“Neler oluyor?” kurt yavrusu tamamen şok olmuştu.
Durumun farkında bile değildi. Sadece ekranda görülen ve başka kimsenin göremediği metinlere bakıyordu.
Kendi kendine “Bu verilerle ne yapmalıyım?” diye sordu.
Tam bunları düşünürken başka bir mesaj belirdi ve bu sefer hiç ses çıkmamıştı.
==========
BİR İSİM SEÇİN:
==========
“Bir… Bir İsim mi?” diye düşündü.
“Benim adım… Shin. Ya, ben Shin Adonis’im!” bunu dedikten hemen sonra, ekranda daha önceki isim belirdi.
Karar verilmediği için mekanda soru işareti varmış gibi görünüyordu.
Bu gözlemle, soru işareti bulunan diğer tüm yerlerin, uygun değer eşleştiğinde değiştirileceğini doğruladı.
“Bu gerçekten şok edici… gerçekten reenkarne mi oldum?” diye kendine aynı soruyu tekrar sordu.
“Hmm, ben şu anda bir hayvanım, bu yüzden işim avlanmak ve yemek…”, bunu uzun zamandan beri hiçbir şey yemediği için midesinin guruldadığını duyduktan sonra söyledi.
“Ah… izin ver biraz su içeyim…”, karnı hala ağrıyordu.
Su içmek için bile vücudunu doğru düzgün bükemiyordu ama bir şekilde dilini kullanarak nehirdeki suyun bir kısmını yalamayı başardı.
“Kelimenin tam anlamıyla bir KÖPEK gibi içiyorum!” dedi.
Aniden bir sistem mesajı belirdiğinde, “Lanet olsun, bu kahrolası acı! Öylece ortadan kaybolamaz mısın?” diye sordu.
’Ding’
==========
(Kazanılan Yeni Beceri)
-> İYİLEŞME Sv.1
-> Kullanıcının küçük yaralanmaların çoğunu iyileştirmesine olanak tanıyan bir beceri.
-> Süre, iyileşmesi gereken yara miktarına göre değişir.
-> dakika başına 0,5 MP’dir.
==========
“Ha…? İyileşmek mi? Bu iyi…”, bunu metinleri okuduktan sonra söyledi.
’Tamam o zaman… İYİLEŞ!’ dedi zihninde hemen ardından yeşil renkli bir ışık belirdi ve yaraları iyileşmeye başladı.
“Aman Tanrım! Bu…”, şok oldu çünkü gerçekten işe yarıyordu.
Ağrısı yavaş yavaş ve istikrarlı bir şekilde kayboluyordu ve zaman geçtikçe kendini daha iyi hissediyordu.
Kısa süre sonra İyileştirme becerisini kullanmayı bıraktı çünkü kendisi de bir nedenden dolayı kendini zayıf hissetmeye başladı. Yaraları iyileşmişti ama zayıflığının nedeni bilinmiyordu.
İstatistiklerini tekrar kontrol etti ve MP’sinin neredeyse tamamen tükendiğini gördü.
“Ah kahretsin… Bütün bunlara bir göz atmalıyım… belki de bu yüzden garip bir zayıflık hissettim…” dedi Shin.
Artık tamamen iyileşmişti ve önceden beri verilen herhangi bir acıyı hissetmiyordu ama şu anda midesi homurdanıyordu.
Aslında çok acıkmıştı, bu yüzden önüne ne gelirse yemek istiyordu.
“Ah, yemek istiyorum…”
Tam bunu söyleyip biraz daha yürüdüğü sırada, önündeki bölgeden tuhaf bir varlık hissetti.
Orman çok sık olduğundan tamamen karanlıktı ve bu nedenle herhangi bir şeyi net olarak görmek sakıncalıydı.
Shin kendi kendine, “Bu çok tuhaf… oraya döndüğümde hissettiğim duygunun aynısı.” dedi.
’DING DONG’
==========
MİSYON – 02
(BATAKLIK Hükümdarı FENDAS’I AVLA)
-> Bataklık Hükümdarı Fendas’ı öldür ve ye.
-> Zorunlu.
-> Başarısızlık uygun cezalara yol açacaktır.
-> Tamamlandığında uygun ödüller verilecektir.
ZAMAN SINIRI: 00:00:03:00 ( 3 dakika )
-> Fendas önünüzde belirdiğinde Görev otomatik olarak başlayacaktır.
==========
Shin metinleri okuduktan sonra bir süre sisteme baktı.
“……”, yazılanlara baktıktan sonra hissettiği duyguyu anlatacak kelime bile bulamadı.
“Sen!!! Ölmemi istiyorsun değil mi!!? BİR HÜKÜMETİ ÖLDÜRMEMİ İSTİYORSUN!?”, diye sisteme bağırdı.
Belirli bir yeri veya belirli bir bölgeyi yöneten canavarlar, kendi türlerindeki diğer canavarlarla karşılaştırıldığında daha yüksek ve daha güçlü becerilere sahiptir.
Açıkçası bu Shin için intihara meyilli bir görev gibiydi. Sanki Sistem de onunla dalga geçiyor gibiydi.
“Kahretsin…”, zaten tuhaf bir varlığı hissedebiliyordu ama şimdi ne olduğunu anlıyordu.
Bataklıkların hükümdarı aslında ona doğru yürüyordu ve varlığı oldukça güçlüydü.
Shin’in başından beri hissettiği şey buydu.
“Bu tehlikeli…” içgüdülerinin ona yapmasını söylediği için birkaç adım geri gidiyordu.
’ZZZDDDDZZZ’
Aniden çalılar hareket etti ve içinden büyük bir kertenkele çıktı.
Shin’in en az 10 katı büyüklüğündeydi. Tamamen yeşilimsi kahverengi renkteydi ve kalın sivri dişleri vardı.
Bir bakıma Shin’in daha önce gördüğü Grigard’a benziyordu ama oldukça gelişmişti.
“Ölmüş gibiyim…” dedi kendi kendine, onun önünde belirdiğini gördüğü anda.
Ancak bazı nedenlerden dolayı kertenkele daha fazla ilerlemedi. Sanki yürüyüşünü durdurmuş ve bir şeyi bekliyormuş gibi görünüyordu.
“Ha…? Ne yapıyor?” Shin şüpheliydi.
Bir an kertenkelenin önünde öldüğünü sandı ve biraz daha yaklaştı ve bunu yaptığı anda büyük bir kuyruk büyük bir kuvvetle Shin’e doğru savruldu.
Bu, önceki kertenkele benzeri canavarın yaptığına biraz benziyordu ve Shin’in olağanüstü hafızası ve muhteşem refleksleri sayesinde, birkaç adım geride yaşayarak saldırıdan kaçmayı başardı.
“Vay canına, bu çok yakındı… bedenim kendi başına hareket etti…”, kendi kendine söyledi.
Kertenkeleye tekrar baktığında onun yine hareketsiz olduğunu gördü ama bu sefer ileriye doğru yürümeye cesaret edemedi.
’Aynı tuzağa iki kez düşmeyeceğim’ diye düşünüyordu.
’Keşke becerilerini doğrulamanın bir yolu olsaydı ve…’ tam bunu düşünürken, şu anda kendisine yardımcı olabilecek bir sistemi olduğunu hatırladı.
“Ben aptal mıyım? Başından beri kullanmalıydım!”
Bunu söyledikten hemen sonra karşısında duran rakibini analiz etti.
Devam edecek…

En son bölümleri fenrirscans.com da okuyun.