"Görünüşe göre lanet olası testin başlamasına 30 saniye kaldı.Offf."
Önce merkezdeki kayaya atladım.
2 metre...
Statlarım ve becerilerimdeki değişiklikler sayesinde vücudum biraz anormal hale geldi. Hareketsiz dururken 2 metre atlamak kolay bir işti.
Ama yine de tek bir kaymanın lavdan ölmeme neden olacağı gerçeği, kalbimin biraz titretmesine neden oldu.
"Of!" sağ ayağımla ortadaki kayaya inmeyi başardım.
İniş sırasında vücudumun dengesini kaybetmesinden korkuyordum ama şaşırtıcı bir şekilde dengede kalmayı başarabildim.
Tabii ki kalbim büyük bir rahatsızlık içindeydi.
3 × 3 formasyonunda konumlandırılan kayalar arasında ortada durdum ve diğer kayaların konumunu yanlış olmayacak şekilde hatırladım
Ve...
Ting!
Bir ok uyarı yapmadan uçtu.
Huak.
Dizimi bükerek yüzüme doğru gelen oku zorlukla atlattım.
Bu dairesel kayanın üzerinde durmak oklardan kaçmayı zor bir görev haline getiriyordu.
Okları düşündüğüm kadar kolay atlatamayacaktım galiba.
Ting!
Yüksek sesler çıkaran bazı oklar vardı.
Bu oklar genellikle çok daha hızlı uçuyordu ve çarpma anında daha ölümcüllerdi.
Bu okları atlatmak zorundaydım.
Kalkanımla bloke edersem çarpmanın etkisiyle geriye doğru uçarım.
Tik.
Ama tüm okları atlatamam.
Okları atlatmaya çalışırken aynı zamanda düzgün bir duruş sergileyememiştim ..
Başka seçeneğim kalmayınca kalkanımı kaldırdım ve gelen oku kalkanımın kenarıyla saptırdım.
Asla düzgün bir eğitim almamış bir acemi için çok zor bir teknikti ve bunu yapmak her seferinde sırtımdan terler akıtıyordu.
Diğerlerinin kaçarken bazı okları saptırdığım için bir kalkan becerisi elde etmeyi başardım.
[Temel Kalkan Becerisi Sv.2]
Hayda 2. seviye olmuş bile.
Bunca zaman bunun bir hareket olduğunu ve yeteneği oluşturmanın temelinde bu hareketin yattığını düşünürdüm.
Ancak son derece stresli bir durumda, kalkan becerisi bu kadar kısa sürede hızla yükseldi.
Bunun sayesinde hayatta kalıyordum.
Okların sonu yoktu ..
Onlardan kaçmak ya da onları engellemek yerine geriye doğru atladım.
Bir geri takla.
Geriye bakmadan uçtum ama kendime oldukça güveniyordum.
İnişte kaymayacağıma emindim.
Patron odası testi başladığından beri bir şey farkettim.
O Yükseltilmiş Duyular becerisi inanılmaz derecede güçlüydü.
Yükseltilmiş Duyular yalnızca görme, dokunma, tat alma, koku alma ve işitme duyularını iyileştirmekle kalmamıştı, aynı zamanda bir insanın sahip olabileceği diğer tüm duyuları da içeriyordu.
Denge hissim, daha önce halat tuzağının birçok denemesinden güçlenmiş olmasaydı uzun zaman önce lavın içine düşmüş olacaktım.
Ve sadece 5 duyuyu değil aynı zamanda denge, yön ve vücut kontrolünü de geliştiren Yükseltilmiş Duyular becerisinden bonus almasaydım lavda yüzüyor olurdum.
2m arkamdaki kayaya mükemmel iniş yaptım.
İndiğimde ateşlenen oku atlatmak için belimi büktüm.
Dengem sarsıldı ama kollarımı sallayarak toparlanmayı başardım.
Tıssssss-
Lanet olsun!
Giysilerim tutuştu.
Ne zaman olduğunu bile hatırlamıyorum.
Diğer kayaya atladığım zaman mıydı yoksa oku atlatmak için eğildiğimde miydi?
Neyse artık önemi yoktu, lavlara dokunduğu anda alevler içinde kalmıştı ..
Ting, ting, ting.
Yandığımı biliyorlar mıydı?
Karşıdan gelen okların sayısı aniden arttı.
