Yukarı Çık




66   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   68 

           
"O zaman sonraki görüşmemizi bekleyeceğim, leydi melek."

Ö-öhöm! Ne! Biraz önce ne dedin? Bence kulaklarım biraz önce unutulmuş bir kelime duydu.

Olduğum yerde donmuşken elimin üstünü öptükten sonra Ijekiel gülümsedi.

A-annecim. Asıl erkeğin görünüşünün itaatkâr bir köpecik gibi olduğunu sanmıştım ama....

Benimle dalga geçiyor. O hala benim onun ayağına bastığım yerde! Değil mi, değil mi?

"O zaman günün geri kalanında iyi eğlenceler."

.....Ama bekle, bunu önceden fark etmemiştim ancak neden insanlar bize dik dik bakıyor?  Hepsi bana mı bakıyor? Claude ve 
bana baktıklarından daha farklı bir bakış.

"Prenses."

"Felix."

O anda iki saniye önce Claude'un yanında olan Felix bana doğru geldi.

"Babam nerede?"

Claude'u nerede bıraktın? Ijekiel ile ben dans ederken ölümcül kötü bakışlar atan kişiyi bulmak için etrafa bakındım.

"Majesteleri, biraz önce ortaya çıkan mesele yüzünden salondan ayrıldı."

Bir şey olmuş olmalı. Şey. Claude özgür birisi değil. Buraya sadece benim için geldi.

Sonra aklıma birkaç düşünce geldi.

Ah. Bu olay romanda var mıydı? Jennette ve Dük Alpheus ile gizlice görüşmesi gibi. Kendimi bugüne hazırlamıştım, ancak hala 
gergindim.

"Birazdan geri dönecektir bu yüzden fazla endişelenmeyin. Bugün özellikle prensesin debutantesi bu yüzden sonuna kadar 
kalacaktır. "

Felix sanki hislerimi okumuş gibi konuştu. O sanki Claude ayrıldığı için yalnız ve üzgün olduğumu düşünmüş gibi görünüyor.

Ama ona iyiyim dercesine gülümsedim. Sonra o da gülümsedi ve elini bana uzattı.

"O zaman prenses. Diğer dansınızı alabilir miyim?"

N-ne. Dans mı? Yine mi? Umm. Şeyy. Benim Claude hariç Ijekiel ile de dans edişimi gördüğü için onu reddedemem. İkisinin de 
ayağına bastığımı gördüğü için hazırlanmıştır, değil mi? Hmm. O zaman.

"Tabii ki, memnuniyetle."

Şimdiden itibaren ayağın çok acıyacak ama bu benim sorumluluğumda değil!

***

"Prenses. Eğer geçmişte prensese yaptığım korkunç yanlışlar varsa, hepsi için özür diliyorum."

Beş dakika sonra, danstan öncekine nazaran ölü gibi gözüken Felix, bir anda bana özür dilemeye başladı. Bence bilerek ayağına 
bastığımdan şüpheleniyor çünkü hiç rahat vermeden hep ayağına bastım. 

Demek istiyorum ki, öyle olsa bile! Bilerek yapmadığım bir şey için bana özür dilersen ne yapmalıyım? Ühüü. Ayağına basmak 
istememiştim.

Birazcık utançla sessizce Felix'e fısıldadım.

"Bana dansı sormadan önce bunun olacağını bilmiyor muydun? Büyük ihtimalle babamın ayağına basarken gördün beni."

"Hayır. Bunu görme..... Gerçekten majestelerinin ayağına mı bastınız?"

B-baksana buna inanamıyorsan şu an burası sormak uygun değil? Birisi. Her zaman başkasının ayağına basabilir tamam mı. 
Hmm? Ama neden şimdi aydınlanıyorsun? Kasten yapmadığımı öğrendiğin için mi?

"Sadece ben olmadığım için rahatladım. İstediğiniz her zaman ayağıma basa...."

