Bir sonraki sabah, penceremin dışındaki kuşların tatlı cıvıltısıyla uyandım. Dün normalden daha hızlı dalmıştım uykuya. Belli ki önceki günkü yaşananlar beni yormuştu- konağı gezmekten Kyle ile uğraşmaya ve daha sonra Marina ve hizmetçiler.
Kyle’ın geçen gece odamıza gelip gelmediğini bilmiyordum bile. Öyle derin uyumuştum ki etrafımdan tamamen habersizdim. Yatak odama çekilmeden önce Jean’a Marina'ya zorbalık eden hizmetçilerle ilgilenmesini söylediğimi hatırlıyordum. Onları kovmasına gerek yoktu, konağın işgücü yokluğu çektiğini biliyordum. Onun yerine Jean sadece iş ekleyerek ve maaşlarını keserek onları cezalandırdı. İkincisi daha etkili bir cezaydı çünkü bir işçi için maaş kesintisinden daha acı bir şey yoktu.
Bu arada, kadın kahramanla bu yerde tanışacağımı hiç düşünmemiştim. Ama sanırım şanslıydım çünkü onun benim tarafımda olmasını sağlarsam geleceğim birçok yönden güvenceye alınacaktı.
Durumum ve dün olanlar üzerine uzun uzun düşündükten sonra bedenimi esnettim ve canlandırdım. Biraz sonra tanıdık bir yüz odama ulaştı. Bu, benim kişisel hizmetçim olarak ilk gününe hazır olan Marina'ydı.
“Ha...hanımım,” kekeledi, “uyandınız mı?”
“Evet, Marina,” onu sıcak bir şekilde karşıladım. “Sen de iyi uyudun mu?”
“E...Evet.”
Marina'nın sesi cevap verirken hafifçe titredi. Biraz kekemeydi ama iyi bir çocuk olduğunu hissedebiliyordum. Hassas kalbi yüzünden sürekli ondan yararlanılmış mıydı?
Hmm, bu iyi değil. Bunu değiştirmeliyim.
Marina’ya tatlılıkla gülümsedim ve güne başlamak için hazırlanmaya koyuldum.
“Marina, bugün programımda ne olduğunu söyleyebilir misin?”
“Ah, o...” Marina ajandamda ne olduğunu açıklarken kekelemeye devam etti.
Genellikle evin hanımının çok fazla önceden belirlenmiş programı olmazdı, bundan dolayı çoğunlukla ne isterlerse yapmakta özgürlerdi. Daha açık olmak gerekirse, yapacakları hiçbir şey yoktu. Benim için de böyle olacağını düşünmüştüm. Evin hanımı resmi olarak evin bakımıyla ilgili tüm konularla görevli olsa bile, işinin ehli bir kahyası varsa basitçe tüm sorumlulukları ona gönderip hiçbir şey hakkında endişelenmeyebilir. Benim durumumda, Jean işinde oldukça kabiliyetliydi, bu yüzden çok ilgili değildim.
Bazen hanımın, ev bakımının ve diğer bazı becerilerin temelleriyle tanışık olması için derslere ihtiyacı duyduğu durumlar vardı, ama kocaları bir şeyler öğrenmelerine ısrar etmedikleri sürece bunlar gerekli değildi. Marina'nın bana bu günün ajandasını aktarmasını dinlerken hayretle gözlerim büyüdü.
“Programım çok dolu değil mi?”
Marina bugün katılmam gereken bir sürü dersten bahsetmişti: çiçek düzenleme, nakış ve muhasebe, siyaset, iktisat, sosyoloji hakkında giriş dersleri. 09.00'dan 15.00'e, programım derslerle tamamıyla dolmuştu. Genç hizmetçi, tonumdaki yargılamayla bolca terlemeye başlamıştı.
“A...Arşidük bunu önerdi. Hanımın programının böyle düzenlemede hiçbir kötülük olmayacağını söyledi.”
O an, Kyle'ın sesini zihnimde hayal edebiliyordum.
“Seni meşgul edeceğim, böylece beni rahatsız edeme.”
Vay be, gerçekten inanılmaz, alaylı bir şekilde düşündüm. Onu rahatsız etmeyeceğimden emin olmak için programımı olabildiğince sıkışık yapmıştı.
“Ama kahya bununla baş edemezseniz ona söyleyebileceğinizi dedi.” Marina ekledi.
Önerisine fark etmeden kaşlarımı çattım ve Jean'ın teklifini kabul etmeye gerek olmadığını belirtmek için elimi kaldırdım.
“Hayır, sorun değil,” dedim. “Çok değil. Bununla başa çıkabilirim, benim için endişelenmene gerek yok.”
Ona kaybedemem. Bunun yanında, evin hanımı olarak yükümlülüklerim var.
Dahası, şikayet edersem Kyle'ın benimle alay eden yorumlarını duymak istemiyorum. Neredeyse, gözlerini üzerime dikmesini ve “Yapamaz mısın?” demesini hayal edebiliyordum.
Ağzından böyle kelimeler duymayı reddettim. Benden korkmaya devam etmesin diye yüz ifadelerimi olabildiğince sakin tutarak Marina’ya döndüm.
“Öğleden sonra için programlanmış bir şeyim var mı?”
“Ha?” Bir kaşımı şaşkınlıkla kaldırdım. “Bunu öneren de Arşidük müydü?”
“Hayır... Bu etkinliği kahya ilave etti.”
Jean, Kyle'ı ikna etmek için yine gizli silahını kullanmış olmalıydı.
Konuşmamızın ortasında birkaç hizmetçi odaya girdi ve başla selamladılar.
“İyi uyudunuz mu, hanımım? Sizin için banyoyu hazırladık.”
Sonra Marina sessizce beni takip ederken beni banyoya yönlendirdiler. Nazikçe kendimi taçyapraklarla dolu küvete sokarken yorgunluk kademe kademe bedenimi tek etti. Bu süre boyunca hizmetçiler bana hizmet etmeye giriştiler.
“Hanımım, bu yağ bu günlerdeki en popüler koku. Beğendiniz mi?”
“Hanımım, teniniz bembeyaz, fildişi gibi!”
“Aman tanrım, saçınız da çok yumuşak"
Marina arkada sessizce durdu, beni pohpohlayan hizmetçileri gözetleyerek banyoyu temizliyordu. Dışlanmış gibi gözüküyordu. Yanıma gelmesini işaret ettim.
“Marina, susadım. Bana içecek getirebilir misin?”
Bütün hizmetçiler dikkatlerini Marina'ya verdi. Ani ilgiden dolayı baskı altında hissederek solmuş bir yüzle çevresine çaresizce baktı.
“Ah, evet, hanımım!” Hemen kendine geldi ve aceleyle içeceğimi getirdi.
Elime verdiği içecekten bir yudum aldım. Soğuk biberiye çayıydı. (ÇN: bu hayatı sen yaşıyorsun be Riddel)
“Ferahlatıcı. Sevdim. Teşekkür ederim, Marina.”
“Ö...önemli değil, hanımım.”
Ona teşekkür etmemle Marina'nın yüzü kızardı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.