KONDO WA ZETTAI NI JAMA SHIMASEN! - Türkçe Çevrimiçi Oku
Yukarı Çık




Sonraki Bölüm   1 


           
Şu ana kadar asla kendi aptallığına küfretmedi.

Hapishane duvarına zincirlenmiş ayak bileklerine bakan Violette, defalarca kez küfretmeye devam ediyordu. Elbette bunlar kendine yönelikti.

İpuçları vardı ama bunca zamandır gözlerini kör ettiği gerçeğini anladığı anda her şey için çok geç kalmıştı.

Annesine ihanet eden babası, babasının sürekli görüştüğü kadın ve farklı bir anneden doğan kız kardeşi. Üvey kız kardeşinin kalbini alan kişi bile.


Bunlar ona zarar verdiğine göre, o mutluluğu yok ederdi.

Bu kadının (cariye) hatası. Aynı zamanda, sevilmemesi de kadının kızının doğduğu için suçu. Kendi annem ve babam ve başkaları tarafından sevilmemesi bile, her şey o üvey kardeşimin hatasıydı.

Kendini öyle ikna etti, nefret etti ve kin besledi, öyle ki bencilce sadece intikam uğruna delirdi.

Ne kadar aptal olduğunu anlamadan birçok insanı incitti.
İntikam niyetiyle birçok şeyi kendi eliyle yok etti.

Çok aptalcaydı, çok aptalcaydı. Bunlar şimdiye kadar yaptığı en kötü ve en affedilmez şeylerdi. Her hatırladığında, kalbi bıçaklanıyormuş gibi hissediyor.

"……Üzgünüm."

Başını yere sürten Violette, zorla şiddet ve güç kullandığı için tutuklanmaktan bile şikayet edemez. Aslında daha önce yaptığı tüm eylemlerine yanıt olarak hafif bir ceza.
Hapishanede zincire vurulmasına rağmen hayatta tutulması nezaket dışı olduğu için teşekkür edilmesi gereken bir şey. Uygun cezayı görmesi gerekirse, başı kesilirdi.

Üvey kardeşinden aldığı son sözler, bu sözler gerçekte onu öldürmeye çalışan biri için çok nazikti.

Violette bir ceza dilemesine rağmen, nazik üvey kız kardeşi Violette'yi hiç cezalandırmadı, bu onun canını almak anlamına gelse bile.

Onun iyi kalbi tüm canlı varlıkları aşar ve bir tanrıça kadar saftır, Violette'nin asla sahip olamayacağı bir şey.

Böyle bir kız muhtemelen artık Violette'yi asla unutmayacaktır. Çünkü üvey kız kardeşine yapılan hatalar, ailesinin de yükümlü olduğu bir şey olacaktır.

"Üzgünüm……"

Başkalarının mutluluğunu almak gibi şeyler çok acı verici duygulardı. Ancak mutluluğunu geri kazanması uğruna bu duygulara gölge düşürdü.

Violette'nin sevdiği kişi için muhtemelen can sıkıcı bir varlık haline gelecekti.

O mutluluklar için çok çalışmasına rağmen, şu anda sadece pişman olabilir. Olduğu gibi, onun tövbe etmesi için çok geç.

Bir günahkarın doğduğu asil bir evin, onun rütbesinde kalmasına izin vermesi için hiçbir sebep yoktur. Rütbesinin düşme veya kırsal bölgeye sürülme olasılığı vardır. Basitçe, şu ana kadar yaşadığı gibi yaşayamaz.
Bu kadar asil bir kızın ona kraliyet kanından bağlanması mümkün değil.

"Üzgünüm……"

Ne kadar aptalca. Ulaşılamaz özürleri asla kimse tarafından duyulmayacaktı. Öyle bile olsa, her şey için çoktan geç kalmıştı.

"Ü-üzgünüm …… Üzgünüm ……"

Sesi soluyor ve boğazı ağrıyor. Gözleri kırmızı ve nefes almakta zorlanıyordu.

Tek istediği sevilmek, övülmek olsa da. Güzel olarak bilinmesine rağmen, şu anda gözyaşları ve burun akıntısı ile birlikte çirkin ve kirliydi. Hapsedildiğinden beri hiç banyo yapmadığı için tamamen kirli olsa bile bunu kafasına takmamıştı.

"Üzgünüm"

Artık guzel gözlerinden yaş gelmeyecek kadar ağladı. Sesi ağrıyana kadar özür dilemeye devam etti ama günahları affedilemezdi.

Güzel pembe dudakları susuzluktan çatlamıştı.

Geçmişte olan her şey asla ikinci kez geri dönmeyecek.

Violette ayrıca sonsuza kadar af dileyemezdi.

"Aah, Ö-özür dilerim …… Üzgünüm ……"

Ne kadar pişman olursa o günü o kadar çok hatırlamaya başlar.

