Yukarı Çık




71   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   73 

           
Felix ve benim nasıl hissettiğimizi bilmeden, sadece Claude odada rahattı. En sonunda Claude'u takip ederek Felix'i odada bıraktım.

"Ona yapması için iş verdim bu yüzden en az iki saat beni rahatsız etmeyecektir."

Vay canına. Bu kişi ..... Yoksa bu otoritenin gücü mü. Kyaa. İyi şanslar Felix. Huh, ama bekle .... şimdi aklıma geldi de, Felix, bu abi bana doğru  Claude'un sinirle başa çıkamaz, değil mi ....? Bu da ne .... Bu ikisini benim gözlerimde hala çok şüpheliler.

"Biraz çay getirmelerini sağlamalıyım. Feli......"

"Baba, onu bıraktın, hatırladın mı?"

Her zaman yaptığı gibi Claude Felix'e seslendi ama sonra orada olmadığını fark etti ve kaşlarını çattı.

Pffftt. Onunla dalga geçmek istiyorum.
 
Hey,sen. Çay-ve-atıştırmalık-servisi yapan kişiyi arkamızda bırakan kişi sendin. Böylece şimdi kime bunu yapmasını söyleyeceksin! Böyle davransan bile, her zaman daha sonra pişman olacaksın! İnsanlar değerlidir! Onlarla ilgisizce davranma! 

Bir an için geçmiş hayatımdaki zorlukları hatırladım. Claude pişman olmuş gibi gözüküyordu. Yani nasıl olsa Felix'i arkamızda bırakalı sadece beş dakika oldu.

Bir anda aklıma gelen fikirle ağzımı açtım.

"Baba. Onu yapmayalım ama...."

Sıvişş.

Teknenin yaptığı dalgaların sesi çok rahatlatıcıydı. Altımda parıldayan suya mutlulukla bakarken Claude konuştu. 

"Tekneye binmek. Beklenmedik."

"Değil mi? Hava güzel ve arada bir böyle şeyleri yapmamız kötü olmaz."

Tuttuğum şemsiyeyi etrafımda döndürdüm.

 Uzun zaman önce tekneden düşmem, ve ayrıca, buna binerken  aldığın o his harikaydı. O zaman teknenin nasıl çalıştığını merak etmiştim ama öğrendim ki bütün kraliyet tekneleri içindeki mana halkalarıyla çalışıyor. 

Şey,eğer öyle olmasaydı, nasıl içinde garip ve tehlikeli yaratıkların yaşadığı bir gölde rahatça tekneye binebilirsin ki?

"Küçükken bir keresinde bu göle düşmüştün."

Yüzünde garip bir ifade olan Claude ağzını açtı ve geçmişten konuşmaya başladı.

Evet. Unutmamışsın. O zaman küçük benim öyle bir olayda nasıl korktuğumu biliyor musun? Tabii ki  o travma normal beş yaşında bir çocuk olmadığım için bile beni bırakmadı, ama hala o günler için korkmamı sağladı. Ühü. 

"Fazla hatırlamıyorum."

Gülümserken Claude'a baktım. Yüzünde göstermedi ancak ikimizin de şu an ne düşündüğünü bildiğimizi hissettim.

laude'un gözleri şu an gölden bile daha koyuydu. Kafamı parıldayan şeye çevirmeden ve ona uzanmadan önce Claude'un tepkisiz yüzüne gülümseyerek baktım.

Sıvişş. Yüzeyinde parıldayan H2O'yu elimle ilerlettim. (Çn: H2O= Su) 

"Kenara çok yaklaşma tehlikeli olabilir."

Claude beni uyardı.

Gülmek istedim. Bunun olması anlamlı olabilir çünkü geçmişimi düşündüğümde, bir şeyi onayladım.

O zamanlarda göle düştüğümde sadece beni izlemiştin. Doğru. Senin gerçekten bu kadar çok değiştiğini bağırsaklarımda bile hissediyorum.

"Baba,baba."

Bunu bilerek, sanki bir çocukmuş gibi heyecanlandım.

"O çiçek, onu daha yakından görmek istiyorum."

