Yukarı Çık




           
Efsaneler Çağı.
Ülkelerin yok edilmesi, ruhlar ormanının kül olması ve hatta tanrıların öldürülmesi. Şeytan Kral olarak korkulan adamın olayı buydu.
Onun adı Anos VOLDIGOAD’du.

“…. Peki ya buna ne dersin?”
İblis kral Anos, kollarını kavuşturarak tahtına otururken bu sözleri söyledi.
Normal bir insan Kral’ın sözlerinin gücünden korkar, ancak şu anda önündeki insanlar bundan endişe etmiyordu.
Kaderin keskinliğinin, kutsal kılıcın seçtiği kahraman; Kanon.
Tüm ruhların annesi, yüce ruh Reno.
Ve bu dünyanın yaratıcısı, yaratılış tanrısı Militeia.
Anos dahil, bu dünyanın kaderini onlar kontrol ediyor. Daha sonraki zamanlarda bu isimler dört kişiye verilecek ama şimdi Şeytan Kralın kalesi Deruzogedo’nun salonunda toplanmış duruyorlar.
“Amacını anlıyorum. Saçma bir durum da değil. Ama şimdi, bunca şeyden sonra şimdi mi uzlaşmaya çalışıyoruz? “ dedi kahraman Kanon.
“Evet.”
“Şeytan Kral Anos. Şimdiye kadar kaç kişiyi öldürdün? ”
Anos şimdi soğuk bakışlarıyla cevap verdi.
“Kahraman kanon, bakış açını tersine çevirmeme izin verin. Şimdiye kadar kaç şeytan öldürdünüz? ” diye geri çevirdi kahramanın sözlerini.
İlk kim saldırdı? İnsanlar mı yoksa şeytanlar mı?
Bilmenin bir yolu yoktu.
Hayır, önemli değil. Cevabı bilmek bile geçmişi ortadan kaldırmazdı sonuçta.
Cevap hiç şüphesiz önemsiz olacaktır.
Her iki taraf da öldürüldü ve sağ kalanlar öldürenlerden intikam aldı.
Ve bu döngü çok uzun süre tekrarlandı.
Öldürüldükleri için intikam aldılar ve sonra intikam alanlar intikam için öldürüldü.
Her iki ırk için de sonsuz bir nefret birikti ve trajediler zinciri durdurulamayacak bir hıza ulaştı.
Hem insanlar hem de şeytanlar, kendilerinden farklı şeylerden nefret ediyolar.
“Tüm gaddarlığından sonra bu kelimeleri söyleyebileceğini mi düşünüyorsun?” dedi Kanon.
“Benim zulmüm olmasaydı ne olurdu? Şeytan Kral Anos’tan korkmasaydınız, siz insanlar sakince şeytan halkını katlederdiniz. Bu haklı bir nedendi. Bir parça suçluluk hissettiğimi bile hatırlamıyorum. Öldürdüğüm insanları bile kahraman olarak övdüm” diye cevap verdi Şeytan Kralı.
“Bunun nedeni şeytan ırkının korkunç eylemler gerçekleştirmesiydi.”
“Aynısını siz insanların da yaptığını söylüyorum.”
“Şeytanların hatasız olduğunu mu söylüyorsun?”
“Bu bir savaş, savaşta ne iyi vardır ne de kötü.”
Şeytan Kral Anos gözlerinde bir parıltıyla kahramana baktı.
“Kanon. Sen bir insansın. Şeytan kral Anos yenilirse dünyanın barışçıl olacağına inanmıyor musun?”
“İnanıyorum.”
“Hayır. Gerçekten anlamıyorsun. Aptal olmayı bırak. Şeytan kral Anos’un mağlup olduğu yerde yeni bir ateş doğacaktır. Hem insan hem de şeytan halkı için; karşı taraf yok edilmezse savaş bitmez. Hayır……”
Anos sadece konuşuyor olsa da aynı zamanda muazzam bir büyü gücüne sahip bir varlık. Her bir kelimesi her birini büyü gücüyle baskılıyordu.
“Şeytanlar yok olsa bile insanlar yine yeni bir düşman yapacak. Sırada sizden farklı olan ruhlar olacak. Eğer ruhları yok ederseniz, bir sonraki sizi yaratan tanrılar olacaktır. Ve tanrıları yenerseniz, birbirinize düşmanlık edeceksiniz. ”
“Elbette insanların zayıf yönleri var, ancak ben insanlara inanmak istiyorum. İnsanların iyiliğine güvenmek istiyorum. ” diyebildi Kahraman Kanon.
* Kuukuuku * diye güldü Şeytan Kral.
