Mekiğimiz dünyayı terk etmiş uzayın derin sonsuzluğuna doğru Ceres88'e yol almıştık. Biz rahat bir nefes alırken NASA 'dan gelen mesajla durum raporu vermeye koyulduk. Mekiğin ve kafilenin kumandanı Paul daha fazla bekletmeden önce rotamızda sabit kalabilmemiz için sabitleyicileri devreye soktu. Hemen ardından söze girdi.
" Merhaba merkez. Ceres88 adlı gezegene gidecek olan kafilenin kumandanı konuşuyor."
Biz aramızda üssün duymayacağından emin olduğumuz bir ses tonuyla gülüşürken kumandan Paul lafına devam etti.
Komuta Modülü pilotu Michael, bakışlarını bana ve baş pilotumuz olan kumandan Paul'a dikmişti. Evet, teknik olarak NASA 'ya durum raporunu çoktan verdik, mekiğimiz gitmesi gereken rotada ilerliyor. Biz ne yapıyoruz? Masa etrafına toplanmış kart oynuyoruz.
Michael, keskin bakışlarını, sağ elindeki iki valeyle Paul' un kendinden emin tavırlarına dikti. "Blöf yapıyorsunuz Kumandanım. Bunu kolayca anlayabiliyorum çünkü blöf yaptığınızda hep bu 'kendinden emin adam' ifadesini takınıyorsunuz."
Paul, Michael 'a göstermeden elindeki kartları tekrar kontrol ederken "Ortaya yüz dolar daha koyarsan blöf mü değil mi anlarsın Michael. Tıpkı dünyadayken oynaştığın fahişelerin söylediği gibi, var mısın yok musun?"
Yüzüne konurduğu histerik gülüşle tekrardan lafına devam etti. "Biliyor musun? Yüzünü görüyor ve yüz dolar daha arttırıyorum."
Michael, umutsuz bir ses tonuyla saygısını bozmamaya çalışarak konuştu. "Kumandanım olarak biliyor olmalısınız ki 100 dolarım yok, sadece 60 dolar kaldı !"
Sonunda daha fazla dayanamayıp, usanmış bir ifadeyle lafa girdim. "Ve yine başlıyorsunuz. Hadi artık Michael. Ne yapacağına karar ver."
Eliyle sus işareti yaparken dikkatini bu sefer bana yönlendirmişti. " Sessiz ol Jewel. Şunun şurasında kumandana kaptırdığımız paraları kurtarmaya çalışıyorum. Hem ortada şöyle bir durum var eğer kumandan kaybederse geri kazandığım paraları sana harcayacağım. Yeni Dünyada güzel bir haftasonu. Sadece sen, ben ve geçireceğimiz güzel bir gece. "
Evet, sizlere hakkımda birşey söylemeyi unuttum. Ben bir eşcinselim. Bunu buradaki herkes biliyor ve Michael 'da bunu sürekli hatırlatmaktan çekinmiyor. Kumandan, Michael' à acırmış gibi bakarken" Jewel, şu adama 40 dolar ver de bu herifin son parasını da alayım. "
Ben elimdeki kartları yavaşca yere bırakıp kumandana döndüm." Önce kartlara bakayım. "diyerek elindekileri işaret ettim.
Göz ucuyla kartlarına baktım. Tamam, kazanacağı kesindi. 40 doları Michael 'à verdim ve olacakları izlemeye koyuldum.
Kumandan "Kartları açın bakalım" dedi ve herkes elindekikeri masaya sıraladı. "Full house, üç tane onlu, iki tane de üçlü"
Michael, umutsuz bir şekilde kendini geriye savururken dişlerini gıcırdattı. " Kazandın. Yine..."
Ben ve Uçuş Mühendisi Svetlana kahkahalar ile karşımızdaki ikiliye bakıyorduk. Elimi kumandan Paul 'a uzatırken " Sizinle iş yapmak çok keyifliydi Kumandan Paul" diyordum sesimde belli ettiğim zafer tonuyla.
"Ah zavallıcık, şimdi son parasını da kaybettiği için sinir krizi geçirecekmiş gibi duruyor" dedi Svetlana acırmış gibi.
Ben teselli olması umuduyla Michael' a masadan kalkıp arkasından sarıldım. " Merak etme, paranın değeri gittiğimiz yeni dünyada geçerli olmayacak. Hem kazansan da kaybetsen de fark etmez, ben hala sadece ben ve senin geçireceği haftasonunu bekliyor olacağım."
Şaşırmış ama bir o kadar da mutlu gözüken bir ifadeyle sandalyeyle arkasına dönerken elimden sıkıca tuttu. " Sen ciddi misin? " Emin olmak için sorduğu bu soruyu başımla onaylarken cevap verdim. " Neden olmasın ? Sonuçta benim tipimsin. "
Tipim olduğu konusu doğru. Rus asıllı olduğundan sarışın ve mavi gözlü bir erkek. Vücudu da iyiydi. Ağzı da iyi laf yapıyordu. Yani neden olmasın ?
Kumandan Paul masadan kalkıp "Tamam, bu cilveleşmeleri daha fazla dinlemek istemiyorum. Ben ikinci pilot Aleksey 'i kontrole gidiyorum. Herşey yolunda mı bakacağım. Siz de odanızda devam edin."
Biz kendi aramızda gülüşürken, Aleksey bizden önce davrandı ve bulunduğumuz bölmeye girdi. Her halinden bir sorun olduğu anlaşılıyordu. " Garip bir durum var. Göstergeler ve kontrol panellerine bakın. "
Hepimiz bir aceleyle komuta odasına ilerledik. Kumandan odaya vardığında yaptığı ilk iş göstergelere bakmak oldu. Hepimiz Kumandan Paul'un odaklanmaya çalıştığı şeye baktık. Bir tür garip frekanstı.. Bir dakika ne? Uzayın ortasında bir frekans mı?
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.