Ateşi kontrol altına almak için kıyafetleri kesmek, ovalamak ya da herhangi bir şey yapmak istedim ama bu oklardan dolayı yapma şansım olmadı.
Okları zar zor atlattığımda, giysilerimdeki alevler gittikçe büyüdü.
“Aaaaah! Sİ- KEYİMMMM!”
Çığlık atarken sağdaki kayaya atladım.
Oklar, hareketsiz dururken atlatmanın imkansız olduğu noktaya geliyordu.
Onlardan kaçmak için sürekli hareket etmem gerekmekteydi.
Bu arada alevler büyümeye devam etti ve şimdiden gövdemi yakıyordu.
Bir insanın hissedebileceği en kötü acının yanmaktan kaynaklandığını duymuştum.
Bu oklar cehenneminde diri diri yakılmaktan gelen korkunç acıyı hiçbir şey yenemezdi.
Keşke duyularım körelmiş olsaydı.
Bilincimi kaybetmek istiyordum.
Ama dikkatimi kaybettiğim an lavın içine düşüp yok olurdum.
[Ağrı Direnci Sv.9 aldınız]
ÇN:Tüm tolerans becerileri Direnç olarak değiştirildi.Aşağıdaki cümlelerde karışıklık olmasın diye.
[Yanma Direnci Sv.1 aldınız]
Kendi kendime defalarca düşündüm ama bu direnç becerileri işe yaramazdı.
Ağrılarım hâlâ acıyordu anasını...
Bu direnç becerileri bedenimin ve zihnimin toleransını yükseltti ancak acıyı azaltmadı.
Yangın artık gömleğimin tamamına yayılmıştı.
Yoğun duman yüzüme çarpmaya başladı.
Duman gözlerime ve burnuma girmeye başladığında doğru düşünemeyecek duruma geldim.
Aklım, ölümün ani tecavüzünden sefalete düştü.
Önümdeki kayaya doğru atlarken tüm gücümle gömleğimi yırttım.
Bu yaparken üzerine indiğim kayadaki dengemi kaybettim ve dengemi geri kazanmaya çalışırken bir ok sağ kolumu deldi.
Sorun yok.
Hala devam edebilirim.
Tuzağın 5 dakika daha devam edeceğini söylediler.
Lav dolu bir ölüm tuzağı ama gayet iyiyim.
Bu noktada sadece bir kez vuruldum.
Ting-
Başka bir oku saptırdım.
İyi haberler!
Ve bir de kötü haber var.
Bileğim tutuştu.
Artık emindim.
Sikeyim, oklar arasında pantolonumu çıkarmanın imkanı yoktu. İmkansızdı.
Tek seçeneğim yanıkların neden olduğu acıya dayanırken devam etmekti.
Dostum, ne kadar zaman geçti?
Eminim zaten 5 dakika olmuştur.
Ama tuzaklar yakında duracakmış gibi görünmüyordu.
Tüm dünya yavaş hareket ediyor gibiydi.
Uçan oklar, onları engellemeye çalışan bir kalkan..
Lav üzerinde oluşan kabarcıklar...
Dünya yavaşlamaya başlayınca vizyonum genişledi.
Profesyonel sporcuların son derece odaklandıklarında hissettiklerine benzer miydi?
Daha çok geçmişinizin gözünüzün önünde parladığını gördüğünüz ölüm vizyonuna benziyordu.
Teste başlayalı sadece birkaç dakika olmuştu ve ben her geçen an ölümün eşiğindeydim.
Uçan bir ok.
Ok midemi hedef almıştı.
Sakin bir şekilde, hiç tereddüt etmeden, kalkanımla onu saptırdım.
Süreçte hiçbir etkisi olmadı.
Okun sahip olduğu tüm gücü yeniden yönlendirmeyi başardım.
Şimdi bir sonrakini aradım.
Gözlerimin arasına geliyordu.
Büyük hareketler tehlikeliydi.
Mümkün olduğunca küçük hareketlerle boynumu ve omzumu büktüm.
Alt bedenim güçlükle hareket etti.
O oku atlatacağımdan emindim.
Kafamı eğerken okun yanımdan uçtuğunu izledim.
Baştan sona, tüylerine kadar.
Bu yavaş dünyada her şeyi net bir şekilde görebiliyordum.