Violette'in sevilmeme korkusunu geliştirmeye başladığı an. Annesinin ölümünden hemen sonra o gün babası yeni karısı olarak o cariye ile döndü.
Aynı zamanda, Violette'nin üvey kız kardeşiyle ilk kez tanıştığı gündü.( Böyle babalar tam bir pisliktir ) 

Hatırlamanın yararsız olduğunu biliyordu, ama ona engel olamadı.

O güne dönebilseydi. Her şey başlamadan önceki zamana dönebilseydi. Artık bu hataları yapmayacaktı. Kendini ifşa etmeyecek, numara yapmayacak ve kimseye zarar vermeyecekti.
Hiç kimseyi rahatsız etmeyeceği bir hayat. 
                                 ****
"Violette …… Violette!"

"-Ah evet!"

"…… Sana ne oldu? Aniden konuşmayı bıraktın. "

"Huh ……?"

Babasının yanında oturan bir kadın ve bir kız. Ağlayan yüzlerden daha güzel olan o güzel gülümsemelerin izlenimleri, onun hafızasına kazınmış bir şeydi.

Rüya görüp görmediğini merak ediyor. Ya da belki bu pişmanlıktan bencilce geri dönmek istemenin cezası mıdır?

Bu, o günün görüntüsü.
Değerli annemi kaybetmenin acısı, hâlâ kayıp olan sevgili babam onları bana tanıttığında ortadan kalktı.
Yeni annem nazik bir gülümsemeye sahip bir kadın ve onun yanında masumca gülen genç bir kız ve Violette’in dünyasını alt üst edecek kişi o olacak.

Pişmanlığımın başlangıcı olan hapishanede tekrar tekrar hatırladım.

Benim adım Elfa. Tanıştığıma memnun oldum."

Ben Maryjun'um. Tanıştığımıza sevindim …… Onee-sama. "

"—Tch."

Violette çay fincanını koyup üvey kız kardeşinin mutlu bir şekilde gülümsemesinden kaynaklanan rahatsızlık ve öfkeye dayanamıyor.
Şimdi bile, eli hala titriyor, çay fincanı sallıyor …… ama buna dayanmayı başarıyor. Yüzünde görünmesine izin vermemesi gerektiğini biliyor. "

“…… Ben Violette Rem Vahan. Tanıştığımıza memnun oldum Elfa-sama, Maryjun-sama. "

Yüzünü örtmek için başını eğdi. Babası yanından nefes kesici bir şekilde şaşırmış gibiydi.
Biriyle ilk kez karşılaştığında, bırakın başını eğmeyi, selamlaşıp gülümsemeye bile zahmet etmezdi. Babasının anısına göre Violette'den gelmesi inanılmaz olurdu.

Affedersiniz, ama dinlenmem sorun olur mu?

"Ah doğru……"

"O zaman kendimi affedeceğim." ( O zaman affinizi istiyorum yazacaktım ama nedense böyle bırakmak hoşuma gitti .)

Hala neler olduğunu anlamayan babama selam vererek odayı terk ettim elbiseminkaldırıp hızla odama dönüyordum doğrulaması gereken bir şey vardı.
Mesele odasında yapacak bir şey olması meselesi değil, babası konuştu Violette muhtemelen çok üzgündür. ( Bir süre burayı nasıl çevirecem diye düşündüm) 

Odama girer girmez masamın ikinci çekmecesinin içindeki kitabı aldım.

Kalın bir kitaptı ve yer imi konulan sayfaya doğru sayfaları çevirmeye başladım. Boş bir sayfaydı, ama bir sayfa arkaya döndüğünde, tanıdık yazılarla dün tarihleniyor. Violette'in çocukluğundan beri yazdığı bir günlüktü. Kimsenin göremeyeceği gizli hazinesi.( Ben bir ay bile zor dayandım sen nasıl dayanıyor)
Yazılan tarih dün hakkındaydı, hapishaneye girmeden çok önce tüm geçmiş olaylar orada yazılmıştır.

"N~nasıl……?"

Zaman geri sarıldı mı? Böyle bir şeye inanamadı. Büyücüler bile bunu yapamaz ya da hiç olmadı.
Ancak bu, Violette'in hapishanede zincirlenmediği bir gerçektir.

"Bu bir rüya mı ……?"

Parmağının dokunma hissi, gözlerine yansıyan ışık, kulaklarına ulaşan net rüzgar sesi. Bunun bir rüya olduğuna inanamıyor.

O gün pişmanlık duyarak istediği yere geri gönderildi.
Her şey onu öldürmeye başlamadan önce, delirmeden önce.

"…… Artık rahatsız etmeyeceğim ."

Savurgan suçlara ve sorumluluklara itilmek istemiyorum, bu yüzden kimse zarar görmesin.
Sadece ulaşılamaz özürlerini mırıldanabileceği o karanlık hapishaneye dönmek istemiyorum.

Bu sefer, benim yüzumden kimseyi rahatsızlık vermeyeceğim. 
Ç.N : evet biliyorum ama dayanamadım devam etmeyince manga bende böyle devam ettiriyim dedim 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


Sonraki Bölüm   1 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.