Yukarı Çık




73   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   75 

           
Onlara elveda ederek ana girişten ayrıldım. Ve şu an görebileceğimi beklemediğim birisi ile karşılaştım.

"Lucas".

"Obelia'ya iyi dilekler dilerim."

Lucas halka açık bir yerdeymişiz gibi saygıyla beni karşıladı. Her zaman ki gibi cübbesini giyiyordu. Leydilerin Lucas'a ilgiyle bakış attıklarını hissettim.

Hmm. Şu an resmi mi konuşmalıyım yoksa normal mı? İkinci kez düşündükten sonra ağzımı araladım.

"Lütfen kafanı kaldır."

Ehem. Ben çok görgülü bir prensesim. Ah! Eyy koçum. Biraz önce sırıttığını gördüm! Komik miyim ben? Başka bir yerde kafanı kaldırmanı böyle zarifçe söyleyen bir prenses var mı bak bakalım? 

Lucas kafasını kaldırdığında bana mı öyle geldi bilmiyorum ancak insanların nutkunun tutulduğunu düşündüm.

"Bu akşam burada bir çay partisi vermişsiniz gibi gözüküyor."

Koyu kırmızı gözleri hızlıca leydileri inceledi. Hmm? Neden içten çığlık sesleri duyuyorum?

"Evet. Çok eğlenceli bir zaman geçirdim."

"Majesteleri bunu duyduğunda mutlu olacaktır."

Ack. Lucas bu çay partisini Claude'un yaptığını biliyor gibi gözüküyor. Öyle olsa bile, şu an söylemek zorunda mıydın?

"Üzgünüm ancak büyücü kulesinden çağrı var bu yüzden gitmeliyim."

"Ah olamaz. Meşgul birisini tutamam. Ayrılabilirsin."

"Teşekkürler,prenses. Obelia'nın onuru sizinle olsun. "

Ayrılmasını bekliyormuş gibi Lucas'ı hemen yolladım.

Eek. Lucas bir zamanlı bomba gibi hissettiriyor. Başkalarının karşısında çok saygılı ve sakin davranıyor ancak her zaman bir şey yapacakmış gibi hissediyorum.

O sırada Lucas'ın sırtına bakıyordum.

"P,prenses. O kişi de kimdi?"

Soran kişiye kafamı çevirdim. Gördüğüm şey ise zambak kızın kızarmış olmasıydı.

Ehhh? Şimdi fark ettim de, neden bu kadar çok leydi kızarmış?

"Uhh, umm. O Lucas. Kraliyet büyücüsü."

Garip hissederek, cevap verdim. Sonra zambak kız ellerini iki yanağına koydu ve tiz bir ses çıkardı.

"Bay Lucas! İsmi bile çok havalı!"

Ney....? Biraz önce ne dedin sen?

Bir şeyi yanlış duyduğumu düşünerek, zambak kıza dik dik baktım. Ve bir anda diğer leydilerden de  gelen tepkilerden sonra konuşamadım.

"A-Aman yarabbi! Büyücü kulesinde gerçekten böyle siyah saçlı yakışıklı bir erkek var mıydı? "

"Ahhhh, siyah saçları bana karanlık gecedeki gökyüzünü ve o parlayan kıpkırmızı gözleri de yakutları anımsatıyor! "

"Gözlerim onunkilerle buluştuğunda bir yıldırım tarafından çarpılmış gibi hissettim!"

Ş-şey, Lucas yakışıklı bunu reddedemem. Ve o bir de dahi bir büyücü.

"O gerçekten sevimli bir büyücü."
 
Ana karakter olan, Jennette bile ona hayret etmişti. Ama ona yakışıklı yerine sevimli demesinin sebebi tam olgunlaşmış bir yüzünün olmamasıydı.

Uzun zaman önce olduğu için fazla hatırlamıyorum ancak onun yetişkin halini görmüştüm fakat keskin bakışlı bir yüzü olduğunu hatırlıyorum ve şu an olduğundan kesinlikle daha uzundu. 

Her neyse tepkilere buz kesilmiştim. Görünüşe göre, sadece Lucas'ın yüzüne alışan ben, sakin kalabilmiştim. 

O sırada gözleriyle Lucas'ı takip eden zambak kız konuştu.

"O parıldayan gözleri. Ve etrafındaki tanımlanamaz atmosfer. Yürürken gördüğümüz o sırtı bize derin yalnızlığını gösteriyor!"

Ne.

B-bu yoksa.

"Aynı vahşi doğada gezinen yalnız bir kurt gibi! Ahh. Daha önce hiç böyle hissetmemiştim!"