Ok yerine beyzbol topu olsaydı, üzerindeki tüm dikişleri görebileceğimi hissettim.
Ok, sonunda başımın yanından geçtiğinde; bir sonraki oku aradım.
Artık yoktu.
Acı hâlâ oradaydı ama pantolonumdaki alevler gitmişti.
Ayaklarımın altındaki lav yavaş yavaş kaybolmaya başladı.
Geldiğim yerin karşısındaki duvar ufalanıp bir yol çizdi.
Bu gerçekten bir köprü oldu ha.
Birkaç kayanın üzerinden atlayarak patikaya yöneldim.
[Tebrikler! Eğitim, Cehennem zorluğu, 1. katı geçtiniz.]
[Tüm durum etkileri ve yaralanmalar iyileşecek.]
[Katı temizlediğiniz için 1000 puan aldınız.]
[Katı ilk temizleyen kişi olduğunuz için 1000 puan aldınız.]
[Sizinle ilgilenen bir Tanrı var. 500 puan aldınız.]
[Oyun kaydınızla orantılı olarak ek ödül alacaksınız.]
[Rüzgar Ruhunun Koruması Sv.1'i aldınız]
[Lütfen devam edin.]
Tüm vücudum ışıkla parladı ve tüm yaralar sanki seviye atlamışım gibi iyileşti.
Başardım...
Gözlerimin önünde birden fazla mesaj belirdi.
Devam edersem bu yoldan gitmem gerekiyordu.
Gitmeden önce kontrol etmeliydim.
Durum Penceresi.
[Lee Ho Jae (İnsan)]
Sv.6
Güç: 12
Çeviklik: 31
Dayanıklılık: 16
Mana: 22
Beceriler: Savaş Konsantrasyonu Sv.7, İrade Gücü Sv.3, Uyanış Sv.1, Gece Görüş Sv.2, Işık Yarıçapı / Göz Işıkları Sv.1, Koşu Sv.1, Yükseltilmiş Duyular Sv.3, Temel Kılıç Ustalığı Sv.1, Kesim Sv.1, Temel Kalkan Beceri Sv.2, Rüzgar Ruhunun Koruma Sv.1, Ağrı Direnci Sv.9, Kanama Direnci Sv.4, Sersemletme Direnci Sv.1, Delme Direnci Sv.1, Yanma Direnci Sv.1
Ekstra: Macera Tanrısı seninle ilgileniyor.
Tüm bunlardan sonra seviyem artmadı.
En azından çabam için bile bir tane verilmeyecek miydi?
Aldığım yeni beceriler Kalkan Becerisi ve Yanma Direnci idi.
Dahası Ağrı Direncinin seviyesi yükselmişti.
Ve Rüzgar Ruhu'nun Koruması... 1. Kat'ı temizlemenin ödülü.
Toplulukta gördüklerime göre, ek ödüllerin çoğu iksirler, tüketilebilir parşömenler veya aksesuarlar gibi öğelerdi.
Ödül olarak beceri alanı hiç duymamıştım.
Belirtildiği gibi ödül, oyun kaydıyla orantılıydı. Görünüşe göre yaşadığım tüm bu bok sonuçta boşuna değilmiş.
[Rüzgar Ruhunu Koruma Sv.1]
Açıklama: Yeni doğmuş bir Rüzgar Ruhu'nun koruması sizinle.
Çeviklik +10
Yeni becerim sadece 10 Çeviklik arttırıyor olsa da inanılmaz bir yardımı dokunacaktı.
Seviye yükseltmeleri için stat ödüllerinin 1 ile 4 arasında değiştiği göz önüne alındığında, 10'luk bir artış oldukça önemliydi.
Pencereyi kapattım ve karanlık yola devam ettim.
Vücudum tüm stresten gevşemeye başladığında, tamamen iyileşmiş olsam bile uzuvlarım bitkinmiş gibi sürükleniyordu.
Bir mesaj belirdi ve sessizce cevap verdim, gir.
Suda yüzmüş gibi hissettiğim bir anın sonrasında yeşil ovalara vardım.
Ve düzlükte tek parça beyaz bir elbise giymiş, çömelmiş bir kız vardı.
Kız ...
"Bir tavşan??"
--------------------
Devamı ve çok daha fazlası NovelEvreni'nde. Sitemizi ziyaret ederek 30-40 bölüm önden okuyabilirsiniz.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.