minoru en son Seika’nın atışını 5 yıl önce görmüştü. 5 yıl sonra ilk defa vurucu kutusunda Seika nın atışını görebilecek olmanın verdiği garip bir hissiyatla birlikte kendini huzursuz hissediyordu. Bu duygularla birlikte Seika artık atmaya hazırdı.
 
Seika: Başlıyorum Mi-kun hazır ol!
 
İlk atış gerçekleşiyor…
Seika gerindi
Atış…
STRIKE!
Tam ortaya 150 KM Hızda bir fastball!(beyzboldaki atış stillerinden bir tanesi. Genelde en çok kullanılan, atması en kolay ve en hızlı atış stilidir.
 
Minoru bu atışı gördüğünde gözleri fal taşı gibi açılmış Seika’ya bakıyordu. Bu kendini beyzbola adamış olan Seika’nın en ciddi atışıydı. O atış sanki Minoru’nun suratına atılmış olan bir tokat gibiydi. Fakat hala Minoru’nun vurucu kutusunda sopa sallamak gibi bir niyeti yoktu. O sırada ikinci atış için hazırlanırken Takagi Minoru’ya bir şeyler daha söylüyordu.
 
Takagi:
 
Ah adamım korkuluk gibi duracak mısın böyle bari sopanı sallamayı dene. Böyle sap gibi durup hiçbir şey yapmamak, karşında seni ciddiye alıp atış yapan atıcıya yapabileceğin en büyük saygısızlıktır.
 
Minoru bu sözlere bir cevap vermeden devam eder.
 
İkinci atış gerçekleşiyor…
Seika gerindi…
Atış…
Yine tam ortaya 150 KM hızında bir fastball!
 
Seika bu atışı yaptıktan sonra Minoru’nun sopayı sallamak gibi bir niyetinin olmadığının farkına vardı ve daha fazla sinirlerine hâkim olamadı ve Minoru’ya bağırdı.
 
Seika:
 
Seni lanet olasıca pislik. Ben burada her şeyimle atış yaparken, senin bu yaptığın da ne böyle. Orada sadece öyle durmak için mi kabul ettin isteğimi. Böyle birine mi dönüştün gerçekten sen? Sen gerçekten tam bir pisliksin.
 
Takagi:
 
Ah adamım al işte bak sinirlendirdin. Dediklerinde haklılık payı var. Ama vuramayacağın atışlara da bir şeyler yapmanı beklemesi onun hayal gücü. Yapacak bir şey yok son atışı da yapıp gidelim haydi. Zaten neden Koshien çeyrek finalist bir atıcının senin gibi bir herifle kapışmayı istemesini anlamadım. Boşa zaman kaybısın adamım.
 
Seika bu dedikleriyle onun beyzbol ruhunu geri getiremeyeceğini biliyordu. Her ne kadar yapmayı istemese de elinde sadece tek bir koz kalmıştı ve onu kullanmaya başladı.
 
Seika: Aah seni gerçekten gözümde büyütmüşüm Mi-kun. Sonuçta bu kadar bir yeteneğin var demek ki. Ama yapacak bir şey yok her süperstar atıcının oğlu da süper yeteneklere sahip olacak diye bir şey yok. Ama bak bir konuda sevinmelisin. Baban iyi ki de ölmüş. Yoksa oğlunun böyle bir acınası bir beyzbol yeteneğine sahip olduğunu görseydi zaten kahrından giderdi adam. En azından onu utandırmamış oldun HAYAKAWA MINORU-KUN.
 
Minoru, Seika’nın’ bu sözleri onu kışkırtmak için söylediğini biliyordu. Her ne kadar bilse de bu sözleri Seika’nın ağzından duymak onu resmen çıldırtmıştı.Bu sözler Minoru’yu ciddileştirmeye yetmişti. O sinirle dolup taşan gözlerle Seika’ya bakarken Seika üçüncü atışını yapmaya başlıyordu.
 
Üçüncü atış gerçekleşeceği sırada Takagi bir anlık gözünü Minoru’ya çevirdiğinde Minoru’nun duruşunun değiştiğini fark etti ve gözlerinin içine baktığında tüyleri diken diken oldu. Sanki farklı birisi gibi görünüyordu Minoru. Ve üçüncü atış geliyordu.
 
Üçüncü atış gerçekleşiyor…
Seika gerindi…
Atış…
Minoru vuruyor!
 
Minoru Seika’nın gönderdiği 150 KM lik fastballı çitlerin dışına gönderip HOME-RUN(beyzbolda vurucunun topu beyzbol sahasının dışına kadar vurması) vuruyor. Seika , Takagi ve Murai 3 lüsü şaşkınlıkta olan biteni anlamaya çalışırken. Minoru sopasını yere bırakıp Seika’ya  dönerek şu sözleri söyler
 
Minoru:
(gülerek)
 
ÜZERİNDEN ZAMAN GEÇSE DE, BAZI ŞEYLER ASLA DEĞİŞMEZ, SEİ!
 

 
 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.