Kanon kahramanı iyi bir insandır. İnsanlığın çirkinliğini biliyor ama insanların iyiliğine inanma cesareti var.
“O zaman, Kanon. İblis kral Anos’un cömertliğine inanmaya çalışmaya ne dersiniz? ”
Kanon hemen cevap vermedi.
Bu teklif doğru mu? Bundan şüphe etmeli mi?
“Önceden söylediğim gibi. Dünyayı dörde bölün. İnsanların dünyası, şeytan dünyası, ruh dünyası ve tanrıların dünyası. Dünyalar arasına bir duvar örün ve bin yıl boyunca kapıları açmayın. ”
Eğer bağ bin yıl boyunca ortadan kalkarsa, birbirlerine olan kin de ortadan kalkacaktır.
“Siz üçünüz iş birliği yaparsanız ve ben ulu büyüyü etkinleştirirsem, yaşam gücümü sihirli güce dönüştürebilirim.”
“Yani barış için mi ölüyorsun? Şeytan Kralı denen siz? ”
“Sen ve diğerleri bana izinsiz böyle seslendiniz. Ben ölmeyeceğim. Kullanışlı bir beden bulacağım ve reenkarne olacağım. Yine de bir sonraki uyanmam iki bin yıl alacak. ”
Kanon sustu.
Bir süre sonra kendini güçlendirdi*. (*duygusal anlamda güçlendirdi)
“…. Pekala …… .. Sana inanacağım …… .”
Şeytan kral Anos bunu önerenin kendi olmasına rağmen şaşkınlığını gizleyemedi.
Bunu iyi niyetle açıklamıştı.
İnsanlar, ruhlar ve tanrılara hiçbir kusur olmaksızın bunu kabul etti.
Geriye kalan sorun duyguydu. Nefret, nefretin üstüne yığılmış, sürekli tekrar ediyor.
Bu yüzden bu sözlerin cesarete ihtiyacı vardı.
Şeytan kral Anos ilk kez neden Kanon’un kahraman olarak adlandırıldığını anladı.
“Teşekkür ederim.”
Kanon yüzüne yerleştirdiği buruk bir gülümsemeyle;
“Şeytan kralın bana teşekkür edeceği bir gün göreceğimi hiç düşünmemiştim.”
“Ve kahramana teşekkür edebileceğim bir günün geleceğini de düşünmemiştim.”
İkisinin gözleri birbirine kilitlendi.
Bakış açıları farklı ama birbirlerinin kalbindeki gücü ve kudreti kabul ettiler.
Şimdi, sonunda, uzun savaş ödüllendirilmek üzere.
“O zaman başlayalım.”
Şeytan kral Anos yavaşça tahtından kalktı ve ellerini gözlerinin önüne getirdi.
O anda kaleden sayısız siyah ışık parçacığı yükselmeye başladı.
Duvarlarda, zeminlerde, tavanlarda vb. Birçok sihirli harf belirdi. Çizilen kelimeler iç-içe girmeye başladı.
İblis kralların kalesi, Anos’un hazırladığı devasa bir sihirli çemberdir.
“Bu beden, büyülü gücün girişi.”
Anos öne çıkar ve savunmasız vücudunu ortaya çıkarır.
Önce büyük ruh Reno ve sonra yaratılış tanrısı Militeia avuçlarını ona doğru çevirdi ve son derece saf beyaz bir dalga saldı. Bir yıldıza bakmak gibiydi, göz kamaştırıcıydı. Sonsuz bir büyü gücü paketi.
İblis kral Arnos vücuduna ne kadar büyü gücü katılmış olursa olsun hepsini emdi.
Sonunda Kanon kutsal kılıcı çıkardı.
“Reenkarnasyon için hazır mısın?”
“Çoktan hallettim, yap gitsin.”
Büyü gücünün akıntısı yoğun, çatırdıyor ve her yere kıvılcımlar saçıyordu. Kulaklarını kıracak kadar gürültülüydü.
Dünyanın tüm büyülü gücünü emen ulu büyünün kullanımına dayanamayan Şeytan kralın kalesi çökmeye başladı.
Kanon yeri tekmeler ve kutsal kılıcını Anos’a doğrultur. Şeytan kral Anos’un kalbini delmeden önce kılıcını büyüyle besler ve kılıç saf beyaz olur.
“Gofuu… ..”
Anos’un göğsünden kan damlar.
Dudakları ıslanır ve kanlanır.
Bununla, amacı nihayet gerçekleşti.
Bıkmıştı.
Mücadeleden, bu çorak dünyadan. Yorgundu.
“…… Kahraman Kanon. Tekrar teşekkürler. Siz de iki bin yılda yeniden doğarsanız ………. ”
“Arkadaş olalım.”
Şeytan kral Anos güldü.
“Anlaştık.”
Vücudu ışıkla birlikte kayboldu.