Ahhhhhh, Lucas... Biraz önce kızların cennetsel kralı oldun....

Gittikçe ilerleyen siyah saça acıyan bir bakış yolladım.

***

"Prenses, eğer bu kadar hızlı yürürseniz tehlikeli olabilir. Biraz yavaşla...."

"Ama ateşli kan şövalyesi 'ta da!' yaparak beni kurtaracak değil mi?"

"........"

"Değil mi, ateşli kan şövalyesi?"

Felix suskundu.

Diğer leydilerle yaptığım çay partisinden birkaç gün sonraydı. Bu günlerde Felixle dalga geçerek eğleniyordum.

"Ateşli kan şövalyesinin benim kişisel korumam olduğu için çok onurluyum. Kyaa. Kalbinin içerisindeki havai fişekler birisinin kanından bile daha koyu kırmızı değil mi! Buz gibi soğukluğunun içindeki volkan kadar ateşli kalp! Bay ateşli kan şövalyesine bugün de, inanmaya devam edeceğim.

".........."

Bu türde cümleleri söylemeye devam ettiğimde Felix solgunlaşmaya başladı. Alışkın olmadığı için, biraz sarsılmış gibi gözüküyordu.

Ama duramam. Kekeke. Felixle alay etmek çok eğlenceli!

"Prenses, bu hiç de...."

Felix gücenerek mırıldandı. Yürümeye devam ettiğim için ne dediğiyle ilgili hiç de ilgilenmedim.

Kollarımın arasındaki çiçek buketinin tatlı kokusuyla birlikte kendimi çok iyi hissettim. Claude'un çalışma odası her zaman çok sade olduğu için çalışma odasının atmosferini değiştirmek için bu çiçek buketini  oraya koyacağım.

"Görünüşe göre dinleniyor."

Nasılsa Claude çalışma odasında değildi. Bu ara sıra oluyordu bu yüzden hiç şaşırmadan Claude'u bulmak için yürümeye başladım. Gagnet sarayının koridorlarında yürüdüm.

Saray her zamanki gibi sessizdi. Hala bu sarayı değerlilerimi saklamak için gizli üssüm yapmaya çalıştığımı hatırlıyorum! Kuckkkk.

"Baba?"

Claude'un odasına girdim. Eğer kapıyı tıklattığımda cevap vermezse sadece birazcık kontrol etmek için girebilirim. Felix her zamanki gibi 
yatak odasının kapısının dışında bekledi.

Aradığım kişiyi koltukta buldum ve ona doğru yürüdüm.

Yine burada uyuyor. Cidden arka tarafta harika rahat bir yatağın olmasına rağmen neden burada uyuyorsun? Ve buraya geldiğim her zaman hissediyorum, eğer birisi buraya zorla girerse ne yapacaksın? Eğer bu şekilde ölürsen ne yapacaksın?

Şimdi düşündüm de, Claude Felix'i benim korumam olarak bana vereli ne kadar zaman geçti. İmparator olan kişinin en az benimki kadar hizmetkarı olmalı.

Claude çok yorgun gibi gözüküyordu, ayak seslerimi duyarak bir santim bile kıpırdayamayacak kadar yorgun...

Derin bir uykuda.

Onu bugün uyandırsam mı uyandırmasam mı diye düşündüm. Özellikle de buraya büyük bir sebebim olmadan geldim.

Bütün gün çalışan birisini önemli bir sebep olmadan uyandırmak beni rahatsız ediyor.

Hmm. Önceki günlere göre daha da yorgun gibi gözüküyor. Belki de debutantem yüzündendir, ya da tekne zamanından, veya onunla birlikte olduğum diğer zamanlardan... Her zaman çok meşgul olmasına rağmen benimle zaman geçirmek için yeteri kadar zaman veriyor.

Bir kez daha ona seslendim eğer uykusundan uyanmazsa, bugünlük onu rahatsız etmeyeceğim

"Baba."

Fısıldayarak Claude'a seslendim. Sesimin kocaman, boş odada yankılanmasını dinlemek garip hissettirmişti.

Claude uyanmadı bu yüzden onu bu şekilde bırakıp ayrılmaya karar verdim.

Ancak, onu hemen bırakamadım Claude'un yattığı koltuğun tam karşısında çömeldim. Kafamı dizlerime dayadım ve Claude'un yüzünü incelemeye başladım.  

Uyurken aynı bir melek gibi çok nazik ve saf gözüküyor.

Claude'un yüzünü dikkatle incelerken bir şeyi hatırladım ve elimi çiçek buketine uzattım. 