Tak!

"Ouchh."

Kendini zorlama..... Ve her zaman ayağına basmayacağım! Burada ayağına basmamak için elimden geleni yapıyorum! Wahhh!

Şarkı bittiğinde, Felix bana en mutlu yüzüyle eşlik etti. Bekle, hiçbir zaman bu abinin bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim. 
Wahh, yanii. Diyorum ki, tabii ki de anlıyorum.

"Majesteleri gecikti."

Haklısın. Bilmiyorum ancak geç oluyor.

Oh? Ama diğerleri tarafından çevrilen kişi Jennette mi?

Bakalım. Dük Alpheus.... ah ilerde Ijekiel ile konuşuyor. O zaman demek oluyor ki o ikisi Claude'u meşgul edenler değil.

Dans salonundan bu düşüncelerle ayrılırken, Felix alçakgönüllükle gülümsedi ve bana fısıldadı.

"Aslında, majesteleri diğer sinir bozucu böceklerin prensese yaklaşmaması için prensesi dikkatlice korumamı emretti."

Ne? Nelerden? Sinir bozucu böcekler? Yaklaşmak? Kim kime?

"Onun hislerini anlıyorum ancak bugün prensesin günü bu yüzden başka  şansım yok."

Ama ne demeye çalıştığını soramadan Felix konuştu.

"Sonrasında başım belaya girebilir ancak memnuniyetle kabul edeceğim."

Ve arkama vurulan birkaç pat sesinden sonra, zorla iki adım ileri itildim. 

"Sizin tam arkasında olacağım bu yüzden eğlenin,prenses."

Korkmuştum. Bana doğru gelen insanları gördüm. Ne zaman bana bu kadar yaklaştıklarını bilmiyordum.

Uh, hey, F-Felix? Bunu yapmanın sebebi ayağına bastığım için değil, değil mi? Ayağına bir veya iki kez değil tam on kez bastığım 
için beni bu insanların arasına geri ödeme olarak atmıyorsun, değil mi?!

Ona korkunç bir bakış attığımda Felix arkamda gülümsüyordu.

Bu yüzden arkama dönmeden ve hafifçe gülümsemeden önce çekindim. 

Sonra ise insanlar sanki beni bekliyorlarmış gibi gevezelik etmeye başladılar.

"Prenses Athanasia. Sizinle sonunda tanışabilmem bir onurdur."

"Ben Marki Gale'in oğlu...."

"Benim adım Elizabeth....."

"Eğer sonraki dans için herhangi bir partneriniz yoksa...."

"Tebrikler,prenses."

Aaaachkk, birisi beni kurtarsın!

***

Debutante bitmeden ellerimi kaybetmiştim. Ve şimdi de unutulmuş prenses olmaya kadar verdim! Artık geri dönmek istiyorum! 
Ühüü.

"Anlaşılmıştır. O zaman size eşlik edeceğim."

Felix beni durdurmadı. Tabii ki! Şu an zihinsel çöküşteyim! İlk önce bana gizlice baktılar ve ipucu aldılar, sonra ise bir anda 
üzerime atladılar.

Ah! Claude orada!

"Baba!"

Bütün insanlarla konuştuktan sonra Claude'u gördüğüme çok mutluyum. Claude bana baktı, dönüp diğerlerine birşeyler 
söyledikten sonra onlar ayrılmaya başlarlarken bana yüzünü döndürdü. 

"Debutante daha bitmemiş olmalı."

"Ama erkenden ayrılmam gerektiğini düşündüm."

"Neden?"

"Ne?"

Ehh? İlgisini çekmediğini düşünmüştüm ama 'neden' dedin?

"Katılmak için heyecanlandığın debutanteden neden erkenden ayrılmak istiyorsun?"

S-sebebi yok. Sadece birazcık yoruldum. Ama şu an bunu söyleyebilecek durumda değilim.