"O."

"Biliyorum. Onun büyülü bir bitki olduğunu söylemişlerdi. Yine de, babam da burada olduğu için tehlikeli olmaz değil mi?"

Böyle bir şeyi söylemek çocukça olabilir. Aynı biraz önce elimi suya uzattığımda Claude'un görmezden gelmemesi gibi, bu sefer onun tepkisini görmek için çok meraklı ve heyecanlıyım. 

"Şimdi hatırladım da küçükken de o şey ilgini çekmişti. Böyle şeyleri seviyor musun?"

Uzun zaman önce sadece benim ona uzanmamı izlemiştin. Ama peki ya şimdi. Bunun tehlikeli olduğunu söyleyerek yapmamam için beni uyaracak mısın?

Kalbim heyecanla atarken Claude'a baktım. Ama benim parıldayan gözlerimi nasıl anladıysa sinirlenmiş bir yüz yaptı.

"Benzersiz bir zevkin var."

Sonra ise hızla atan kalbim yavaşlamaya başladı.

Hey! Bunu senden duymak istemiyorum! Her ne kadar o kraliyet mührünü kendi zevkin için almamış olsan da! Ama en azından ben senin o saçma zevkini anlamaya ve saygı duymaya çalıştım! Bu cümleleri zihnimden söylemiştim, ağzımdan değil! Çok acizsin! Bu bir ihanettir! Wahh!

Bunların gerçekten çok adaletsizce olduğunu düşündüm.

"Bir süre yerinde kal."

Benim hissettiklerimi bilmeden, sinirlenmiş Claude suya elini uzattı.

Eh? Ne yapmaya çalışıyorsun? Bana böyle tehlikeli şeylere olan ilgimi sonlandırmamı söyleyeceğini düşünmüştüm.

Endişem uzun sürmedi.

Swoooş.

Claude'un elini uzattığı sudan çiçeğe benzer bir şey gözüktüğünde üzerinde durduğumuz tekne birazcık sallandı.

Şlaşş! 

Gözlerimi açmış sudan yükselen şeyi izliyordum. Ve bir dakika sonra, bacağımın üzerine düşen şeyin ne olduğunu fark ettiğimde buz kesilmiştim. 

"Fazla delirmemesini sağlıyorum, yani istediğin kadar bak."

Claude'un sudan çıkadığı şey yakından görmek istediğim çiçekti. Ama tertemiz ve parıldayan çiçeğin altında iğrenç bacaklar vardı.

B-bu da ne.

Sessizce yerimde kaldığımda, kalamar bacakları etrafta kıpraşmaya başladı.

Islak bacaklar kıpır kıpırdı.

Ve gözlerim tir tir titremeye başladı.

Onlar yine kıpır kıpır.

Gözlerim tir tir.

"Uh!"

Bu korkunç şeye sonunda çığlık atabildim.

"Wahhhh! Bu ne be!"

Kalamara benziyor ancak birazcık daha benekli ve daha hareketli! İğrenç! Ack ack! Uzaklaş, defol!

Korkuyla vücudumla etrafımda döndüğümde, Claude merakla bana bakıyordu.

"Sorun ne? Yakından görmek istediğini söylemiştin."

"Yani, o! Böyle bir şey olduğunu bilmiyor-! Ackk!"

Canavar benim çığlığımı duymuş görünüyordu çünkü bacaklarını bana doğru kıpırdatmaya başladı. Canavardan uzaklaşmak için, hemen etrafımda döndüm. O anda, Claude kaşlarını çattı ve konuştu.

"Eğer bu şekilde hareket edersen tehlikeli olab-"

O anda ona hiç uymayan çaresiz ses kulaklarıma girdi. Teknenin diğer tarafında eğilen ben, dengemi kaybederek, diğer tarafa eğilmeye başladım.

"Athanasia!"

Ama düşmedim. Claude'un kolunun beni tutması sayesindeydi. Bir saniye önce karşımda olan canavar görüşümden gitmişti.

Ehh,ehhhckkk. Yoksa biraz önce yine düşecek miydim? O kalamarımsı çiçek yüzünden?

