Yukarı Çık




           
“Baba.” Gözlerim açık bir şekilde önümde duran adama baktım. Minik kaşların yukarı kalktığını görebiliyordum. Yakışıklı yüz boş bir bakış attı.
“Baba?”
“Um...”
Ve yine dilimin sürçtüğünü biliyordum.
Ah şu ağzım! Şu lanet olası ağız! Sözlerimi çabucak değiştirdim.
“Şey, öyle değil, majesteleri.”
“...”
Gücenmiş görünen majesteleri cevap bile vermedi. Ah, haklısın. Sağlıklı, bekar bir genç adamı babaya çevirmem benim hatam.
Kocaman bir şekilde gülümsedim. Bu kutsal dünyada bu adam her ne kadar göze hitap etse de, gülümseyen gözler her zaman güzel görünür.
Yüzümü krampa sokan bir gülümsemeyle söyledim.
“Benimle evlenir misiniz?”
Sadece korkunç Leydi Elard yerine benimle evlen.
Evlilik. Hah?
Kedi gibi olan kırmızı-mor gözleri ve parlayan gümüş saçlarıyla, genç imparator Erudian Belgoth, aniden anlamsız bir yüzle bana baktı.
“Prenses.”
Bana Yerenica de.
Tabi bu adam mutlak koruyucu demir duvarıyla bunları asla söylemez. Tekrar parlayan gözlerimle Erudian’a baktım. Şuan biraz utanmış gözüktü.
“Sizi evlenmek için kaçırmadım.”
“Bunu biliyorum.”
“Ama neden?”
Bir süre düşündüm. Neden? Şey, çünkü eğer evlenirsek daha uzun süre yaşayacaksın. Ama bunu söyleyemem. Sonunda sadece romantik bir şey dedim.
“Sizle ilk tanıştığım zamandan beri size aşığım.”
“Ama ben sizi sevmiyorum prenses...”
Eh?
“Ve biliyorsun, benim zaten bir nişanlım var...”
Bu iki cümlesini bitirdikten sonra zar zor gülümsedim. Sadece sakin kal.
“Onun nişanlın olmadığını söylemiştin.”
“Peki, o zaman bunu müstakbel nişanlım olarak tanımlayalım.”
Şuna bak. Yalan söylediğinden eminim.
Gülümsememi dişlerimi gıcırdatmadan zor tuttum.
“Haklısın. Hadi geleceğin belirsiz olduğunu söyleyelim. Majesteleri Leydi Elard’ı seviyor musunuz?”
“Sevdiğimi söyleyemem...”
“O zaman bu benim bir şansım olduğu anlamına mı geliyor?”
“Neden sana bir şans vermeliyim?” Erudian benim meydan okuyan sorumu düşünmeden yanıtladı.
“Çünkü benden hoşlanıyorsun...?”
Onun ifadesine karşı gözüm karardı. Erudian yüksek sesle gülüyordu. O kadar yakışıklıydı ki hayal kırıklığına uğramak çok kolaydı.
Yine, yine. Bu kadar hızlı olduğuna inanamıyorum.
“Hiç sanmıyorum .”
Onun arkadaş canlısı olduğunu düşündüğüm için bütün gururumu bir kenara koymuştum ama o hala şüpheli ve yüksek duvarlı bir adam.
Senden hoşlanıyorum. Sana aşığım. Daha fazla nedene gerek var mı?
Onu sevmiyorsun bile, neyden bahsediyorsun? Hemen geri odaklandım ve itiraz etmeyi denemeye başladım.
“Eğer benimle evlenirsen, Leydi Elard ile evlenmekten daha çok kazancın olur.”
“Mesela?”
“Lebovny’nin batı vadisinde bir tahıl ambarına sahibim. Biliyorsun değil mi? Batı vadisi tanrıça tarafından kutsandı.”
“Eğer kutsanmışsa, Belgoth bununla dolu.”
“V-ve! Ben Lebovny’nin en genç prensesiyim. Bir sürü çeyizim var, önemli miktardaki param sayesinde...