İki bin yıl sonra.
Bir insan evinde bir bebek doğdu.
“Sevgilim… .. Onun doğduğunu gördüm. Bizim bebeğimiz……”
Isabella bebeğini tutarken mutlu görünüyordu.
Onun yanında duran kocası Gusta idi.
“O tatlı. Mükemmel bir adam olacak. ”
Gusta bebeğin yanağını dürtüyordu.
“Tatlım, bir isim düşündün mü?”
“Aah. Onun adı-”
O anda Gusta konuşmak üzereydi.
“Banim adım Arnos. Arnos Voldigod. ”
Isabella ve Gusta’nın ağızları açılır ve gözleri dışarı çıkacakmış gibi görünür.
Gusta ve Isabella’nın ifadeleri tamamen şaşkınlık içindedir.
“Fumu. İki bin yıl geçmiş olmasına rağmen sadece bir dakika gibi geldi. ”
Kendini unutarak dikkatini şaşkın çifte çevirdi.
“Aah, özür dilerim. Reenkarne olmuş bir bebeği ilk kez mi görüyorsun? Şaşırdım doğrusu. Görünüşe göre bu çağda bile doğum değişmemiş. En iyi dileklerimle.”
“Ko ……”
“Ko … ..”
“Ko?”
Çift birlikte bağırdı
“O konuştuuuuuuuuuuuu?”
Arnos yüzünde, elbette reenkarne olmuş bir bebeğin konuşabileceğini söyleyen bir bakış atıyor.
“Bu bedende konuşmak zor. Biraz büyüsem mi? ”
Anos’un bebek bedeninde sihirli bir oluşum belirir.
Anında büyür ve yaklaşık 6 yaşına gelir.
“Şimdilik bu kadarı yeter, sanırım.”
Arnos ayaklarını yere koyar.
“Na …… .o ……… a… ..”
“E …… ..a …… .u …….”
Kendine bakıp ayaklarını yere vururken, Gusta ve Isabella yine aşırı şaşkın ifadeler yaşarlar.
Ve yine birlikte bağırdılar.
“O…… O…. Bü….. Büyüdüüüüüüüüü!”
armasını kullanan reenkarne bebek Anos, bu büyüyü kullanmanın elbette doğal olacağını söyleyen bir ifadeyle yeni ailesini süzdü.

Yazarınızdan not: Bu Giriş olduğu için 3. Şahıs gibi oldu. Devamında 1. şahıs olacak. Bu arada bu benim ilk Novel’im eğer beğenmediğiniz veya değiştirmemi istediğiniz bir yazım türü varsa önerebilirsiniz. Beğendiyseniz de söylemeyi unutmayın 😀 İyi okumalar.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.






DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.