Ve en sevimli ve Claude'un bir kulağına tamamen uyabilecek bir çiçeği buketten aldım.

Vayy! Burada da çiçeklerden daha güzel bir adam var!

Saçındaki çiçekle birlikte Claude'a daha da heyecanla baktım.

Sadece bir çiçek bütün çiçeklerden daha güzel! Şu parıldayan güzelliğe ilkbaharın tanrıçası bile boyun eğecektir! 

Görüyor musun, Viskont Irein'in çiçek çocuğu! Aynı Lucas yalnız kurt unvanını kazandıysa Claude da çiçek erkeğinin unvanını hedefliyor! 

Daha da heyecanlandım ve Claude'un kafasına daha büyük ve görkemli bir çiçek daha ekledim. 

Kyaa! Claude'un güzelliği ne kadar da tehlikeli! O genç çocuk bizim Claude'muzla karşılaş-

Şak!

Tam o anda bir el alttan havalandı ve bileğimi sıkıca tuttu.

"Ackk!"

Ackk, korktum!

Gözlerimi aniden hareket eden şeye ilerlettiğimde, Claude'un gözleriyle karşılaştım.Ackk, bir daha korktum!

Neden bu adam haber vermeden aniden gözlerini açıyor?!

Ama benimkilerle buluşan gözleri biraz öncekinden tamamen farklı bir bakış gösteriyordu. 

Olamaz! Üzerine koyduğum çiçek yüzünden sinirlenmiş gibi gözüküyor!

"Hayır, sadece bu çiçek sevimli olduğu için, eğer bunu saçına takarsan, o zaman bir çiçek ol..... yani çok güzel bir inci mücevher demek 
istemiştim, hayır! Bekle, ne diyorum ben."

Değişmeyen soğuk bakışlar yüzünden tek akıtmaya başladım. Bu bakışı gördüğümden bu yana ne kadar zaman geçti? Ama o anda, benim mazeretimi duyan Claude'un bakışları anında değişti.

"Athanasia."

"E-evet?"

"Sen miydin?"

Huuuuh? Tabii ki benim, başka kim olabilirdi ki! Yoksa sen tamamen uyanık olmadığın için benim başkası olacağımı düşünerek korktun mu?

Düşüncelerim doğruymuş gibi, kalkmadan önce Claude gözlerini iki kez kırpıştırdı ve gözlerini ovuşturdu.

Oha. Şu an gözlerini mi ovuşturuyorsun sen? Bu sevimli hareket.....sana yakışmıyor....ama.....çok sevimli.

Ben zihinsel olarak tamamen iyi değilken Claude ve benim gözlerim buluştu. Sonra, gözleri tamamen açılmadan önce kaşlarını çattı. Artık yarı uyanık gözükmüyordu. Daha sonra ise etrafındaki buz gibi soğuk ve yoğun atmosfer azalmaya başladı. 

"Neden bana o şekilde bakıyorsun?"

Hayır...... Sadece kafanın iki yanındaki çiçekler ile birlikte gözlerini ovuştururken aşırı derece sevimlisin. 

Tabii ki, eğer bunu sesli söyleseydim, hayatım birazcık tehlikede olabilirdi.

Hii. Hayır, ama...... bu gerçekten hiç beklenmedik sevimlilik senden geliyor. Sen pembe çiçeklere çok uyan birisi misin?

"Baba, yani uyanmış olsan bile çok harikasın!"

"Gereksiz konuşma."

Kucccck. Neden bana böyle davranıyorsun.

"Felix."

Sonra Claude Felix'e seslendi. Kapı anında açıldı.

"Beni mi çağırdınız, majesteleri."

Claude'un onu yüksek sesle çağırmamasına rağmen, anında gelen Felix'in iyi kulakları var. 

"Çalışanlara biraz çay getirmelerini söyle."

"Anlaşılmıştır, majeste-!"

Claude'un önünde eğilen Felix çekindi.

"Ne oldu?"

Olamaz. Claude'un kafasında çiçek olduğunu unuttum!

Kafasının iki yanındaki çiçeklerle birlikte Claude'u gören Felix'in gözleri titremeye başladı. Ama Felix bir sadık şövalye olarak, her zamanki 
gibi cevap vermeden önce hafifçe öksürdü. 

"Çiçekler.....sevimliler."

Burada neredeyse güncele gelmiş bulunmak isterseniz gelebilirsiniz!
[color=var(--darkreader-inline-color)][size=2]https://www.wattpad.com/story/219056558-who-made-me-a-princess-novel[/size][/color]


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


73   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   75 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.