“Lebovny Prensesi Belgoth’un hazinesi hakkında mı endişeleniyor?”
Pes etmeyeceğim. Peki buna ne dersin?
“Eğer benimle evlenirseniz, babam Glucaman Yolu’nu açar”
Cevap beklenmedikti.
“Sizinle evlenmesem bile prenses, bence Glucaman Yolu yakında açılacak.”
Yoksul ata binse selam almaz. Kısaca söylemek gerekirse benim ülkem küçük ve güçsüz bir krallık, bu üzücü. Eğer bunu onu kurtarmak için yaptığımı bilseydi evliliğimizi anında kabul ederdi! Ama bunu söyleyemem. Tanrılara bağırdım.
Eğer Leydi Elard ile evlenirsen, berbat bir sonun olacak. Oğlunu kötü bir kara büyücü olarak yetiştirecek ve sen daha kırk yaşına gelmeden onun tarafından öldürüleceksin! Şurada seni kurtarmaya çalışıyorum!
“Tatlı olduğumu düşünmüyor musun?”
“Bilmiyorum.”
Öylece susup kaldım.
Doğru. Erudian açıkça pişmanlık izi olmayan soğuk kanlı bir adamdı. Ayrıca bir demir duvar örüyor. Üzgündüm. Bu güzelliğimin işe yaramadığı ilk zaman!
Tabii ki, bu yeni bir durum değildi. Bu adam Yerenica ile kıyaslandığında bile ona karşı kaybetmeyecek iyi görünümlü bir adamdı.
“Oh. Eğer buna cevap verirsem sinirlenir misin? Kedi gibi görünen Lebovny Prensesi için?” Erudian gülümsedi.
“...”
“Bu evlenme teklifi aldığım ilk zaman, yani sorun değil. Ama yine de prensesle evlenmek istemediğimi bilmenizi istiyorum. Aşk temelli olmayan bir evlilik yapmak istemiyorum.”
O kadar tükenmiştim ki burnumdan soluyordum. “Hey! Önceden Leydi Elard’ı sevmediğini söylemiştin!”
Erudian komik bir şey bulmuş gibi yüzümü incelerken omuz silkti.
Böyle rüzgarlı bir günde çok fazla acı vardı.
“Onu sevmeye çalışıyorum.”
“Ne?”
“Glucaman Yolu açılır açılmaz seni Lebovny’e geri göndereceğim.”
Oh, bu demir duvar aşılamıyor.
Sadece bu konuda hiçbir şey bilmediği için o kötü kadını sevmeye çalışacağını söylüyor. O kadın oğluna kara büyü öğretecek!
Ölesiye sinirli hissediyorum. Bu sadece Erudian Belgoth’un geleceğini kurtarmak için değil, benim de geleceğimi kurtarmak için.
Bu bedene sahip olduğum sürece ona yakın durmalıyım.* Orijinal hikayenin zaman periyodu başlamadan önce bu dünyayı değiştirmeliyim.
“Heh.” Kederin göz yaşlarını yutarak geriye adım attım. İlk olarak bir şey yapmam lazım. Gözlerim parlayarak açıldı.
Böyle bir duvar ördüğün için pes edeceğimi mi sandın? Belgoth’un tutsağı olduğuma göre, kesinlikle seni baştan çıkaracağım!
Erudian eğlenmiş bir bakışla benden uzaklaştı. Kötü velet!
Bu kitabın içine düştüğümden beri bir yıl geçti. Orijinal hikayenin başlamasına daha yirmi yıl var.

Benim ikimizi de kurtarmak için bulunduğum zavallı girişimim, zavallı destekleyici roller, “kötü adamın babası”nın reddiyle başladı.

***

Çevirmen: Ashera


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.






DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.