"Birisi seni rahatsız mı etti?"

Ne? Kesinlikle. Evet. Sen kaybolduğunda insanlar, insanlar can sıkıcıydı! Sonra beni, beni sanki buraya gel dercesine davet ettiler! Sonra dans etmemi istediler! Özellikle onları harika dans yeteneklerimle reddetmeme rağmen. Ühüü. 

"Yoksa birisi seni gücendirdi mi?"

Ne. Şimdi ne. Beni gücendiren şeyler mi? Sen böyle şeylerden endişelenecek birisi miydin? 

Ama galiba Claude kocaman açtığım gözlerimi yanlış anladı. Etrafındaki atmosfer bir anda buz gibi soğuklaştı. Sonra ise keskin sesi kulaklarıma ilerledi.

"Kim o."

"Hayır bek-"

"Felix Robane."

Soğuk ses Felix'e seslendi. Bu da ne, bu da ne. Neden onu bu kadar soğuk bir sesle çağırıyorsun? Felix Claude'un karşısında 
saygılı bir şekilde eğildiğinde daha da şaşırmıştım.

"Evet, majesteleri."

"Sana ben yokken prensese iyi bak dememiş miydin? O zaman prenses rahatsız edilirken ne yapıyordun?"

"Özürlerimi sunarım, majesteleri. Prensesin böyle hissettiğini anlamadığım için tam bir aptalım. Bu benim günahımdır. Her türlü cezayı kabul edeceğim."

"Balo salonuna geri dönüyoruz. Görünüşe göre yeteri kadar sessiz kaldım. Cesaretlerine bakılırsa büyük ihtimalle ölmek istiyorlar."

B-bekle, burada olayı anlamayan tek kişi ben miyim? Fazla konuşmadım ancak neden olay buraya geldi?

Ama eğer burnumu sokarsam kötü şeyler olacağını hissediyorum.

Endişelerim Claude'un sonraki cümleleriyle doğrulandı.

"İmparatorun kızını rahatsız edenlerin dilleri, ve imparatorun kızını gücendiren kişilerinde kolları ve bacakları kesilecek. Halka 
gösterilecek. "

Ne demek oluyor bu?! Neden balodaki bütün herkesi öldüreceğini söylediğini duyuyorum? Doğru muyum, değilim değil mi?! Yani, 
neden?! Claude'un dediklerini kafamda birkaç kez tekrar ettim. Sonra idrak kafama vurdu.

"B-baba?"

Seslenmemle bana baktı. Hii. Ijekiel'e attığı dik bakış bununla karşılaştırılamazdı bile.

Omurgamdan terler aşağı inmeye başladı. Bu kötü bakışın benim için olmadığını bilmeme rağmen neredeyse birkaç adım geri 
atacaktık. 

Yavaşça, Claude'un etrafındaki korkunç atmosfer büyümeye başlıyordu.

Ve sonraki sözleriyle konuşamadım.

"Endişelenme. Sana bunları yaparak muhtemelen yaşamlarının bitmesini istiyorlar."

Y-yaşamlarının bitmesi mi? Çünkü ben eve gitmek istediğim için mi? Çünkü sen benim duygularımı incittiklerini düşünüyorsun?

"Felix, prensesi Zümrüt saraya götür."

Bekle,bekle,bekle! Yatağında uyuyabilecek tek kişi sadece benim!

"B-baba! Bekle, gitme!"

Panikle Claude'un üzerine atladım. Sonra yürümeyi bırakmayacakmış gibi gözüken Claude, koridorda yürümeyi bıraktı ve bana tehlikeli bir atmosfer yolladı.

Ama bu durumda bana söylediği kelimeler çok umutsuzcaydı.

Bölümleri daha hızlı okumak isterseniz 
https://www.wattpad.com/story/219056558-who-made-me-a-princess-novel
buraya gelebilirsiniz!


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


66   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   68 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.