"B-babaaaaa. Wahhhh."

Bu kalamar bacaklı ile benim aramda nasıl bir ilişki var bu neredeyse ikinci kez olacaktı! Demek istediğim, sen de, Claude! İlk önce beni uyarmalıydın! Öyle bir şeyi bana bir anda göstererek ne yapmamı bekliyordun ki. Wahhhhh. 

"Sana kenara çok yaklaşma demiştim tehlikeli olabi.... "

"K-kalamar bacaklar, kıpır kıpır, iğrenç,wahh."

Kalamar bacaklar tek kelimeyle iğrenç, ama onu yemeyi düşünmemem daha da iğrenç! Ahh, iptal. İptal.  Aslında kalamara benzemiyordu. O gerçekten sadece bir su canavarı. Sizi kullandığım için özür dilerim, kalamar bey!

Kıpır kıpır.

Eh? Bu kıpırdanan şey ne?

"B-babaaaa! Orada, tam orada!"

O gitmemiş miydi! Şimdi fark ettim de o şey rüzgarla birlikte teknemizin üzerine çıkmıştı. Üstünde büyüyen çiçekle birlikte daha da iğrenç gözüküyor.

"Baba, o şey! Onu hiç sevmedim! Ahh, acele et!"

Uzaklaştır onu! Yalvarırım uzaklaştırrrrrr!

Kendimde bilmiyorum ancak, bence ve dokunaç korkusu ve nefret fobisi tarafından ele geçirildiğimi düşünüyorum. Neye veya kime yapıştığımı ve kime emir verdiğimi fark etmedim.

Sonra Claude o şeyi de görüşümden sildi.

"Waaah."

Olaydan sonra bile, 'wahhh sesi yapmaya devam ettim.'

Wahhh, gözlerim! Gözlerim bozuldu! Şu an daha önce bu şeyi görmemiş birisini arıyorum!

"İyi misin?"

Claude daha önce hiç görmediği bir tarafımı gördüğü için birazcık şok olmuş gibi gözüküyordu. Şey bu kabul edilebilir.

Kuuucckkk. Önceki hayatımda böceklerden bile korkmazdım şimdi ne oluyor.

"Ben-ben çok şaşırdım. Eğer bir anda aniden- böyle, gözlerimin tam önünde-Uwuuu. Eğer ki...."

Claude iyi olup olmadığımı sorduğunda onu suçladım, 'Neden böyle bir şeyden bu kadar çok korktun' gibi bir şey söylediğinde dayanamadım.

Deli gibi davrandığımda teknenin hala olduğu gibi durması inanılmazdı.

Yatak bilimdir! Bir santim bile sallanmayan rahat yatağımı hatırlıyorum. Şey, buna rağmen üzerine yapıştığımda Claude'un bir şey yapmıyor olması 
inanılmazdı....

İşte o anda zihnimi geri kazandım.

Eh,ehhh? Ben şu an neye asılıyorum? Bu kol. Daha önce bir yerde gördüğümü hatırlıyorum. Hii. Biraz önce neye gevezelik ettim ben?

Konuştuğunda şaşkınlığım en yüksek seviyeye çıkmıştı.

"Onu bir daha yapmayacağım."

B-bu cümle gerçekten Claude'dan mı geliyor? Ve kulaklarım doğru yerlere mi yerleştirilmiş?

"Bu kadar korkacağını düşünmemiştim."

Ben donmuşken Claude ekledi. Sadece tek başına bu cümleler beni şaşırtmıştı, ama bir el beceriksizce sırtıma dokundu.

Wuh. Wuh. WUHHHHH.

Bunu veya şunu ya da katı kesilmekten başka bir şey yapamazdım. 

Claude'un hareketlerini düşündüğümde, dokunaklı hissettim.... olan şey bu değildi ama utancım, geçmeye başlamıştı.

Bölümleri daha hızlı okumak isterseniz 
https://www.wattpad.com/story/219056558-who-made-me-a-princess-novel
buraya gelebilirsiniz!


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


71   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   73 


468x60


DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.